harika kareler Yasin, belli ki tadı damakta kalmış bir tabiat serüveni olmuş, ayrıca,bizim yönetim komple tatlısucu oldu gitti
sevgili modum bu nedir böyle örnek olacağınız yerde, sayfanız perşembe pazarı gebi, değişik değişik yerlerde bir sürü renkli yazılar falan, lütfen ama, 1 satır yazı yazıyorsunuz karşımızda koca sayfa, lütfen
Sağolasan Eşgican, gönderiver mail adresini sana da gelsin gubani. (Tammy ablamızın da varsa, onu da )
Çekilin biraz da ben yazayım. Şimcik, biz çooook önceden beri bu seyahati planlıyorduk. Ama Yasin'in de dediği gibi iş güç v.s.'den dolayı, ancak planlamaya başladığımızdan 1,5 ay sonra isteğimizi gerçekleştirebildik. Son hafta nasıl zor geçti anlatamam. Vakit bir türlü geçmek bilmiyor, biz pırpır vaziyette yola çıkacağımız anı bekliyoruz. Sonra efenim beklediğimiz gün geldi çattı, çantalar hazırlandı, malzemeler bagaja yerleştirildi, son olarak aile fertlerim balkondan bize el salladıktan sonra yola çıkabildik. Tabii her zamanki gibi lay lay lom vaziyette... Gidiyoruz ya acaip şımardık. Neyse, sabah erkenden kalktık kahvaltımızı ettik ve bilirkişilerden tüyoları aldıktan sonra avlağa doğru yola koyulduk. Yollar biraz zorlu ama bir yandan da keyifliydi. Tabi oraya vardığımızda ne zorlu yollar ne de parkurun aşılmaz görünümü umurumuzda değildi. Ufak ufak tırmanmaya ve her gördüğümüz havzaya olta atmaya başladık (tabi bunu yaparken suya aksimizi vermemeye ve hatta havzayı görmeden atış yapmaya çalıştık.) Alaya rastlama şansımız olmadı ama doğa son derece güzel, partnerim son derece keyifli ve komik, dere ise bir o kadar hırçındı (suyun az olduğunu düşünmeyin fotolardan. Akış az gibi ama aslında değil ve debisi çok yüksek)... Bazı noktaları geçişte gerçekten çok zorlandık ama insan orada olunca, parkur ne kadar zor olursa olsun ilerlemek istiyor. Hani biri çıkıp dese ki "biraz daha tırmanırsanız sağ çıkmanız olanaksız", buna rağmen içinizdeki o ilerleme duygusuna hakim olamazsınız. Büyülenmek böyle bir şeymiş, bunu da orada öğrenmiş oldum. Belli bir noktaya geldiğimizde, oradan daha ileriye gidemeyeceğimizi anladık. Geçmek için tulumlara ihtiyacımız vardı ama biz tulum falan götürmemiştik. O şekilde suya giremeyeceğimizden, daha da ötesi vaktimiz de daraldığından (avlağa gitmeden önce çevreyi dolaşarak epey vakit kaybetmiştik ve artık saat 19.00 civarları olmuştu) geri dönmek zorunda kaldık. Eğer vaktimiz olsaydı muhtemelen geçişi de sağlardık ama o saatten sonra uğraşamazdık. Yağmur da başlamak üzereydi ve biz gelirken geçtiğimiz o yolların daha da kötüleşeceğini ve saplanabileceğimizi bildiğimizden, hızlı şekilde dönüşe geçtik. Ancak o parkuru bu yaz mutlaka tamamlayacağız, ahdımız var. Son olarak Yasin'e teşekkür etmek istiyorum. Beni oralara kadar götürdüğü, bu keyfi yaşattığı, o harika erikleri yememe vesile olduğu ama en çok da arabada türkü söylerken sesime katlandığı için. Teşekkür ederim... Ben çok keyif aldım, darısı herkesin başına.
Ne alası yahu, beni böyle görse, kızamık bulaşmasın diye 100 metreyi 5 saniyede koşardı. Endemikmiş... Evet endemik... Oncornhychus Kızamikus...
Teşekkür ederim, Resme gelince, bakmak yetmez görmek lazım, ayrıca görünen köy klavuz istemez... Anladın onu sen, şaka şaka Söylediğin gibi gerçekten keyifli bir serüvendi, su olsun da...