Arkadaşlar konu olarak açayım dedim..Tartışma gerektiren bir mevzu olduğuna inanıyorum... Biliyorsunuzki lüferde boy limiti 14 cm...Ama bu boydan daha küçükleri ÇİNEKOP adı altında katledilmekteler...Hadi bırakalım bir kenara amatörleri ama profesyonel sirkülerde bu işin açığa çıkması gerekmekte bence.. Kaybolan Kofamadan sonra Lüferinde her sene azalmasının, balıkçı tezgahlarında gördüğümüz 7-14 arası lüfer yavruları sebebiyle midir acaba...? Lüfer kaç yaşında ve hangi boyda yumurta bırakır...? Şimdi, diyecesiniz ki " Eeee zaten göçmen balık buradan giderse İtalyada avlayacaklar zaten" Acaba göç yollarındaki ülkelerde bu işe özen gösteriliyor da yanlızca bizde mi katliam söz konusu..? Yani bu balıkları avlamasak oralarda avlansa bile gelecek seneler ülkemize göç eden Lüferler de de artma olmaz mı.? Peki ya biz amatörler...? Tabiki amatör balıkçının avladığıyla balık bitmez görüşüne katılıyorum en azından kurallara uyduğumuz sürece... Peki niye biz hep bir birimizle uğraşıyor veya kendi sirkülerimizi anlatmaya çalışıyoruz.. Neden 37/1 sirküleri de burada tartışıp, bu sirkülerde ki kendimizce yanlışları, uygulamaları ve kontrolleri protesto edebilmek veya düzeltmek adına bir şeyler yapmadık hiç...? Yani amaç balığın devamına bir katkıda bulunabilmekse, profesyonel sirkülere ilişkin isteklerimizi bir yerlere iletmemiz lazım değil mi? Şimdi bir arkadaşımdan 37/1 nolu sirküleri rica ediyorum...
konu için teşekkürler N@mık dost, sirküler http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=37/1+sirküler&meta= sanırım buda senin istediğin http://www.kkgm.gov.tr/sirkuler/37-1.html
ah namık abicim ben günlerdir yaprak diye diye dilimde tüy bitti birde çimekop tuttum diye böbürleniyorlar
hiç tınlayan yok yaprak maprak hatta çapariye gelen leri( oooo bak bak yaprak tuttum laa) diyerek iş başarmış edasıyla atıyorlar kovaya yazık günah
Namık arkadaşım bence kanayan bir yaraya parmak başmış.. Sirküler'de açıkça belirtilmiş olsada kusura bakılmasın ama bir çoğumuz sanırım bu konuda belki bende dahil olmak üzere,konuya gerekli ehemniyeti göstermediğimizi zannediyorum.. Tırıvırı,ağ vs.. geçtiği zaman konularda, mangalda kül bırakmadan hep beraber üzerine gidiyoruz. Ama neden özellikle çinekop adı altındaki(Tanım 14 cm lüfer) ve 13 cm den küçük olan istavritleri tutarız bilmem..Bunlar acaba konu dışımı? Sirkü dışımı diye düşünür dururum.. Derimki; Bu konu gerçek bir ihlal,gerçek bir uygulama yada bilinçsizlik göstergesi.. Düşünülmesi ve karar alınması gereken en önemli konu... Benim çocuklarımın bu balıkları görebileceğinden endişeliyim.. Biz,kendi üstümüze düşen görevlerimizi yapalım,en azından bu gidişe katkıda bulunmayalım..Bunları yazarkende bir polemik oluşturmak değil,eğri ve doğruyu kendi içimizde bulmak için düşüncelerimi aktarıyorum.. Bu yüzdende kimsenin üstüne alınması gibi bir lüksü olmamalı.. Bu konuda derhal bir uygulamaya geçerek,gereken özeni göstermeliyiz..
