Yeni tanıştığım eski bir amatör balıkçı ile ayak üstü sohbet ettik... 1950'li senelerde İstanbul'da Kılıç Balığı avı olurmuş... Havyarını yeni döken balık bütün enerjisinide bu sırada kullanır ve suyun üstüne çıkarmış... Suyun üstünde tabiri caizse malak gibi yatan balık o zamanın ucunda çıkıntı olan tekneleriyle (okyonusta balina avında kullanılan teknelerin benzeri) zıpkın yoluyla avlanırmış... O zamanlar insanlar sirküler falan bilmezler ama kesinlikle de insani kurallara riayet ederlermiş, balık yumurtalarını dökmeden kesinlikle avlanmazmış... Böyle bir av çeşidi caiz midir bilemem ama sizlerle paylaşmak istedim...
... Serhat kardeşim, bu av şeklini hatırlıyorum. Nisan ortasından mayıs ortasına kadar yaklaşık bir ay zıpkınla kılıç avlarlardı. Teknede 3 kişi olurdu. Teknenin burnunda ileri doğru uzatılmış yassı ve sağlam bir kalas bulunur. Zıpkıncı yüzükoyun kalas üzerinde ilerlerdi. Teknede bir direk bulunur, hafif kilolu genellikle bir çocuk gözcü olarak direğe tırmanırdı. Birde motoru kullanan. Güneşlenip uyuklamakta olan bir kılıç görüldüğü zaman, tam yol üzerine sürülür, 25-30m. kala motor durdurulurdu. tekne sessizce balığın üzerine süzülürdü. Balık zıpkınlanırsa arkasından 40-50m. kalın ip kalama bırakılır, ipin diğer ucuna da lehimlenmiş gaz veya peynir tenekesi bağlı olarak suya bırakılırdı. Teneke şamandırada her balıkçının adı yazar, diğer balıkçılar onun takımına dokunmazdı. Balığın yorulması beklenirken yeni balıklar aranırdı. balığı vurabilme oranı yarı yarıyaydı. Çünkü balık uyanıp son anda dalabiliyordu. Hele mayıs gelip sular ısınınca balıklarda uyanma oranı artıyordu. Mayıs ayı ortasından sonra daha 15m. den farkedip dalıyorlardı. O zaman balıkçılar devamı seneye anlamına (geçti kılıcın alayı, sok k...na gagayı) derler ve kılıç sezonunu kapatırlardı. (gaga zıpkın ucuna denir). Marmarada 1960 larda azalmaya başlayan kılıç avı 65 lerde tamamen bitti. Kuzey Egede bir müddet daha kılıç avı devam ettiysede balık azalması bu yöntemin kalkmasına neden oldu.
Evet dogru.... ben Dikilide sahit oldum. Tekneler Istanbul'dan geliyor, tüm egeyi tarayip geri dönüyorlar...
Hayal gibi bir konu. Bir ara halit akçatepe ve yanlış hatırlamıyorsam tarık akanın bir filmi vardı aynı bu yöntemle kılıç avlıyorlardı bi kaç birbirine düşman tekne vardı. Hatta teknelerinin adı kılıçtı. Düşmanları olan tekne zıpkınla bir gün bunları vurmuştu yanlış hatırlamıyorsam. O filmde avın bütün ayrıntıları var.
aktörler doğrumu bilemem ama sanırım bende seyrettim aynı filmi kılıcın intikamı da ayrı bir sahneydi tabi
Böyle avları internette dolaşan siyah beyaz fotoğraflarda görebiliyoruz ancak. Bize bizzat anlattığınız için size de çok teşekkür ederim Hayati abi. Serhat beni de tanıştır bir gün o abiyle, beraber sohbet edelim
Hayati abi sizin için söylemedim, Ali abi tanıştığım abiyi sormuştu... Ben ondan bahsettim... Sizde hikayelerinizi biz konu açmadan anlatırsanız, bilmediğimiz daha nice olayı sizden dinler ve sohbet ederiz...
Akşamdaaaaan akşama yani Serhat biz uyarız ona Bu arada ben Hayati Abi'nin yazdığı her konuya bayılıyorum. Keşke sohbet etme imkanımız da olsaydı. Zaten Çanakkale'ye gidersem kendisinin tarif ettiği yerler var. Oralara mutlaka gideceğim. Bir de belki bize güzel bir çay da ısmarlar Gidelim mi bir gün Serhat?
Gidelim tabii ki... Kimbilir daha neler, nereler göreceğiz... Yeter ki büyüklerimiz bizlere yol göstersin...
Kanlı Deniz (Renkli) KANLI DENİZ (Renkli) Yönetmen : Orhan Elmas Senaryo : Erdoğan Tünaş (Yaman Koray'ın "Deniz Ağacı" adlı romanından) Görüntü Yönetmeni : Erdoğan Engin Oyuncular : Tarık Akan, Hale Soygazi, Orçun Sonat, Halit Akçatepe, İhsan Yüce, Tekin Akmansoy, Necdet Yakın Yapımevi(şirket) : Arzu Film (Ertem Eğilmez) Konu : Geçimini kılıç balığı avı ile temin eden bir gençle, aynı köyde yaşayan bir genç kızın aşk ve macera öyküsü. http://www.telifhaklari.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFD4AF1EF75F7A7968FE22B0024275E984
serhat abi paylaşımın için teşekkürler evet belki inanması güç ama ansiklopedilerde bile mevcut ist boğazında kılınçların yaşadığı kimbilebilir birgün tesdüf oltaya bile atlar dicem ama şu zamanda çok zor inşallah ilerideki zamanda eskisi gibi kılınçların boğazdan geçmesi dileği ile