İnci Kefali Familyası: Cyprinidae Bilinen adı: Chalcarburnus tarichi Uzunluk: 15-24 cm Ağırlık: 170-200 gr Yumurtlama dönemi: mayıs, haziran, temmuz İnci kefalı (Chalcalburnus tarichi), Cyprinidae (sazangiller) familyasından Van Gölü’nün tuzlu ve yüksek derecede sodalı (tuzluluk %0.19, pH 9.8)sularında yaşayabilen endemik bir balık türü. Adı kefal olmasına rağmen, aslında o sazangillerin bir üyesidir. Son yıllara kadar varlığından göl çevresindeki insanlar ve bazı bilim insanları dışında kimse haberdar değildi. Çünkü o iç sularımızda bulunan onlarca türden sadece birisiydi. Halen bir çok coğrafya, zooloji ve balık sistematiği kitaplarında Van Gölü’nde yaşamadığı, sadece akarsuların göle dökülen kısımlarında yaşadığı iddia edilir. Van Gölü sularının taşmasıyla, efsane canavarıyla sık sık gündeme geldi ama, balığı ile ancak yeni yeni duyulmaya başlandı. Ortalama 20 cm boya ve 70 g ağırlığa sahiptir. Göldeki hayvansal (zooplankton) ve bitkisel (fitoplankton) planktonlarla beslenir. En fazla yedi yıl yaşar ve üç yaşında üremeye başlar. Üremek için sürüler oluşturarak akarsulara göç eder. Gölde akarsu ağızlarında büyük sürüler oluşturan inci kefalının vücudunda, sodalı-tuzlu sudan tatlı suya geçişe alışabilmesi için bir dizi değişim başlar. Akarsularda su sıcaklığı uygun hale geldiğinde göç başlar. Yumurtasını bırakan balıklar, daha sonra tekrar göle dönüyor. Yaz aylarında gölün 25 m derinliklerine kadar dağılabilirken, kışı gölün 70 m derinliklerine kadar olan kısımlarında geçirir. Derelerde yumurtadan çıkan yavrular da birkaç hafta içinde göle dönerek, gölün sığ, besince zengin kıyı kesimlerinde yaşamaya başlarlar. İnci kefalının vücut şekli fusiform olup, baş uzunluğu yaklaşık olarak bütün boyun 1/6’sı kadardır. Ağızın pozisyonu terminal olup oldukça eğiktir ve fazla açılmaz. Dorsal ve anal yüzgeçler sırasıyla D III 7-8 ve A III 9-11. Solungaç dikenleri genelde 17-21 adet olmakla beraber 14-27 arasında değişebilir. Dorsal yüzgeç genelde ventral yüzgecin bittiği yerden başlar ve çoğunlukla anal yüzgeç başlangıcına kadar uzanır. Farenks dişleri iki sıralı olup 5:2-2:5 şeklinde dizilmiştir. Yanal çizgi üzerindeki pul sayısı 55-92 arasında değişir. Yanal çizgi dorsal yüzgeç başlangıcı ve yanal çizgi altı pul sayısı sırasıyla 13-16 ve 4-6 puldur. İnci kefalının vücut rengi çok değişkendir. Genelde hakim vücut rengi parlak gümüşi olup, sırtlar koyu grimsi yeşil veya koyu gri renkte, karın kısmı parlak gümüşi renktedir . Vücut pullarla kaplı olup anal ve ventral yüzgeçler arasında pulsuz bir karina mevcuttur. Ancak özellikle juvenil fertlerde renk koyu gümüşidir ve arka kısımlar yeşilimsi gri renktedir. 10 cm’den daha küçük fertlerde yanlarda uzanmış üç adet dar koyu band bulunur. 