Evet, İzmir ve İzmirli olmak gerçekten güzel. İzmir'i 5 sene doya doya yaşamış biri olarak, bir büyük şehir ama, özellikle İstanbul'dan, yada aynı havayı vermesi gereken Mersin'den çok farklı ve özel bulurum. İstanbul'a iner işleri hallettikten sonra akşam arabasına zaman çok olduğu için Eminönü'ne inersin, ellerin cebinde Gülhane Parkı, Sarayburnu, Köprü, Karaköy, hatta taa Beşiktaş'a kadar uzanırsın. Eğer bu sırada başın belaya girmediyse çok şanslısın. Keza akşam Kumkapıda bir balık yyelim, rakı içelim desek ya masada yada yan masada kavga olur. Bunlar ortalama İstanbuldur ve maalesef giderek daha bir böyle olmaktadır. Beladan uzak durmak istiyorsan, Beşiktaş'tan da kuzeye yada Karşıya Anadolu yakasına gitmek gerek. Balığı Rumelifeneri'nde yemek, denizi Moda kıyılarından seyretmek gerek. Ama İzmir öyle mi? Kordon'da, Alsancak'ta, Karşıyaka'da aylak aylak gezmek, Kemeraltı'nda yada Hisar çarşısında alışveriş yapmak adeta İzmir'in alışkanlığı, herkes bunu yapıyor, yapanı yabancı, yeni düşmüş yolunacak kaz olarak görmüyorlar. Bornova'dan Urla iskeleye, Buca'dan Çiğli'ye kadar her yer ortalama İstanbuldan çok farklı. Göç ve kozmopolitizm yenememiş İzmir'i. Biraz bir büyük şehir olarak Ankara'da öyledir. Kendi havasına kendi karakterine sahip.