Geçen sene, ekim filandı yanılmıyorsam, Eskihisar'dan 3-4 tane istavrit tutmuştum.. Genelde tuttuğum balıkları ya otobüsçüye yada bizim bakkala veririm.. O gün nasip bakkalmış.. İçlerinde büyük olanı poşete sığmıyordu, "Bu ne abi, palamut mu?" filan diye sordu, istavrit dedim ve teraziye koydu. 700 kusur gram gelmişti.. Eskihisar'da varsa, Marmara'nın her tarafında da olur sanıyorum.. Elbette millet kıraça iken sağ bıraksa, büyür koca koca olurlar mutlaka..
ya mesela dün bir tane kraçe yakaladım ufacık...sonra acıdım dedim daha büyüyeceksin...balığın ağzından fazla canını acıtmadan dikkatlice çıkardım kancayı saldım denize...buda balıkçılığın duygusal yanı olsa gerek
Eski Foça, Yeni Foça, Aliağa, Bodrum da genelde tekneden bazen de kıyıda. Yakın zaman da Adrasan ve Saroz da av yapmak istiyordum. Ancak oralarda tanıdıklarım ve avlak yerlerinitam olarak bilmediğim için şimdilik erteliyorum planlarımı..
o ege tarafları tam olarak lüferi eylülden sonra yapması lazım.çünkü lüferler karadenizden daha yeni çıkıyorlar...sen ne zaman rastlıyorsun lüfere...
Belki de Serdar, dediğin gibidir. Ben hiç o derece büyüğünü göremedim ne yazık ki Ama bizlerin tutuğumuz istavritler de istavrit sonuçta Sirkülerin talimatları dışına çıkılmadığı sürece sorun yok bence
Sirküler? Konuyu bu kadar basit düşünmemek gerekiyor.. Sirküler herkes için ki, maalesef herkes bu profili karşılamıyor.. Siz veya ben hafta sonu ava gideriz, en iyi ihtimal 10 kg istavrit eder, mesele olmaz.. Ama sarayburnu veya galata'ya bakarsan sürekli bir kalabalık görürsün.. 100'er kişiden günde bir ton eder ki, işte o zaman ciddi bir rakama ulaşıverir.. İstavrit besin zincirinde önemli bir halka. İstavritleri böyle azaltırsanız yunuslar vs. başka avlara yönelir ve kısa sürede eko sistem yeni bir dengeye kavuşur: Kaya balığı ve iskorpitten başka bir şey çıkamaz olur.. Onları da bulan müzeye bağışlar.. Bu konu göz önüne alınarak sirkülerin düzenlenmesi gerekiyor.. Daha önemlisi sirkülere uygunluğun takip edilmesi gerekiyor.. Ama kimse etmiyor.. Sorun burada.. Takip olmayınca, iyice minik kıraçalarda güme gidiyor..
Rus balıkcı motorlarında sonar kullanılmadığını ( sonar sinyalinin balıkları kacırdığını ve sürülerin Türkiye sınırlarına kactığını düşünüldüğü icin ) , Komusumuz yunanistan'ın 2 yada 3 sene nesli tükenmekte olan dip balıkları icin av yasağı getirdiğini biliyormuydunuz ? Balık nesli bu şekilde korunur.
Serdar bu durumda o zaman tüm balık avları belli bir süre yasaklanmalı ve sadece istavrit üzerinde durulmamalı. Bir iki sene balık avlanmazsa bunun büyük katkısı olur bu durumda. Çünkü bir çok balık türü seninde bildiğin gibi maalesef yok denecek kadar az. Burada bir adet lüfer tutan arkadaşı da alkışlamayalım, onu da uyaralım. Sadece istavrit avlamak mı bozuyor bu dengeyi ? Gerçekten merak ettiğim için soruyorum ve bilmek istiyorum. Yardımcı olursan sevinirim. Senin bilgi dağarcığına her zaman saygı duymuşumdur.
