Lüferi nasıl mazmuzlarsınız (yemlersiniz)?

Konu, 'Yemler ve Yemleme' kısmında skoylu tarafından paylaşıldı.

  1. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Serdarcım sen lüferi herhalde meralarda hiç suların akmadığı, öyle durgun hiç hareketin olmadığı yerlerde yaşıyor zannediyorsun. tam aksıne onunde koşturan yemi olmayan meralarda bu balık bulunmaz. kıyıya ne zaman girer. biliyormusun. kanal sularının düştüğü ve önünde minik balıkları tasşarın arasından yürütmeye zorladığı zaman.

    Şimdi İstanbul içinde bana Yemlenecek bir tane mera ismi söyleyebilirmisin?
    1 tane istiyorum. Ama şurası burası demeden once. 36 kulaçlar benım kırmalığım var orda lüfer olur burası nasıl yemlenir. dediğim gibi hele hele altta iskorpit hanos. üstünde ispari ve üstünde lüfer olan bir merada. ben nasıl yapabilirim bunu? olayın daha enteresanına gelelim. Canlı karides ile bolca ispari geliyor ancak bu takıma hiç bir zaman bir lüfer gelmedi neden acaba? karides ve lüfer ilişkisi biraz absurt oldu.
     
  2. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Şu an çıkmam lazım gece geç saatlerde görüşmek üzere
     
  3. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Sevgili Alico, biz sana 36 kulaçtaki o altta şu, üstte bu olan taşında git 2 kasa hamsi atta, bak nasıl gökten lüfer yağacak demiyoruz.. Lüfer nasıl mazmuzlanır, bunu söylüyoruz... elbette her yer mazmuza uygun değildir.. Ama uygun olan pek çok yer var..

    Böyle uygun bir yer bulunca, at dibe bahsettiğim gibi yem için yem, sağlam bir ağırlıkla.. Etraftaki balıkları toplasın.. Ama şu önemli.. Klasik yemlemede yem dağılmasın diye, tülbente filan koyarsın, bu meredin yemlemesinde bu geçmez.. İlk mesajda detayı var..

    Öyle yapınca ne olur? Bu istavridi, izmaridi vs. ne varsa o yemni başına toplanır.. Tipik yemleme yapınca da toplanır. Ama aradaki fark şudur. Bu tür yemlemede yem parçaları torbadan kurtulabilmelidir.. O durumda, izmarit, istavrit vs. o parçaları toplamak için suyun içinde bir hengame çıkarırlar. Bu civardaki lüfer gibi yırtıcıların dikkatini çeker, çünkü akıntı kokuyu ona kadar götürür, lüfer orada bir şey olduğunu anlar zaten..

    Eğer bunu böyle yapmaz, klasik yemleme yaparsan, lüferin geldiğini görenlerin hepsi bir tarafa gider, lüferde peşlerinden, yemlemen hiç bir işe yaramaz. Ama ortalıkta yiyecek bir şey olur, istavrit vs. onu yiyor olursa, kaçmakta geç kalır, lüfer tepesine biner..

    Lüfer senin yemlemene gelmeyecek alico.. Sen bunu anlamak istemedin.. Sen lüferin yiyeceği balığın toplanıp dikkat çekecek şekilde davranıp lüferi çağırmasını sağlayacaksın yemleme ile.

    Ve burada, "Sarayburnu'na gidiniz, iki kasada hamsi götürünüz" demedik dikkat edersen.. Bu ülkede lüfer sülalesi tutulan bir sürü yer var. Ve bunların pek çoğunda, bu usullerle yemleme, gayet iyi netice verecektir.

    Evet, öyle oldu ve sen bunu nerden çıkardın anlamış değilim..

    Ne demişim ben:

    Neymiş, çinekop dediğimizde lüferden küçük olan boylarmış..

    Peki sonra?

    Bir ara Galata köprüsüne uğra şöyle, bir bak.. İzmarit takımlarındaki karideslere nasıl çinekop atlıyor kendin gör..

    Ne imiş meğer Alico? Biz çinekop için ayrı, lüfer ve büyükleri için ayrı yemleme taktiği vermişiz..

    Ama sen okumadın ki, nalamaya çalışmadın ki? "Bu zibidi kırk yıllık köye yeni adet çıkarıyor, bak şimdide lüfere yemleme yapmaya çıkmış bu gavat" diye düşünüp, şöyle bir baktın, gözüne karides lafı çarptı, ahanda diyerek atladın.. Olmayan karides ve lüfer ilişkisinden tutup güya bizi madara edecektin..

    Lütfen, yazılanları tekrar oku.. Daha okumadan, ne dendiğini anlamadan, okuduğundan bir şey öğrenmeye -kullanırsın, kullanmazsın o bilgiyi, o başka- çalışmadan, illa bunun takkesini düşürülecek yerini bulucam diye atlama.. Gördüğün gibi, olurdu olmazdı diye atladığın her şeyin cevabı zaten orada var, bizi papağan gibi aynı şeyleri böyle tekrar tekrar yazmaya zorlama.. Karides - lüfer ilişkisiymiş, nerdeymiş o ilişki? Olmayan ilişkiyi kafandan uydurup, bizim vaktimizi sana bunu izaha harcama..

    Buyur, baştan oku.. aklına takılan yeri sor, biliyorsak, izah ederiz.. İşine yarayacak gibiyse, kullanırsın, gelmeyecek gibiyse, mutlu mesut hayatına devam edersin.. Ama bu bilgiye ihtiyacı olanları, böyle bir sürü gereksiz mesajla konuyu katakülleye getirip kalabalığa vurup, arada kaynatma..

    Senin derdin üzüm yemek değil.. Biliyoruz, bağcıyı döğmekte, bağcının atını sağlam kazığa bağlamadan yazmayacağını vs. unutuyorsun hep..

