Lüfer takımları için, çelik tel alternatifleri.

Konu, 'Olta Düzenekleri ve Yeni Sistemler' kısmında skoylu tarafından paylaşıldı.

  1. erols

    erols Erol Safak

    Mesajlar:
    174
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Shimano Catana CX240M 10-30gr, Daiwa CrossFire CFS270MH 10-40gr
    Favori Makine:
    Mitchell Avocet II G4000F, Shimano Nexave 4000RB, Daiwa Laguna 3000-5Bi, Spro Passion 740
    Arkadaşlar, konuyla ilgili olarak naçizane fikirlerimi sizlerle paylaşmak isterim...
    3-4 yıldan bu yana ben çinakop-lüfer takımlarında daima çift kat örgü misina kullanırım ve şimdiye kadar balığın bu misinayı kestiğine hiç şahit olmadım... İşte yaptığım takımlardan bazıları:

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    [​IMG]

    Uploaded with ImageShack.us

    Örgü misinayla bağladığım bu takımlar beni şimdiye kadar hiç mahçup etmedi. Bilgilerinize...
    Lütfen, limitlere ve yasaklara hepimiz uyalım. Hepinize saygılar...
     
    Son düzenleme: 25 Eylül 2011
  2. 3182

    3182

    Mesajlar:
    1.186
    Erol işte bu diyesim geldi. Benzer takımları kullanıyoruz. Tek sıkıntı aynı takımla 8-10 balık tutunca arada yoklamak gerekiyor. Örgü zayıflıyor ve takımı değiştirmek gerekiyor.
     
  3. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Hımmm...

    İyide, biz çelik telin orada, yani iğnelerin arasında değil de, mantardan öteki tarafta olmasından bahsediyoruz. Umarım karıştırılmaz.

    İğnelerin arası için bu düzenek iyi netice veriyor. Ama sorun o iğnelerde. Bunlar ve bu tür takıma yemin takılması, yemi çok hırpalıyor, hareketini kısıtlıyor, lüfer çok naz ediyor.

    İşin iğne tarafı için, şu şekilde bir şey öneririm:

    [​IMG]

    Bu yemi çok az hırpalıyor ve doğal salınmasını engellemiyor. Bu yüzden de lüfer daha fazla vuruyor.

    Bu takımın yapılmasıda çok zor değil. Maliyeti de örgü kullanmaktan ucuza çıkıyor.
     
  4. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Şimdi yazacaklarım yine konunun gündemini değiştirecek ama takımlara bakıyorum güzelce süzüyorum ve soruyorum...

    Taktığınız yem elinizde kağıt gibi durmuyor değilmi? Dimdik kamçı gibi ?

    Şimdi Misinamı yemi düz tutar Fc Veya arasına telmi? bu suretle takılan yemler
    İP VEYA TEL katlanmıyormu suyun kuvvetiyle yem c şeklini alıyordur muhtemelen

    Bu surette araya 0,60 misinadan ek yapsanız dahamı faydalı olur acaba?

    Lüfer takımlarında kullanılan iğnelerin arkası düz olmalıdır bence. palasından düğümlenmelidir. yuvarlak arkalı iğne kullanılmamalıdır. biz takımı hafifletme takılan yemin dümdüz durmasını istedikçe bakıyorumki takımlar tamamen yemi dahada çıkmaza sokma derdinde gibi duruyor.

    Bence mantar dahi olsa araya misina konulmasında yarar vardır. şimdi bu takımları ben hem izmarit hemde istavrit yemli olarak düşünmeye çalışıyorum ve misina ile bağlarsam dahada güzel durur gibime geliyor.

    şimdi bakalım misina ile ki ben hep iğne aralarını uzunlotalarda dahi 0,60 la bağlarım. canlı zarganada 2/0 tek iğne kullanırım yanına birde gagalık. Balığın oltayı koparması çok ender durumlarda meydana gelir. ama zaten 6 balık tuttuktan sonra direkt değiştirmek lazım takımı diyede bilirim.

    iki iğneli ise takım yaprak kullanılacaksa çift iğne arasına misina 0,60 kullanırım. burda balık ne zaman takımı alır tam 2 iğne arasından alacak. sen tasmalamayacaksın ortadan kesip gidecek. oda nadiren oluşan durumdur.
    Bence fazla teferruattan ziyade balık tutmak elzemdir. balığın nasıl tutulduğu değil. kolay ve hızlı yöntemi benim adıma daha makbuldur.

