Bu uygulamayı, "Takım akıntıya daha fazla direnç gösterir ve haliyle yem sağa-sola fazla kaymaz/sürüklenmez. Hedeflenen nokta atışlarda randımanı yükseltir." diye yorumladım? Doğru yorumlamışsın deyiverde, sosyeteye irezil olmıyak güzel abim.
Vay !!Kardeşim demek sende bizdensin..kulübe ne zaman üye olmuştun?? Yaz sonu..Maldivlerdeyiz haberin olsun.. Evet kardeşim faydası var tabii ayrıca, altta duran 5 gr.kurşunu (asılı duran) yemi alıpta yatayda gezdirdiğinde agırlıgı hisseder ve huylanabilir.. ama 1 er grlık kurşunları dizdiğimizde yemin ilk hareketinde sadece 1-2 grlik bir agırlık hisseder .. bu rakamları sadece örnek olarak verdim suyun kaldırma kuveti vs.. bunlar ince detaylar tabii resimde tekrar bir inceleme yaparsak , asılı duran agırlıgın yatay ve düşey kuvvetler bileşeni birden fazla sayıda çogaltılıyor..ben bu olayı yıllar önce bir ingiliz sitesinde görmüştüm aklımada yattı.. zaten geçmişten bu güne yabancı kaynaklarda hep bu şekilde bir uygulama var.. birde takımı savururken daha bir düzgün gidişi oluyor..
ışık çaktı muvaffak abi seni herzaman takip ediyorum.geçende benimde aklıma geldi bu tarz bişey ancak ben mırmır için kullanıcam sonuçta bu mırmır arkadaş dipte eşelenmeye baygın .standart 3 iğneli dip oltası ancak uçta kurşun yok yukarda bir gezer kurşun(ağırlık duruma göre) köstekleri 30 cm 0,25 şeffaf misinayla yapıp iğnelerin yaklaşık bi 5 cm üstüne 5er gr'lık kıstırma kurşunları takarak kırmızı kurt yada boru kurdu kullanarak yemleri olabildiğince tabana yatırarak denemek istiyorum sence nasıl olur avantajlarını ve dezavantajlarını yazarsan beni çok mutlu edersin.birde temmuz 10 gibi maydonoz koyundayım 1 hafta bilgin yada duymuşluğun varsa bir iki öneride bulunurmusun şimdiden teşekkürler
sevgili Adem ön tarfta birden fazla iğne ve kurşun arka tarafta olursa atış esnasında mutlaka dolaşma olur.. sen yine kurşunu ön tarafa bagla maydanoz koyunda koyun sol tarafındaki ve sag tarafındaki kayalıklar dan olta atanlar oluyor ben oraya pek gitmedim yaz mevsimi malum çok kalabalı oluyor ama sana tavsiyem aşagıda resimde gördğün gibi sag tarafta ufak bir burun var genelde ordan millet olta atar.. sen gece kumsaldan da olta atabilirsin gece mırmır çıkabilir..gündüz kayalık kısma git orda denize giren olmaz..yem işinide az ilerde ahmetbeyli kavşakta hacı korkut var 787 43 75 devamlı yem bulunur onda.. kolay gelsin
minnettar çok çok teşekkür ederim bilgiler için özellikle yem için.birşeydaha sormak istiyorum izninle iğne renkleri hakkında herkes birşeyler söylüyor sizce hangisi olmalı kimisi sarı renkte olacak diyor kimisi siyah kimisi parlak olacak diyor bazılarıda mat iğnenin hepsinden iyi diyor anlayamadım gitti
Çok basit iğne rengi yem ile uyumlu olur..olası bir günmede balık huylanması.. bir çok balı türü renk ayrımı yapar..köpekbalıkları siyahbeyaz görür.. ekmek kullanırken beyaz iğne kullanmak saglıklıdır.. sülünez taktıgında mat beyaz veya koyu renk olabilir ama insanlar siyah kullanır.. tercih meselesidir.. buru kurdu nun iğnesi kahve -bronz olsa çok daha iyi olur aslında...