    İcraata mı bakalım..Tamam bakalım.. bu sezon, sen ebnimle geleceksin o zaman, ben nereye gidiyorsam, ne zaman gidiyorsam o zaman.. Benim tuttuğum yerde, yanıbaşımda, ister solumda, ister sağımda, buyur, madem öyle.. Görelim kim daha çok lüfer tutuyor?

    Sen gecenin körü tekneyle çıkacak gün doğarken saraybrununda, balığın tepesinde olacaksın, ben gene sabahın körü çıkacak, 3 saat, minibüs, tren, vapur, taksi vs. ile Sarayburnu'na varacağım, saat 10:00'da bulabildiğim bir taşın üzerinde, beğendiğim değil, bulabildiğim, lüfer tutmaya çalışacağım.. Sonra sen çıkıp, icraatte icraat diyeceksin.. Böyle icraat müsabakası olmaz Alico.. Buyur, varsan, telefonum sende var.. Ara çıkarken haber ederim Gebze'den, bu sezon boyu beraber dikiliriz kıyıya, sezon sonu sayar bakarız, kim daha çok icraat yapmış, var mısın?

    Teknem filan deme bana... Geçen sabahın körüne kadar Haliç'te, Galata köprüsünde rüzgar yedim, senden haber bekledim, gelmedi.. O şansı yitirdin Alico.. Eğer görelim kimmiş icraati sağlam olan diyorsan, işşte ben buradatyım, hafta sonları balıktayım, gelirsin dibime, yanı başıma, tutarsan benden fazla, öperim elini, bileğini ,büyüksün derim, hadi, var mısın?
     
  4. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Sen benim şansımsın Serdar olurmu oyle şey kaybettim o şansı ha bak gerçekten çok ama çok üzüldüm benı bundan nasıl mahrumedersın yapma ne olur. kulun kölen olayım yapma. valla ben sana kesın ve kati bir söz vermedim. buluşuruzda demedim. şartlar uygun olursa ararım dediğimide hatırlıyorum.

    Serdarcım insanlar diğer başlık altında yazılanalrdan rahatsız olmuşlar. demek herkes çok iyi lüfer tutabılıyor. ve teknık üstüne tknik yaratabiliyorlar o zaman bizde bir mola verelim bakalım neler çıkacak izleyelim.

    PS. Serdarcım ben atımı bırakmam sen kıyıdan devam et ben almıyım.minibüs taksi, tren vapur maalesef beni ilgilendirmıyor. istersen haydarpaşadanda alabılırım senı.

    Ama burada anlattıkların gerçekten hepsi şaka gibi bir kez daha tebrik ediyorum çok güzel yazıyorsun. bir tanesi işe yarasın bu takımları tavsiyelerin. bende tekneyi bırakır karadan ava başlarım. Hodrimeydan.

    sevgiler.
     
  5. duzensizifade

    duzensizifade Hüseyin

    Yaş:
    40
    Mesajlar:
    313
    Şehir:
    Silivri / İstanbul
    lüksü yakar sarkıtırsın yandan. ilk baş deniz bitleri gelir onların hareketine istavrit gelir bitleri yemeye. sonra yemli ile istavrit tutulur. tutulan istavrit yaprak yapılır itina ile zokaya takılır salınır aşağıya dibe yatırırsan zokayı camgöz alırsın iki kulaç yukarısından lüfer atlar.

    demek ki neymiş; lüks -> bit -> istavrit vs. -> camgöz, lüfer vs.

    lüks işi bundan ibarettir benim bildiğim.
     
  6. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Yani, lüks ile bitleri yemle, onlar istavridi yemlesin, onlarda lüferi yemlesin :)

    Şimdi ne oluyor? Olanı şu.. Alico büyük usta.. Laf olsun, kinaye olsun filan diye söylemiyorum, cidden.. Ben eminim, gözünü bağlasak, kamataray kapatsak, gitsek bir yerde dursak boğaz civarında, sorsak "Şu kadar kulaca çapari atın, çinekop olur burda.." diyecek kadar iyi biliyordur boğazı..

    Bu yüzden hangi taşta, hangi zamanda, hangi havada ne nasıl çıkar, çıkmaz bunu bilir..

    Halicin şurasına gidip, lüks yakıp şöyle zoka atılınca, böyle lüfer alınacağını da bilir..

    Ama o lüfer ve lüks ne iştir bunu bilmez.. Neden? Çünkü bunu bilmeye ihtiyacı olmamıştır ki, gidip öğrensin..

    Bu yöntem, dedelerin dedesinden kalma bir yöntemdir. O devirde, biyoloji, plankton filan kim biliyor ki? Bilinen, görüne bir şey var, yakamoz.. Lüks yakınca yakamoz olmuyor, 4 kıl olta suda gemi halatı gibi uzanmıyor ışıl ışıl. Böylece lüfer geliyor, lüksün kerameti, bu yakamozu bastırması olsa gerek denmiş.. Bu böyle sürüp bugünlere gelmiş..

    Şimdi duruma bakalım.. Lüks yakmak lüfer tutmayı sağlıyor.. Ama şu, ama bu sebepten.. Bu sebebin doğrusunu bilsenizde, yanlışını bilsenizde sonuç değişmiyor.. Ama ne zamanki, balık kıtlaştı, şimdiki gibi, bu bilgi bir fayda sağlıyor. Biz, eğer istavridi yemler, altımıza çekersek, lüferi de çekebiliriz gibi bir güzel ipucu ele geçirmiş oluyoruz..

    Yakamozun olmadığı sular vardır dünyada.. O sularda biz balık tutarken gene ışık kullanırdık.. Hoş ışığı önümüzü görmek için kullanırdık ama koca gemi projektörü olunca kafa feneri yerine, elbette denizde nasibini alırdı.. Ve kofanası, şusu busu, her bir şeyde toplanırdı, tutardık..