68 (12-16/6-9) 89, solungaç dikenleri 25-26 kadardır. Vücut uzunluğu baş uzunluğunun 4,6-5,4 katı, vücut yüksekliğinin 4,9-6,2 katıdır. Omur sayısı 40-41 adettir. Gözler oldukça iri, ağız orta büyüklükte ve terminal durumda olup öne doğru çıkıktır. Bıyık yoktur; ventral ve anal yüzgeçler arasında pulsuz bir karina mevcuttur. Pullar üzerinde açık siyah renkte noktalar taşıdıklarından parlaklıklarını yitirmişlerdir ve renk gümüşi yeşilimsidir. İnci kefalı, geçmişten günümüze iki farklı yöntemle avlanmaktadır. Üreme döneminde, büyük sürüler halinde akarsulara göç ettiği için tüm dereler balıkla dolar. Bunu fırsat bilen yöre insanı, geçmişte kamyonlar dolusu balığı yumurta bırakmadan avlamaktaydı. 1997 yılı rakamları ile toplam 15 bin ton avcılığın 12 bin tonu üreme göçü esnasında, yani 40-50 günde yapılmaktaydı. Bu dönemdeki avcılık, balığın tuzlu-sodalı sudan tatlısuya girebilmesi için adaptasyon amacıyla beklediği mansaplarda manyat, ığrıp gibi kıyı sürütme ağları ile veya akarsuların üzerinde basit tuzaklarla yapılmaktaydı.Ancak 1997 yalından itibaren başlatılan koruma çalışmaları kapsamında inci kefalının bu dönemdeki yanlış avcılığı önlenmeye başlamıştır. Günümüzde kaçak avcılıkla avlanan inci kefalı miktarında önemli azalmalar olmuştur. 1997 yılında başlayan çalışmalarla üreme döneminde yanlış avcılık yapan yöre insanı, üreme dönemi dışında avlanmaya teşvik edilmiştir. Böylece gölde kış aylarında balıkçılık artmıştır. Kış aylarında inci kefalı avcılığı, Van Gölü'nde 8-16 m boylarındaki saçtan yapılmış teknelerle, 20-22 mm göz açıklığına sahip fanyalı uzatma ağlarla Temmuz ortalarından Nisan ortalarına kadarki sürede yapılmaktadır (Sarı, 2001). kaynak ve resimler: wikipedia (özgür ansiklopedi)
İnci kefali hakkında faydalı olabileceğini düşündüğüm detaylı bir anlatım yukarıda eklendi, kaynak wikipedia'dan.
merhaba Vana gittiğim dönemlerde van gölü kıyılarında satılırdı olurda yolu düşen arkadaşlar için tadına bakılacak nadide lezzetli türlerden.kendiniz hazırlama zahmetinde bulunmak istemezseniz kızkalesi (yanlış hatırlamıyorsam) karşısında kale ve göl manzaralı harika lokantalar mevcut.
inci kefalinin yörede içinin temizlenmeden pişirildiğini ve sırt yüzgecinden açılarak yenildiğini de eklemek istiyorum. Yörede sadece kabaca balık yıkanıp içi temizlenmeden fırınlara verilerek, mangalda veya tandırlara yapıştırılarak ve salamurası yapılıp bulgur pilavı ve ayran çorbası (ayran aşı) ile yenilmektedir. Ben orada görev yaptığım zaman hepsinden denedim. çok lezzetli bir balık. Yumurtlama döneminde derelerde elimle bile yakaladım. Zaten bu dönemde Vanlı çocuklar elleriyle yakalıyorlar. Erçek gölündeki inci kefalleri Van gölündekilere göre daha iri.
