Akıntılı suda, elimizde çok faydalı bir güç vardır: Akıntının gücü.. Kurşunumuzu uçurup dibe inmesini engelleyen bu gücü lüferler için beslediğimiz hain emeller için yıllardır kullanıyoruz. Fakat, pratikteki kullanılan mantarlar (+iğne tarafı), akıntının gücünden tam olarak istifade edecek şekilde yapılmış değiller, bu yüzden vermeleri gereken randımanı alamadığımızı düşünüyorum.. Bu amaçla, mantarın hidrodinamik formunu biraz değiştirip, akıntıda oryantal yapmasını sağlayacak bir formül öneriyorum.. Önce malzeme listesi ve gereken başlıca, tarifi güç alet edavatlar: 1. Enjektör, 10ml olabilir örneğin. 2. El taşlama aleti ve resimdeki gibi uçlar. Bunlar olmadan da, eğe, törpü, bıçak vs. ile bu işi yapabilirsiniz, ama bunlar olursa çok rahat edersiniz. 3. Kıvamlı süper yapıştırıcı. MDF yapıştırıcı diyerek satılıyor, resimde bir örneği var. 4. Biraz düzgün kesilmiş kağıt, keçeli kalem.. 5. Japon yapıştırıcı. 6. Enjektörün çapına uygun mantar (resimde yok) 7. Kulak pamuğu çubuğu yada daha iyisi biraz daha kalınca bir şamandıra borusu vs. 8. Şeffaf, plastik ambalaj kutusu. 9. Küçük kıstırma kurşunlar. Başlamadan önce, gidip karnınızı doyurun. İftardan sonrayı vs. bekleyin. Zira, kan şekeriniz düşükse, dremel elinizi titretir. Palstik keserken yüksek devriler kullanmak uygun değildir. Orta ayarda çalışmalısınız. Bu da tutukluğa sebep olur, hassas işe yapmayı güçleştirir. İşe, enjektörün ucunu kesip atarak başlıyoruz. Mantarı içine sokup, boyunu ölçüyoruz. Boy, en fazla bu kadar olabilecektir. Ama akıntı cidden fazla olan bir yerde, tekneden vs. kullanılacak ise, boyu kısaltabilir, 1 - 2 cm'e kadar düşürebilirsiniz. Ölçüyü düzgün almak için, borunun üzerine kağıdımızı sarıyoruz. Uç, sarılınca tekrar kağıdın kenarına geliyorsa, düzgün bir ölçümüz olacaktır. Bu kritiktir, gözünüze filan güvenmeyin. Düzgün olunca, keçeli kalemle kağıdın kenarından çizerek pilot çizgi oluşturun. Uygun bir aletiniz varsa onunla da kesebilirsiniz, ama mutlaka düzgün kesim yapmaya çalışın.. Kesim için, ince kesiciler kullanın. Çizgiyi kaçırmamaya çalışın.. Bu kesim, gayet düzgün olmalıdır.. Kesiciyi çıkarıp, zımparayı/taşı takın. Enjektörün iç tarafını hafifçe, bastırmadan biraz zımparalyıp talaş kaldırın. Fazla değil, niyetimiz enjektörün iç yüzeyinin pürüzlü olması. Bunu yapmazsanız, yapıştırıcı tutmaz bunları.. Mantarı yerleştirin. Kenarlardan iyice japon dökerek sabitleyin. Özenip düzgünce kestiğini kenarda, mantar azıcık, yarım milim vs. dışarı çıksa daha iyi olur. Silindir zımpara ile, düzgün kesilmiş kenarı, düzgün bir şekilde çukurlaştırın. Çok fazla kaçırmamaya dikkat edin. Mantar çapının 1/4 ünü aşmasın.. Yani mantaırn çapı 2 cm ise, buradaki derinlik en fazla 5 mm olsun.. Açtığınız çukurun her iki tarafta da eşit olmasına, düzgün bir silindir kesmesi olmasına dikkat edin. Yeterince derinlik sağlayana kadar, düzgünce oymayı sürdürün. Oyma işi bitince, düzgünce, yumuşak bir şekilde bu silindiri genişletin.. Yukardaki resimde, kenara gelen sivrilen noktalardan çapaklar çıktığına dikkat edin. Eğer burası çapaklamamışsa, enjektör cidarı oyduğumuz yerin eğimine uymamış demektir. Eğer enjektör/borunun cidarı (kenarı, etli kısmı) silindir kesmesine tam uymazsa sorun olur. Bunlar yapıştırıcıyı tutmaz. Eğer dik kalırsa, hidrodinamik dramatik şekilde bozulur, istenen etkiyi elde edemeyiz. Alttaki resme dikkatli