    Şimdi yemli takımlarda ben yemi şakşak keserim takım üstünde 1 saat yaşatırım. komple kılçığını alır o yemi yine yaşatırım.

    Önemlisi takımın duruşunda bence. balık gelecekse yemi düzgün takılmış duruşu en güzel olan takıma gelecektir.

    Bende bu şekilde düşünüyorum.
     
  5. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Yem aynen o kağıt gibi duruyor. Dimdik, düpdüzgün halde.

    Senin -mesela- kaşık kafalı takımında nasıl duruyorsa, aynen öyle.

    [​IMG]

    Mantar olsun veya olmasın, bu duruş değişmez. Mantar bu noktada yeme ekstra aksiyon, ses vs. sağlar. Elbette birde kıyıdan kullanımdaki marifeti var malum.

    Farkta tam burada ortaya çıkıyor. Aslen duruşta hiç bir fark yok. Fakat, suyun içinde olay dramatik şekilde değişiyor. Benim takımda yem, sanki canlı zargana nasıl S harfi gibi salınırsa, aynen o şekilde salınabiliyor. Klasik uzun pala iğnelerde bu salınım bariz şekilde çok çok daha az, belli belirsiz oluyor. Heleki resimdeki gibi bir mantar varsa ön tarafta, bu salınım çok daha etkili hale geliyor. Klasik takımlarda bu mantar olsa dahi, salınım çok zayıf oluyor.

    Eğer bedeni FC yaparsan, bu salınımın faydasını dramatik şekilde görüyorsun. Ama beden klasik misina ise, salınıyor olmuş, canlı olmuş, olmamış çok fazla bir şey değişmiyor, takım balık almakta kadük kalıyor.

    Ama bedeni/kösteği FC yapıp, takımı klasik uzun pala, arası misina vs. olarak yaparsan, belli bir artış oluyor vuruşlarda. Ama böyle balığın yok yazdığı zamanda bu kafi gelmiyor. FC bedenin ucuna bu şekilde bir takım eklemen gerekiyor.

    Sevgili Aliço, bu takımlar denenmiş, faydaıs görülmüş, yemin suda nasıl durduğu vs. ince ince ayarlanmış şeyler. Ha, elimde bunların son halleri yok. Yani, resimlerdeki takımlardan daha etkilileri var. Bunlarla yeni türler arasındaki farklar çok büyük değil, iğne farkı, mantar farkı vs. gibi küçük nüanslar sadece. Temel kavram aynı. Örneğin resimdeki takımın sakat yanı, dönebilecek olmasıdır. Öyle hemen dönmez ama, hızlı çekersen döner. Yeni modellerde hızlı çeksende dönmeyen tür mantarlar söz konusu.

    Hedefler belli:

    1. Yemin düzgün durmasını, bel vermemesini, C gibi olmamasını sağlamak.
    2. Yem hızlı çekilsede, fazla akıntı olsada, dönmeyecek, yemi salıp toplamayacak.
    3. Yemin doğal yılan gibi hareketini engellemeyecek, bu hareketin oluşmasını sağlayacak. Özellikle yüksek akıntı veya hızlı çekme durumunda da bunu sağlayacak.

    Bir bayrağı düşün. Rüzgar yavaş esiyorsa, bayrak güzel dalgalanır, iyice salınır böyle yılan gibi. Ama rüzgar fazlaysa, bayrak kazık gibi dimdik duracaktır. Çünkü yenlerden geçen rüzgar, dalgayı sönümler. Bu takımlardaki mantarın varlık sebebi bu durumdur.

    Lüfer hızlı çekilen şeyi sever. Klasik takımlarda hızlı çekemezsin. Çeksende fayda etmez. Çünkü aynı bayrak gibi, su yemin hareketini engeller. Uçtaki mantar bu noktada iki işe yarar. Birisi, arkasında bir kuytu, türbülanslı bölge oluşturup, akıntıyı yem boyunca kesmektir. böylece yemin dalgalanmasının bastıran akıntı azalır. Aynı zamanda uç formu kendisi dalgalanma hareketi oluşturup aksiyon sağlar.

