İlk rapor, ilk kofana...

Tebrikler ayhan guzel kofanaymis benimde ilk raporum spin olta ile kofanaydi cok heyecanli oluyor bu balikla mucadele etmek bu arada kofana diyorum cunku literatur der ki 35cm ve uzeri kofanadir. Afiyet olsun simdiden

 

tebrikler afıyet olsun.

 

Geenl olarak, 30 - 35 arası lüfer, 35 - 40 arası kaba lüfer, 40 - 50 arası kofana, dahası sırtıkara olur.

Bu aralıkların böyle artmasındaki temel sebep, bu ayrımın boy değilde kiloya göre yapılması. İşte mesela 3 tanesi bir kg gelen lüfer gibi. Bu da balığın yediğinie içtiğine göre takriben bu aralıklara denk geliyor.

Tutulan balıkta burun farkıyla da olsa kofana. İyi bir sürpriz ve hoş bir macera olmuş, umarım devamı da gelir.

 

tebrik ederim dostum harika bir balık ))

 

Sevgili Ayhan,
Tebrikler. 0,20 misina ile bu canavarı yalayıp, salla sırt alabilmen büyük olay!
Keyifli ve bereketli avlarının devamını dilerim.
Su üstünde sıçrama yapmadı mı?
Sevgi ve selamlarımla...

 

Tebrikler güzel balık. Bahadır Abininde dediği gibi 0,20 ile bu canavarı almak güzel bir olay avlarınız daim olsun afiyet olsun

 

Literatür dedim kofana-lüfer muhabbeti çıkmasın zira literatür diye bir şey yok zaten "Yazımlar"da çok fazla değişiklik olur zaman ile, benim atıfta bulunduğum zamanlar ikisi bir kilo gelenleri kofana addediyordu, mühim de değil, günümüzde bu balık malesef kofana olmuş durumda zira sayıları azaldı. Hala var ama eskisinden az. Kıymet olarak kofanadır gözümde

O yüzden "bu lüferdir" söylemimi geri alıyorum ben

Daha büyükleri rast gelsin. Boğaz'ın Sultanı'na benden selam söyleyin...

 

Herkese merhaba.
İlk olarak hepinize mutluluğumu ve heyecanımı paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
Mesajlarınızı ancak şimdi okuyabildim (malum, iş-güç peşinde koşmaktan daha yeni fırsat çıktı foruma girmeye)

Sağol Koray. Zaten bu raporun kaynağı biraz da sen oldun. Selçuk hocama (daha doğrusu tekirdağ tayfasına) artık rapor gelmiyor, ben yazamasam da sizlerinkini okumak isterim dedim. Selçuk hocam senin avlarından bahsetti, "inşallah sen de raporunu yazarsın" dedi. Ertesi gün balığı yakaldım

Teşekkür ederim Aydın abi. İşin aslı en başından beri hep su üstü sahtelerini daha çok sevdim. Bugüne kadar hep su üstü kullanmaya (kullanmayı öğrenmeye) çalıştım. Ama havalar bozunca ne yapacağım bilmiyorum.

Çok teşekkür ederim Orhan abi. Sizler gibi tecrübeli avcılardan tebrik almak gerçekten çok güzel. Tekrar teşekkür ederim.

Teşekkür ederim Seçkin. Umarım çok daha güzel avlar yaparsın.

Teşekkürler Bora. Bana kalsa sahilden ayrılmam. Hatta şimiden emekli olacağım günleri hayal ediyorum

Teşekkürler Ömer abi. Birkaç saat çok değil bence. Ben 2 aydır denk getirmeye çalışıyordum
İnşallah daha iyileri sana gelir.

Teşekkürler Gürkan. Heyecan ne demek... Unutamayacağım anlardan biri oldu.

Teşekkür ederim. Ben de ilk başta kofana demiştim. Ama sonra lüfer olduğu söylendi. Benim için yakalanan balığın adının önemi olmadığı için adına pek takılmadım. Buradan öğrendiğim tüm bilgilere saygım sonsuz, kapım hep açık...

Teşekkürler Bahadır abi. Abi o anları, aklımdan geçen düşünceleri bir bilseniz... Kamışımın, makinemin, misinamın ve hatta benim ilk ciddi mücadelemdi. Kamışın reklamındaki resmini görmüşsündür. resimdeki gibi oldu ama sürekli "acaba ne zaman kırlacak" diye düşünüp durdum
En çok ta misinadan korkuyordum. Alırken 8 kg çeker yazmasına güvenip aldım. Daha ilk kullanımda biraz zorlanınca deforme olması çok canımı sıkmıştı. (hatta balığa çıkmadan önce yeni misina alıp sarmadığım için kızmıştım kendime). Misinaya güvenim balığı tam önümde görünce oldu. O kadar zorlanmasına rağmen kopmadıysa.... Bir de balığı kamışla almak üstünde çok düşündüğüm bir karar olmadı. O sırada tek duyduğum arada bir kalamanın cırlaması, tek söyleyebildiğim, "geliyor" ve "kamışa bak" oldu. Yani arkadaşlardan kepçe getirmelerini isteyebilecek kadar sakin değildim
Su üstüne sıçramayı hiç yapmadı abi. Okuduğum yazılarda bundan bahsediliyor ama bende hiç olmadı.

Sağol Mert. Ama bence o balığı yakalayabilmemde şansın etkisi benim becerimden kat kat fazla. Bir kez oldu ama ikincisi olurmu bilmiyorum

 

Kaan bence adının lüfer yada kofana olması gerçekten hiç önemli değil. Sizlerin tebriğini almak, heyecanı paylaşmak ondan çok daha büyük. Tekrar teşekkür ederim.

 

Epeydir bu boyda bir lüferi tutamamanın hasretiyle arada "öğreten adam" kimliğim çıkıyor ortaya, aylak bakkal bir şeylerini tartarmış olgusuyla davranıyorum, kusuruma bakma hakkaten. Gerçekten çok güzel balık...

 

Estağfurullah, kusur ne demek...
Ben sürekli sizlerden birşeyler öğreniyorum. Böyle bir ortamda her türlü cevap, düzeltme, eleştiri kıymetlidir benim için.

 

Ayhan kardeşim, misinaya, kamışa filan değil, işte o cırlayana güven sen hep. Eğer o olmasa, 0.50 misinan bile olsa koparıp alıp gitmesini bilirdi bu. Onun her cırlaması, balığın nefesinin biraz daha kısılması demek.

Kofan, daha doğrusu lüfer nesli acayip bir balıktır. Güçlü çekerseniz itaat eder ve çektiğiniz yöne kuzu kuzu gelir. O zaman da yorulmaz. Ama onun başedebileceği kadar bir kuvvetle çekerseniz, o zaman zorlar ve çabucak yorulur. Bu yüzden sağlam misina kullanıp kalamasız çekenler ilginç maceralar yaşarlar hep lüfer ile. Bilhassa lüferin sudan çıktıktan sonra son derece hırçınlaşması, tekneyi, kıyıyı görünce birden fişeklemesi gibi durumlar çok sık yaşanır ve sebebi yeterince kalama verilmeyip, balığın yüzüp gelmesinin sağlanmış olmasıdır.

 

Tebrikler Ayhan, daha iyileri denk gelir inşallah

 

tebrikler devamını dilerim