    Eskihisar'da, şu lez varken, geçen sene, evvelki sene vs. öyle bir yakamoz olurdu ki... Lüks ışığından daha güçlü olan iskelenin ışıkları yakamozu bastıramazdı. O yakamozda bir sürü lüfer aldığımı bilirim.. Acayip zevkli olur, lüfer geliyor, böyle görürsünüz ışıltısından. Gümüşler vs kaçışır, sanki suda havai fişekler atılıyormuş gibi..

    Bazen, lüfer vs. beklerken, bir bakarsınız, suda kocaman bir şey geziniyor. Kendini göremezsiniz, ancak yakamozunu görürsünüz.. Levrektir, kefaldir, yok şudur derken, yaklaşır, bakarsınız vatozmuş, olmadı karabatak size :) Zevkli olurdu kısacası..

    Herneyse, yakamoz lüfer için çok çok büyük sorun değil.. Olmasa iyi ama, şöyle bir şey var.. Lüfer sürü kovalıyor çoğu zaman.. Bu sürü sık sık öyle kalabalık oluyorki, aralarında bizim misina kaynayıp gidiyor. Denizde öyle yakamoz noktaları değil, sanki evde lamba yakılmış gibi kesif bir parlaklık oluyor. Bu yüzden misinanız lüfer için çok fazla etkilenmeyebiliyor.

    Ve yakamoz olmayan yerde de ışık balık için fayda veriyor. O zaman bunun yakamozdan farklı bir sebebi olmalı.. İşte buna bakmak gerekiyor. Bu ancak işte böyle yemleme faydası olabiliyor..

    Biz bunu öğrenince, ne yapabiliriz? Eğer lüksün etkisini artıracak, gündüz aynı etkiyi yapacak bir şey bulursak, demekki, teamüle ters olsa da, lüferi güzelce yemlemiş olacağız.. İşte mesele bu, bundan ibaret..
     
    Son düzenleme: 28 Ağustos 2009
  7. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Lüksün her modelini kullanan ben hemde fitilli , tüp kafasında sabit olanda değil.
    pompalı olanlaradn bahsedıyorum. arkasından tiplü olanlar daha çok kullanıldı ama lüks kadar enerji vermedi.

    2KWa jeneratörü dahi teknede taşıyan ben. Serdar. nasıl bilmeyiz lüksün ne işe yaradığını.
    Lüks altına balık toplamaz " Sadece yakamozu kesmek için kullanılır" teknede takım taklavatı gormek için kullanılır. daha başka birşey için kullanıldığını görmedim ben. misina lüfer avında çok etkilenir. hatta çok öyle bir yol yaparki dibe kadar. sana sordum sen hiç mehtaplı bir gece de zargana avına çıktınmı diye nedeni şuydu. O gecelerde zarana bulunmaz. Nedenine gelince o ışığa doğru yürümeyi tercih eder bizler için o geceler zargana toplarken çok zor olur. Ne yapmak lazımkaranlığa kaçarız hemde çokkaranlığa genelde Zeytindurnunun veya yeşilköy taşlarının karanlığına ve orda yem süzeriz.

    Lüfer ışığa hareket etmez, lüfer zokalı takımda nasıl tutulur gece yemlisinde
    HER ZAMAN DİPTE DEĞİLMİ bir karış kadar yukarıda o zaman yemlemek ne demek oluyor gece yemlisinde lüks ile yemleme diye bir olay yok. olmadı olmayacakta. bana bu konuyla ilgili bir tane kaynak gösteremezsin.

    dönüyoruz gündüz yemli zokalı lüfer avlarına. ne yapıyoruz Bir hamsi alıyoruz ve onu balığa beğendirmek için çok ama çok güzel takıp salıyoruz aşağı 1 numara iğne hırsız yaparak. hırsızıda 0,20 * 2 misina ile bağlayarak daha doğrusu zokanın palasına 2 tur dolayarak. ve hamsının içine saplıyoruz değilmi.
    şimdi biz bunu yemlemeden senelerdir tutuyoruz. eğer buraya 2 kasa hamsi döksek. orada balık bolluğunda onları yemek dururken ne den bizim zokamıza gelsin bu hayvan gider onları yer. Ama Lüfer asil bir balıktır.

    Gider en düzgün olan yeme gelir. zokalı takımda ise asla yan duran yeme gelmez kuyruğun aşağı baktığı zaman gelir. düzgün ve en güzel yeme oysaki yemlemiştik burayı. ama o balık oradakı hiçbir yeme dokunmayacaktır. zokanın üstündekı yeme gelecektir. düzgün olana. o zaman bizim lüferi neden yemlemeye ihtiyacımız varki ?

    Şimdi sana bu konu ile ilgili bir raporumuzu link olarak vereceğim buraya. hepsi aynı taktıkle tutulmuştur. ve yemlenmeden tek tek zoka ile kararını sen ver.
    ama yanlış yoldasın hala.


    http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=17875 bak bu linkte neler var ......
     
  8. ergir

    ergir ergir

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    352
    Şehir:
    istanbul
    hiç, yemin düzgün bir şekilde iğneye takılmış resmi varmı..
     
  9. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Üstadım hamsiyi zokaya takmak çok zor bir işlem ayrı bir teknik. ah şu tarkan videolasada gösterebilsek bu avda yaparız herhalde. zokanın kendi iğnesi. İlk önce hamsinin alt dudağından geçiriliyor ve sonra sola doğru dışarı çıkarılıp zoka terse çevriliyor yanı palası soldan sağa bakıyor ve hamsinin gözünden geçirilyor. ve galsamasından geçiriliyor ne oldu ağzı tamamen kapandı. ve alt dudağı iğnenin üstünde kıvrılmış oldu bu balığın ağzı asla açılmaz ve hırsızlada 2 tur iğneye dolanarak ağzı tamamen kapanır. ve hırsız hamsının bedenıne takılır. anlatması zor. yani zokayla beraber bir bütün olarak durur. tabı bunu sanıyeler içinde takmanız lazım hızlıca.

