sene 1998 in mayıs ayı, askerden yeni gelmiştim ve ailemle antalya kemer magic life da tatil yapmaya gittik.Tatil köyüne ilk girdiğimde yaptığım ilk iş palet gözlük şnorkel arkadaşlarımla denizdeki balık popülasyonunu kontrol etmek oldu.Dehşet miktarda çok balık vardı 1-melanur:iskelenin altında bulut gibi sürü halinde dolaşıyolardı 2-karagöz:hemen melanurların altında kalabalık ama dağınık bir şekilde yüzlercesi 3-kefal: en ufağı 1kg dan başlıyordu ve akşamüstü iskelenin altı doluyordu, ağırlıklı olarak 40 cm civarındaydılar 4-dil balığı: iskeleden 20 açıkta ilerde baktığınız heryerde 5-barbunya: sabahları iskelenin dibinde üryan çoklukta 6-sokar:öğlen saatlerinde diple melanur sürülerinin arasında kalan boşlukta 4-5 li guruplar halinde(o zaman sokar balığını bilmiyordum) tatil köyünde benden başka akşamları gelen yaşlı bir amca hariç balık tutan yoktu. melanurları yakalamak çok kolaydı suyun üstüne açık renk ne atarsanız atın piranha gibi saldırıyorlardı bunlardan çok yakaladım ve geri bıraktım, benim aklım dipteki sokar balığındaydı ancak yem olarak bulabildiğim iskele ayağındaki yarım kabukluları kolayca oltadan alabiliyordu ve saatlerce uğraşmama rağmen 1 tane bile yakalayamamıştım.Bir gün öğlen yemeğinde kalamar salatası olduğunu gördüm ve kalamarları ayıklayıp salatayı yedikten sonra iskele boşken sahile indim, kalamarları çok ince şeritler halinde kestim 4 numara iğneye çok küçükki 0.5cm boyunda taktım, defalarca denememe rağmen balık hissettirmeden tek seferde yemi almayı başardı, ben bu arada berrak suda bunu izliyorum tabii, deli olmuştum resmen.En son yemin boyunu ancak iğnedeki kirpiği kapatıcak boyuta kadar düşürdüm, kararlıydım görerek almaya çalışacaktım, birkaç denemeden sonra 1 tane yakalamayı başardım. Yaklaşık 1750 gr civarı bir balıktı iğneyi çıkarmak için uğraşırken balığı sağ elimle göğsüme bastırıp sol elimle iğneyi çıkarttım, suda görünüşü çok aleladeydi ama suyun dışında rengarenk parlıyordu biraz daha bakıp suya geri bıraktım ve ava devam ettim. birkaç dakika sonra sağ elimim serçe parmağında hafif inatçı bi ağrı başladı baktım balığın anüs dikenleri batmıştı parmağıma, 10 dakika sonra ağrıyan yer kızarmaya ve hafif şişmeye başladı.Ben de çare olarak bi buz kovasında elimi yarım saat kadar tuttum iyi geldi.Bir hikaye daha ekliyeyim; Benim balık avlamaya çalıştığım her gün yanıma 5-6 yaşlarında Tobias adında bir alman çocuğu geliyordu, hiç arkadaşı yoktu, annesi ve babası onu diğer çocukların yanına yolluyordu o ise benim yanıma geliyordu, saatlerce bıkmadan usanmadan beni izliyordu, çat-pat almancamla biraz konuşuyorduk.Bir akşam üstü yanımdaydı ve yine diğer çocukları bırakıp yanıma gelmişti, çok şirin mavi gözlü sarışın tobias umutla yüzüme bakıyor bu zevki onunla paylaşmamı istiyordu. çantamdaki boş kasnaklardan birine 7 numara köstek ve 25 gr kurşun bağlayıp yem taktım oltayı yaklaşık 25 metre açığa fırlattım, tobias'a yanıma gelip oturmasını söyledim ve eline misinayla kasnağı verdim, balık vurduğunda çekmesini ve misinayı boşlukta bırakmamasını söyledim. Tobias misinayı kavramış heycanla bekliyordu, ama misina boştu ve deli gibi balık vuruyordu tobias ise donup kalmıştı heyecandan.Ayağa kalkıp ona çekmesini söyledim, çocuk 1-2 metre çektikten sonra misina elinden gerisin geri geri boşaldı, birdaha çekti birdaha geri, arkasında durup misinayı kavradım kaçırmaması için ve çekmesine yardımcı oldum, müthiş bir sahneydi 2 kg ağırlığında bir domuz balığı yakalamıştı tobias.İskeleye çektiğimizde tobias sevinçten çığlık çığlığa bağırıyor havalara uçuyordu resmen, kıyıda gezen fotoğrafçılara seslendim ve tobiasla beraber oltanın ucundaki balığın resmini çektirdik. Tobias balığı alıp götürmek istediğini söyledi annesine göstericekmiş. Bende ona balığın onun balığı olduğunu ancak hemen denize atmazsak öleceğini ve annesine çektirdiğimiz fotoğrafları göstermesini söyledim.Akşam yemekten sonra iskeleye kafamı dinlemeye gittiğimde tobias oradaydı ve elimden tutup beni annesiyle babasının yanına götürdü. Babası bana tobiasın ilk defa balık yakaladığını, çok eğlendiğini, ve beni çok sevdiğini söyledi, çocukla sıkılmadan ilgilendiğim için bana teşekkür etti..Bende böylece küçük bir çocuğu amatör balıkçılık camiasına kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşamış oldum..