hüseyin abicim bir ara kıraça resimleri vardı bazı arkadaşlar uyaracagına tebrik ettiler demekki anasayfadaki sirkülere her üyemiz bakmıyor
Erdem olabilir,kimseyi bununla suçlayamayız.. Sonuçta bir resim,ebatlarıda yanında yazılmıyor.. Önemli olan o balığı tutanla,balık arasındaki vicdani bir çelişki.. Bir arkadaşın bugün yazdığı bir başlık vardı istavritle ilgili bir alıntı.. Onu,herkes okumalı bence.. Sonuçta o bir resim karesi biliyorsun..Burada bile tartışırız bazen o balık 5 kilo yok 9 kilo ,hatırlarsın..Kim anlayabilirki bir resme bakarak 13 cm kapsamına giriyormu diye..?
abi ben kimseyi suçlamıyorum arkadaşların uyarılması gerekirken tebrik edilmesi garibime gitti dogrusu
Genel anlamda iç sularda amatör balıkçılık sirkülerine uyulması zaruri , ama denizlerde daha bir boşver havası olduğu kanaatindeyim, tabiiki bizim için bağlayıcı olan 37/2 sirküler, ancak 37/1 balık neslinin devamlılığı açısından çok daha önemli, sonuçları itibarı ile bilinçli yapılan amatör balıkçılık bir hobi olmasının dışında, çevreciliktir tabiat dostluğudur, oysa profösyonel balıkçılık bir ekmek kapısı, rekabete açık, yasak ihlaline daha yatkın, her iki sirkülerde'de lüfer sınırı 14 cm olarak tesbit edilmiş, bir amatörü ikaz ederseniz alacağınız yanıt (istisnalar hariç) olumludur, bir balık tezgahında aynı ikazı yapmak , fleto yada dilimlenme riski demektir, sesimizi biryerlere duyurmak karar merciilerini harekete geçirmek ve toplum bilinci için savaşımıza devam etmek, hepimizin ilkesi olmalı, amatöre sevgi, emeğe saygı, nimet'e hürmet ile,
Teşekkürler Namık ve cevap yazan dostlar. Çok iyi . Hep böyle duyarlı olmalıyız. ... Benim yorumum: Birçok yazımda arkadaşlarımın ticari(37/1) sirküleri de bilmeleri gerektiğini, ancak bu sayede gördüğümüz ve beğenmediğimiz bir avcılığın yasal mı yasadışı mı olduğunu anlayabileceğimizi ifade etmeye çalıştım. Tabii ki defne yaprağı veya yaprak çinekop dediğimiz küçük boydaki balıkların avlanması, katliam olarak nitelendirilebilir. Daha önce de yazmıştım ama bu konuda tekrar edeyim. İyi bir haberim var. Gırgırlar, yaprakları tutmamak için bocilik gözlerini büyütmüşler ve ağdan balıkları almadan önce ışıkları söndürerek, küçük balıkları ağdan çıkarmaya çalışıyorlarmış. TAŞ tabir ettiğimiz, balıkhanelerdeki mezatlarda da yaprak çinekopların satışı yasaklanmış. Tezgahlarda gördüğümüz, bazı münferit yasadışı avlanan teknelerin yakaladıkları. Biz şimdi kontrol makamlarına(Sahil Muhafaza-Jandarma-Polis-Su Ürünleri ) ve Balıkhanelere, veya Belediyelere , önce yasak için teşekkür edip gönüllerini okşayarak, sonra da hala küçük balıkların satıldığını şikayet babında yazarsak sanırım etkili olur ve bir vatandaş olarak görevimizi yapmış oluruz. Namık , Yanılmıyorsam lüfer 2 yaşında cinsi olgunluğa erişiyor ve bu yaşta yaklaşık 14 cm. boyunda oluyor. Yani 14 cm, rastgele seçilmiş bir boy değil. Hepinize tekrar teşekkürler.
ondan kelli bu hafta yemlik almaya gittigimde bazı tezgahlarda yaprakgillerden eser yoktumahir amcacım bu habere cok sevindim inşallah sonuna kadar uygulanır
Hem ticari sektör, hem de biz amatörler kendi sirkülerimize uymak zorundayız, bir balık bir balıktır arkadaşlar, herkes bir adım atsa sirkülere uyan arkadaşını görende inanıyorum ki oda uyacaktır, o ufak balığı eline aldığında tekrar suya geri bırakacaktır, en azından alıp kovaya koymaya vicdanı el vermeyecektir... Bizim bir sözümüz var küçük balık geldiğinde, iğneden çıkartıp kulağına fısıldarız "sen büyüde gel, şimdi git abin gelsin".......