    Yoksa AĞZI AÇIK OLAN HAMSİ YEMLİ TAKIMA ASLA BALIK GELMEZ ana kural yemli balıkta balığın ağzı ne olursa olsun açılmayacaktır.
     
  10. ergir

    ergir ergir

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    352
    Şehir:
    istanbul
    anlamadım...............
     
  11. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Evet üstadım görmek lazım tarkandan rica edelim ondan sona rahat anlarsınız yarın gelecek herhalde gelsinde kolay anlaşılır zannedıyorum birde mavrukaya yem takma olayı var oda enteresan bir uygulama bir mavruka üstüne 4 yem takma olayı gibi. sözümüz vvar bazı takımları gösteeceğimize dair bunuda unutmadan gösteriririz zannedıyorum
     
  12. ergir

    ergir ergir

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    352
    Şehir:
    istanbul
    hep tatlısu için organize yapılıyor.neden deniz için yapılmıyor .en azından biraraya gelip sizin gibi ustalardan birşeyler öğrenme fırsatını yakalarız ve keyifli zamanda geciririz.ben şahsen göl olayını sevmiyorum.
     
  13. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bu böyle bilinir, ama emin ol durum böyle değil..

    Gırgırlar vs. koca koca lambalar yakıp, balıkları başlarına toplarlar. Sonra da çevirirler..

    Balık amele bakar Alico, niyete değil.. Senin niyetin yakamozu kesmek olsada, balık kendi biyolojisine uygun hareket edecek, ışığa yönelecektir. Çünkü, evrimi boyunca, ışığın olduğu yere giden balık tok balık olmuştur.. Kısaca, bunu sen istemesende, sonuç bu olacaktır.

    Ülkemiz zaten balıkçılık bilimi ve teknolojisi açısından sınıfta kalmış. Böyle şeyler pek bilinmez. Ama yurtdışında bunlar gayet iyi bilinir.

    http://www.cabelas.com/fish-attractant-lights.shtml

    Kısaca sevgili Alico, sen bugüne kadar farkında olmadan lüks yakıp aslında yemleme yapmış oldun.

    Ama yakamozu kestim ben.. Olabilir.. Belki bu daha büyük fayda sağlamıştır. Ama bu bir yan etki, bir ek fayda. Bunun ziyanı yok.. Emin değilim, yakamozu kesmek elzem midir, ama siz öyle diyorsanız öyledir. Fakat bu lüks yakınca yem balıkları topladığın gerçeğini değiştirmez..

    Zokaya hamsi takmak gerçekten gıcık bir iş. O yüzden zokaya pek itibar etmiyorum. Eğer dikkat ettiysen, henüz, zoka niyetine kullanılacak herhangi bir takım önerim olmadı. Söylediklerine genel olarak katılıyorum..

    Velakin şöyle bir durum var. Bir ara, Eskihisar'ın yaşlı balıkçılarından biriyle, biraz sohpet ettik. Lüferin nasıl balıkları doğradığını anlatıyordu. Sonra ekledi, hepsini doğrar, sonra döner o doğradıklarını yer.

    Lüfer, taze, dağılmamış olduktan sonra, balık cansız olsada yemek için saldırır.

    Ama sen eline bir tek hamsi alıp suya atarsan, lüfer ona dönüp bakmaz. İşte mesele buradadır. Avuç avuç atarsın hamsi, şöyle parmaklarınla alarak değil, iki elinle kavrayarak.. Bu suda aşağı inerken, topluca iner, Lüfer bu koca yem bulutunu görür, her biri farklı ışıldayacağı için, bunun canlı yem sürüsü sanır ve dalar üstlerine..

    Eğer bu şekilde bir yem bulutu/topu oluşturacak şekilde yemleme yapmazsan, netice alamazsın. Yani, yemleri bir PET'e tıkıştırayım, salayım suya filan gibi düşünceler lüferde iş yapmaz. Ve dahası, bu tür yemleme lüferi başına toplamaz. Yani bu çeşit yemleme ile kokusuyla vs. lüferi çekemezsiniz kolay kolay. Altınızda lüfer olacak. Sürü olacak, siz o sürüyü saldırganlaştırmak için bu şekilde yemleme yapacaksınız. Eğer lüferi saldırgan durumda değilse, takım + yeminiz burnuna toslasa yüz vermez.

    Olayın meselesi boyutu aslında biraz daha farklı... Lüfer, eğer yoğun bir sürü vs. bulursa, çılgınca saldırır. Eğer sürü değilde, kalabalık bir balık popülasyonu bulursa, o zaman ortamdaki en fazla olan balığı bir şablon gibi beynine kaydeder, sadece o balığa saldırır. Bunun sebebinin, yem seçme, bu yemmi değil mi ayırt etme ve bu esnada zaman kaybetme sorununu gidermesi olduğu düşünülür.

    Şimdi eğer altınızda yoğun bir sürü varsa, lüfer sürüsüde varsa, zaten lüfer iyice saldırgan hale gelmiştir. Yemleyip ne yapacaksınız. Ama altınızda büyük bir sürü yoksa, bir takım balıklar filan varsa, Sizin yapacağınız bu tür hamsi atma gibi yemleme, ortamdaki balık durumunu değiştirir. Görünür açıdan, sizin yeminiz kısa sürede ortamdaki en kalabalık yem olur. Sürüler halinde olduğu içinde lüferin saldırma güdülerini tetikler ve lüfer kıyıma girişir.

    İşte bu durumda, sizin yeminiz, doğrayacak bir şeyler arayan lüfer için cazibe olur ve lüfer saldırmakta tereddüt etmez..

    Lüfer bu süper saldırgan duruma çeşitli şekillerde girebilir. O tarafı teferruat. Bizi ilgilendiren, saldırgan olmayan lüferi saldırgan hale getirmek için bu tür yemlemenin iyi netice verdiği..

    Bunun püf noktası, gözden kaçırdığın noktası neymiş alico? Yemi, bol bol, sürü gibi görünecek şekilde atıyor olmanmış..

