Lapor : 31.01.2010 Tortum

Uzun bir süre önce kızımında şubat tatilini bahane ederek sıla hasretini gidermek , ailelerimizi ziyaret etmek , eş-dost ile görüşüp iki satır hasbihal etmek üzere Cumartesi sabahı Erzurum'a geldik... Daha yola çıkmadan Nuri abim sağolsun bana telefonla ulaştı ve bu rapora konu olan organizasyon için teyitleştik. Pazar sabahı 07:30'da buluşacak ve "kutsal topraklara" doğru yola çıkacaktık...

Cumartesi akşamı saatimi sabah 7'ye ayarlayarak bir sonraki günün hayali ile erkenden yattım (normal günlere göre )...

Sabah daha alarm çalmadan uyandım ve evden çıkarak buluşma noktasına doğru yola koyuldum. Ve kısa bir yürüyüşten sonra Nuri abi'yi gördüm. Önce Nuri abi ile peşinden Murat abi ile tanıştık ve Selim'i almak üzere yola koyulduk. Peşinden Selim ve üniversiteden Nevzat hocayı da aldıktan sonra memleketime doğru yola çıktık Nevzat hoca organizasyona Erdem'e 20 Tl rüşvet vererek katıldı Murat abi konuyla ilgili bir açıklama yapacaktır sanırım

9 sularında "üngüzek kapı" 'da kısa bir mola vererek birkaç kare resim aldık. Bunlardan bazıları da meşhur "sincaplı ağaç" ve hemen aşağısından akan dere...









Erzurum'da hava -2 civarlarındayken Tortum ve civarında +3 +4 dereceleri gördük. Ve hatta öğleden sonra bir ara (resimlerde gömlekli olduğum anlarda) neredeyse +10 +12 derecelere kadar çıktı sıcaklık. İstanbul'da ayaklarımız donarken Tortum'da sırtımız ısındı Valla

Tortum gölü sağ tarafımızda tüm güzelliği ile görünmeye başladı artık. Manzarayı seyrederek ilerleken avlağımıza gelmiştik. Gerekli malzemeleri alarak gölün kenarına indik.


Manzara bir harikaydı... Birçok fotoğraf aldık , rapordan sonra manzara fotoğraflarını da sizlerle paylaşacağım.

 

Ava başlıyoruz...

Evet , oltalar birer birer suyla buluşmaya başladı...






Ben İstanbul'dan takımları götüremediğim için Nuri ve Murat abinin benim için hazıladığı Erdem'in takımını kullandım. 3 tane de 2 iğneli dip oltası eşlik etti bana. Yem olarak hamur kullandık...Ehh biz Erzurum'lular hamur işini çok sevdiğimiz için bölgedeki balıklarda hamur ile avlanıyor olsa gerek Şaka bir yana bu av merakı ilk başladığında hamurdan yem yapıldığını duyunca çok gülmüştüm. Meğerse gerçekten etkili bir yemmiş. Oltaya takılan balıkların haricinde birçok kez iğnelerin ucunda ki hamurlarımız ya tırtıklandı ya da komple hüpletildi balıklar tarafından

İlk balıkları Murat abi altı şamandıralı takımla. Tekniğine hayran kaldım. Şamandıralı takım ile çok sayıda balığı resmen sudan çekti aldı...Tasmalama işinde çok başarılı Valla.

 

Evet Güzel bir gündü.Senitanımak ayrı bir mutluluk.Rapor için eline sağlık.Erdem Nevzat Hoca ve 20 TL Rüşvete gelince.Nevzat hoca haft abitmeden balık tutma dürtüsü başladığı için yoklayıp duruyor.Bizde İstanbuldan misafir gelecek program ona göre belli olacak diyorduk .Son Cumartesi akşamı yine aradı ne oldu diyince arabada yer olmadığını ve kendisini alamaycağımı söyledim biraz küsme meyilli olarak tamam dedi .Az sonra tekrar aradı Yav ben düşündüm de Hava soğuk Erdem gelmese ne dersiniz Ben bu işe karışamayacağımı Erdeme sorması gerektiğini söyledim Telefonu Erdeme verdim konuştular ne vadetti bilmiyorum ama Erdem Telefonu bana uzattığında yüzü bir karıştı Ya çok hayali bir şey teklif etmişti yada çok az Telefonu aldım Erdem razı gibi dedi Erdemle konuştuk pek razı olmamakla birlikte isteksizce kabul etti .Yanımdan ayrıldı ve az sonra gelip tamam ben gelmeyeceğim amam 20 TL isterim dedi. Bnede İstersen Nevzat amcana başk aşey aldıralım dedim ama dinlemedi sinemaya gidecekmiş. Ertesi günü nevzat amcasına söyledim. O 20 TL yi duyunca itiraz eder gibi oldu başka şansıda yok mecburen verecek çocuğun parasını.

 

Murat abinin peşinden Nuri abinin hazırlayıp bana teslim ettiği dip oltalarından ikisine 2 bekir takıldı...Hedef avımız "büyük beyaz" olduğu için balıkları salıverdik (o ana kadar tuttuğum en büyük balıktı onlar ) Böylece tuzlu sudan sonra tatlı suda da ilk balıklarımı salarak sözümü de yerine getirmiş oldum.




