Yok hava bozuktu ama akıntı yoktu. Zaten bazaen yarın saat kadar balık vurmuyordu çektiğim zaman zaten yem problemsiz komple taktığım gibi geliyordu onun için akıntıdan yada dibin özelliğinden bozulmadığına eminim. Balığın sağlam yokladığı kesin. Babam da aynı şeyi söyledi lüfer yemi ağzına alır emer falan dedi çekip taktırmak lazım iğneyi dedi ama babam yıllarca tekneden yapmış avı teknede çekişp taktırmak daha kolay ama kıyıdan bu işi nasıl yapıcam anlamadım birde o kadar bekliyorsun balık vuruyor çekmek kolay iş değil çektiğinde balık yemi almamışsı ürker bir dahada gelmez ben iyice alsın kandi takılsın diye balık vurdukça bekliyorum balık oltaya vurmaya başladığında ki bunu fosfor yada zil taktığımız kamışın ucunun sıradışı hareketlenmesinden anlıyorum nasıl bir tavır sergilenmeli hemen olta tasmalanmalı mı yoksa beklenmelimi siz ne yağpıyorsunuz.
Dogrusun usta, eskiden cinekopa yatirdigimiz takimlarda 40 yilda bir bi tane lüfer cikardi. Arnavutköyden kasikla denerdik lüferi. Ama bu sene yeme gelmeye basladi saglam takimlar yapmakta fayda var. Elimizdeki takimlari fotograflayabilirsek buraya ekleyelim herkes birbirinden yeni teknikler görmüs olur.
Ben kamisi yatirdiktan sonra arkasinda oturur gözümü oltanin ucuna dikerim. Dedigin gibi siradisi hareketler oldugu zaman -ki hangi hareketin balik olup olmadigi zamanla ögreniyosun iste- hemen tasmaliyorum kamisin ucunu yukari diktigim zaman hareketi hissetmeye devam ediyorsam hic bosluk vermeden hizlica sarmaya basliyorum. Ve kismetse balik geliyor. Eger tasmaladigimda hareket yoksa sadece yemi yerinden oynatmis oluyosun ki arasira böyle bi hareketlilikte fayda var.
Yemi filan biraz değişiktir, ama, "circle hook" kullanabilirsin. Bunlar tasmalama gerektimek değil, bilhassa tasmalanmaması gereken iğnelerdir. Eğer ne zaman, nasıl vs. diyorsan, makinada dyneema misina kullan, çoğu zaman balık kendi kendini tasmalayacaktır. Ama garantiye almak istiyorsan, sen, daha yumuşak, kısa bir tasma yaparsın. Dyneema misina ile sıradan birine göre vuruşlar en on kat daha erken ve güçlü hissedilir, oltanın her iki ucunda da..
Evet arkadaşlar haklısınız. Aslında bende akşam gidip hazır aldığım çelik bedenli takımları ve kendi yaptığım takımların resmini çekip koyayım. Mutlaka hiç bir takım birbirinin kopyası değildir böylece herkez elindeki takımı diğerleriyle paylaşmış olur.
Aslında reflex doğal olarak balık vurup çektikten sonra yani o kısa süre içerisinde olta geirldiğinde tasmalamak gerekiyor oltanın ucu gerildiğinde ama geri döndüğünde tasmalamanın bir anlamı varmı olta gerildiğinde tasamlayabilsek takarız iğneyi ama iyi bir reflex gerekiyor bunun için. Belkide balık 3-4 sefer vuruyor zaten oltayı iyi takip edip ilk vuruşta kendimizi hazırlayıp reflexlerimizi hızlandırığp 2. yada 3. vuruşta daha doğru zamanlamayla tasmalayabiliriz doğrumudur?
Kıyıdan balıkçılığı bilmem bu yüzden sadece akıl yürüteceğim. Anladığım kadarıyla sizler balığın kendi kendine yakalanmasını beklemek durumundasınız. Oysa ki lüferi elde hissetmek gerek.Onun binbir türlü numarası vardır. Öyle geldi mi sağlama gelir diye bir şey yok, yemi alır oynar oynar bırakır, gider. Bunu anlayınca balığı kıskandırmak gerek, bu da bir deliğe geçirilmiş bekleyen kamışla olmaz. Belki olta kamışla atılır ama misina elde tutulup her an balığın gelmesi beklenir, bu bir bakıma heyecanı da artırır, balık yakalanınca yine makineyle çekersin. Herkes kendi yöntemini geliştirmeli aslında. Rastgele.