    Sana bir örnek daha göstereyim..

    [​IMG]

    Sen bilmezsin pek, bu orkinos için kullanılan bir tür sahte..

    Gördüğün gibi, bir sürü sahte birlikte hareket ediyor. Acaba bu takım, bir tanesi bile saatlerce uğraşıp zor çektiğiniz orkinosları üçer beşer yakalamak için mi böyle yapılmış?

    Tek bir süper rapala bağlasan, leziz bir kofana çeksen vs. orkinos zar zor yüz verir. Bu tür bir takım iki şey sağlar: Kalabalık olması, avcının görmesini kolaylaştırır.. Başka ne sağlar?

    Ama orkinostan daha nazlıca olan marlin, kabarcık çıkaran basit bir saçaklı yemle kolayca tutulur. Uyuz bir zargana (diyeyim, zarganaya benzer biraz daha şişko bir balık var, onunla) bile o süper avcı Marlini baştan çıkarır. Fakat bu paraşüt/şemsiye takımı marline pek tavsiye edilmez, iş yapmaz..

    Şimdi bu ne iştir, ne farktır, ne olaydır? Olay şudur Alico.. Orkinos sürü balığıdır.. Sürü balığı olma, sürüler halinde gezme sebebi, bu şekilde yaşamasının avantaj sağlamasıdır. O nedenle, öyle yada böyle sürü kurallarına uyar. Eğer bir orkinos, o şekilde tek bir balığa gidecek olursa, o sürü çabucak dağılır.. Eğer tüm sürü çark edip tek balığın peşine koşacak olursa, sürünün bir bireyinden fazlası aç kalır, gereksiz enerji kaybı olur.

    Ama balık sürülerinde ne zaman saldırılacağını söyleyen bir mangabaşı yoktur. Sürüdeki her birey, içgüdüsel olarak sürü kurallarına uyar. Yani, bakar, eğer sürüye kafi gelecek kadar av görürse, avın üzerine yürür, saldırır.

    Merlin ise tek tabanca takılır. Leziz bir şey görünce, düşünecek sürüsü yoktur.. Zaten kurşun gibi gider.. Fişek gibi dalar ve tek bir yeme bile iştahla saldırır.

    İşte o takımın başka sağladığı olay budur. Balıkların sayı saymayı bilmedikleri kabul edilir. Saymasını bilmezler, öyle kalabalıkça gezen bir şeyler varsa, ahada bize ziyafet diyerek saldırırlar.

    Lüferde aynı şekilde bir sürü balığıdır. O nedenle, bir iki balıkla onun sürü güdülerin harekete geçirip, yeme saldırmasını sağlayamazsın. Zokayı, uzun oltayı vs. neyse, atacaksın, sürünün içine girmesini bekleyeceksin.. Sürüdeki birisi çok yakın, sürüyü dağıtmayacak şekilde geçecek, gelip yemine atlayacak.

    Ama eğer dediğimiz gibi, cimrilik etmez, avuç avuç, her seferde yarım kilo filan hamsi atarsan, o zaman lüfer burada sürü var der, hatta sürü halinde o tarafa yönelir. Saldırganlaşır.

    İşte, dediğin gibi pek asil olan, öyle tek bir yeme atlamadna önce pek nazlı olan, hayatta yüz vermeyen lüferlerin, altı üstü tüyden ibaret olan çapariye atlama sebebi budur Alico.. Çapari, yem sürüsü gibi görünür. En kral çaparini al, tek bir kösteğini uzun olta gibi gezdir, bakalım yüz verecek mi lüfer? Ama çapari olunca, işin rengi değişir. Artık bir kişilik değil, sürüye yetecek yem vardır, lüfer ona saldırmakta tereddüt etmez..

    Bu işin teorisi. Pratikte biz bunu yapıyoruz alico. Sağolsun, ara sıra bize teknesinde vs. yer gösteren arkadaşlarımız var. Bizim iyi kötü kıyıdan vs. takıldığımız yerler var. Eğer maliyeti uygunsa, bir kaç kasa hamsi temin ediyoruz. Malum bazen kasası 5 TL'ye filan düşüyor. Alıp gidiyoruz, yemliyoruz ve voilaaa.. Öyle oluyor ki, lüfer sürüsü bir kulaça kadar çıkıyor, attığımız hamsilere öyle bir dalıyor ki, görsen "canavar bu yaaaa.. olamaz böyle bir şey, bir katliam" dersin.. Bizde aralarına kaşığı, yemi filan salıyoruz. O pek nazlı, pek mıymıntı olan lüfer, inan hiç itiraz etmiyor, ne versen lüp diye atlıyor, elbette hamsiyi keseceğine, livara gidiş biletini kesmiş oluyor..

    Sen, eğer uygun bir mera bulursan, bunları bir dene.. Bak gör, faydası olmazsa, ondan sonra.. Ama umarım, sarayburnunu yemlemeye çıkıp, Yeşilköydeki lüferlere (yada iskorpitlere) bayram ettirmezsin..
     
    Son düzenleme: 28 Ağustos 2009
  14. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Serdar sen bizi gerçekten ne hallere düşürdün sevgili arkadaşım sarayburnunu yemle yeşilköyde bayram falan birincisi ben profesyonelim. senin o orkinosa kullandığın sahtelerden falan hiç anlamam ben ve sana anlatayım biraz bak o kadar işin arasında yine alacaksın bilgileri. Torik yemi ile orkinosa olta koy verılirdi. Güzel bir torik içi boşaltılır iğne içinde saklanır ve tekrar üstüne dikilirdi.
    ve bunlar şamandıralı takım olarak bırakılırdı. asla yemleme falan yapılmadı orkinos tutarken sen bana dünyanın bir uçlarını anlatırsın ben ise sana burada marmarayı anlatırım. ve beden olarak çelik tel kullanılırdı. sana o eski günler teknelerinin küpeştelerini göstersem aklın almaz yarıkları nereye kadar olduğunu yani balığı senmi tutarsın bu yöntemlerle bizmi. Onun için orkinos olayına hiç girme. oyuncak değil orkinos tutmak çelik tel lazım 0,70 misina değil.

