İşin aslı, benim teorime, benim bilgime değil. Bunlar ciddi ciddi bilimsel araştırmalar vs. sonucu elde edilmiş bilgiler. Ve bu davranış kalıplarının dışında davranan levrekler hiç yok. Ama nedir? Levreğin huyu denklemdeki bir faktördür. Bölgedeki yemlerin türü, dip yapısı, yemlerin davranışı vs. vs. diğer etmenlerdir. Bunları göze aldığınızda, levrek avı mesele olmaktan çıkar.
http://www.denizhaber.com.tr/levrek-akini-balikcilarin-yuzunu-guldurdu-haber-55098.htm Burda da aynı şekilde olmakta Serdar abi. Bilimsel çalışmalar bence çok ciddi yapılmamış.
Volkan, biz genelde ka ve karayı severiz, belleriz. Bilimde ise ak ve kara değil, griler mevcuttur her zaman. Burası da bilimsel sempozyum yeri değil. Burada, genel geçer oranda biz amatörlerin işini en çok görecek hususları ele alıyoruz. Burada, bir levreğin ertesi yıl 1300 km ötede yakalanmış olması bize bir pratik katkı getirecek bilgi değil, ama bu bilgi de o çalışmalarda yer alıyor, sebepleri ve sonuçları ile birlikte. Ha, karadenizde ağ ile bolca levrek tutulmuş olması, boğazdaki levreklerin hücumundan mı kaynaklanıyor? Nerde bunun delili, kanıtı vs? Boğazın suyu mu çıktı ki, bu levrekler karadenize hücum etsin? Balıkların haritası yok. Bu yüzden sınır denen şeyleri de yok. Balık karnı doyuyor, can tehlikesi vasat, üreyebiliyorsa, orayı mesken edinir. Bunlar olmuyorsa, orayı terkeder. Elbette gene bunu tüm balıklar olarak alamazsın, ama genel kaide budur. Eğer senin avlağında levrek varsa, karnı doyduğu sürece orada olacaktır. Ama lüfer bunu yapmaz pek. Basitçe, levrek yerleşik yaşayan, lüfer ise göçebe bir balıktır. Aradaki fark bu. Ama göçebe hayattan yerleşik hayata geçtikten sonra, hiç kimse memleketini terk etmedi mi? Elbette bir sürü göçler oldu, hala da oluyor. Balıkların durumu da bu sadece. Avlağın bir şeyleri bozulur, yem azalır vs. vs. levrekte başka bir meraya göç eder elbette. Karadenizde ne olmuştur? Tahminim kofana levreklerin yemine ortak olmuş, talan etmiş, onları belli noktalarda toplanmaya zorlamıştır. Yada benzeri bir şey. Ama bu nedir gerçekleşir elbette, istisnai durumdur. Öyle olmasa, geçen sene neden bu levrek göçü olmadı, yada evvelki sene? Gerçi, levreklerin yıllık bir göç döngüsü var aslında bizim buralarda. Ama bu mera avcılığını, oltacılığı hemen hiç etkilemez.
Serdar abim, ben bu disiplinle avlanıyorum zaten. Az veya çok 3 senedir. Yazdığım şeyler 3 senenin toplamı. Ben diyorum ki kışın şubatta avlağa giren levrek yazın olmuyor. Sen diyorsun ki yerleşiktir, oralardadır. Ben diyorum ki buralarda olanlar tek tük kalanlarla, küçük ispendek ve palazlar. Büyükler arazi. Bilmem kısa göç yapıyorlar, bilmem derine çekiliyorlar. Sen diyorsun bilim var, ben diyorum ki yaşıyorum. Bilimsel bilgiler değişmiyor mu? 100 sene önceki bilimsel bilgilerin şimdi ki elde edilen yeni verilerle değiştiği olmuyor mu? Avlak aynı avlak, yem desen kışa oranla 3 kat artıyor, topan kefal yavrusu sürüleri fink atıyor, hatta gidersem sana video çekeyim de hali gör. Üstüne avlağa bir de küçük isparoz ve lidakiler de doluyor. Göl kamışıyla görmen için yakalayabilirim de. Lakin iri levrek yok, yok, yok.... Var olan avlakta bi şekilde kalmış olanlar o da 100 kişiden birine piyango gibi toslarsa tosluyor, yoksa kalıyor öylece. Bu sürü avının bereketini benim 3 balıklı raporumla aynı zamanlarda Tekirdağ da Selçuk hoca da yaşamıştı. Hatta bana özel mesaj attı, simetri devam ediyor diye. Yani bizimle bir hafta 10 gün aralarla balık yakaladılar, bi şekilde balık akıyor, nereden nereye gider bilmiyorum ama akıyor, ben yaşıyorum bunu. Yoksa zeka kıtlığı çektiğimizden kışın ayazda, sabaha kadar titreyip, selpağa burnumuzu sile sile atçek yapmıyoruz.