    Buda teori değil, bilfiil yapılmış, denizin dibinde kamera ile izlenip doğruluğu onaylanmış düzeltemelerdir. Ha, bizim sitediğimiz yapıyormuş, önemi yok. Asıl önemlisi, lüferlerede test edilip onaylatılmıştır ki asıl mesele bu. Bu takımlar, lüfer diye bir şeyin yok kabul edildiği, çapariye hasbel kader çekilen lüfer için "yinir mi bu yav..." diye sorulduğu denizler için yapıldı. Yani lüferin kıt olduğu denizden lüfer çıkaran takımlar. Ve boğazda da denendi, iş yaptığı görüldüğü için buralarda anons ediliyor.

    Yoksa, şurada binlerce kişinin önünde iş yapmayan takımı iddia edip, komik duruma düşmenin de, ardımızdan yedi sülaleimze saydırmayada niyetimiz yok. Eminiz ki, eski köye yeni adet çıkarmaya kuvvet buluyoruz.

    Yani, klasik takımla bu takımların su dışında görünür hiç bir farkı yoktur. Aralarındaki fark, suda, akıntıda vs. ortaya çıkar.
     
  6. orhan kucukbicmen

    orhan kucukbicmen Orhan Kucukbicmen

    Yaş:
    75
    Mesajlar:
    5.555
    Şehir:
    Sivrice/Çanakkale
    Favori Kamış:
    El ile balık avlarım, bu şekilde avlandığım için çok mutluyum.
    Favori Makine:
    penn
    En İyi Avı:
    32 kilo Akdeniz kılıcı.
    Tek kelime ile harika bilgiler hemde uygulayıcısından, hem de bu işin ustasından, ellerine sağlık Serdar kardeşim, seni özledik be......
    Sivrice'den selamlar, sevgiler hoşçakal.:) :) :)

    [​IMG]
     
  7. vtecc

    vtecc fatih

    Yaş:
    51
    Mesajlar:
    315
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE CEBOASTUR NEAH BAU KAMIŞ 4.20 LINEAEFFE SPIRIT SURF KAMIŞ 3.90M Okuma Salina SeaSpin10-40
    Favori Makine:
    OKUMA SALINA SAII 10000 DAM STELL POWER 360 SHIMANO SAHARA 3000 FD
    En İyi Avı:
    45 cm balon :)
    Bu tel akdeniz de balon balığı içinde bir çözüm olabilir..
     
  8. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Pek sanmıyorum. Balon daha başka bir dert.

    Onun için en etkilisi, tekli çelik tel olacaktır. Yani, mesela 0.60mm kalınlıkta çelikten tek damar bir tel. Çoklu telleri kesmeye çok uygun mengene gibi bir ağzı vardır onun. Lüferin ağzı ise, testere gibidir, o kadar koparıcı değildir. Lüferin dişleri balondan keskindir ama, koparma işine gelecek güçlü sıktırma özelliği sunmaz.
     
  9. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Bu işin ustası !.......

    Bugüne kadar balık konusunda bir tek serdarla yazıştım. Teorik bilgilerinden dolayı. Pratik olarakta kimseye ihtiyacım olmadı. olmayacaktırda.

    Baktığın göz olaya sürekli, durağan sular, rüzgarın dış etkenlerin tamamen olmadığı noktalar. yanında 100 tekne küpeştelerin birbirine değmediği yaklaşık 200 m2 alan içerisinde pancarların gümbür gümbür balığın üstünde tepinmediği alanlar üzerinden bahsediyorsun.

    Denenmiş, görülmüş, uygulanmış takımlarını bizim meralarda dene her zaman dediğim gibi. sürekli olarak 1 balığına 10 lüfer, sana diğer konuda bilimsel olarak hesaplama yaptırmıştım ve sonuclarını beraber görmüştük.

