Bu forumun en dikkatlisi ünvanını vermeyi bana bıraksalar, sana verirdim. Ama sen de çok geç kaldın Bütün detayıyla avlama sonrası ve evde pişirme öncesi ve sonrası işlemleri anlattım, bir saat konuyu seyrettim... Soruyu (nasıl pişirmeli) soran arkadaş dahil kimse ilgilenmeyince, bilgi israf olmasın diye txt dosyasına kaydedip kütüphaneme kaldırdım.
internette problemler vardı bundan sebeb bağlanamıyorum rahat. pişirme önerilerini duymak isterdim ama
Sonuç Balık mezgit değildi Sudak balığıydı. Sudağa bir çok yerde tatlı su levreği denyor. O nedenle genel olarak yazmıştım. Mezgitle sudak arasındaki farkı bilecek kadar ikisinden de yakaladım şükür. Ama yazılı orkinosla ilk kez bu kadar yakından tanışmış oldum.
Bunu öğrendiğim iyi oldu. Siyah kısımların çok acı bir tadı vardı. Belki onun acılığı iştahımızı kaçırdı sadece. Bir gün sıyırtmada denk gelirse ilk işim Allahu-Ekber deyip kanını akıtmak olur. Birde öyle deneriz.
Sonuç: Senin yazdıklarından çıkarttım, ben müneccim değilim. Mesajında sudaktan bahsetmedin, şimdi uydurdun
Kanlı- Lezzetsiz Balıkların Lezzetlendirilmesi En kaliteli ete sahip orkinos ve ton balıkları da dahil olmak üzere, Scombridae (uskumru ve ton balıkları) ailesine dahil palamut, uskumru, kolyoz, tombik, ceylan, gobene, yazılı orkinos, tulina ve benzeri türler ile lambuka, iskender balığı ve diğer iri Carangid (istarvit ailesi) ler, hatta bazı derinsu balıkları eğer yakalandıklarında doğru şekilde hazırlanmaz ve muhafaza edilmez ise, yine mutfakta hazırlığı doğru yapılmazsa çok sıradan hatta çoğunlukla berbat bir lezzete sahip olurlar. Bu lezzeti bazıları yadırgamayabilir. Fakat onların bir kez bu aylarda boğazdan avlanan lüferi (300 gram üstü) yiyerek balık lezzetinin ne olduğunu görmesini şiddetle tavsiye ederim. Bu kötü lezzet tanımlamasından Karadeniz'den avlanan palamutu ve besiye çekilmiş orta yağlı orkinosu ayrı tutmakta yarar vardır. Bu balıklar besi durumuna göre her zaman vasatın üstünde lezzete sahiptirler. Bu balıkların mümkünse satın alınmaması, çok taze ve mevsim dışı sartın alımlar için doğrudan ikinci kısımdaki uygulamaların yapılması yerinde olur. YAKALANAN BU TÜR BALIKLARIN MUAMELE (İŞLENMESİ) VE MUHAFAZASI (SAKLANMASI) En doğru yaklaşım balığın galsamalarının bağlı olduğu yeri tam kesmek yada yaka bölümüne kalbi de kapsayan bir kesi atmaktır. Kan akıtma sonrasında balık buz üstüne BIRAKILIR yada buzlu su içine atılırsa mükemmel lezzete giden yol iyice açılmış olur. Bunu her zaman temin etmek mümkün değildir. Deniz suyunda yıkadığımız ve üzerindeki kanları uzaklaştırdığımız balığı gölge bir yerde ıslak bir bez altına bırakmak ta çoğu zaman yeterli olabilir. PİŞİRME ÖNCESİ YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER Bu balıkların lezzet kazanabilmesi için etindeki amonyak ve kanın uzaklaştırılması gerekir. Bu amaçla etler fleto haline hgetirilir. Temiz içme suyuna gömülecek şekilde bir kap içine alınır. Balık eti çok kötüyse 2 saat sonra su atılıri balıklar yeni suya konulur. Şimdiye kadarki işlemler balığın etindeki kötü lezzetleri uzaklaştırmak amacı taşıyordu. Yeterli yağlılığa ve lezzete sahip olmayan bu balıkların lezzetlendirilmesi için en uygun yöntem marine işlemidir. Etleri fleto halinde doğrayıp sonra marine etmek daima acı ve kekre lezzetleri ortadan kaldırır. Marine işlemi (Marinasyon) fleto halindeki her türlü ete uygulanabilir. Balık için zeytin yağı, limon suyu, tuz, tane karabiber ve defne yaprağından oluşa karışım gayet uygundur. Süre 2-3 saatden az olmamalıdır. Sonrasında her türlü ızgara, fırın ve şiş yöntemiyle pişirme uygulanabilir.
Arkadaşım ayıp oluyor uydurdun falan nedemek. Neyi neden uydurayım. Ayıp ediyorsun. Bir balık için yalan söylemeye değermi ki söyleyeyim.
Yakup hocam tüm üyelerin aynı anda burada olma ve yazdıklarınızı okuma durumu olmadığı malum ayrıca birde üye olmayan okurlar var. Tüm bunları düşündükten sonra paylaştığınız değerli bilgileri okunmadığını düşünüp silmeniz bence yanlış ilgilenen birileri mutlaka olacaktır. Ne demişler "iyilik yap denize at balık bilmezse Halik bilir". Siz değerli bilgilerinizi bizden esirgemeyin yinede tabi bu benim düşüncem acizane Saygılar, rastgelsin...
