Herkese selamlar, Açıkçası bu yoruma katılmamak mümkün değil, Bununla birlikte benim gibi acemilerin kendilerini geliştirmek, daha çabuk öğrenebilmek için nasıl bir yöntem önerirsiniz. Sitede birçok konuda yazılar, yorumlar okuyarak fikir sahibi oluyoruz, ancak iş pratik yapmaya geldiğinde bu avlak konusu gerçekten sıkıntı oluyor, yani kendimizi test etme, becerimiz geliştirme gibi konularda emin olamıyoruz. Açıkçası samimiyetle soruyorum ve yanıtlarınız benim için önemli olacak; bizim için en doğru yöntem sizce nedir? şimdiden teşekkürler ve saygılar...
Akın'a ben de katılıyorum. Forumları okuyarak ve tartışarak teorik bilginin kazanıldığı şüphesiz. Ama uygulama konusunda büyük sıkıntılar var gerçekten. Bu konudaki tavsiyeleriniz neler?
Ben de bu foruma ilk geldiğim zaman benzer bir hata yaptım ve boyumun ölçüsünü fena halde aldım. Her akşam üşenmeden bir kova balık artığı döktüğüm mera bir baktım iki zıpkıncı tarafından talan ediliyor hem de gece ve spotla. Onlar gidiyor arkasından ağcılar geliyor. OFfff off dedim. Teorik bilgilerimizi nasıl pratiğe dökeriz diyorsanız. Ben bu forumda çok kişiyle tanışma fırsatı buldum. Birçoğunu bildiğim yerlere, bir çoğu da beni bildikleri yerlere götürdüler. Sonuçta tamamen kafa dengi insanlarla karşılaşma meselesi. Hoş bir çoğumuz da birbiriyle karşılaşınca bir saat sonra 40 yıllık ahbap gibi oluyoruz Yani kendinize biraz zaman tanıyın, yazıştığınız arkadaşları alın balığa götürün, elbet bir gün size de "şuraya gidiyoruz katılmak ister misin?" diye soran olacaktır.
Bu durumda hafta sonları İstanbul ve bazen de Marmara ereğlisi/yeniçiftlik civarında balığa çıkmak için arkadaş arayan ve benim gibi bir acemiye yardımcı olmak isteyecek herkese katılmak benim için keyif olacaktır. Ayrıca istavrit yakalamaktan başka bir amaçla henüz kullanamadığım botumda M.Ereğlideki yazlığımızda daha keyifli avlar için emrinizde. şimdiden teşekkürler... Saygılar...
yücel arkadaşımın söylediğine ek olarak; 2009 yılına kadar at çek avına ile duymaz, bilmezken. forumda tanıştığım değerli büyüklerim ve arkadaşlarım sayesinde artık yemli, beklemeli avlardan keyif almaz oldum. tek turna gölü bilmiyordum. şimdi bir çok özel turna gölü biliyorum. içinde sadece aynalı sazan yaşayan gölünden tutunda, tek bir sahte ile denizden envayi çeşit balık alınan koylar biliyorum. bunların hepsi bu forumda tanıştığım birbirinden değerli arkadaşlarımızın sayesinde oldu. sorunuzun asıl cevabı ise; önce güven ve bir şekilde karşılaşıp, tanışmaktan geçiyor. zaten karşılaştığınız an kırk yıllık dost gibisiniz. o an anlıyorsunuz, neyi paylaşıp neyi paylaşamayacağınızı. bu da zamanla olacak birşey. küçük bir tüyo; ben üyeliğimden bu yana hiç bir organizasyonu kaçırmadım... bilmem anlatabildim mi ? birgün beraber inşallah...