Daha dün haberlerde izledim. Artık AB uyum yasaları içerisinde ona da standart getireceklermiş. Yani artık tezgahta 10 cm den küçük hamsi ve 14 cm den küçük istavrit göremeyeceğiz (örnekte bu balıkları vermişlerdi diğerlerini bilmediğimden yazmadım). Ama ne kadarı uygulanır bunu bekleyip göreceğiz.
Belki şöyle olabilir. Herkes maaşından bir miktar ayırır, bir fon oluşturulur. Maaşı olmayan ve balık tutamadığı zamanlarda çoluk çocuk aç kalan balıkçılara buradan destek sağlanır ve artık güvendesin, şu balıktan ancak şu kadar tutabilirsin denir. Olur mu? Sıcak odada masa başında, olsa olsa metoduyla ahkam kesmek ne kolay değil mi? Herkes kendisini bir süre için sadece balıkçılıkla geçiniyormuş gibi hayal etsin. Balığa gidip tuttuğunuz balıkları da satarak ekmek parası kazandığınızı varsayın. Ne o? Aç mı Kaldınız?
mahir amca aşşagı yukarı kafamdan geçeni söyledin devlet balıkcılkla ugraşam insanlara 1-2 yıl istihkam saglasa şartıda bu zaman zarfı içinde kesinlikle tekneyle balıkcılk yapılmayacak çalışmadıgı halde devletten maaş alanlar var bu insanlara 1-2 yıllıgına iş verilebilir sanırsambu sayede balıklar ba zaman içinde rahatca cogalabilirler
ülkesindeki zulme direnemeyip kaçan'a kucak açan, kişi başı günde 300 gram et veren, yerleştirildikleri bölgedeki son ağaca kadar kesip (ısınma amaçlı) yakanları seyreden, göçmen konutları yapıp, kira asgarisi 250 milyon iken 3 milyona 5 milyona ev kiralayan, arabası ile göçenlere, ücretsiz benzin dağıtan, misafirleri maaşa bağlayan, işyeri açanları 5 yıl vergiden muaf kılan vs vs....hükümetlerimiz, balıkçılık ile ekmeğini temin eden vatandaşınada kucak açacaktır, ancak seçim zamanını beklemek gerekecek. maksat hizmet olsun, yoksa seçim yatırımı da neymiş
Yanlışlar olmadan doğru bulunmaz, tamam kabul'de görünen köy'de kılavuz istemez, gidişat hiç hoş gelmiyor bana, belki herşey güzel olacak, yeni yeni kanunlar çıkartılacak, her gelen hükümet iyi şeyler yapmak için gelsede, icraate gelince hayalkırıklığına uğruyorum, Devlet ile hükümet'leri karıştırmayalım, Devlet tek bir tane, hepimizin üzerinde yaşadığı her kesimden, herkese görevler düşen T.C Devleti. Herkes Vergi verecek ,pastayı 3==5 kişi yiyecek. İşler ters gitmeye başladımı ''Vatandaş bize yardımcı olsun'', ''sivil toplum örgütleri nerede '' ,''bir avuç insan yokmu'' diye sorulur, Tarih bir avuç insanın neler başarabildiğine çok kez şahit oldu. Yeraltı,yerüstü, sualtı, suüstü kaynaklarımız Dünyanın hiç bir ülkesinde yok diye gururlanmak için değil, onları yarınlara taşıyabilmek için burada değilmiyiz? Bizler'de burada bir avuç insanız, istediğimiz ise yalnızca çocuklarımıza ve onların çocuklarına daha mutlu ve huzurlu yarınlar, Yaşanabilecek bir Dünya bırakabilmek.. Saygıyı hak'eden herkese saygı sonsuz.
ben goruyom yazin gelince galata koprisinde de kucucuk baliklari yakaliyolar kucuk kucuk istavritlerle kucucuk kefallarda var onlarada bise demiyolarmı?