bakın, kenarları bıçak keskin gibi çıktığına dikkat edin. 2.5 mm matkap ucunu takıp, tam ortadan, sağa sola kaçırmadan boydan boya bir delik delin. Bu misinanın geçeceği delik olacak. Silindir olan tarafa, en çukur olan kısam denk gelen yere, matkapla 1cm kadar bir oyuk açın. Bu oyuk iyice enjektör kenarına yakın olsun. Kulak pamuğu çubuğu veya plastik boruda, matkapla hafifçe gezdirip talaş kaldırın. Bu gene aynı şekilde, yapıştırıcının tutabilmesi için gerekir. Boruyu yerine yerleştirin, birazcık japon döküp tutmasını sağlayın. Boru olarak, kulak pamuğu çubuğu yerine, biraz daha kalınca, deliği genişçe bir plastik boru bulursanız (ucuz şamandıralar iyi bir boru kaynağıdır) daha iyi olacaktır. Ama abartıp çok kalın bir şey koyup, mantarın kaldırma kuvvetini heder etmeyin.. Küçük bir kıstırma kurşunu, alttaki deliğe tıkıştırın. Peki ne kadar bir kurşun? Bu akıntıya bağlı. Çok akıntı varsa, büyük kurşun. Akıntı azsa küçük kurşun. Kurşun ne kadar büyük olursa, o kadar az dönme ihtimali olacaktır. Bu kurşunun görevi, takımın bu şekilde oyuk vadisi dik duracak şekilde durmasıdır. Böylece yem yatay dururken, yem sağa sola yılan gibi kıvıracaktır. Ama akıntı çok olur, yeminiz düzgün olmaz, mantarınız düzgün olmaz vs. vs. bu durumda, mantarın pervane gibi döndüğünü görürsünüz. İşte bu kurşun, sürekli aşağıya çeker ve dönmeyi engeller. Eğer akıntı fazlaysa, kurşun büyük olmalıdır ki, yem pervane olmasın. Zaten, akıntının sürüklemesi, yemi kaldıracaktır. Ama akıntı azsa, bu kez yemi ve mantarı ağır kurşun batırır, yem dal gibi dimdik filan durur, hiç bir işe yaramaz.. Parlatma keçesi ile, bastırmadan hafifçe kenarları temizleyin. Çapak kalmasın. Daha sonra, kesici tekerleği takıp, mantarın yüzeyine hafif hafif dokunup oyuklar açın.. Çok fazla değil, dokundurup çekin ve enjektör/boru cidarına denk getirmeyin. Bu işlem seçimliktir, daha çok çok derinde kullanılacak mantarlar için tavsiye edilir. MDF yapıştırıcıyı, mantara biraz bolca sürün. Bir parça kağıt vs ile düzgünce yayın. Plastik/PVC ambalaj kutusundan uygun boyda bir parça kesin, aktivatörü o parçaya püskürtün. Aktivatör kuruyunca, dügünce mantara yapıştırın. İyi bastırın. İyide neden böyle MDF yapıştırıcı, bunun nerden bulacağız (hırdavatçıdan), japonumuz var ya? Bu yapıştırıcı, sertleşince sağlam bir film oluşturur. Basıncın yüzeyi ezmesini engeller. O kesici uçla açtığımız ufak ouyklar, yapıştırıcı ile dolar ve sertleşince basınca karşı ek bir kalınlık, dayanak oluşturur. Su insaf etmez, merhamet bilmez. 30-40m derindeki 4 atm basınç, o mantarın yüzeyini silindir gibi ezmeye çalışır. Bu nedenle sağlam bir şey elzemdir. Boruyu takarken buna dikkat edin, iyice mantarın yüzeyine denk gelsin. Böylece ek bir dayanma noktası sağlar, basınca ek bir kuvvet verir. Eğer boru çok dışarı çıkarsa, o zaman bu kaplama yerien oturmaz, bir çuval inciri berbat etmiş olursunuz.. Yapıştırma bitip, kenarlarını düzgünce kesip aldıktan sonra, mantarın diğer ucuna geçin. Boruyu resimdeki gibi 6-7mm filan bırakarak kesin. Maket bıçağıyla, borunun ortasından dışa doğru, tam oyduğumuz yerin en derin kısmı hizasına gelecek şekilde bir kesik atın. Bu eksiğe, küçük bir parça plastik levhadan sokuşturup, japon döküp hafifi eğerek vs. yapıştırıcının içeri akmasını sağlayın, güzelce yapışsın. Artan parçalarını vs. kesin. Bir iğne ile, üst köşeye yakın bir delik