Serdar Kafan yerindemi senin bunlar dibe inmez su üstünden zargana gibi yüzer bumudur yani. bırak Allah Aşkına Lüferden bahsediyorsun bana......... Lüfermania olmuşuz burda hala lüferin anotomisinimi anlatıyorsun evet lüfer yüzmez palamut yüzer
Evet lüfer üstadım. Şaşarsın görsen. bildiğin zargana gibi su üstünden. Popper denen, su üstünde hoplatılan şeylere filan atlar hatta arada. O tuzlu sıcak suda, balığın davranışı bir hayli değişik. Gerçi bu da normal, çünkü oralardaki yem balıklarda su üstünde oluyor genelde. Hatta bizim burada, Gebze'de, bilhassa yazın, lüfer dipten hemen hiç alınmaz. Su üstü zargana takımlarına atlar. Gerçi onlar lüfer değil baya bir kofana oluyor hatta aslında. Velakin, dibe insede, genelde tam dip değilde, bilhassa 2 kulaç kadar yukardan geçmeyi tercih ederler. Alsında bu durum Galata köprüsünde filanda geçerlidir. Lüferler dipten iki kulaç kadar yukardan alınır daha ziyade. Millet bağırırı, balık 10 turda, 15 turda ki, bu da 2-3 kulaç eder kabaca. Çok denk gelmiştir, galata 'da, yukardan 10 tur, yani 6-7m'de lüfer aldığımız.
Abi ben o günkü tecrübeme göre diyorum. Sen haklısındır muhtemelen. Ancak ogün teknenin sağ tarafı sol tarafa göre bariz daha fazla vuruş aldı. Hatta Serhat abi kendi kromlu zokasını kaybedince benimkini aldı. Ben adi, mat zokayla ondan fazla vuruş aldım. Ne zaman teknenin arkasına geçip bizim tarafa olta attı başladı balıkları çekmeye. Onun için tam önümde dursun istiyorum, belki de dediğin gibi gereksizdir. İki karış yukarıyı pek denemedik doğrusu. Sürekli av yapan tekneci de 1,5 - 3 kulaç arası demişti. iyi de vuruş aldık bu kulaçlarda ancak hem mono misina hem esnek spin kamış nedeniyle iyi tasma atamadığımdan çok balık kaçırdım. 1 lüfer yakaladım, eğer kaçırdıklarımı alaydım 10 kadar olurdu sanırım.
Volkan bak bizler fazla normal tipler değiliz Hafta sonu getirtirsin bizleri atlarız geceden haberin olsun demedi deme.....
Teşekkürler Serdar abi, bu kadar uğraşacaksam takım için en azından bir çizim, 1 foto görmek lazım ki alakası olmayan bir takım yapmayayım. Emeğin için çok sağol Serdar abi.
:laughing: :laughing: :laughing: Hangimiz normal tipleriz ki abi? Başka birşeye bu kadar zaman harcayıp, emek verdiğimi hatırlamıyorum ki sizler kafa yormada beni katlamışsınız. Ayrıca gelseniz tam film olur. Ne güzel olur gerçekten.
Aynen... Ama cidden oralarda böyle bir acayip durum var üstadım. Lüferin su üstü yapması, dipten uzak gezinmesi. Sanırım dipte yiyecek bir şey yok hayvan dibe değil, yukarı bakıyor. Fakat boğazda vs. balık zoka avlaklarında 1 karışta çıkar. Biz acemiler sık sık zokayı dibe oturtur, lüfer bakarken iskoript belasına düçar oluruz malum. buna bir itiraz yok elbette. Biraz arasam bulurum. Hatırlayan olacaktır. Su üstü canlı kefal gezdirip kocaman kofanalar alanların videoları, raporları çıktı sık sık. Olay, "Yer: Akdenizde bir yer, Mekan: Ege de bir yer."
