işte merakla beklediğiniz an....

kansu bugün senin için özel sirküler yayınlamışlar ülkenin bütün kıyıları yasaklanmış sana

 

Valla, Eskihisar'da orkinos vardı da biz mi tutmadık?

Ama en azından sabaha kadar istavritle boğuşup bu kadar tutmaktansa, levrek filan arayıp hiç tutamak daha evladır. Kısaca, uğraştığınız şey ne? Sabaha kadar istavrit gelecek diye gözleyeceğinize biraz levrek gelecek diye gözleseniz daha iyi değil mi? Eee, tutulmuyor. Olabilir. Sabretmeden bir dervişin muradına erdiğini tarih yazmamıştır.

Genel kaide şudur. Bir yerde bir canlı varsa, onu yiyecek bir başka canlıda vardır. Eğer bu istavritler oralarda ise, bunları yiyecek bir şeyde vardır burada, Kansu'nun dışında.

Mesele, o şeyi yakalamaya çalışmak. 50 tane istavrit için sabahlamaktansa biraz da onlara takılmak. Kansu kardeşimiz, görüyoruz, tahminen aynı yerde, kaç defadır 3-5 mırmır, 40-50 istavrit için uğraşıyor. Bugün tutamayacağını mı sandık. Hayır hiç sanmadım. Bugün gene tutacak, yarında.. Ama biraz kendini aşmaya çalışırsa, ya ben bu istavriti hep tutuyorum, tutarımda. Birde kandimi aşayım, başka bir şeye bakayım derse, işte o zaman ilerler bu işte. Yoksa, 2-3 günde bir biz burada o ve istavritlerini görür, bir süre sonra, ilgimizi bile çekmez, formaliteden bir ikimiz tebrik eder, geçer gideriz.

Benim dediğim, biraz kendini, ortamı aşmayı denemesi. Denemeden yapamazsın.

Bakalım. Eskihisarda bilinen, oltayla kıyıda camgöz (ufak bir şey) tutmuş tek insan benim. Çapariyle çinekop demiş ve günde 30-40 çinekop getirmiş tek insan gene benim. Herkes istavrit çekip maşallah derken, kiloluk kırlangıç çeken gene benim. Benden başka, raslantı eseri tutanları saymazsak, levrek, eşkina, mırmır, çinekop tutan yok.

Eee, nasıl oluyor?

Adam gider hüseyin abiye (malzemeci). Alır ördek tüyü çapari. Akşama kadar salla babam salla. Öbürü 5'li mezgit takımı, gene hüseyin abiden bir midye kepçesi. Çıkar, tak midyeleri, at, mezgit çek. Arada bazen kırlangıç iri istavrit filan. Bir de küçük saydam silikon kurtla iskeleden seyirtme yapılır. Sık sık istavrit çıkar, arada palamut, levrek filan vurduğu olur.

Bazen, bir kaç meraklısı vardır, bir iki noktada gene hüseyin abiden alınan 15'li siyah iğne kıbrısa ekmek sarar, bildiği yere atar.

Ama kimse (çoğunluk) dur bir yemli atayım. Dur şöyle canlı teke takayım, iri iğneyle şöyle edeyim. Dur palamut çaparisi atayım, rapala atayım filan demez. Hep aynıdır kullanılan şeyler. Yahu şu kıbrısa bir kurşun tak, dibe at.. Olmaz, onu hiç denememiş. Öğrenmiş bir yol, hep aynı yer, hep aynı malzeme. Hepte aynı balık: İstavrit veya kefal veya mezgit.

Ama benim çantamda çapari yok. 17-18 çeşit sahte kurt mevcut. 7-8 çeşit (adet değil, iğnesi vs. farklı) yemli takımı var. 4-5 çeşit çapari var, ama istavrti çaparisi değil, kolyoz, palamut, çinekop vs. için.

Ben çapariye yükleneceğime bunları kullanıyorum. Evet, elim çoğu zaman boş kalıyor. Ama insanı memnun edecek sayıda, vaktine göre mırmır, levrek, palamut, iri kırlangıç ve alıyorum, istikrarlı olarak. Asıl söylemeye çalıştığım şu: "Denemeden, bilemezsin". Elinde istavrit takımı ve çapari olduktan sonra, ganimet gibi levrek olsa tutamazsın. Reis ustamız kaç defa söyledi, arnavutköy'dü herhalde, "yahu bir bırakması yapın deneyin, öyle yerde levrek olur" diye. Sanırım hiç kimse denemedi..

Elbette bu iş bir zevk işi. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Ama, levrek tutmaya çalışıp levrek tutmuş birinin bundan zevk almayacağını hiç sanmıyorum. Fakat siz, elinizden istavrit takımını bırakmadığınız sürece, öyle bir balık tutmanız ancak tesadüf olacaktır..