    Şimdi sana soru. Ekim 7 gecesi saat 20,30 da seni alacağım.10 Ekim Pazartesi saat 08 de bırakacağım karaya herkes bildiği yöntemle avlansın ben mecbur sancakta sen iskelede avlan pazartesi saat 12:00 da açıklayalım sonuçları.
    (Zarganayı ben süzerim onlar benden-istavrit vs vs bilmem onlarıda sen bakarsın)
    Görelim ustalığı denenmiş takımları el maharetini, uygulayıcılığını. bakalım bizde nasıl oluyormuş. (3 gece su üzerinde geçecek. üzerini sıkı tut üşüme)
     
  10. vtecc

    vtecc fatih

    Yaş:
    51
    Mesajlar:
    315
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE CEBOASTUR NEAH BAU KAMIŞ 4.20 LINEAEFFE SPIRIT SURF KAMIŞ 3.90M Okuma Salina SeaSpin10-40
    Favori Makine:
    OKUMA SALINA SAII 10000 DAM STELL POWER 360 SHIMANO SAHARA 3000 FD
    En İyi Avı:
    45 cm balon :)
    Hocam o zaman birde düğüm atabileceğimiz bi çelik tel öneriversen :)
     
  11. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Ah aliço üstadım ah, öyle bir yer bulsak zil takıp oynayacağız da...

    İşten izin alırız. alamazsak Pztesi belki zor olur. Bunun dışında bir sorun yok.

    :)

    Tek kaygım balığın çok olmasıdır :) Kıt olursa hiç şansları yok, ama çok olursa bilmem artık ne olur?
     
  12. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Burada marka olarak bahsi geçen çelik teller düğüm atılabilir modeller hep.

    Tek tel ise, el mahkum bir kargaburun ve pense ile fırdöndü gözü gibi yapılıyor. Gözünüzü korkutmasın, düğüm atmaktan daha kolay bir iş.
     
  13. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Pazartesi sabah bırakıcam dedim ya olmazsa tamam pazar gecesi de bırakabılırız. dersenki balık yok olsun istiyorum ben buyur gel bu hafta kestane karasındada çıkabılırız. farketmez. ne dersen odur
     
  14. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Adam Berkleyde No.FC, No Mono, No Braid diyor yanında NANOFIL tek geçerim demiş hayırdır. yüksek teknoloji ürünü yeni misina. hadi buyur burdan yak.
     
  15. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    No.FC, No Mono, No Braid...

    Bizim bunlara bir aşkımız yok ki?

    FC misina takıyoruz ve balık vurmaya başlıyor. Tüm olay bu. Ama şu, ama bu sebepten, bu bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren, FC misina ile yemi tutturunca balık olmayan yerden balık çıkarılabiliyor olması. Bunu Nanofil veya manogergedan misina da yapabiliyorsa, hay hay, başımızın üzerindedir yeri.

    Ha bu arada, Berkley zaten "Not a Mono. Not a Braid." diyor, listede FC yok.
     
  16. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    İşaretli kelimeler şakamı bu serdar......

    Ben lüfer işini bırakıp, jig olayını araştırıyorum enine boyuna gözümüz lüferden başka birşey görmez olmuş cahil kalmışız serdar
     
  17. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Sevgili ALiço, şaka gibi geliyor di mi?

    Olay şu. Aynı yerdesiniz. 2 atıştan birinde takımınız karışacak kadar yanyanasınız. Aynı kovadan çıkan yemi kullanıyorsunuz. Misinadan başka her şeyiniz aynı. Siz bir sürü tutuyorsunuz, yanınızdaki sıfır çekiyor. Bu da hep tekrar ediyor.

    Sen balık tutmuş sarıyorsun. Yanındakine telefon geliyor. Muhabbetleri başlıyor. Sen tekrar atıyorsun, bir defa daha çekerken yanındaki telefona "Yahu aha kova bomboş, balık filan yok birader" diyor.

    Evet, herkesin gün sonu dediği, balık yok iken, sen kendince kafi miktarda balık tutuyorsan, bu başka ne demek olabilir Aliço?

    Bu forumda da olan arkadaşlar var, birlikte balığa gittiğimiz. En balık olmayan yerde bile illa bir şeyler bulup çıkardığımı görmüşlerdir sanıyorum.

    Ben bunu ustalığa vs. değil, eldeki malzemeye bağlıyorum. Hepsi de bu.
     