Konu sadece istavrti avlamak değil.. Konu amatör avcılığı bir tür kıyım makinesine çevirmek.. Sirküleri hazırlayan için amatör balıkçı şu demek: rekreasyon, spor ve dinlence amacıyla balık tutan adam.. Ama kıraça avcıları -maalesef- bu sınıfa girmiyor.. Onların spro filan değil, kova doldurmak niyetleri. Hal böyle olunca ortaya katliam çıkıyor.. İşte bunu anlayamadık, bütün sorun oradan kaynaklanıyor.. 10'lu çapari ile kova kova balık tutmanın neresi spor? Ha, balık stoklarında sorun olmaz. Doğal balık nüfusu normal olur, o zaman bırak avlasınlar diyebiliriz. Fakat deniz ekosistemi ciddi tehdit altında.. Bunu görememek asıl sorun.. Kıraça katliamı tek başına sorun değil, ama sorunun bir parçası..
Teşekkür ederim bilgi için. Ama sitemiz bünyesinde bilinenler dahilinde zaten kıraça avı yok. Ama amatör balıkçılık sadece buradaki bir kaç üye ile yapılmıyor ve bu bilinci buraya üye olmayan insanlara nasıl aktaracağız ? Burada zaten aylardır konuşuluyor ve avlayan da en azından bunu düşünmeye sevk ediliyor.Hatta vazgeçiriliyor ya da geçmek zorunda kalıyor. Burada işimiz daha kolay, ama Galata Köprüsü' ndekiler nasıl bilinçlenecek ? Bunun için neler yapılabilir ?
Çok basit,Devletin gerekli birimlerine yoğun baskı ile kontrol mekanizmalarının çalışması yolunda baskı yapmak...
Galata köprüsünde gerçekten çok kötü avcılar var. Tırıvırıyı hiç utanmadan ulu orta kullanıyorlar. Ve sayıları yüzlerce Asıl tehlike bu gibi yerler ve böyle davranan insanlar Ben kıraça hiç avlamadım, avlayamam da zaten. Ama burada bu kadar çok konuştuğumuz kıraça avı, ne yazık ki Galata Köprüsü' ndekileri gördükten sonra çok anlamsız kalıyor. Bunu yetkililerin gözü önünde yapıyorlar ve maalesef hiç bir yaptırımı yok.
O zaman böyle bir kampanya başlatmak için sıvayalım kolları Ama iş böyle bir kampanyaya gelince hiç kimse elini taşın altına koymuyor. Yaban Tv için o kadar konuşuldu, bir kaç kişi haricinde kimse ilgilenmedi bile. Ama konu birbirimizi kırıp, şikayet etmeye gelince müşterisi çok oluyor. Ve en çok şikayet eden kişiler böyle bir durum ortaya konulduğu zaman birden ortadan kayboluyor. Bunun için bu konuların burada konuşulması artık beni sadece ve sadece sinirlendiriyor.
Yetkili ordan geçerken kovalara bakıp bakıp aynen şunu diyodur " Ulen İsmail ,mesai bitsede bi an önce takımları kapıp gelsek şuraya,kaç saat var lan mesainin bitmesine "
Ablacım böyle konuları burada konuşup tartışmak beni sadece ve sadece sinirlendşrşyor demişsin ve 7-8 tane mesaj yazmışsın sinir olduğun bir konu hakkında ne diye kendini yoruyorsun bırak yesinler birbirlerini
Kesinlikle aynen böyledir Ya da " Ulen İsmail gördün mü gavurun dölünü ne biçim doldurdurmuş kovasını " şeklinde de olabilir Evet diğer örnekleri de alabiliriz değil mi Can
Olmaz, ya çıkıp çözüm üretilsin, ya da bu tip tartışmalar boşuna uzayıp gitmesin. Ben inatçıyım bu anlamda. Burada yedi bin küsur üye var ve bu gurubun yaptırımı el ele verildiğinde eminim çok güçlü olacaktır. Bu gücü neden kullanmıyoruz da, farklı amaçlar güderek egolarımızı tatmin etme yolunu seçiyoruz ? Haydi araştıralım yetkili birimleri, başlatalım bir kampanya, bakalım katılım ne olacak ? Hodri meydan !!!