Resmen reklam bu. Haberciler haldeki suçları görmüyorlar ama "süpriz" bir baskında sabahın köründe orada oluyorlar ne hikmetse. O balıkları tutan, satan vs suçlu diyoruz ama şu baskını gerçekleştiren adamlar bile suçludur gözümde. Tepkilerin gazını almak için yapılmış bir reklamdan başka birşey değil. Yazıklar olsun.. Bir Finli arkadaşım demişti zamanında ; " İstanbul'u 500 yıl önce almışsınız ama hala yerleşememişsiniz " diye. Türkler olarak hala göçebe gibiyiz resmen. Bir yere yerleşip oranın tüm doğal kayanklarını tüketip sonra orayı terk ediyoruz. Kalmaya karar verdiğimiz şehirlerde de kaş yapayım derken göz çıkarıyoruz. Bu sorunu çözmek için pek çok yol vardır ama bence en etkili yol "Dinsizin hakkından imansız gelir" deyiminin bize anlattığından faydalanmak. Mehmet Ali Önel ismini herkes bilir. Deşifre programında, ilaç firmalarından tutun da sucuk, bal vs. gibi ürünlerin üretimini yapan gıda firmalarına soğuk terler döktürmüştür. Davasını yarım bırakmayıp, raporlarla açıklamış ve bu firmaları İsimleriyle işfa etmiştir. Yoğurda jelatin katıldığını, Bal'da %90 oranında gdo lu glikoz olduğunu bu programdan öğrendim desem yeridir. Kendisinin Twitter hesabı da oldukça aktiftir ve elinden geldiğince yapılan şikayetlerle ve önerilerle ilgilenir. Biz, "Amatör Balıkçılar" olarak, satır aralarında kalmış bu önemli sorunu kendisine Twitter hesabından iletirsek ve toplumun her kesiminden gelen tepkiler olarak gündemine sokabilirsek büyük ihtimalle bu işin de sonuna kadar gidecektir. Çünkü kanunları düzenleyenler de artık bu suça ortak olmuştur. Kimi kime şikayet edeceğiz ki ? Bir de bu yolu düşünün derim sayın arkadaşlar, abiler. Twitter hesabına veya mailine ortak bir metin mi yollarız, tek tek rt mi atarız orasını bilemem ama artık devletten birşey beklersek daha çok bekleriz.
Yoğurdun balın hileli olduğunu söyleyerek halkı yanına alırsın ama burada halk da memnun, ne güzel 5 liraya çinekop yiyoruz diye sevinçliler, dolayısı ile bu işi yasakların, denetimlerin kararlılıkla uygulanmasından başka hiç bir şey çözemez.
Sizce yakın bir gelecekte denetimlerin kararlılıkla uygulanma ihtimali var mı ? Bence yok, o yüzden kafam başka çarelere çalışıyor. Balıkçı zaten balığına 20 cm den büyük demiyor. Şu haber açıkça gösteriyor ki ; Halkı kandıran şu denetimi yapanlardır..
Yarın kimbilir nasıl olacak orası yer gök çinekop bak şimdi izleyelim görelim. bugun oldu nasıl olsa olmaz diyerek sabah kaç kasa inecek kimbilir Yazık...
Bu arada Bakanlık denetim elamanlarının ihbardan 6 gün sonra zahmet edip gidip de uygunsuz balık göremedik dedikleri Kadıköy Balık PAzarına bugün tekrar gittim, gene aynı manzaralar...her yer 20 santim altı Lüfer Dolu...... Zekamızla dalga geçiliyor gibi geliyor... Kadıköy Balık Pazarı ve Bostancı Balık Pazarı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğüne (bağdat caddesinde) en yakın yerlerdir, hergün denetleme imkanına sahip oldukları bu yerleri nasıl göremiyorlar...
daha geçen hafta hayırsız ada acıklarında sahıl guvenlık gırgırın ıcınden 4 kasa balıkla cıkıyordu kımı kım e sıkayet edeceksın kı .
Rezilliğin pişkinliğin böylesi.... Adamın kamyonuna inceleme yapıyorlar, sanki haklı olan o imiş gibi bas bas bağırıyor.yazıklar olsun , yuh olsun...
Mevcut ihbar adreslerine ilaveten Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü adı altında yeni bir genel müdürlük oluşuturulmuş. bsgmihbar@tarim.gov.tr adresini de kullanabilirsiniz.... Ayrıca direkt başbakana ulaşmak için ozelkalem@basbakanlik.gov.tr
Kumkapı demişken, bu balık halinin diğer haller(sebze hali gibi) gibi işletme/izin/evsahipliği sorumluluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesine aittir. Kanun ve Yönetmenliklere göre de Belediye Zabıtaları da Gıda ilgili konuları takip etmekde/gereğini uygulamakda en az konu ile ilgili Kanun ve Yönetmelikleri (Tebliğde çok açık bir şekilde Zabıtanın görevli olduğunu yazıyor)yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kadar sorumludurlar. Bu yüzden Balık Halinin evsahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi sürekli balık halinde zaten, isterse yasal limitlere uygun olmayan bütün balıkları halde denetleyip engelleyebilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Beyaz Masa Başvuru http://application2.ibb.gov.tr/forms/beyazmasa/ 1380 Nolu Su Ürünleri Kanununun 33. Maddesi Kontrol İçin Kimlerin Yetkili ve Sorumlu olduklarını yazıyor. Madde 33 - (Değişik madde: 22/07/2003 - 4950 S.K./5. md.) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatında ve Bakanlığa bağlı su ürünleri ile ilgili teşekküllerde su ürünlerinin, deniz ve içsuların koruma ve kontrolü ile görevlendirilen personel ile emniyet, jandarma, sahil güvenlik, gümrük ve orman muhafaza teşkilatları mensupları, belediye zabıtası amir ve mensupları, kamu tüzel kişilerine bağlı muhafız, bekçi ve korucular ile emniyet ve jandarma teşkilatının bulunmadığı yerlerde köy muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri bu Kanunla ve bu Kanuna istinaden konulan yasaklardan dolayı, bu Kanun kapsamına giren suçlar hakkında zabıt varakası tutmak, suçta kullanılan istihsal vasıtalarını ve elde edilen su ürünlerini zapt etmek ve bunları 34 üncü madde hükmü saklı kalmak şartı ile adli mercilere teslim etmek; ek madde 3'te yer alan hükümler çerçevesinde idari para cezalarını kesmekle vazifeli ve yetkilidirler. Konu İle İlgili Diğer Yardımcı Kaynaklar : Belediye Zabıtalarının Görev ve Sorumlulukları http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.11244&sourceXmlSearch=&MevzuatIliski=0 Üstteki Yönetmenlik Aşağıdaki Kanuna Direkt Atıf Yapıyor. GIDALARIN ÜRETİMİ, TÜKETİMİ VE DENETLENMESİNE DAİR KANUN http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5179.html