Olta geriliyor. Ne zaman? Misina iyice uzayıp uzayıp kamışı gerecek kadar kuvvet uygulayınca. Sen ne zaman tasma veriyorsun, ama bir uçta iğne, öbür uçta kamışta, aradaki misina önce iyice gerilecek, sonra balığa "al sana" diyecek. Dyneema bu problem yok. Balık orda yanındna geçse kamışın ucundadır. Ağzına aldı yemi. Koparmaya mı çalışıyor, kendi uyguladığı güç doğrudan iğnenin ucunda olur. Sorun, balığın kurşunu, takımı filan gezdirecek olmasıdır. Tipik 3 köstekli yapar, sağlam bir kurşun oturtursanız, balık kendi kendini tasmalar. Ama, tekli yemli yapıyorsanız, Balığın hareket alanı geniştir. Tasmalama yapmanız icap eder.
Serdar bey, bu bahsettiginiz yöntemi malesef hic bilmiyorum ama cok merak ettim. "Circle Hook" nedir? Biraz daha acabilir misiniz lütfen? Dyneema misinanin özellikleri nedir ki bu kadar fark ettiriyor. Viking diye bir misine öneriyorlar genelde, Dyneema ile arasinda nasil bir fark var?
Dün itibariyle Vaniköy ve Üsküdardan lüfer haberleri geliyor.. Bu akşam o tarafları bir kolaçan edeceğim. Sanırım bu hafta bol balık olacak..
MErhaba Reisim, Dün kız kardeşimle gittik balığa ve o da aynen böyle söyledi ve misinasını hep elde tuttu. Ama onunda biraz tecrübe eksiği var. Belkide böyle yapmak gerek bilemiyorum. Babam eskilerin balıkçısı oda bugün lüfer vurdumu yemi emer yemle oynar onu oltaya takmayı bilmek gerek dedi. Bakıcaz artık bi yöntemle ayarlayacağız bu işi. Ama hallederim benden kaçmaz
emre bu yemlerde anladığım kadarıyla diş izi yok bu yüzden lüfer olma ihtimali düşük, istavrit vs. gibi balıklardır büyük ihtimal. istavrit tutmak istersen eğer lüfer takımının küçük modelini yapabilirsin. ufak mantar 9-10 no kanca ince köstek. ufakta bir istavrit parçası taktınmı yeterli olur.
yem olarak istavritin ufak parçasını taksam mesela böyle bir takımda olurmu. Gerçi istavrit dün lüfer takımına geldi sonuçta değilmi tabiki yeterli olur herhalde. Belki izmarit falanda alır bu takım
ya tabi denemeye devam ediyorum olmazmı sırf denemeye değil almayada devam edicem yakında yeni bi konu açarım
Viking silikon polimerli bir misina. Bu sebepten düğüme daha dayanıklı. Ama Dyneema, bir tür özel polimer. Çelikten daha sağlam. Dahası, esnek değil. Uzamaz. Lifleri örgü şeklinde biraraya getirilir. İşte o lif boşluğu alınınca ki metrede bir kaç mm ancak eder, ötesi uzamaz. Ama normal misina, lastik gibidir. Al eline, şöyle bir yokla. Bazıları, boyunun iki katı bile uzar kopmadan önce. Böyle olunca ne olur. Misina çok uzun. 20-25 m mesela. Balığın orada iğneye uyguladığı kuvvetin büyük kısmı önce bu misinayı uzatmak için harcanır. İğne balığın ağzıyla birlikte hareket eder. Ama aradaki misina uzamıyorsa iğne yerinde kalır, balığın hareketi doğrudan kamışa ulaşır. Kamış ince ise, hızla yay gibi gerilir ama misinaya göre daha çok direnç gösterir. Tipik bir misinada balık 5-10 cm hareket ettirince ancak kamışta bir oynama görürsün. Refleks süreni de hesap edersen çok atik olman gerekir. Ama, Uzamayan bir misinan varsa, daha bir kaç cm hareket etmeden haberin olur. Çok atik olman gerekmez. Bu, hımbıl hımbıl toplarsın demek değil elbette. Bu, sıradan, tipik bir insanın refleksleriyle gereğini yapabileceği anlamına gelir. Hepimiz, balığın vurması biraz gecikince muhakkak konsantrasyon kaybına uğrarız. İşte mesele de budur. Diğer yandan bir de şu tarafı var. Tasmaladığınızda, gene misina uzar. Balığa daha az güç bindirir. Akla gelen (gelmesi gereken) soru şudur. Misinanın uzaması için öbür tarafında uygulanan kuvvete (etki) denk bir tutma kuvveti (tepki) gerekmez mi? Doğru, çok doğru. Fakat, misina suda