  18. alişan

    alişan Alişan

    Mesajlar:
    615
    Şehir:
    İskenderun
    En İyi Avı:
    eh işte Allah ne verdiyse
    Ustam merhaba. Ben hatay dörtyol ilçesinde avlanıyorum. Geçtiğimiz cumartesi günü sabah botla açıldım, hiçbir şey tutamadım. Yatay vaziyette tekrar bizim siteye dönecektim ki, dalga çıktı. Ben de avlandığım limana paralel olarak, dalgadan azade bir yer olan köşeye mecburi iniş yaptım. Dalgakıranın kök yeri olduğu için, orada hiç dalga bile yoktu. Botu fıssstırdım. Artık 1 kilometre terliksiz olarak yürümek zorundaydım. Yan tarafıma baktım ki ne göreyim.

    Bir adam var. Vodkasını yudumlayan. 4 tane 0.60 lık, taşlara beşer onar tur dolanmış misinalı, kasnaklı ve dikilmiş tahtalı oltası, kafada bonanza şapkası, mert, cesur, kendinden emin ve delikanlı söylemleri ile, benle aynı yaşlarda Doğan isimli birine rastladım. (Adam asıl mesleği kasapmış. Filetoyu çok çabuk ve muntazam çıkarmasından uyanmalıydım)

    Adam bizim yörede sarıkulak kefali tabir edilen kefallerden takıyor, 2 iğneli çelik misinaya doluyor. 35 metre uzağa sallıyor. 1,5 metreden az var her oltanın arasında. başında oturmuş yedigün ve vodka anlayacağın...

    Bana yedigün ikram etti sağolsun. Terliğini verdi. Çakıldan 1 kilometre yürüyüp aracımı getirdim. Fısan botu katladım bagaja koydum. Söz orada değil...

    Adam çarşamba günü 3.750 gr, dün ise yani cuma günü 2.700 gr gelen lüferler aldığını söyledi. Bana dedi ki, "Ayağıyın dibine sığala bakayım, şu yanınki oltiye ! Bu mu dedim. Yok, yanınkini yanınkini !"
    Tamam dedim. Sağdım. 0.60 olduğu için dolaşmıyormuş meğer. Kıyıya geldi olta. Bence 50 ile 100 gr arası yusyuvarlak kurşunlu, fakat kurşunun ipten kurtulmasını kocca bir fırdöndü engelliyor. Tarz mantıklı geldi ve çok hoşuma gitti.
    Öğlen saat 13.30 gibi filan almış balıkları. Benim orada bulunduğum saatler de aşağı yukarı böyleydi. O an benim çektiğim yemdeki kefal filetosunun iyice zarar gördüğünü müşahede ettik. "Küçük balıklar" didiklemiş dedi. Keskin bıçağıyla kefallerin filetosunu ustalıkla çıkarıyor, çelik misinalı takımına bağlıyordu. Mayıstan itibaren lüfere gelirim dedi, 4 ay dedi. Başka balık tutmam dedi.

    Adamı orada bir daha görebilirim veya göremem. Benim size sormak istediğim sual, Gittim bu takımdan edindim. Fakat benimki, yeşil ipek misina. Bizim deniz de yeşil zaten. Her neyse. Yani ben kefali adam sanki çelik tel boyunca 15-20 cm lik filetoları dürüyordu, katlıyordu sanki. Ben küp küp taksam ne olur? Dezavantajım ne olur. Yani çelik misina değil ya benimki. Yoksa ben de fileto yapayım? Tecrübeniz, tavsiyeniz ne olabilir? Benimle paylaşırsanız minnettar olurum.
    ayrıca, bana az önce hasıl olan diş izlerini gösterdi. Çelik telde böyle acayip izlerdi yan yana üç-dört tane iz idi. Vay be dedim.
    Bana dediği şu şeye çok güldüm. Bazen balık o kadar güçlü geliyormuş ki, ipi belime doladığım oldu dedi.
    Eli de kesik ve zedelenmelerle doluydu. Baktım beyaz bir çaput doluyor oltayı sallarken sonra çözüyor.
    O nasırlı elleriyle öyleyse ben hayde hayde kullanmalıyım. Ne önerirsiniz ?