Malesef haklısınız arkadaşlar, ben bütün iyi niyetimle hep böyle paylaşılmalı ne olursa olsun ve sonucunda oluşabilecek kötü davranışlarıda düzeltmeye çalışalım falan diye konuştum bu benim Türkiyedeki tecrübesizliğimden insanları pek tanıyamamışlığımdan kaynaklanıyor sanırım. Uzun yıllar ülke dışında oldugum icin ancak cocuklugumdaki zamanları hatırlıyorum buyuklerin yanında balık tutarken insanların nasıl davrandıklarını hatırlıyorum. Boyle bazen panayır havasında gecerdi ama herkes birbirine ve cevreye saygılı olurdu. Hasan amca vardı yakaladığı ufak balıkları öpüp denize bırakırdı, balık sonrası kimse biryere gitmeden kendi bolgesinde etrafı toplardı temizlerdi boyle seyler hatırlıyorum. Yurt dısında yasadıgım yerlerde de boyle idi oyuzden simdi burada sizlerin şikayetlerini dinledikce kendimde dışarı cıkıp belirli yerlerdeki durumu gözlemleyince çok vahim bir durum oldugunu anladım. Ama anlayamadığım birşey var bu denizler, canlılar, bu vatanın toprağı kendi malları olduğu halde neden özen göstemiyorlar? Bu soruya yanıt bulamıyorum ben. Sahiplenme güdüsüyle alakalı sanırım, bir sebepten dolayı sahiplenmiyor kendi vatanının bir parcası olarak göremiyor demek ki. Yoksa en azından kendine aldıgı bir elbise veya evine aldıgı bir esya kadar değer verirdi diye düşünüyorum..
İyi akşamlar, Yücel bey bende 20 küsür senedir zıpkınla dalış yaparım ülkemin her yerinde dalmışlığım vardır, sadece yasak tür, yasak alan, yani yasak olan hiçbir şekilde av yapmadım yapmamda, zıpkıncılık benim açımdan sadece yiyeceğim balığı alıp çıkmaktır,yazınızda gece ışıkla zıpkınla balık avlayan kişilerden söz ediyorsunuz, bu adamları kolluk kuvvetlerine şikayet ettinizmi, bütün arkadaşlarıma ricada bulunuyorum lütfen bu şekilde avlanıp kendini avcı zanneden kişiler görürseniz kolluk kuvvetlerine şikayette bulununuz.saygılar.
Ben her zaman bu tür kişilere yapılması gerekeni yapmışımdır. Ancak maalesef hepimizin de bildiği gibi kontrol yetkisine sahip olan mevkiilerin aynı zamanda vurdumduymazlık gibi de bir özellikleri var. Hatta böyle durumlardan bezmiş haldeyim diyebilirim. O kadar kötü şeylere rastladım ki, KOnyaaltı plajında denizde kurulu zıpkınla insanların arasında dolaşan kafasızlar dahi gördüm. Hatta plajın güvenlik görevlilerini çağırıp sudan çıkarttırdım adamı. Maalesef üzülerek söylüyorum ki zıpkıncıların bir çoğu(azınlıkta kalan kısım üzerine alınmasın lütfen) avcılk etiğinden oldukça uzaklar.
Evet ne yazıkki bende katılıyorum sözlerinize Yücel bey, bazen görüyorum belinde 10 küsür tane balık taşıyan zıpkıncı, benim kendi düşüncem ben yiyeceğim balıktan fazlasını vurmam, ama ne yazıkki anlaşamıyoruz bu konuda , daha yazacak çok şey var ; konu dağılmasın. Bende acemi spinci olarak sağolsun Yücel beyin tavsiyesi ile aldığım takımımı gürpınarda deniyeceğim bu günlerde levrek için, bakalım sonuç ne olacak?
Ben geçen yıl çinekop sezonunun sonunda yani ortalama ocak ayı ortalarından sonra Galata köprüsünün sarayburnuna bakan kısmında çok güzel ve iri levrekler aldım en ufağı 300gram geldi patlayan bunun yanında yine karagözler de geliyrdu ama onlar pek iri değildi 200 - 300 gram kadardı. Zaten balığın zevkini çıkartmak isteyenler eylül ayından ocak sonuna kadar oltayla kıyıdan yada tekneden uzun oltayla avlanabilir. En azından ben öyle yapıyorum.
