Herkese merhabalar...! Arkadaşlar bu yazıyı okuyana kadar gemi sökümünün bu derece zararlı olabileceğini bilmiyordum ve bu haberi sizlerle paylaşmak istedim. 300 ton asbestli malzeme. Her yıl hurda gemilerle İzmir'in Aliağa sahiline boşaltılan atık miktarı. Asbestin mikroskobik liflerinin tedavisi mümkün olmayan ölümcül akciğer hastalıklarına yol açtığı biliniyor ve bu lifler rüzgarla kilometrelerce uzağa taşınabiliyor. Bu lifleri soluması olası insan sayısı ise: 40 bin. Greenpeace, Ocak 2002'de yayımladığı raporla hurda gemilerin sökümünün Aliağa sahilini bir zehirli kimyasal madde bataklığına çevirdiğini açıklamıştı. Alınan örneklerin analizi çalışan işçilerin, Aliağa halkının ve Ege Denizi'nin büyük bir tehlike altında bulunduğunu gösteriyordu. Yıllarca ilkel koşullarda yapılan, gemilerin denizde parçalanması işleminin toprağı ve denizi bilinen en tehlikeli ve kanserojen maddelerle kirlettiği görülüyordu. Son üç yılda gerçekleştirilen eylemlerle kamuoyunun dikkatinin bu çok bilinmeyen çevre felaketine çekilmesi sonucu devlet kurumlarının ve uluslararası kuruluşların konuya eğilmesi sağlandı. 2003'ün Eylül ayında Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) Aliağa'daki gemi söküm alanındaki çalışma koşullarını inceledi ve İzmir'de konuyla ilgili bir seminer düzenledi. Bu yıl Mart ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Raportörü Aliağa gemi söküm alanını ziyaret ederek incelemelerde bulundu, yetkililerle ve sivil toplum kuruluşu ve işçi temsilcileriyle görüştü. Hazırlanacak rapor gelecek yıl yayımlanacak. Hurda gemi sökümü yapan şirketler de bu baskılar sayesinde bazı küçük iyileştirmelere gitmek durumunda kaldılar. Bu yıl ise bu konunun gerçek bir çözüme kavuşması için kritik öneme sahip. 2004 yılının Mart ayında Denizcilik Müsteşarlığı yeni bir gemi sökümü yönetmeliği yayımladı. Yönetmelik bu yılın sonuna kadar gemi sökümü yapan şirketlerden bir taahhütname alınmasını öngörüyor, ancak hala gemilerin denizde parçalanması ve atıkların denize ve toprağa karışması anlamına gelen gemilerin 'baştankara' ve 'kıçtankara' edilerek sökülmesi yöntemine izin veriliyor. Oysa çevre kirliliğinin önlenmesi ve insan sağlığının korunmasını sağlamak için gemilerin yalnızca kızaklarda sökülmesine izin verilmeli. Ancak bu şekilde parçalanacak geminin topraktan ve denizden yalıtılması sağlanarak, katı ve sıvı tehlikeli atıklar çevreye karışmadan düzenli şekilde toplanabilir. Yönetmeliğin öngördüğü şirketlerden alınacak ve içeriği Denizcilik Müsteşarlığı tarafından belirlenecek taahhütnamede kızakta sökümün şart koşulması gerekiyor. Müsteşarlık gerekli iyileştirmeler için verdiği son tarih olan 2006 yılına kadar kızakta söküme geçmeyen şirketlerin söküm izinlerini iptal etmeli. Öte yandan Avrupa Birliği hurda gemilerini Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde söktürmeye devam ederken tek cidarlı petrol tankerlerini tasfiye etme kararı aldı. Prestige adlı petrol tankerinin İspanya açıklarında batarak yarattığı büyük boyuttaki çevre kirliliğinin ardından alınan bu karar, beş yıl içinde iki binin üzerinde petrol tankerinin söküme gönderilmesi demek. Avrupa Birliği kendi kıyılarını korumaya çalışırken Aliağa'da kendi gemilerinin sökülürken yarattığı çevre felaketine bu güne kadar göz yumdu. Bu konudaki çifte standart derhal sona erdirilmeli ve AB gemisökümünün çevreye duyalı bir şekilde yapılmasını garanti altına alacak maddi ve yasal önlemler almalı. En az Türk hükümeti kadar Avrupa Birliği'nin de bu konuda sorumluluğu bulunuyor.Yüzlerce işçinin ve Aliağa'da yaşayan insanların yaşamları buna bağlı olabilir. Kirlilik Hurda gemilerde birçok zehirli ve tehlikeli madde bulunmaktadır. Gemilerin sökümü, Türkiye'de Aliağa'da ve Asya'da sahillerde ve nehir kıyılarında yapılmakta ve zehirli maddeler daha sonra çevreye bırakılmaktadır. Bu nedenle toprak, deniz ve nehirler her geçen gün biraz daha kirlenmektedir. Ölümcül Endüstri İşçiler gemi sökümünü çıplak elleriyle yapmaktalar. Birçoğu zehirlenme ya da patlamalar sonucu hayatını kaybetmekte. Pekçoğu da asbest tozuna maruz kalmaları nedeniyle kansere yakalanma riskiyle karşı karşıya. Gemi sökümü endüstrisi, dünyadaki en ölümcül endüstrilerden biridir. Balast Suyu Sökülecek gemiler çoğu zaman sökülecekleri yere "balast" maddesinden arınmadan gelirler. Balast suyu, geminin dengesini korumak için kasten gemide tutulur. Sökülecek gemilerdeki balast suyu, petrol, zehirli maddeler ve ağır metallerle kıyılara zarar vermektedir. Balast suyunun boşaltılması, dünyanın diğer bölgelerindeki deniz organizmalarının başka yerlere taşınmasıyla ekolojik dengeyi de tehlikeye atmaktadır. KAYNAK:/www.greenpeace.org/
Mustafa abi verdiğin bu değerli bilgi için; bizlerin bilinçlenmesine sağladığın katkılardan dolayı çok tesekkür ederim!
AB ülkeleri bukonuda duyarlılık gösteremezler çünki ülkemiz onlar için kendi ülkelerinde yapılmasına izin vermedikleri işlerin yapılacağı atık deposu konumundadır burda görev çevre bakanlığına düşüyor ama onlarda kör ve sağır
Aliağa Belediye başkanı Ege Tv de "ben bu sahilde çocukluğumdan beri denize girerim" diyordu temizliğini anlatmak için acaba havuzu mu kastetmişti.