    Sen hiç hayatında beden köstek lüfer yakaladınmı ? diyorsun çapari kösteğine gelmez diye bal gibide gelir. takımı oturtursan. çok tutuldu boyle lüferler al sana yeni bir teknik daha.

    yani yemleme ile lüfer tutulmaz dediğim sana şu lüferde gezmek şarttır uzun oltada. orası tamam.

    ama yemli oturacaksak da bugune kadar yan yüzen bir yeme lüfer atladığını ben hiç gormedım hep dik duran yeme geldi. herhalde hamsilerin kuyruklarına ağırlık takıp atacak halımız yok değilmi?
    o yüzden bunlar bugune kadar denenmemiş yapılmamaış geçerliliği olmayan şeyler sadece anlatımdan ibaret. Lüfer sana açıkça söyluyorum her zaman kuyruktan gelir. ve dik yeme gelir.

    O zaman zokaya yemi neden yan takmıyorsun dururken. attığın yemler aşağı dik ınmeyecek değilmi yan olarak düşecekler. yani yazarken düşünmeden yazıyorsun bu yemleme konusuna gelince sana 4 metrede lüfer tuttururum. ama uzun oltayla nasıl olurda buraya yemli takım indirmeyi biz akıl erdıremedık ya, bizde mi sorun var acaba arkadaşım lüfeden bahsediyorsun bu balık sandığın gibi düşündüğün gibi bir iskorpit değil. bir mezgit değil. bir izmarit değil. senin hatan bu balığında sıradan bir balık gibi düşünmem ama sonuç hüsran oluyor işte, biz boş yeremi bir suru takım geliştiriyoruz ama bu şekılde değil olabılecek takımlar. iş yapacak takımlar sen ise diyorsunki ben yemlerim 5 saat beklerim. bekle bence mahsuru yok. o yemler bir güzel uçar gider altından hatta uzaktaki dip balıklarıda bayram eder. yani jhayaller alemınde dolaşıyorsun hala. bana lüfer tutarken yemleyipte lüfer tuttum diyen biri hiç olmadı sen bir ilksin bu konuda hatta otaritesin ne diyimki. sana attığım linke bakarsan yukarıda orda zokalı takımla tutulmuş balıkları görebılırsın gündüz yemlisinde
     
  15. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Sıkma canını Alico.. Biz bunu çok yaptık.. Su değimemiş, buz yaklaşmamış bir torik.. Araki bulasın, bizde önce torik tutar, onu yem yapardık.. Sonra orkinosu yedeğimize alır dönerdik, mazide.. Bugün orkinos görsek, "Ahada burada şu tarihte orkinos görüldü" diye anıt dikecek hale düştük..

    İyi de, ne alaka? Biz lüfer yemlemesinden bahsediyoruz ve seni bir kaç hamsinin (veya istavrit vs.) neden lüferi cezbetmeyeceğini söylüyoruz: Sürüye yetecek gibi görünmeyen, yem sürüsüne benzemeyen şeye lüfer pek itibar etmez.. Detayıyla izah ettik. Senin okumayacağını biliyoruz, ama belki merak eden olur diye..

    Dikkat ettiysen, ben bunu demiyorum.. Lüfer oradaysa, ki oradadır, emareleri bellidir veya orası hotspot olarak tescillidir, yani lüferin ayak altı olduğu bilinir, orada bu yemlemeyi yapar, lüferin gözünü döndürür ve takır takır toplarsın diyoruz..

    Attığın yemlerin nasıl düştüğünün pek önemi yok Alico.. Önemli olan, yemlerin bir yem topu gibi düşüyor olması.. Yani, bir yem sürüsü gibi.. Karşındaki balık.. Aklıda balık aklı.. Beyni kibrit çöpünün başı kadar bile değil. O anlamaz, merak etme.. KAfasında bir kaç recognition paterni vardır, hepsi bu. Sen gibi gözleri yok, gözlerden gelecek bir sürü detayı işleyecek nöronları yok. Balık istifi olmuş hamsi sürüsü, nasıl görünür, pırıldayan bir bulut gibi.. İşte atacağın bolca hamsi vs. aynen böyle görünür, lüferin kafasındaki şekle uyar, yem burada der ve sürü üzerine çullanır..

    Bu farkı bir türlü anlamak istemiyorsun.. Zoka takıyorsun, uzun olta yapıyorsun, tek bir yem kullanıyorsun.. Bu lüferin sürüsüne yetmez.. Onu öyle cazip yapacaksın ki, gören lüferin içindeki "sürüden ayrılma sakın" dürtüsünü bastıracak. Bu zor.. Cidden zor.. Ancak sürü yeme çok yakın olursa, yemin sürünün içinde kalırsa belki..

    Canlılarda siyah beyaz olmaz, varyasyon denen bir şey vardır alico.. Senin mesela kıskançlık dürtülerin fazladır, ama şu vatandaş hiç kıskanmaz.. Aynısı balıklar içinde geçerlidir. Bireylerin bazısı sürü dürtülerine çok çok bağlı, bazısı ise sürüden ayrılmaya daha meyilli olur. Bunları bir grafiğe döksen, bildiğin bir çan eğrisi elde edersin. Öyle ki, sürüden ayrılmaktan sakınan balıklar sürünün çok çok büyük kısmı olacaktır. Eğer tersi olsa, zaten o sürü dağılırdı..

