[SIZE="2"Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ktü) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, 160 Milyon Nüfusa Sahip 17 Ülke Atıklarını Boşalttığı Karadeniz'in Her Geçen Gün Yok Olmaya Doğru Gittiğini Belirterek, "Şu Anda Karadeniz'deki Yüzde 87'si Oksijensiz Su Kütlesi Haline Geldi" Dedi[COLOR="Blue"]Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, 160 milyon nüfusa sahip 17 ülke atıklarını boşalttığı Karadeniz'in her geçen gün yok olmaya doğru gittiğini belirterek, "Şu anda Karadeniz'deki yüzde 87'si oksijensiz su kütlesi haline geldi" dedi. Son 30 yılda ev ve sanayi atıkları, kanalizasyon, petrol ve kimyasal maddelerin Tuna, Don, Dinyeper nehirleri kanalıyla Karadeniz'e taşındığını belirten Doç. Dr. Coşkun Erüz, özellikle Tuna'nın, Balkan Avrupa'sının bütün artıklarını bölgeye taşıdığına dikkat çekti. Yapılan araştırmalara göre Karadeniz'e her yıl 9 milyon 800 bin ton organik madde, 575 bin ton inorganik azot, 55 bin ton inorganik fosfor, 30 bin ton organik fosfor, 90 bin ton demir, 410 bin ton petrol kökenli kimyasallar, 48 bin ton deterjanlar, 12 bin ton çinko, 6 bin 700 ton manganez, 4 bin 500 ton kurşun, 2 bin 200 ton fenoller, bin 700 ton arsenik ve 80 ton civa döküldüğünü, bu atıkların aşırı miktarda azot ve fosfor içerdiğini kaydeden Erüz, bu maddelerin Karadeniz'in besin zincirini olumsuz yönde etkileyerek balık üretimini bitirme noktasına getirdiğini vurguladı. Karadeniz'in bugün sadece yüzeyinde hayat olduğunu, derinlere inildiğinde hayat bulunmadığını belirten Doç. Dr. Erüz, "Karadeniz'in en derin yeri 2 bin 212 metre, ortalama derinliği bin 300 metre ve 420 bin kilometre kare yüzey alanına sahip. Yine Karadeniz'in toplam hacmi 537 bin km3 ama bunu yüzde 87'sini oksijensiz su kütlesi oluşturuyor. Yani Karadeniz'in yüzeyinden 150-200 metre derinliğine kadar hayat var. Daha aşağısında balık bile yetişmiyor, hayat bitmiş. Karadeniz gözü aç ve doyumsuz insanlığın elinde kararmaktadır. Kararan deniz değil insanlığın geleceğidir" diye konuştu. ][/SIZE][/COLOR]
eee artık bitene deil bitirene bakıcaksın bırakıcaksın küresel ısınmayı küresel ısınmayı oluşturana bakıcaksın yani İNSAN'A ....
Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz.torunlarımızdan miras aldığımız bu dünyaya gereken önemi veremiyoruz maalesef.
çok büyük kayıp insanlık adına. dünyamıza ağır bir darbe bu yoğun bakımda bitkisel hayata girmek üzere. işte o zaman yapacak hiçbirşey kalamayacak. inşallah insanlar uzaya yerleşmeyi başaramaz yoksa orasıda mahvolacak. insan olduğuma bazen utanıyorum....
bildiğim kadarıyla atıklar olmaksızın da karadeniz bitecek, sebebi de kapalı bir deniz olmasından kaynaklanıyor, derinlerdeki oksijensizlik bundan 50 yıl önce karadeniz temizken de vardı, çürüyen organik maddelerden artık olarak kalan hidrojen sülfür dibe çöküyor, bu yüzden dipte oksijen yok, ama kirliliğin de bu tabakanın ilerlemesindeki payı büyük
Arkadaslar yukardaki yazida oldukca buyuk yanlis anlamalara sebebiyet verecek ifadeler var. Karadeniz Karadeniz oldugu gunden beri, yuzeyden 100 ila 200 metre altinda yasama izin vermez.Bu onun sulfur ve metan gazi ureten dip yapisi nedeniyledir. Bugun Karadeniz dibinde milattan once batmis gemiler bu nedenle hic bir bozunmaya ugramadan battiklari ilk gunku halinde yatmaktadir.Ayni sekilde batik kentler bu durumdadir. Butun bunlar Karadeniz dibini bir arkeolojik harikalar cenneti ve firsatina cevirir.Ancak nerde bu firsati degerlendirecek ongoru ve caba. Karadeniz bu ozelligiyle aslinda kirlenmeyede daha dayaniklidir. Cunku gelen agir metaller zaten dogal olarak yasam olmayan bu dibi boylamakta. Onemli olan Karadenize akan nehirlerdeki pislenmenin onune gecilerek bu kirliligin suyuzeyinden 200m altina kadar olan negatif etkisini en azindan kaldirabilmek.Bu yuzden Karadeniz aslinda biraz isbirligiyle cok rahat kurtarilabilecek ve gelecege surdurulebilir balikcilik acisindan armagan edilebilecek bir deniz. Kirlenmenin otesinde, asiri avlanma, trol gibi illetler duzenlemeye alinsa bence cok degerli sonuclar elde edilir. Tabii bu demek degildir ki Karadenize yukarda bahsedilen copluk desarjina izin verelim.Elbetteki hayir.