Elbette, bahsettiğin gibi bir şey de olabilir. Ama, o yem bolluğunda senin yemlerine büyük levreklerin bakmıyor olması da bir ihtimaldir. Ve söz konusu olan levrekse, emin ol ki bu çok daha büyük ihtimaldir. Asıl olay şu, bu noktada: Su sıcaklığı. Levrek sıcak suyu seven bir balık. Yani su ısındı diye oradan kaçmaz. Ama sıcak suda pek çok şeyin dinamiği değişir. Şunu öncelikle bir akılda tutmak gerekiyor. Levrek içgüdüsel, mevsimsel göç hareketleri yapmaz. Akıntıları takip ederek, sürekli gezen bir sürü modeli oluşturmaz. Levreğin mekanını değiştirmesi ve tekrar geri dönmesi için ciddi sebepler gerekir. Ama konuyu aldık çok olmadık bir yere getirdik. Hafta sonu hava tam yaz, deniz çarşaf, yaprak kımıldamıyor. Hafta içi fırtına, deniz dalga, kıyamet. Hepsi topu bir haftalık bir süreç. İşte bu süreçte, levreğin hurra diyerek durgun havada karadenize çıkması, dalgayı görünce koş koş koş ege'ye inmesi gibi bir şey olacak şey değil. Dalgalı havada da levrek orada, sakin havada da. Asıl konumuz buydu. Ha, kış gelmiş, kış boyu levrekler gitmiş veya gelmiş. Mümkündür elbette, neden olmasın? Ama meradaki sıcaklık, yem durumu vs. değişmediği kış veya yaz süresince, levreklerin orada sabit olduğunu düşünmek daha doğru olur. Yani, biz burada, kısa dönem atmosferik değişimlerin, levreğin mekanını etkilemediğini söyledik. Hatta, çoğu zaman mevsimsel değişimlerin bile. Uzun dönemde, değişimler büyük, göç gibi olgular elbette daha olası olacaktır. Fakat, sen gidip uzun dönemli davranış kalıbını, kısa dönemli kalıp olarak anlamak gafletine düşüyorsun. Fırtına, yağmur vs. gibi etmenler, levrek gibi balıkları mekanlarından uzaklaştırmaz. Öncelikle bu akla getirilmeli. Uzun dönemli değişimlerin levreği göçe zorlayıp zorlamayacağı ise, kesin değildir, merasına göre bu olabilirde, olmayabilir de. Tecrübe bunu bize gösterebilir. Fakat, yaz geldi, levrek olmaz demek boş dönmeyi baştan kabul etmektir, sahaya çıkmadan mağlubiyettir. Bu bilgiyi değerlendirmek ve orada taktik değiştirip, olası levreği yakalamak üzere sahaya çıkmak gereklidir.
Bu aralar Çanakkale ve Çeşme taraflarında levrek sürüleri dolanıyormuş, var mı gören duyan yakalayan Bende şöyle bir şey düşünüyorum, şimdi bu zamanlarda hep ispendekler çıkmakta, büyükleri varda daha hantal ve yavaş hareket ettiklerinden onlara sahteye atlama fırsatı gelmeden hiperaktif ufaklıklar direk sahteye yapışıyorda olabilir. Kışında aynı şey geçerli olsada şu zamanki kadar ufaklıklar çok değiller. Yukardaki yazdıklarımı göç etmeyenlere göre düşünmek lazım. Göç edenlere gelirsek akın zamanı diye tabir edilen dönemde boğazdan geçen levrekleri neden kimse tutmuyor acaba, yada tutup göstermiyorlar mı hihi
Ortalama bir levrekçi, avlağa iri levrek girdiyse bunu yemlik balıkların davranışlarından anlar. Ben akıntıları takip ederek bölgesel göçler yaptıklarını iddaa etmiyorum zaten, iddaa ettiğim büyük levreklerin belli alanlara, belli dönemlerde büyük ihtimal üremek için girip çıktıkları. Havaya göre karadeniz ege arası dolaştıklarını düşünmek için deli olmak lazım hihi Yaz oldu diye levrek olmaz demiyorum. Hatta sene boyunca levrek avı yapanlar var. Balıkların boyutları da belli ...