eski gunler ahh lezzetsiz diye bir dedikodu var hakkında ancak benyedigimde enaz mezgit kadar lezzetli oldugunu farketmiştim. Etide kucuk mezgitlere benziyor aslında. Narin bir balık. Bu balıgın sorunu suyla bir turlu barısamamıs bir sehir de olmasıdır. Göle tatlı su karısan yerlerde aradabir sürüler halinde dolasan aynalı sazanlar ve kazayla göre giren aşırı iri yayınlar hariç "sodadan rahatsız olup baya gürültulu bir tur atarlar" gölün yegane ve yerli balığıdır. Vanlılar bu balıgı " sanırım bilmediklerinden" içini temizlemeden yer "hepsi degil tabi" sonrada ona boklu balık derler.İnci kefalinin yerel adı budur. Yurdum insanı. Suyla kedileri bile barısık olan Van sehrinde insanlar sudan balıkçılıktan pek anlamaz ve bu balıga fazlaca da hoyrat davranırlar. Van gölü 465 metre derinlige kadar inen dibinde jeolojik olrak hareketli bir göldür. teknik olarak bir göl havuzu ve ortakısmında daha derin yuvarlak sekilli bir baska göl havuzu vardır. ikinci kucuk cepte Süphan dagının derinliklerinden gelen volkanik hareketle soda kayaları olusur ve bu bölgede dünya üzerinde sadece burada rastlanmış tek hücreliler vardır. üst kısımda ise dipten çok sayıda tatlı su kaynagının göle karıstıgı yine gözenekli bir taban vardır. Gölun çogu yerinden volkanik gaz tatlı ve sodalı su akıntıları vardır. Yine gölt abanındaki çamurda düşük degerlikli uranyuma rastlanmaktaysada MTA verilerine göre şu aşamada bunu işlemek karlı görunmemektedir. Bu nedenlerle "uranyum tehlike arzetmiyor sorun derin akıntılar" göle dalış yapmak intihar gibidir. çunku gölun ayrıntılı bir dip haritası bir yana . Dip haritası olsa bile su kaynakları, magaralar ve sert su akıntılarının haritası yoktur ve uzun yıllar yapılamayacaktır. Burada bir vurgun yediginizde - ki buyuk ihtimalle yersiniz" en yakın basınç odası Bodrumda olacaktır. Bu gölün sodalı ve volkanik yapısı hemen yakınlarda Özlap ilçesindeki ERÇEK gölünde de aynen terkar eder ve İrandaki Rızgari soda gölüyle aynı jeolojikolusum içindedir. Bu göller aslında üçüz göllerdir. son 30 yıldır her üç gölde gölzemininin yükselmesı nedeniyle "van gölü yükseliyor haberlerini hatırlarsınız" göl seviyesi de yukselmektedir. Özellikle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeomorfoloji bölümü ve Su Ürünleri Fakültesi tüm bu bilimsel araştırmalarınyanı sıra; bölgede "modern balıkçılığı" yaygınlastırmak, insanları egitmek için uzun yıllardır inançla çalışarak göle, inci kefaline ve dolaylı olarak bölge halkına sahip çıkmışlar. Hatta ilk başlarda tek tek kaptanları yetiştirip balık tutmayı öğretmişlerdir. Emeklerine sağlık.
Değerli bilgiler için teşekkürler.Ben de yumurtlama dönemindeki göç videodusu paylaşmak istedim. http://www.youtube.com/watch?v=VKbCgW9sR3g
Van'li mi siniz? Benim ailem aslen Vanlidir. Ben de Ercis 'de dogdum. Ama goruyorsunuz sonucta tam bir balik manyagi oldum. Van'liligim dolayisiyla yazdiklariniz daha bir tad verdi. Bu arada bu kadar ince bilgiyi edinmek nasil mumkun oldu.? Mesleginizi merak ettim. Tabii sizin icin sakincasi yoksa.
medya kaçkını Meslegimmedya kaçkınlığı. tabi bu bilgileri birazda kendi özel merakımdan ögrenmiştim. van da bir aya yakın bulundum bir dönem.O açıdan şehri iyi tanırım. Gevaş, Muradiye, Özalp. tatvan Edremit körfezi bendimahi zin burnu gezdigim yerler.
dün gece digitürk kanal 88 de bu balık hakkında harika bir belgesel vardı.ve 2005 yapımı bu belgeselde umut verici haberler var.15 balıkçı köyünden 12 tanesi 100. yıl üniversitesi gölü yaşatma programına destek vermişler.ve balığın yumurtlama döneminde avı yasak.jandarma kontrolünde de derelerdeki tersine göç süresince kontroller yapılmakta.ancak yine de gece vurguncuları çıkmıyor değil.zamanında balığın 2 tanesi 1 kg gelirken aşırı valanma sebebiyle balığın 21 tanesi 1 kilo gelmeye başlamış.son 5 yılda ise bu sayı 11 e inmiş.balık boyundada gözle görülür bir artış varmış... bu kanalı takip edin arkadaşlar çok kaliteli belgeseller oluyor.tavsiyedir
bu balik havyar zamanı van gölünden çıkıyor ve ırmak üzerinden yukarılara doğru gidiyor ve muhteşem bir görüntü oluşuyor izleyenler varsa bu sene tv lerde ana haber bültenlerinde gösterdi tabi bu durumu su istimal eden insanlarda vardı orasıda ayrı konu balıkları torbalarla alıp evlerine götürüyorlardi aşağidaki linkte görebilirsiniz http://www.youtube.com/watch?v=n5Xq7E5-3J4