İçim iyice karardı..Bunun sonu çok acı olacak..Marmarada hayat gün be gün bitiyor..Son 2 senedir midyelik alanlarda canlı midye kalmadı bu salya yüzünden.Peşinden bunlarla beslenen balıklar yok oldu..Sanırım marmara denizini yakında marmara bataklığı diye anacağız
Olay canlıyken örnek alırken görüntü veren, yada Marmara çevresinin uzman hidrobiyoloğu olarak her yerde nam salan pek çok kişi geçen bir yılda bu konuda önemli bir rapor oluşturamamıştır (erişebildiğim kadarıyla ve kaale alınacak nitelikte görmediklerim hariç). Plankton patlamaları ve deniz kimyası uzmanlık alanım olmasa da, erişebildiğim kaynakların zenginliği sayesinde bu konuda bir araştırma yaptım. Öncelikle bir müjde vermeliyim, MARMARA BU VE BENZERİ NEDENLERLE ASLA VERİMLİLİĞİNİ TAM OLARAK KAYBETMİYECEKTİR. Bunun önemli bir nedeni var. Marmara bölgesindeki yerleşim ve sanayiden kaynaklanan kirlilik Marmara Denizi'nin 10 katı bir alanı bir yılda yok edecek güçte olmasına rağmen, denizin körfezler dışındaki önemli bölümü Akdeniz ve Karadeniz'den aldığı sular sayesinde canlı kalabilmektedir. Salya yada lez olarak isimlendirilen bu yapı ölü plankterlerden oluşmakta. İçerisinde aslında balıkçılığın temeli olan pek çok plankton grubu var. Oluşum nedenleri arasında su kirliliği ilk sırayı alıyor. Doğal nedenler arasında Marmara'nın doğal akıntı sistemi ve suyunun fiziko-kimyasal özelliklerini saymak mümkün. Aşırı yağış ve tam tersi kuraklık deniz suyunun fiziksel ve kimyasal özelliklerini hızla değiştiren etkenler olarak bu plankterlerin aşırı çoğalmasında (plankton patlaması) ve aniden topluca ölmelerinde büyük etkiye sahip. Suyun özellikle sıcaklığının hızla arttığı ve hızla düştüğü ilkbaharın sonları ve Son bahar ortalarında plankton çok hızlı biçimde çoğalmakta ve kısa sürede topluca ölmekte. Bu nedenle bu dönemlere dikkat etmek gerekiyor. Önlemler: İnsanların yapabileceği tek şey kirliliği önlemek ve denizin doğal akıntı sistemlerini değiştiren, deniz dolgusu, liman inşaatı vs. kıyısal yapıları çevresel etki değerlendirme (ÇET) kurallarına uygun inşa etmektir. Kaynaklar: National Oceanic and Atmospheric Administration Center (NOAA) Louisiana Universities Marine Consortium (LUMCON) Hypoxia in the Gulf of Mexico, LUMCON Ocean Literacy, The Essential Principles and Fundamental Concepts of Ocean Sciences, LUMCON The Science of ocean Ecorestoration, www.planktos-science.com, ================ Suyun fiziksel özellikleri: Sıcaklığı, elektrik iletkenliği gibi özelliklerdir. Suyun kimyasal özellikleri: Çözünmüş oksijen miktarı, pH (asit/baz)sı, azot, fosfor vs. diğer madde içerikleri
Yakup hocam, gerçekten merak ettiğim bu madde hakkında, bu güne dek aldığım en geniş bilgi donanımı bu oldu. Paylaşımınız için teşekkür ederim
Şimdi'de körfezde. selam arkadaşlar, biz karamürselde(kocaeli) dün ava çıktık,ama açayip bir pislik vardı ne olduğunu bilmiyordum ama sayanizde öğrendim. 0,25 misina sanki 1,0 lik gibi oluyor ve çekerken sanki balık var gibi olup kıyıya gelince boşalıyor. dediğiniz madde bu olsa gerek, bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.