Arada bir de olsa Selim'de eşlik etti bize


Bunlarda benim aldığım sirazlar








Murat abi şamandırayı her sudan kesişinde Selim Murat abinin oltanın ucuna odaklanıp acaba benden önce mi tutacak aynalıyı diye bakıyordu

Bu arada peş peşe sirazlar gelmeye başladı oltalarımıza... Ben şamandıralı ile hiç alamadım ama epey bi didiklediler yemlerimi , birçok kere tazelemek zorunda kaldım.

Dip oltalarının yemlerini tazelerken de çok güzel sohbetler yaptık...

Aynalılar yüz görümlüğü isteyip bize kendilerini göstermeyince Murat abinin seslenişine kayıtsız kalamadık. "Yemek hazır , haydi gelinnnn..."

Sofraya gittiğimiz de muhteşem bir menemen ile karşılaştık. Bir de yanında "balli" çayı. Midemiz bayram etti açıkçası. Uzun yıllardım yediğim en güzel menemendi şüphesiz. Gerçi Selim "küfli peynir" getirmemişti ama sağlık olsun

Video Eklenecek

 

Devam

Tortum Göl Manzaraları

 

Sevgili Fatih, seni ve tüm ekibi kutlarım harika kareler. İnan kıskanmamak elde değil, umarım böylesine güzellikler herkese nasip olur.

Eh sende kutsal topraklara gidip hacı olduğuna göre sanada hacı Fatih denecek sanırım bundan sonra

hazır gitmişken şeytan taşladın mı bari gerçi sevgili imam oradayken taşlayacak şeytan bulmakta zordur.

Sana ve Erzurum'un güzel insanlarına sevgi ve saygılar.

 

imrenmedim dersem yalan söylemiş olurum. harika vallahi o soğuk havada içim ısındı resimlerle. tebrikler.

 

Ben sonra yazacağım, o yüzden burayı rezerve ettim.

 

Etti, iki. (bir diğeri Kadricanın konusu)

 

Hayır canım 3. Bir de Nejat ağabeyin konusu var(mış). Ben Allah'ın izniyle kendimi bir toparlarsam sadece bu konulara değil bir sürü konuya yazacağım da, du bakalım.

 

Nihayet çalı-çırpı ve odun resmi olmayan bir lapor gördük Fatih kardeşim Tortum'dan aynalı tutamayacağını biliyordum.Nuri her ne kadar şegirti de olsan aynalılarını kıskanır sana bile tutturmaz..Onun üfürükleri sadece Murat'a dokunmuyor.
Çok güzel görüntüler eşliğinde şimdilik uzaktan sevmekle yetindiğimiz kardeşlerimizin mutluluğuna ortak olmak ne güzel. İnşallah orada olmanın keyfini bir gün tüm kardeşlerimiz yaşayacaktır. Elinize sağlık..

 

Nejat abim en son 8 Kasımda Boğaz'da aynalı dolandırmış cümbür cemaat. Aradan geçmiş aylar ve aylar. Olay mürur-u zamana uğramış çoktan. Sonrasında laporladığı bir şey de yok Allah'a şükür. Ne için, hangi laporuna, ne yazacaksın ki?

Kısaca, dert etme o rapora yazmaktan muafsın. Akşam pazarı, bir küçük iyilik benden olsun.

 

Nuri abi şu senin deftere bi baksan bizim borcumuz nedir?

Ama sen de yanlış tutuyorsun hesabı abicim, bak iki dedin üç çıktı.

 

Sevgili abicim, aramızda teklif mi var? Çalı-çırpı resimlerine "usta bir göz" olarak ilgi duyduğunu bilmeyen yok. Lütfen "tevazuyu terzilere bırakalım" Engin gönlünüze küçük bir hedaye, akşam pazarı bir iyilikte şahsınıza.

 

Korkma, senin borcun yok. Şimdilik. Kesenin ağzı açıldı bir kere, akşam pazarı bir iyilik daha.


Yasinim bizde güven esastır. Yanlış da olsa, doğru da olsa; hesap neyse, o dur.

 

Eyvallah abicim, hesapbımız kabarmandan fatura edersen iyi olur biz de borcumuza sadığız çok şükür öderiz.

 

Herşey gayet güsel görünüyor abicim elinize emeğinize sağlık

 

Çek şunu gözümün önünden

Sevgili İmam, boğaz'da hava aldığımız akşamlara lapor yazmıyorumki. Sen haftasonu gidiyorsun, Murat tutuyor sen yazıyorsun sonra da laporum laporum diye geziyorsun. Tuttuğumuz balıkları önemsemiyorsun. Ne yapsın garipler.Hepsinin aynalı gibi birkaç kiloluk gövdeleri olması mümkün değil. İstavriti çinekopu karagözü küçümseme.. Gün gelir senin oltana da takılmaları sözkonusu olabilir.

 

Bir başka açı:

Fatih'in oltasına gelen siraz ve bekir balıklarının her biri en az iki istavrit, bir buçuk çinekop yahut bir tam lüfer boyundaydılar. Aynı boy balıkların bir kısmını ben saldım bir kaçını da O'na verdim. Yüzündeki tebessüm dünyalara değerdi. Balık neymiş o gün farkına vardı. Bundan böyle istavrit ve çinekop şöyle dursun, sarıkanat'a bilem olta atmaz.

 

İyi olur atmasın.. Sahiller yeteri kadar kalabalık. O da Halil'le kenardan organizasyon yapsın bol bol. Hem zaten burada balık malık yook.. Canı çektiğinde gider senin yanına tutar tuzssuz''Bekir''leri döner..