Dip oltası ile sazana ve kadifeye, kaşık ve sahtelerle de toplam beş kişilik grup ile turnaya çalışılmıştır. Katılımcılar: Fatih, Mehmet, Ercan ve Fatih'in kardeşi Furkan. Ramazan ayının geçmesiyle av yapma arzusu içimde iyice ateşlenmişti. Cumartesi öğle üzeri işyerimden ayrılıp eve gittim. Oltalarımı ve gerekli malzemeleri aldıktan sonra arabama binip Ankara'daki arkadaşları almak üzere yola koyuldum. Gerekli gıda maddelerini onlar çoktan hazırlamıştı, yollara koyulduk. Elmadağ'daki yol inşaatı sebebiyle biraz ağır yol aldık ve nihayet Kırıkkale'deki diğer arkadaşımızı ve diğer balık malzemelerini de alıp avlağa 17:00 da ulaşabildik. Ben sahilde oltaları hazırlarken arkadaşım Fatih arabanın anahtarını istedi, gönderdim. Yarım saat sonra yukarı çıktığımda arka tekerlerin kuma saplandığını ve çıkaramadıklarını gördüm, biraz sinirlenmiştim. Zar zor, ite kaka çıkardım. Bu olay hariç çok güzel bir gün geçirdik. Akşama doğru tek zil sesi geldi ve ilk orta boy kadife geldi. Fatih ve Ercan turna atışları için biraz ileriye gittiler. 5-10 dakika geçmeden Fatih elinde yakışıklı bir turna ile geldi. Hava kararmıştı, yemek faslına geçildi. Bu arada çayımız da semaverde demleniyordu. Çayımızı içerken sazımı aldım elime, bir iki türkü derken, arkasından oyun havaları ile arkadaşların vücut ısılarını artırma fırsatı da buldum. (Övünmek gibi olmasın Neşet Ertaş'ın toprağındanız) Saat 24:00 olmuştu tek zil sesi yoktu. Ben biraz yatayım dedim, Arabada 02:00 ye kadar uyumuşum ama buz gibi olmuşum. Hemen ateşin başına geçip ısındım. Sabahı iple çekiyordum, acaba sabahta böyle verimsiz mi geçecekti... Neyse sabah ezanlarını uzaklardan duymaya başladık. Mehmet ile oltalardaki yemleri değiştirelim de turnaya çalışırız dedik, öyle de yaptık. Hava aydınlanmaya başlamıştı. Fatih'i dip oltalarına bekçi koyup, Mehmet ve ben turna için çalışmaya başladık. Bir kaç deneme yaptım, 5 metre kala sanki dipte taşlık bir bölge vardı, çekerken takırtı gibi bir his ve zorlanma meydana geliyordu. O atışımda kaşık yine aynı bölgeye geldiğinde, yine zorlanma oldu hemen arkasından müthiş bir sallantı oldu, misinam tınn diye geriliverdi. Heyecanlanmıştım, nabzımın hızlandığını hissediyordum. Hızlı bir şekilde çekmeye başladım, 3 metre kala gördüm, suyun üstüne çıkıp dalıyordu ve aynı zamanda çırpınıyordu, sanki horon tepiyordu, yoksa karadenizlimi diye aklıma abuk sabuk düşünceler geldi. Bu arada bir kaç tane bot ilerde açılmışlar, onlarda turna avlamak için çalışıyorlardı. Karaya çıkardım ve Maşallah diye gayri ihtiyari bağırdım. Tanıdık-tanımadık herkes "Hayırlı olsun" dileklerinde bulundular. Karaya alırken iğneden kurtuldu ve yere düşüverdi, Görseniz bir zıplıyor, suya gidecekken, üzerine çullandım ve livara götürdüm. Böylece ilk turnayı avlamıştım. Öğleye kadar 5-6 adet kadife ve 3 adet turna alınmış, fakat küçük de olsa sazanın izine bile rastlanamadı. Kadifelerden ikisi limit altı olduğu için salınıverdi. Fotoğraflarını giderken çekerim diye düşünmüştüm fakat, avlaktan ayrılışımız o kadar ani oldu ki fırsat bulamadım. Balıkları Ercan ve Fatih bölüştüğü için evde de çekme şansım olmadı. Bu gittiğimiz avlakta önceleri devasa aynalılar bile varmıştı. Maalesef 3 senedir sadece 3 adet sazan alabildik. Herkese rasgele.
Nedim usta hele çal, dinliyek. "Göğüldağı yağmur-yağmur boran olunca Ahar canözümden sel gizli-gizli" En güzel turnalara. Selam ve sevgilerimle.
Hayırlı olsun. Balli sanırım ''Bir sazancıyı daha turnalara kaptırdık'' diye sevincinden türkü söylüyor.
Nedim abi yaşadığınız o güzel heyecanı bende inşallah birgün yaşarım , avınız içinde ayrıca tebrikler.
Nedim usta, hele bir de bunu çal, bunu da dinliyek. "Allı turnam ne gezersin havada Kanadım kırıldı kaldım burada" Dertleri tazelenen bütün sazancılara gelsin.
Aslında bana en uyan türkü; "Gayri dayanamam ben bu hasrete, Ya beni de götür ya sende gitme" olmalı. Çünkü sazana hasretim, sevgiliyi özler gibi özledm. Turnaya her atışımda, oltayı her çektiğimde aslında sazanların öcünü alma düşüncesiyle attım-çektim. Ne yazık ki 1 adet alabildim. Onun için çok üzgünüm. Emekli oluyum Erzurum'a taşınacağım. O güzel aynalılardan tutup, öpüp geri salacağım. Bu iş epeyce tekrarlanacak.
Hele hele bakın Nedim abimizde turna sularında gezinmeye başlamış. Maşallah abi, Allah bereket versin çok daha güzellerini yakalamak nasip olsun. İnşallah turna kılçığından sana da kaçmıştır
Turna kılçığını henüz tatmadım. Çünkü balıkları diğer arkadaşlar paylaştı. "Tutma" kılçığından bahsediyorsan, doğrusu çok heyecan verici fakat sazanın vuruşu, olta başında dakikalarca beklemek, ha çekti ha çekecek diye sabırsızlanmak ve nihayetinde zili çengiler gibi sallaması bir başka adrenalin. Onun için sazanı tercih ederim. Bir gün Kayseri'ye geleceğim, belki önümüzdeki yaz aylarında. Şayet gelirsem orda bana yardımcı olur musun? Benim kaynım Özel Erciyes hastanesinde doktor. O'nu ziyarete gitmeyi düşünüyorum.
Nedim abi her zaman beklerim, sen gel, Yamula barajına sazan avına gideriz ben de senden işin inceliklerini öğrenmiş olurum, selamlar..