    O yüzden, çok iyi bir yem, takım, o eğrinin uçlarında kalan bazı sürüye az bağlı lüferleri cazip edebilir. Çok çok kötü bir takımda diyelim binde bir balık için, iyi bir takım yüzde bir balık için bu etkiyi sağlar. Bin balık olan ufak bir lüfer sürüsü için bu, kötü takıma kanacak 1 balık, iyi takıma kanacak on balık demektir. Bin balıklık sürüde, o bir tane balığın takımı görme şanısna bağlıdır artık onun lüfer tutması.. Elbette bu şanslı bir balıkçı iseniz, livarda balık olacaktır.. Eğer takımınız iyiyse, şansınız on kat yüksek olacaktır. O yüzden iyi bir takımı olan, lüferi tutar..

    Ama eğer lüferin sürü güdülerine hitap edebilirseniz işin rengi değişir. Sizin yeminize gitmeyen diyerek balığı saldırıdan alıkoyan güdüler, bu defa tersine çalışır, balığı, dahası balıkları, yani koca sürüyü o tarafa yönlendirir.. Bu da o yemin -yada onu matah birş ey sana lüferlerin- şansı kalmamış demektir. Çünkü, doğal ortamda, düşünmeye fırsat yoktur.. Lüfer, sürü güdülerinden saldır emrini aldıysa, bir düşüneyi,m acaba, şu mu, bu mu demez, karşısındaki her neyse saldırır, parçalar.. Eğer düşünecek olursa, yemine fırsat vermiş olacaktır, buna müsaade etmez..

    İşte Alico, bu yemleme ile yapmaya çalıştığımız bu.. Lüferin sürü güdülerini harekete geçirmek. Lüferi öyle dehşet naza güdüleyen içgüdülerini, tersine çevirip, "Atıl kurt" moduna geçirmek..

    O yüzden, konu nasıl güzel zokaya yem taktığınla filan alakalı değil Alico.. Süper güzel uçan ve kaçan yem taksan, sürüdeki balığın %5'ine hitap edecektir, en iyi ihtimalle.. Şansın yüzde beş.. Bir balık vurması için, 5 x 20 = 20 balıklık bir sürü en azından olması lazım.. Daha doğrusu, en az 20 balığın senin yemini görebileceği kadar geniş bir sürü...

    Bu farkı bir anla.. Bazen neden bu meretler önüne gelene atlıyor, ama bazen yeni gelinden daha nazlı oluyor, işte cevabı bu Alico..

    Eğer bolca lüfer tutmak istiyorsan, hatta lüfer tutmak istiyorsan, çünkü artık büyük sürüler yok, lüferin sürü güdülerine hitap edebilmen lazım..

    Bunun da yolu, yemlerin sürü olmasını sağlamak.. İşte o da ancak yemleme ile olacak iş..

    Yada.. Yadası şu.. Lüferin çok bol olduğu bir yer bulacak, elindeki %1 verimli takımla şansına güveneceksin. Yada, lüferin bir şekilde bir yem sürüsü denk getirip, saldırgan duruma geçtiği, önüne gelene atladığı bir yer bulacaksın vs. vs.

    Tekrar yazayım.. Lüfer sürü balığıdır.. İçgüdüleri sürüde kalmaya baskılar. O nedenle, ancak sürüye yetecek gibi görünen yada sürüden ayrılmasını gerektirmeyecek olan tek yeme atlar.. Bu davranış, sürünün çok büyük çoğunluğu için geçerlidir. Lüfer, sürü alarak davranıp, saldırıya geçer. Kıyıma girişir, önüne çıkar doğrar, canlı, cansız, yarısı yenmiş filan demez. Tok olsa bile doğrar. Eğer sürüyü bu şekilde kıyma makinesine çevirebilirseniz, o zaman lüferi tutmak çok ehven bir iş olur..

    Lüferi böyle kıyma makinesi gibi saldırganlaştırmanın yolu, sürü güdülerine hitap etmektir, bireysel güdülere değil.. Bu nedenle, bolca yem atarsan, lüferin sürü güdülerini tetiklemiş olursun..

    Şunu gözden kaçırma.. Senin tek yemine sürüden ayrılıp saldıracak olan lüfer, sürüden ayrılma güdüleri zayıf, sürünün avantajlarından eksik kalan lüferdir. Ama sağdır, hala buradadır.. Oysa doğal seleksiyonun o bireyin (genin) neslini tüketmesi gerekirdi, bunlar genetik özelliklerdir. Eğer, bu dezavantaja rağmen ilgili genler bazı bireylerde olabiliyorsa, demekki o bireylerin bu dezavantajı kapatan bir avantajları olmalıdır.

    İşte bu avantaj, çok daha isabetli, boşa çıkmayan yem seçme avantajıdır.. Daha iyi görecek, gördüğünü daha iyi anlayacak, ki boşa çıkıp, sürüsünü kaybetse de buna değecek.. Eğer bunu yapamıyorsa, sürüden ayrılırken kaybettiği avantajı telafi edemez, bu yüzden de yok olup gider(di)..

    Demekki, sürüden ayrı hareket edip tek yeme atlayacak kadar sürüye bağlı olmayan lüfer, yeme çok daha nazlı olacak. Yemin gireceği riske değeceğini anlayabilecek. O yüzden işte, öyle lanettayn yemler, bayat yem, yamuk yumuk takılmış yem, şu bu gibi şeylerle lüferi kandırmak zordur..

    Lüferi avlamanın en iyi yolu, sürü güdülerine hitap etmektir. Onları, sürü olarak saldırı durumuna geçirmek veya geçmiş olanı bulmaktır. Yoksa, ancak çok iyi yemler ile, sürüdeki küçük azınlıklara hitap edebilirsiniz..
     
  16. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Peki bana hangi bölgeyi yemlemeyi öneriyorsun?
    ben nereyi yemlemeliyim?