açın. Delik çok büyük olmasın, iğnenin ucu azıcık girse kafi gelir. Mantarı güzelce folyolayıp boyadıktan sonra kullanıma hazır olacaktır... Eminim, misina geçecek deliği bir iğne ucu ile delip, maket bıçağı ile düzeltmeyi unutacaksınız, sonra da "Yahu iyide, misina bunun neresinden geçecek şimdi, bu nasıl tarif?" diye bana sayıp dökeceksiniz.. Malzeme seçimi hakkında bir iki şey söylemek lazım.. Mantar, çap ne kadar büyük, boy ne kadar küçükse, o kadar iyi salınım sağlar. Ama çap fazla büyüdüğünde, balık bundan ürker mi? Bilmiyorum, bence ürker. O yüzden çapı büyütmenizi pek tavsiye etmem. Eğer, boyu kısaltırsanız, mantarın kaldırma kuvveti azalır, yeme yetmeyebilir. Ama akıntı bolsa, bu pek sorun olmaz. Akıntı olacak yere gidecekseniz, mantarı kısa yapmakta pek tereddüt etmeyin. Ama iyice güdük bir hale de getirmeyin elbette. En azından kendini (içindeki kurşun) kaldıracak kadar cürmü olsun. Yemi takarken, tarif ettiğimiz şekilde takıyorsunuz. Fakat, teli üzerinde bırakmadan, son taktığımız plastik levhadaki delikten geçirerek, yemi ortaya iyice düzgün, dik duracak şekilde sıkıştırın. Böylece yem, ki bir yaprak yemdir tercihan, kanat gibi davranır, dönmeye direnç gösterir. Oluşan hidrodinamik gücün salınıma gitmesini sağlar. Bu mantarı tekneden, kaşık kafa yerinede kullanabilirsiniz. Eh, peki takım? Takımını da, bir sonraki mesajda izah edeyim. Çizmek filan lazım.. Ama klasik bir tek köstekli takım aslında kafi gelir, acelesi olana..
Ek bir öneri daha yapayım.. Eğer borunun içine girecek, kaliteli, küçük ve sağlam bir fırdöndü bulursanız, takımın sap telini fırdöndüye takıp, misinayı ona bağlayın. Böylece takımı çekerken, misinanın burulup zayıflamasını engellersiniz. Bunu yapmazsanız, büyükçe bir şey gelirse, hızlı çekerseniz vs. misinanın burulup, güç yitirmesine, gam yapmasına sebep olabilirsiniz. Sonrada büyük balık kaçan balık oluverir. Tavsiye edeceğim, Zebco Quantum Sea 12 numara rolling swivel olacaktır. Piyasada bundan var ve bulabileceğiniz en küçük fırdöndü, ama boyundan büyük çekeri var, 8kg'luk camgözü bile çektik onunla..
Paylasmak,baskalarina birseyler ögretmek cok degerli olsa gerek,senin bu yapmis oldugun düzenekler is yaparmi bilmiyorum ama is yapmasa bile paylasimlarindan dolayi tebrik ederim Serdar,elerine saglik...
Dün Eskihisar'a indim. Niyetim, bu yaptığımız mantarı -becerebilirsem- suyun içinde göstermekti. Güya istavrit tutacak, kesip takıp suya bırakıp çekecektik. Ama istavrit filan bulamadık, bir acayip lodos vardı. Balık namına bir şey yoktu. Suda dalgadan, yosundan berbat haldeydi.. Ne gibi bir sonuç verdiğini, şu videodan biraz anlamak mümkün olabilir: http://au.video.yahoo.com/watch/96871/1360898 Buradaki düzenek, tam bir küre, bu yüzden yemi her yöne sallar. Bizim yaptığımız ise, yönlü, bu yüzden sadece sağa sola sallar yemi.. Sahte yapma işine girişen herkes, dik gagalı sahtelerin daha çok kuyruk sallayıp daha az battıklarını bilir. Bu da bu meseleden esinlenen bir fikir. Videodaki aparatın yaptığını, biz mantara yaptırıyoruz. En önemli mesele, mantarın boyunu olabildiğince kısa yapmak. Boy ne kadar uzarsa, aksiyon o kadar azalır. Ama en kötü durumda bile, düz bir mantardan daha iyi netice verir.
serdar paylaşım için çok teşekürler çok makbule geçti,bu sene hırsız olarak 3 iyne kullanmayı düşünüyorum(kaşıklara takılandan) onun için bir düşüncen var mı?