bu salya dedıgınız sey lez dedıklerını duydum hatta bı konuda ben actım.hakkında tam bı bılgım yok ama umarım en kısa zamanda neden ve nasıl olustugu belırlenıp cozum yolları arastırılıp yok edılır yoksa balık avcılıgı tarıhe karısacak
yakup abicim teşekkürler sağol bari nedne oluştuğunu anladık bunun en büyük sebebi bence baharda ve son baharda bu palnktom patlamasını bekleyen balık sürülerinin kalmadığıdır bence sizin de bildiği gibi baharlar balıkların en çok yemlendikleri toparlandıkları dönem değil midir tabii ürettiğinden 2,5 kat daha fazla balık avlandığı içn bu oluyor olabilir mi sizce de yani şööle 2 sene ticari balıkçılık yasakalansa bence planktomları dengeleyebilir bu sayede midyeleri ve onlarla beslenenlari kurtarmış oluruz nasıl zekiyim demi
Marmara Denizi genelinde gözlemlenen musilaj agregat Marmara Denizi genelinde gözlemlenen musilaj agregat Tartışma: 09.09.2007 - 11.10.2007 tarihleri arasında Marmara Denizi genelinde meydana gelen alg patlamasını takiben ve balıkçılar tarafından “salya”, basın tarafından da “deniz yüzeyinde görülen beyaz sıvı tabaka” olarak nitelendirilen olgu gerçekte bir alg patlamasıdır (16-Ekim- 2007 tarihli Sevinç – Erdal İnönü Vakfı açıklaması ve Raporu) Bu karışık alg patlaması olarak nitelendirebileceğimiz olguyu yaratan türlerin Rhizosolenia calcar-avis ve Dinophysis caudata, Dinophysis tripos olduğu yaptığımız çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Balıkçıların “salya” ismini verdikleri ve balıkçılık ekonomisini sarsacak boyutlardaki bu oluşumun da temel sebebi budur. Bu oluşum kirliliğin direkt bir göstergesi olduğu kadar, sonuçları ile de kirliliği arttırıcı bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Üzülerek hatırlatmak isteriz ki, 16-Ekim-2007 tarihli raporumuzda da belirttiğimiz ve dikkat çekmek istediğimiz olası sonuçlar, bu gün itibarı ile ne yazıktır ki gerçekleşmiştir. Uzunca bir süredir Marmara Denizi genelinde yaşanan, farklı türlere ait fertlerin sayısal anomlalilerine (Noctiluca miliaris “kızıl suları”, Ceratium türlerine bağlı “yeşil su” olgusu, Cnidaria türlerindeki artışlar gibi) ek olarak ilk defa bu sene kamuoyunun da ilgisine çekecek boyutlarda Rhizosolenia calcar-avis ve Dinophysis caudata, Dinophysis tripos türlerinde yaşanmıştır. Bu tip anomaliler Marmara Denizi’nde, özellikle tür çeşitliliğine bağlı hassa dengenin kopmak üzere olduğunun ciddi birer göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle de Dinophysis türleri gibi biyotoksin içeren çanlılardaki artış, ciddi sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Bilimsel açıdan uygun ve düzenli bir izlemenin yapılabildiği söz konusu oluşum, bilimsel izleme ve çalışma disiplininin yanı sıra, su ürünleri ekonomisini etkilemesi, rekreasyonel açıdan ciddi etkilerinin bulunması ve benzeri sebeplerden dolayı ciddi bir sorun halini almıştır. Bu durum bir anlamda da orijini ne olursa olsun, halihazırda mevcut oluşumun etkilerinin en alt düzeyde tutulabilmesi için ciddi bir girişimi gerektirmektedir. Musilaj yapının su sıcaklığı değişimleri ile sadece form değiştirmesi, ancak etkisini devam ettirmesi, korkarız önümüzdeki dönemlerde sorunların daha yoğun bir şekilde katlanacağı anlamına da gelmektedir. Musilaj agregatın fiziksel yapısı dolayısı ile, ortamdaki farklı organizmaları bünyesine hapsederek bir anlamda ortamdaki türlerin hem