Konuşalım bakalım neden olmasın aslında Ümit ve diğer arkadaşlar bir tur düzenlesek şöyle mangallar yaksak balıklar sular off diyorum ki ne off
Gerçi ne farkeder, gündüz güneşi gece ay ışığı, yakamoz ışığı... Güneş (ay) teknenin tam tepesinde değil. Senin teknenin gölgesi, bir açıyal dibe doğru gidiyor ve atıyorum 20m sonra 5m ilerine düşüyor. Senin saldığın zoka, ise denizin ortasında kalıyor, yani bakınca, balık ışık vuran yemi, gölge zemin üzerinde görüyor. Tam bir kontrast, belirgin durum ve yem bariz ortada oluyor. 1m gerindeki eleman ise, yemi salınca, yem gölgenin değil, parlak zeminin üzerinde kalıyor, görünmüyor. Benzer bir şeyler anlayacağın. Yemin gölgeye girmes veya ışık altında kalması ile, görünürlüğünün değişmesi olayı. tam böyle değildir emniim ama, benzer bir nüans bu durumu ortaya çıkarıyordur. Eğer yemin görünürlüğünü artırır, bilhassa sesle dikkat çekecek hale getirirseniz, bu sorun büyük ihtimalle çözülür. Şu jig kafa filan olayı, yemin ses (hareket sestir) ve görüntü, görünen yüzey alanı vs. olarak hareketini, fark edilirliğini artırmayı amaçlar, bu yüzden daha iyi iş yapabilir. Denemek lazım elbette.
Çok durgun suda çalışır jighead, zamanında Selimpaşa'da zoka yerine parlak kırmızı olanını çalıştırmıştım çok güzel sonuç almıştım... Yaptığım şey sık sık bilek hareketleriyle oynatmaktı, zokadan daha sık. Boğaz'da falan malesef uçurtma olur ama, 20-25 gramdan ağırı yok (varsa da iğneleri devasa olur sanırım) ve normal zokaya oranla daha fazla akıntı yiyebilir şeklen. Not: 18-20 gramlıkların iğneleri çok büyük olmuyor, önüne daha ufak bir hırsız bağlıyorsun, "lüfer"de iş görüyor.
Yanında o kadar çok etmen varki oturacağın mera, kırmalık üstü elinde bulunan GPS. noktalama yapılan yer. Tonozu kuracağın mekan rüzgar ile teknenin döneceği alan. tam üstünde olmalıki durumun elimizde bulunan takım çalışsın. + Deep Sounder şart metraj ve kırmalık tesbitinde şart ki ne şart. bölgenin verimliliği vs vs vs sayarsan etmen bitmez ....
Üstad 40 metrelerde teknenin dibe düşümünü mü hesap ediyorsun nasıl hangi aydınlatma aracı ile sana burada yıllar yılı rapor astım kırmalık 36,7 metrelerde gündüz hamsi zokalı avcılık ile ilgili ve muazzam balıklar tuttuk. en altta iskorpit üstünde ispari üstünde lüfer üstünde istaviti demedikmi nasıl olurda olur diye. benim konularda var. zokayla yapılan av hem 5-7 poyrazlarda hemn 0 havalarda mevcut durum...
Evet, bir böyle bir şey var, birde elemanın anlattığı, doğru mu? Teknenin sancak tarafından atan hiç bir şey alamıyor, iskele yandan atan alıyor. Yer deiştirince aynı oluyor. Bu bir gözlem, bir fenomen. Şimdi bu acaba, balıkların topuda teknenin altına, o noktaya toplandığı için mi? Hiç sanmam. Bu ancak yemin düştüğü nokta ile ilgili olabilir. Lüfer tek tabanca takılmaz malum, sürüdür o, gezer durur. Hani eşkina olsa, karagöz olsa derim, taşı vardır, önüne inidrmezsen olmaz ama, lüfere bu pek olası değil. Yani, mesele lüferin olduğu yerden ziyade, yemin olduğu yerle alakalı olmalı.
Denemedik Adil, zargana eti sert yapısıyla daha iyi netice verebilir. Benim de aklıma geldi. Karşıyaka da bakıp duruyorum, bazen getiriyorlar ama şu sıralar yok zargana. Bulursam birkaç kilo alıp, buzluğa atacağım.