Hiç anaç bir sürü gördün mü Salih? İspendekler sahteyi havada mı kapıyor? 100 atış yapıp bir ispendek tutuyorsan, 99 atıştan birine de büyük levreğin hantal da olsa atlaması lazım değil mi?Yoksa o mevsim avlakta büyük balık olmadığından olamaz mı? Kışın neden ufaklıklar çok değiller? Levrek yumurtadan 15 cm olarak mı çıkıyor, yoksa büyükler gittiğinden, yunus tehtidi nedeniyle iç güdüsel olarak çaylarda ve kıyılarda kalan ispendekler mi vuruyor sahtelere. Karadeniz ege arası bir göç olup olmadığını bilmiyorum elbet, eğer varsa neden İstanbul da çokça tutulamadığı tartışılabilir? Hatta hemen aklıma gelen bir kaç neden sayabilirim. (sallamasyon) 1 - Balıklar üremeye kanalize olmuşlardır. 2 - Kıyı hattından değil de orta yollu geçiyorlardır. (spin veya surfla ulaşılamıyordur) 3 - Açıktan geçtiklerinden bulanıklık ve çalkantı gibi levreğin en zayıf olduğu şartlar oluşmuyordur vs.vs.vs. Yalnız bu şıklar tamamen sallamasyon, bende böyle uzun soluklu göçler olacağına pek ihtimal vermiyorum. Bence derin - kıyı yönlü kısa soluklu bir yer değiştirme var ve biz yazın bulundukları derinliklere spin kamışlarımızla ulaşamıyoruz ve oralarda da levreği kandıracak şartlar olmadığından tutamıyoruz.
Şu ispendek yuvası olan yer cidden öyle peşinden 3-5 tane geliyorlar kavga dövüş sahte peşindeler hihi Levreğin max. 15 metrelere kadar derine indiğini okumuştum burlarda biyerde, ne kadar doğrudur bilemem. Son paragrafta yazdıkların bence de kesinlikle doğru.O tarz derin yerlerde dipte silikonlara dans ettirilirse koca koca levrek tutulma ihtimali yüksek alçak yerlere göre. İspanya ya selamlar Orada levrek boyutları ne alemde acaba yaz-kış olarak
Galata köprüsünde, kulelerin dibinde derinlik 50 metre. Orası gayet sık ve büyük levrek tutulan bir yerdir buna karşın. Demek ki, levrek 15 metreden derine de inebiliyormuş. Ama bu levreğin %70 ihtimalle 15m ve daha sığ yerde bulunacağı gibi bir öngörüyü yanlışlamaz. Çok merada, çok zaman levrek böyle sığda olur. Fakat, derinde olmayacağını peşin kabul etmek hata olur.
Bunu söylemek pek olası değil. Genel olarak balıklar kışın derin taraflara gider. Levent Artüz hoca, bunu "balıklar üremek için bir yerlere gider, oralar da derindir" diyerek izah ederdi. Yani aslında balıkların tercihleri derinlik değil, başka şeyler. İstanbul'da levrek tutulmuyor olması, avcısının pek olmaması. Çoğu mera zaten istavritçiler tarafından kirletilmiş durumda. Akşama kadar suya 150 gr kurşun yağan bir yerde, levreğin ne işi olur ki? Fakat bu levrek yok demek değil. Haliç'te denizaltının altını temizlemek için dalan dalgıcın, gördüğü levrekten korkup sudan çıktığını hatırlarım. Gerçekten, kafanızı ağzına sokabileceğiniz boyda levrek mesela haliçte bolca mevcut. Boğaz, diğer kıyılar? Eminim ki, oralarda da levrek en azından Haliç'teki kadar bol.