3 lünün en ufak boyunu kullanacağın bazen biliyorsun hırsızın tam yanından ısırıyor . balık bollaşsın deniyecegim yoksa klasik en az 30-40 takın hazırladım
Onnik abi, klasik bir takım düşünelim.. Kuyruğu ne kadar bol bırakırsan, yani hırsızı ne kdara geriden takarsan, o kadar avcı olur.. Eğer hırsızı kuyrupğa yakın takarsan, kuyruk yaldır yaldır salınamaz, avcılığı azalır. Ama uzak takıncada lüfer gelir, iğnenin dibinden keser alır gider yemi.. O yüzden, bir kaç takım önerisi yaptım.. Genelde "yahu işiniz mi yok, ne güzel takımlarımız var, boşverin bu işleri" tepkisi aldım.. Ha, balıklar öyle demiyor, en azından takıma bağlı misinanın öbür ucunda ben varken, o ayrı.. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=27204 Burada nasıl olacağı, detayları, itirazlar filan hepsi var.. Böyle yapınca, birazda bu takımı yemlemede ustalaşınca, kuyruğa iğneyi çok yakın takıp, bu sorunları giderebiliyorsunuz.. Eğer soru veya sorunlarınız olursa, cevaplamaya çalışırım, elimden geldiğince..
senin ornek olarak verdiğin takımı dün fransız kanalı da verdi tek fark hırsızdı onu da 3 iğne kullanmıştı bana mantıklı geldi onun için denemek istiyorum
birde genelde çinakopa ben yaprak kullanırım .o da bazen yemin boyuna göre değişir şakşak da kullandığım olur ama genellikle yaprak tercih ederim dibini 1 yaprakla dibini doldurur geri kalanı da fileto olarak takarım .herkesin kendine göre bir takım ve yem takma alışkanlığı var bunu zaman göstericek denem yanılma yöntemiyile en iş yapan takımı bulacağız paylaşımla yeterki balık başlasın baksana hava soğuyacağına ısınıyor pazar 30 derece olacakmış her şeyin hayırlısı
Şimdi bu mantarı neden böyle yaptık? Ne faydası var bize? Şu videoda: http://www.dailymotion.com/video/xamyfv_mvi0398 Tekne dönüş yolunda iken, hız mantar için bolca yüksek durumda iken, bir elimde kamış 4m, ucunda yarım okka kurşun, upuzun köstek, bir yandan yemi su üstünde tutmaya, öbür elimle de video çekmeye çalışarak sanırım iyi kötü bir örnek olacak film almayı başardık. Hızın tipik akıntı veya sürütme için çok yüksek olduğunu düşünürseniz, normal hızda yemin gayet doğal salınacağını da görürsünüz. Niyetim aslında sular çok olunca yemin dönüp dönmediğine bakmaktı. Yem dönüyorsa, hiç bir işe yaramaz zira. Tekne için yapıldığından bolca denge kurşunu koymuştum ve bu hızda bile yemin kolay kolay dönmediğini gözledim. Söylediğim gibi, çap ve boyu değiştirip, akıntı ve hıza göre salınmayı artırıp azaltabilirsiniz. Eğer fazla salınacak gibi yaparsanız, kurşunu büyükçe tutun. Yoksa döner. Dönerse de lüfer buna yüz vermez kolay kolay. Fakat kurşunu çok fazla koyarsanız, dibe iner, bir yere takılır, lüfer göremez vs. iyi olmaz.