sizingibi ustalarda olmasa biz neyapardık bilmem.amatör balıkçılıkla uğraşalı çok uzun zaman olmadı ama şimdiye kadar denediğim takım ve iğne çeşitleri baya baya çok oldubu soruları sormaktaki amacım sıkıldığımdan kısayoldan bilgi edinmek değil tam aksine yaratıcılığıma bir şeyler katmaktır tekrar tekrar teşekkür ederim.
severek yapıyosan her işin mesaisi önemli değildir abi şu birhafta boyunca görbak ne mesailer yapıcammrsparkle
3 Günlük olta sahibiyim İlk balığım kefal olduğu için uygun geldi bölüm 1.ci gün : Saat 17.15 suları makineli oltamı aldım. Mersin liman tarafına doğru elimde 2 Tantuni ekmeğiyle yola koyuldum. Acemiyim malum, en dibe kimselerin olmamasına dikkat ederek, rezil olmak ta var işin içinde Dibe gittim oh kimseler yok. Ne atabiliyorum ne çekebiliyorum rezalet, zorlanıyorum atarken olmuyor da olmuyor. Uzaktakilere bakıyorum aslanlar gibi atıyorlar, niye olmuyor niye derken , bir hırsla asıldım atmaya, batırdım oltayı, Türkü geldi aklıma dolana ay dolana , otla öyle bir dolandıkı sormayın gitsin. Kördüğüm çözmek mümkün değil ben gibisine. Yarım saat ugrastım olmuyor çözülmüyor. İki kolumu birbirine sarıp tam ağlamak üzereydim ki, oltalı bir insan geliverdi en dibe. Hayırdır dedi, oltanın durumuna baktı, ordan tut burdan çek böyle gel şurdan sar derken Allah razı olsun kurtardık sorun çözüldü.Misinamın en az yarısını heba ettik üzüldü. Nasıl atamamışsam artık O abimiz akabinde 1 kez attı oltasını canım denize, anında Akya (Çıplak) çekiverdi. Sayesinde adam gibi atıp çekmeyi öğrendim, tüm Akyalar ona nasip olur inşallah. Adını bile bilmiyorum ... 2.ci gün : O muhterem balıkçı sahte zargana kullanıyordu. Bende ondan aldım. Gece gittim limana yine, aşırı dalga , dalga, Attım çektim yok, , 2.ci kez attım olta nere takıldıysa artık, misina takımı denizde kalacak biçimde koptu Diğer yemsiz takımı takıp ekmekle başladım, 7.ci atış bile olmadan yine aynı yerden tüm takım denizde kalırcasına dağıldı. Misinanın ucu ve ben hayretler ederek biraz da üzülerek oradan ayrıldım. 3.cü gün : Sabah kostur kostur av dükkanına gittim hem yemsiz takım, hemde sahteli takım yaptırdım. Misinayıda değiştirdim tertemiz. Yine aynı yere limana gittim. Artık 2 günlük acemilikten eser kalmamış belli, sahteyle at-çek kolay ve rahatça yapabiliyorum. 4 saat kadar at-çek tık olmadı. Atmayı ve çekmeyi öğrenmenin mutluluğuyla ve sabırla burda sabahlarım dedim. Dedim ama bir yağmur başladı ki offf , yağmur hızlanınca baktım olmuyor son sürat takıma asıldım , çekeyim ve daha fazla ıslanmadan eve gideyim dedim. Ben çektikçe kamış boynunu eğiyor herhalde rüzgardır, dalgadır, yada yine kayadır diyorum yağmurdan da kaçma isteğim had safhada, Kamış en son bir eğildiki anladım ki balık var Bir islandım ki sormayın, oltayı çeke çeke nihayet 3 lü sahtede 2 balık gördüm. O esnada belliki tecrübeli bir başka oltacı geçiyordu yanımdan , çektiğim olta ne var abi dedim anlarmısın, tutup baktı sağolsun, kefal bu kefal , hadi afiyet olsun dedi. İlk balık kefal oldu, yalnız müthiş kılçıklı balıkmış, ama lezzetli güzel. Rastgele,
İndin-çıktın, yoruldun-dinlendin, ıslandın-kurudun, sevindin-üzüldün... Yeni-yeni başlangıçlar, tazelenmiş heyecanlar, tatlı telaşlar sürer gider. Hayırlı olsun, gönlünce avlara inşallah.