WTD aksiyonuyla ilgili bir soru sormak istiyorum; lineaeffe s-flex 2.40 atarı 30gr'a kadar olan kamış ve okuma flame 30 spin makina kullanıyorum. Makineme powerline extreme 0.20 minisa sarılı. WTD için kullandığım sahteler river2sea bubble pen ve rover98/128. Ancak bu aksiyonu rahat veremiyorum, özellikle düşük hızlarda çok zorlanıyorum. Bunun öncelikle misinanın yumuşaklığından ve inceliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Kamışa verdiğim aksiyonu sahteye kadar iletemiyorum. Daha iyi sonuç almak için örgü misina tavsiye eder misiniz? Ayrıca kullandığım kamış konusunda yorumlarınız neler?
Sorun bence sarım hızında, kamışla çekiş darbesi yaparak verdiğiniz ritimle sarım hızı da uyumlu olması gerekiyor. Çekiş darbesini yaptıktan sonra oluşan boşluğu sahtenin geliş hızına göre yumuşakça almak gerekiyor. Yani sahte ilk dönüş hareketini yaptı ve durmak üzere. Siz sahte tam durduğu anda sahtenin gelirken boşalttığı misinayı fazla da germeden sarıp sahtenin "C"hareketi bittiği anda ikinci çekiş darbesini yapabilmeniz lazım. Bu şekide Ters ve düz "C" hareketi yaptırmış olursunuz yani çekişi iki defa tekrar ederek bir "S" veya zik-zak hareketi elde edersiniz. Darbeyi yaptıktan sonra, sarımda ağır kalıp çok boşluk verirseniz sürekli bir wtd aksiyonu elde edemezsiniz. Ya da oluşan boşluğu hızlı alıp makina ile sahteyi çekerek gelişini bozabilirsiniz. Burada öncelikle bilmemiz gereken her sahtenin kendine göre bir WTD frekansı olduğudur. Hiç kimse eline ilk defa aldığı bir sahteye ilk seferde mükemmel bir WTD aksiyonu yaptıramaz, en iyi yapanlar bile birkaç denemeden sonra sahtenin frekansını anlayıp ona göre aksiyon verirler. Çünkü her sahtenin hidrodinamiği, çekilme veya darbeli çekilmeye verdiği tepki, hızlandığı zaman sudaki yavaşlama ivmesi ve durma mesafesi farklıdır. Sahteleri kullandıkça buna eliniz bir süre sonra alışacaktır. Size tavsiyem sahteyi görebileceğiniz mesafelere atıp anlattığım şekilde deneyerek ve sürekli sahtenin hareketini izleyerek WTD aksiyonu elde etmeye çalışmanızdır. Bu sayede çekim esnasında neyi yanlış yaptığınız rahatlıkla farkedebilirsiniz. Ben de aynen bu şekilde yaparak başlamıştım, biraz bileğinzi yorabilir. Özellikle kamışınızın 2.40 olması başlangıç için negatif bir etki yaratacaktır.
Yücel bey müsadeniz olursa bir kaç sorum olucak , kullandığım sahteler su üstü river2sea çeşitleri, rapala x-rap walk. 1- Hedef balık levrek, sahteyi çekebileceğimiz en düşük hızdamı çekmemiz gerekir? yada hız değişkenmi olmalı? 2- Sahteyi attık suya düştü hemen wtd aksiyonunamı başlıyoruz ve devamlımı yapıyoruz? yada düz çekip ara sıra wtd aksiyonmu yapmamız gerekir? 3- Su üstü sahteleri hiçbir aksiyon vermeden düz bir şekilde hızı sabit olarak çeksek iş yapma olasılığı varmıdır? (illa aksiyon şartmı) 4- Elimde river2sea rover 98 2 adet sahte var, birisi sırtı mavi ton açık renk (gümüşe benziyor) , diğeri sırtı koyu (kefale benziyor) , gece gündüz farkında sahtelerde neyi tercih etmemiz gerekir, gün ağırınca yada akşam gün batımında, gece karanlığında ne kullanmak gerekir? Koyu renk sahtemi açık renk sahtemi? Kusura bakmayın sıktıysam sizi bu kadar sorularla, aceminin kafasında sorular çok olur , deli olmak üzereyim devamlı sorular soruyorum kendime , deneme yanılma herşeyi deniyorum öğrenmek için, internet ortamında herşeyi okuyorum , bu sorduğum sorular devamlı kafamı meşgul ediyor , cevap verirseniz çok sevinirim, tekrar kusura bakmayın, saygılar.