sevgili serdar belki sormak için burası uygun değildir ama bi sorum olucak lüfer veya çinekopun mantara vurduğu olurmu pazar akşamı balıktayken başımdan geçen ilginç bi olay beni feci bişekilde şüpelendirdi takımımla bir çinekop aldıktan sonra yemleyip tekrar attım bi vuruş daha aldım ama balık yoktu çekip baktığımda hologramın bir kısmının parçalanmış olduğunu gördüm ve takımımı değiştirerek devam ettim buseferki vuruştan sonra çektiğimde takımda yoktu sadece köstek geldi takıldığını sanmıyorum çünkü kopartmak için belli bi kuvvet harcamak gerekicek bu konu hakkında düşünceni benimle paylaşırsan çok sevinirim serdar abi
Mnatara çinekopun pike yapmaması için bir sebep yok. Elbette dalabilir. Velakin, çinekop salınan tarafa -ki kuyruk tarafıdır- saldırmayı sever, bildiğimiz kadarıyla. Çinekopun ağız yapısı, çinekop mantarı üzerindeki şeridi kesmeye pek müsait değil. Onu kesmesi için mantarıda alıp gitmesi gerekir sanıyorum. Bence sorun şu aslında. Bu konuda da anlattığımız gibi, mantarın suyun altında büzüşmesi ve ufacık kalması söz konusu. Bu durumda üzerindeki şerit onunla birlikte büzüşemez. Geri çekince, biraz da hızlı çekerseniz, lüfer eciş bücüş çıkar sudan. Sanırsınız, lüfer gelmiş taa mantarı ısırmış. İşte bu durumda, dengesiz denk gelen hologramın çekme sırasında yırtılması mümkündür, çok ta sık görülür. Bunlar görüldüğü için, bu konuda tarif edilen basınca dayanıklı tip mantarları tavsiye ediyoruz zaten. Örneğin, buradaki örnek mantar, 65m su altında 30 dk gözlenmiş ve o 7 ATM basınçta (her santimetrekareye 7 kg) hemen hemen aynı kalmayı başarmıştır.
ben yıllardır orijinal şarapmantarını bildiğimiz dışı baskılı bisküvi ambalajından tutunda çocukların tükettiği çikolatanın ambalajına kadar olan seçanaklarden her hangi birisini mantarın etrafını dönerek kaplayacak kadar bir sarım kesip yuvarladıktan sonra üst,alt kısımlarınıda sıkıştırıp bir çakmak çakıp ısıtıp özellikle bir cam parçasında bastırıp onun kaynak olmasını sağladıktan sonra her türlü derinlikte yıllarca kullanıp hiç bozulmadığını bilirken sizide anlatımınızda yanlışın nerde olduğunu düşünmedim değil.ama bulamadım.avlak yerlerim derseniz istanbulda yaşadığımız için hepimizin gezdiği yerler dışında bir yerim yok.selamlar
serdar abi daha balıkçılıkta çok yeni olduğum için bu tip olaylarla karşılaştığım zaman bir fikir sahibi olamadığım için sizlerden bu konularda yardım istiyorum bilgilerinizi paylaştığınızdan dolayı teşekkür ederim
Aykut Abi, hesabı ortada. Mantarı alıp, elinle cm2'ye bir kg yük uygulayacak şekilde sıkarsın. Bu 10m'de mantara binecek yük. Eğer mantar eziliyorsa, demekki suda ezilecek. Ama mantar ezilecek illa diye bir şey yok. Bahsettiğin şarap mantarları 7 - 8 kg (bar) basınçta bile ezilmeden kalabiliyor. Hele kullanılmış, şarap şişesinden çıkmışsa. Ama böyle "mantar" olmayan bir mantarı bulmak güç. Diğer yandan, bunların çoğu, mantar değil, yapıştırma mantar talaşı. Bu durumda içlerind eboşluklar oluyor, su giriyor ve mantar kaldırmaz oluyor, yüzeyi artıp basınç katlanıyor. En iyi durumda bile, yüzeyleri çok düzgün olmadığı için, yapıştırılan şeridi düzgün gösteremiyor. Hesabımız, mantarın yemi yukarda tutmaya yaradığı üzerine. Ezilen bir mantar, bu görevi yapamaz haliyle. O zaman ezilmeden kalmasını sağlarız bizde. Fakat, mantarın o kaplaması mantarı lüferden saklar mı, yoksa lüferi cezbeder mi, inan kesin bir fikrim yok. Eğer bunu çözebilirsek, bir milat olabilir lüfer avcılığında..