Allahtan o Akya sana gelmemis. Yoksa takımı taklavatı kapardı elinden. Cok sert ve dinamik balıklardır akyalar. Adeta guresirsiniz. Ama 3 gunde bayagı yol katetmissin. Hele birde o yagmuru yemissen, olay tamamdır. Rastgele Serhat kardesim.
okudum okudum ama kıbrıs oltasına igneleri nasıl baglıyacagımı bi turlu bulamadım :S hırsız ıgne baglar gıbımı baglanıyor yoksa baska bı baglama cesiti varmı?
Sevgili Serhat yukarıda işaretlediğim ifaden beni kızdırdı..sakın ha bir daha kullanma ,, ne demektir , Rezil olmak . Diplere gitmek.?? atarsın oltanı beklersin , varsa gelir ..yoksa gelmez bu kadar.. gün gelir oltanda dolaşır açamazsın..gayet normal şeyler Balığın olmadıgı yerde hangi usta balık tutarmış ???
Ustam, affola, neler yaşadım neler , işim vardı işsiz kaldım , 35 sene evim vardı, evsiz kaldım, şimdi kiracıyım , 32 sene anam başımdaydı , anasız kaldım , ney yapayımda temiz kalayım diye dolanırken, oltacıları gördüm. Ustalık değil niyetim, balık çırpınırken ağlarımda , geçmişim gelir önüme, o ilk 2 kefalden sonraki 3.cü gün sokar denk geldi , saldım kıyamadım , bana şans veremeyen sözde insanlara duymasalar, bilmeseler bile taaa içerimden yolladım sms si, bir gün alırlar elbet Bunca yıkılmışlığa rağmen şimdilik en kötü huyum olta atmak Rastgele, sana ve tüm dostlara , acemilere, ustalara ...
Sevgili Serhat , şu an bu satırları yazabiliyorsan , ve şu an balık ve olta ile yaşamayı düşünüyorsan sen zaten aşmışsın, benim veya birilerinin sana öğüt vermesine gerek kalmamış , başından geçenleri böyle samimi bir dil ile anlatman ve halen kötü işler yapmayıp, kendini salmayıp buralarda olman yeter .. ben derimki sen . her türlü engeli ve zorlukları aşacaksın..sabır ve gayretin ile.. kendine iyi bak kardeşim..biz hep buralardayız... (99 depreminde benimde evim avcılarda güme gitti)
Karamürsel Kefal Avi Merhaba dostlar. 08.07.2011 ve 09.07.2011 günleri izmit karamürsel kıyılarında sabah saat 8 de ben ve dayım kefal avına çıktık.akıntı istediğimiz yönde yani sola doğruydu.iyi balık çıkacağını anlamıştık ve kefal takımlarımıza ekmeğimizi güzelce sarıp ilk atışlarımızı yaptık.2 kişi üç olta çalışıyorduk.daha bir bardak çayımızı içemeden 3 oltanın ikisine balık vurmaya başladı ve o saatten sonrada biz doğru dürüst çay içemedik ) 2 günün toplamında yaklaşık 50 adet kefal aldık ve pişirmesini bilene inanki istanbulda satılan palamutlardan daha güzeldi...
Nasıl pişirdiniz acaba bende karşıdan kefal alıyorum tek tük, kefal işinde daha acemiyim ancak yakalaması oldukça zekli,Ekmeği nasıl sarıyorsunuz bu kilit olayı nasıl yani ekmeğin dağılmasını istemiyorum ancak bazen bu başıma gelmiyor değil. Balıklarlar ekmeğe saldırıyorlar ancak bi tane balık yakalanmadan ekmek dağılıyor. Birde balık aşırı kaygan bunun için balığı nasıl tutuyorsunuz.Biraz fazla oldu sorular ancak 50 kefal yakalayan birinden başkasına sorulmazdı herhalde
Balık hangi havalarda oltaya daha çok gelir. Mesela bu gün hava kapalıydı. 3-4 gündür ekmeğe üşüşen balıklar. Bugün bir kez bile oltaya dokunmadı. Acaba kapalı hava balığıda etkiler mi?