Ben ne söylediğimin farkındayım. Aşağıdaki uzunlukta bir paylaşım yazsanız sizin de emeğiniz boşa gitmezdi. Ayrıca yine okumadan akıl verdiğinizi düşünüyorum. İndirgediğim mesajın daha detaylısını hem bu mesaja hem de balık yemekleri topiğine ekledim.
Lütfen bizim konuyu anlamamız için sizin bize sunduğunuz bilgilere bakın. Sudak kelimesi geçiyor mu? "Kiloluk tatlısu Levreği" sudak mı demek? Mesajınızda ihtiyarın söylediğini sizin de onayladığınız gibi bir anlam çıkmıyor mu? Sadece tavuk balığı ifadesini açıkladım, sonra siz sudak diye yeni bir balık ortaya çıkartmadınız mı? EN ÖNEMLİSİ: Bunca dolambaçlı bir mesaj yazan siz kardeşime bir espri yapamayacak mıyız... Mesajın sonuna eklenen ifadesi espri, şaka anlamına gelmiyor mu? Yani ortada ayıp yok... Sadece muhabbet var... En azından ben öyle anladım.
Palamut ve aynı ailelerin balıkları tutuldukları andan itibaren kan bırakırlar.Livarda yaşıyamazlar.Kendiniz tutacak olursanız ilk yapacağınız,sidiklik kısmından bıçak ile çizik atarak kan salmasını temin etmektir. Piyasadan alınca eğer buzhane balığı ise mutlaka Yakup Bey'in dediği gibi marin edilmelidir.
Yakup hocam birincisi size ne söylediğinizin farkında değilsiniz gibi bir ifade kullandığımı hatırlamıyorum böyle bir ifade de bulunmak ne haddim ne de tarzım, ikincisi akıl vermek gibi bir niyet taşımadığımı da belirtmek isterim böyle bir şey aklımdan geçmedi tam tersine sizi samimiyetle onore ederek bizlere tecrübe ve birikimlerinizi aktarmanız için teşvik etmekti âcizane, bunun sebebi de sizin ilgisizlik ile ilgili siteminizdir. Yazılanları okumamış olsaydım böyle bir yorum yazmazdım. Ancak üzülerek görüyorum ki bunu yanlış bir şekilde ifade etmişim. Bu konuda bir eksiğim var ise kusura bakmayın. Son olarak beni oldukça düşündüren "Aşağıdaki uzunlukta bir paylaşım yazsanız sizin de emeğiniz boşa gitmezdi." ifadeniz çok ilginç geldi. Amacı sizi yermek olmayan bir yazıya böyle bir cevap vermeniz ilginç olan, tabii ki bizlerinde paylaşacağı kendince bilgi ve tecrübeleri vardır. Bunlar sizin bilgilerinizden az ya da eksik olabilir ama buradaki asıl amaç zaten bilgi alışverişi değil mi? Benim için burada paylaşılan her bilgi uzun olsun ya da olmasın sizin engin bilgileriniz kadar değerli. Ama bu ifadenizden sonra gerçekten kendimizce bırakın ufak ta olsa bir bilgi ya da tecrübe paylaşmamızı amacı iyi niyetli yapıcı bir yorum yapmakta bile tereddüt yaşıyor insan. Tüm samimiyetimle tekrar ediyorum yaptığım yorum eksik olabilir, amacı konusunda size söylediğim dışında farklı anlamlar çıkarmamanızı dilerim. Size bir konuda sonuna kadar katılıyorum "Ortada sadece muhabbet".Saygılar.
Sonuç: Sizi tanımıyorum, daha önce de bir diyaloğa girmedik. Siz de beni tanımıyorsunuz. Bu kadar uzatacak bir şey yok... Onur ve onere edilmek sözle olmuyor. Bu tarz yaklaşım bana batıyor. Bırakın forumun tanıdığı süre zarfında mesajım üzerindeki haklarımı kullanayım.
Geçmiş olsun bende pek gördüm insanlar yazılı orkinosu yakalamak için çok çaba gösteriyorlar o kadar kötü bir balık olmaması lazım.
gectıgımız persembe annem pazardan palamut nıyetıne bu balıgı almıs daha tadına bakar bakmaz yazılı orkınos dedıgınız ve bu konudan ogrendıgım balık oldugunu anladım.tadı cok yavandı sert bı etı vardı.valıde sultanın ye zıyan olmasın yazık gunahtır baskısından dolayı yedım.tadı hıc guzel degıldı.balıgın alındıgı bolge ıst maltepe bu bolgede olan sıte uyelerı tezgahlarda balık alırken dıkkatle baksınlar üç kagıtcılar uc bes kurus kazancak dıe kımse kazıklansın ıstemem..herkese hayırlı aksamlar
Bu aralar İst. balıkçı tegahlarında genellikle TOMBİK denen tür bulunmakta. Sertliği vs bahsettiğinize göre sanırım sizinki Yazılı değilde tombik olabilir. Yazılıların en belirgin özelliği karın kısmında 5-6 adet siyah düğme büyüklüğünde lekelerdir. Tombikler ise ağız yapılarıyla özellikle ayırt edilebilirler. Ancak hiçbirisi aynı familyadan olsada palamutun eline su dökemezler.