bundan yaklaşık 5 yıl kadar önce kasım ayında ortaköy kuruçeşme parkında çinekop için sabahlıyordum.geçmiş zaman,kıyıda bağlı bir feribotun ışığındada toplanan kraçalara kepçe vurmak için hazırlanmıştımki aşağıdan gelen çinekoplar hızla kraçalara daldılar.orda ilginç olan şey şuydu.akıntı ile hareketlenen kraçalara değilde ağır ağır salınan sürekli parlaklık veren balıklar seçiliyordu.bu akınlar defalarca yinelendi.bu durumdan anladığım şey mantardaki parlaklık veren obje(farklı malzemeler olabilir)sudaki akıntının verdiği ritmik salınımla balığın dikkatini çektiğini ve o tarafa yönlenmesini sağladığını anladım.başka yaşadığım bir olayda bu gözlemimi doğruladı.kayınbiraderlerim profesyenel balıkçıdırlar.tekirdağ şarköyde gelibolu sularında ayın battığı bir gece lüfer arıyoruz.ağlarımız voli ağları.havanın sıcak olması sebeyle balık 10 kulaçlarda ve dağınık halde.genelde radar kullanmadan küpeşte üstünden el feneriyle kısa çakmalar yapıp toplu balık arıyoruz.çünkü karanlıkta balık su üstü yaoıyor.ışığa tepkileri çok seri bir şekilde kuyruk izi bırakarak dağlmaları oluyor.benden bbiraz ilerde ani bir köpürme oldu isiğı oraya yönelttiğimdede denizde öbeklenmiş halde bulunan yukarda bahsettiğim parlak folyo ambalajlarını gördüm ve ağları koyverdik.altındada bayağı bir kısmet yatıyormuş.ağları toplarken başka bir ilginç durum yaşadım.ağlarda bol miktarda lüferin yemlendiği balık kalıntıları vardı ve müthiş keskin bir kokuyla beraber lüfer kusmuştu.bu tipik bir davranışmış mağer bu balık aynu sularda olabilecek diğer sürülere bir uyarı gönderme biçimini sergilemişti.arkadaşlarımızın bazı paylaşımlarında lüferin yeme geldiğinde gerekli tasmalamayı geç yapıp balığı kaçırdıklarını anlatmışlardır.bence bu balık kendine özgü bir savunma şekli geliştirmiş .yakalandığını anladığı an(hangi araçla olursa olsun)bu tepkiyi variyor.
Ellerin dert görmesin Aykut Abi. Bu bilgiler çok faydalı oldu. Derhal değerlendirip buna göre bir şeyler düzenlemek lazım, bilgiyi tekonolojiye tahvil etmek lazım.
başaracağını biliyorum.ciddi anlamda bu konuda yoğunlaşırsan bizde senden ve çabalarından gerekli dersleri alacağımızdan emin olabilirsin.şimdiden teşekkürler
geçmiş yıllarda mantara dair deneyimlerim ise; düz alüminyum folyo, desenli-alacalı-bulacalı-hologramlı folyolara oranla çok-çok daha başarılı. düz aluminyum folyo - klasik çinekop takımlarında - diğerlerine oranla bariz bir üstünlük sağladı. daha öncesinde şarap mantarı üzerine doğrudan sarıyordum, şırınga önerisiyle birlikte kanımca klasik takımlarda şırınga parçası içine yerleştirilmiş mantar ve üzerine sarılmış aluminyum düz folyo, hele birde fleurocarbon misina ile mükemmel klasik takım oluşturuyor. keza diğer tür takımlarda kanımca gayet iyi. şırıngalı mantar üzerine alüminyum folyo kısmına bir de alternatif buldum ancak daha denemedim, randımanını da merak ediyorum. alüminyum folyodan biraz daha kalın olan ayna efektli düz folyo ( büyük kırtasiye ve hobi mağazalarında d-c fix mirror effekt foil ) buldum. şırınganın dış yüzeyini hafif törpüleyerek ve iyi bir yapıştırıcı ile sarım yapılabilir. alüminyum folyoya oranla nasıl etki yapar merak ediyorum. olasılıklar ise aşağıda; 1- ayna etkisinden dolayı görünmez ve dikkat çekmez, 2- arada vereceği yansımalardan balıkta tedirginlik yaratmayıp merak uyandırır 3- ya da yeme yaklaşan çinekop-sarıkanat aynada kendini görüp "vay yeme talip başka biri var deyip" doğrudan atlar rastgele