çeşitliliğini, hem de fert adetlerini etkilemiş olduğu düşünülecek olursa, ortamda eksilen türlerin yerini dolduracak formlarda olacak artış, bahar ve yaz aylarında planktondaki olası patlamalar ile, büyük bir olasılıkla bu etmen ortadan kalkmadan, hem etkisel hem de kütlesel olarak söz konusu yapının etkisinin katlanarak artmasına sebep olacaktır. ==============================================- KAYNAK: Sevinç –Erdal İnönü Vakfı Marmara Denizi genelinde gözlemlenen karışık alg patlaması sonucunda oluşan musilaj agregat konusunda rapor M. Levent Artüz Hidrobiyolog
Körfezdeki beyaz maddenin sırrı çözüldü 20 Kasım 2007 Nilgün SELVİBAYIR/İZMİT (Kocaeli), (DHA) İZMİT Körfezi yoğun olmak üzere Marmara Denizi’nde son bir aydır görülen ve bazı bölgelerde deniz yüzeyini tamamen kaplayan jeli andıran beyaz maddeyle ilgili çeşitli tanımlar yapılırken, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü uzmanları bunun ‘Leptomedusea’ olarak adlandırılan öldükten sonra parçalanmış bir medüz (Denizanası) türü olduğunu açıkladı. Bugün de İzmit Körfezi’nde yoğun olarak görünen ve beyaz jeli andıran, tabaka büyük ilgi çekti. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü uzmanlarından Ahsen Yüksek, balıkçıların ağlarına da zarar veren maddeyle ilgili araştırma yaptıklarını belirterek, bu maddenin Marmara Denizi’nde ilk kez 2005 yılında gözlemlendiğini söyledi. Yüksek, yaptığı açıklamada, türün dağılımının genel olarak, deniz suyunun üst tabakalarında, su sıcaklığının maksimum seviyeden 20 derece civarına düştüğü Eylül ayından Kasım ortalarına kadar yoğun olarak görüldüğünü, daha sonra ortamdan hızla yok olduğunu belirtti. Açıklamada, su sıcaklığının bu sene olduğu gibi ani değişen hava koşullarına bağlı olarak değişimi sonucu ‘Leptomedusea’ olarak tanımlanan medüz türünün kitlesel ölümleri sonucu deniz suyunda jelimsi bir tabaka oluştuğu belirtilerek şöyle denildi: “Rüzgar, dolayısı ile yüzey akıntılarının etkisi ile bölgesel birikim yapan bu beyaz-jelimsi yapı, deniz suyunda dağılım yapan fitoplankton (tek hücreli bitkiler) ve zooplankton (mikroskobik hayvancıklar) bünyesinde toplayarak bölgesel birikimler yapmıştır. Zaman zaman organik parçalanma sonucu köpüklenme de gözlenen oluşum denizel ortamda olumsuz bir görünüm göstermiştir. Bu türün ani ölümü sonucu, su kütlesindeki mikroskobik canlıların dağılımında olumsuz etki gözlenmesi söz konusudur. Aynı şekilde, bu dönemde su kütlesinde bulunan balık larvalarında da (bu dönemde mevsim itibarı ile su kütlesinin üst kısımlarında çaça balığı larvası bulunma olasılığı yüksektir) olumsuz etkisi olabilir. Fakat deniz tabanında ve balıklar üstünde bir etkisi gözlenmemiştir. Türün diğer bir olumsuz etkisi de balıkçıların ağlarında oluşan hasardır ki, bu durum ağların çekimi sırasında ağa binen yükün artması sonucu ağlarının parçalanmasıdır.” Açıklamada ayrıca, türün son yıllardaki artışının özellikle Marmara Deniz’inde besin elementlerinin ve sudaki plankton denen mikroskobik canlıların artması ile de ilişkilendirilebileceği vurgulandı. Denizlerimizdeki besin elementlerinin aşırı artışının ise kontrolsüz yüzeysel evsel atıkların artması ile de açıklanabileceği kaydedildi. bu konu gerçekten benimde çok dikkatimi çekti daha önce böyle bişe duyduğumu sanmıyorum. araştırdım ve bu bilgiye ulaştım: beni bu konuda aydınlattı umarım sizlerinde aklınızdaki sorullara çözüm olur