belli bir sürtünmeye sahiptir. Genellikle misina dimdik durmaz. Balık misinayı dimdik çekmez. Yana yöne doğru çeker. Bu sürtünme kuvveti misinayı denizin içinde tutan bir askı gibi iş görür. Balık usul usul asılmaz, ani ve sert hareketler yapar, buda misinanın sürtünmesini daha artırır. Bu nedenle de iğneye yakın kısacık parça bir hayli esneyip uzayıp, balığın çenesini delemez, kolayca. Genellikle, balık iğneyi ya bütün yutunca, yada iğneyi dikine ısırınca, veya siz tasmaladığınızda iğnenin sivri ucu balığa dönükse hayvana saplanır. Şöyle bir hatırlayın, iğneyi hep balığın ya midesinden yada çenesin dik batmış olarak çekmez miyiz? İşte bu soruna çözüm olarak "circle hook" kullanılır. Çok eski bir şeydir ama pek bilinmez, genelde pasifik yerlileri kullanır. Bu iğnenin, ağız açıklığı geniş, sapı kısadır. Bu nedenle biraz daha çembere benzer. En önemli özelliği ise, iğnenin sivri yerinin içe, bedene bakıyor olmasıdır. Bu iğnenin iş yapması için, balığın ağzına tamamen girmesi gerekir. Ama önce bir şeyi bilmek lazım, balık geri geri yüzemez. En azından yemi alıp öyle geri viteste gitmez. Yemi alınca, hamlesini yana, ileri vs. doğru yapar. Bu esnada bu iğneler balığın ağzının kenarına küt diye saplanır. Yani balık kendi kendini tasmalar. Bunun nasıl olduğunu kendiniz görebilirsiniz. Balığın ağzına iğneyi sokun, sivri tarafı herhangi bir kenara dönük olacak şekilde çekin. Şık diye batacaktır. Balığı nerden bulacağız diyorsanız, elinizi şöyle bir şey tutar gibi yapıp deneyin ve görün. Bu iğneler, balığı hep ağzının kenarından yakalar. Elbet istisnai durumlar olur ama, ender. Midesine kolay kolay gitmez. Tek mesele, bunların balığın ağzına göre daha küçük olması gerekmesidir. Bu yüzden de pek küçükleri bulunmaz. Doğrusu, büyüklerini de bulmak ne mümkün. Kullanımı kolaydır, balık vurduğunu düşününce, yavaşça sarmaya başlayın. Tasmalak kesin yok. Hızla çekerseniz, iğne hızla balığın ağzından çıkar. Sıradan iğnelerde balığın ağzına göre uyugn büyüklük icap eder ki, balık bunu yemi koparmak vs için yaptığı hareketlerde ısırsın. Ama bunlarda daha küçük iğne elzemdir. Kabaca, tutacağınız balığın ağzına rahat sığacak değil, onun ağzına göre yarı olacak iğne seçmelisiniz. Tabi, bu mesele bu kadar değil. Alacam "circle hook", ayağımı uzatıp tutacağım balığı diyemiyoruz maalesef. Bu iğnelerin yemlenmesi filan ayrı bir olaydır. Roket bilimi değil elbette ama, aylak bir vakit bulup yazmak lazım. Ben, MUSTAD 264'lerden alıp, onları bu tür iğnelere çeviriyorum. İzmarit düşmanı oluyorlar. Vuruş varsa, kesin geliyor nerdeyse. Doğrusu, lüfere hiç denemedim. Ama, levrek bırakmasında, kılıç vs. de gayet iyi iş yapıyor.
Bence lüfer için 3 lü hırsızdan falası olmamalı. Ben en fazla 3 lü yapıyorum oda balık çok olunca. Yoksa 2 den fazla olmaz. İğneler 1 numara yada 2 numara olucak. yem lüfer olduğu için şak şak takıyorsanız birde yaprak takmanızı tavsiye ederim. Ben son 2 haftasonunda emirgan dan sadece yaprakla 7 tane lüfer aldım. Ayrıca 30 tane kadarda çinekop. Birde iğneleri yeme fazla dolamasanız iyi olur. yem perişan olmasın. iğne ne kadar az dolanırsa o kadar iyi görünür yem. birde mantar konusu. Kesinlikle bugüne kadar yemi mantara gömmedim. Nasıl oluyorda gömüyorsunuz onuda anlamış değilim iğneyi mantara saplamayın sakın tam dibinde bırakın. Mantarın iğneye kaymasıda olmamalı. 1 nolu iğnenin palasında geçmemeli zaten. iğnenein kıçında kalmalı. bir önderide mantarın fazla hareket etmemesi için bedeni mantarın deliğinde 2 kere geçirin. yemi takınca da iğnenin kıçına kadar oturtun mantar yerinden oynamaz. Saygılar...