    Birde atlanılan en önemli nokta var lüfer düzgün yeme gelir. asla salına yeme gelmez gelmedi bugüne kadar dediğin mantıkla hareket edersek ben yemlenen bölgeye 10 ar tane zoka birden salarım. o zamanda kıyamet gibi balık gelir. neden olmuyor peki ? Ben sancakta olta atıyorum tarkan iskelede Boğaçta kıç üstünde. birimize gelen balkık diğerimize neden gelmiyor. Sana geçen gün söyledim. En altta iskorpit hanos. biraz üstünde ispari onun üstünde sarıkanat lüfer tutulan meralar. bu balık bu kadar safmı bizim hamsimize geliyorda yanıbaşında bulunan isparilere gelmiyor. zaten burası doğal olarak yemlenmiş olmuyormu?

    Bu nasıl çelışki?
     
  17. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Mesela, Halici yemleyebilirsin :)

    Bunu sen benden iyi bilirsin sanıyorum. Akıntının dere gibi olmadığı, lüferin çok derinden alınmadığı her yer bu tür bir işlem için uygun bir mera olmaya adaydır. Teknik geliştirilebilir, ne bileyim, bir kova düzenlenir, dibe inice açılması sağlanır. Malum derine gittikçe akıntı azalır çoğu zaman..

    Sevgili Alico, 10 tane zoka ile bunu başarman bana biraz zor görünüyor. Zira, zokaların arası atıyorum bir kulaç.. Bu durumda, lüfer onları bir yem sürüsü gibi algılamaz. Sıkışık olacaklar, aynı bir hamsi, istavrit vs. sürüsü gibi, araları 10-15 cm en fazla..

    Sorduğun soruların cevapları, hep o sürü davranışına dair izahatlarda gizli Alico..

    Evet, neden gelmiyor? Lüferin sürüyle gezdiğini biliyoruz.. Bir tane lüfer kendi başına kendini dağa bayıra vuracak değil.. Sürü geliyor altımıza, ama vurmuyor işte.. Dibimizdeki tekne alıyor, bizde yok. Yanımızdaki alıyor, bizde yok..

    Dikkat edersen bunun sebebini söyledik.. Sizin (yada benim, bu öenmli değil) o tek tabanca yemlerimiz normal yayılan, gezinenn, yeme çılgınlığına girişmemiş lüfer için %1 belki ancak etkinliğe sahip.. Sürü işi, anca beraber kanca beraber işidir. Doyacaksak hep beraber doyacağız. Yem bulacaksakta hep beraber, hoş, kendimizi doyururuken arada birbirimizi de yiyebiliriz, o ayrı.. Bu nedenle, senin yemin, ancak sürüden ayrılma riskini alabilen çok az lüfere hitap edebiliyor. Belki en fazla 3-4 tanesine.. Bunların biri hasbel kader öbür yemi görüyor, o balığı alıyor, sen tırnaklarını yiyorsun. Sürüde başka o yeme atlayacak özellikte lüfer olmadığı, varsa da senden uzak geçip senin yemi göremediği için, sen alamıyorsun..

    İşte aynı sebep, ispari içinde geçerli. İsparinin gözleri var, kocaman kuyruğu ve taşlarda saklanacak delikleri iyi biliyor. Ne dedik:

    O ispari vs. herneyse, sürüdeki, sürüden ayrılmayı göze alan balık için cazip değil.. Onu kovalamak, yakalamak gibi bir derdin olduğunu, buna değmeyeceğini biliyor. Yani onun için gireceği riskin, ondan alabileceğini karşılamayacağını.. Ha, ispari bir şekilde şöyle kuyruk hamlesi menziline bir gelsin bakalım, ne oluyor..

    Lüfer, insan gibi.. Yok abarttım evet, ama inan insan gibi.. Biz nasıl duruma göre, neşeli, saldırgan, tembel, civa gibi vs. oluyorsak, lüferde öyle..

    Bazen kuma serilip yan gelip yatıyıor..
    Bazen sağa sola bakmadan son sürat yüzüyor.
    Bazen aheste aheste ortalığı yoklayarak yüzüyor. Önüne bir şeyler çıkarsa ayıklıyor, karidesmiş, yengeçmiş vs.
    Bazen, sürü halinde başka balıkların arasına karışıyor, onlardan birazına hamle yapıp haracını alıyor.
    Bazen bir sürüye girişiyor, bakıyor bu sürü yemekle bitmez, öyle seç beğen, uzun iş diyerek, motoru yüksek devre getirip kıyma makinesine dönüyor, önüne geleni doğruyor..

    İşte balıkçının ağzından kahkaha çıkacak olan gün, bu son gün.. Eğer sürü, doğra önüne geleni durumundaysa, ki bu bir yem sürüsüne denk gelirler, onları da ayıklamayı becerirlerse oluyor, bakıyorlar, bunları ayıklamak kolay, kaçamıyor, lüpür lüprü yeniyorlar.. Hangisini yakalasam, hangisi kaçamaz, hangisi daha zayıf diye düşünmeye hacet yok.. O zaman girişiyorlar onlara.. İşte o zaman, çıplak iğne atsanız o bile, hatta lüferin kendileri bile dişlerden payını alıyor..

    Gördüğün gibi tezat filan yok.. Herşey lüferin sürü balığı olması yüzünden..

    Eğer, lüfer avı için tekneden etkili bir takım yapacaksan, en etkili olacak olan, o resmideki gibi bir umbrella takımı olacaktır. Ama o takımları idare etmek zordur, uğraştırır. Üstelik biraz daha genişçe olmalı.. 20 kadar yem olmalı mesela.. Ama, 10cm arayla 5 tane yem, çapari gibi ipe dizilmez, o şekilde dağıtılrısa, o bile güzel iş yapabilir.

    Benim netice aldığım, en azından hamsi ucuzlayınca vs. yapmaya değer gördüğüm, galata'da teknede vs. sıklıkla kullandığım yemleme yöntemleri bunlar.. Bunları aslında ben keşfetmedim, rüyamda da görmedim. Başka diyarlarda, bizim uzun olta yok ama bunlar var mesela.. Ben oralarda kullandım, burada "acaba?" dedim, denedim. Makul netice verid, size aktarıyorum, hepsi bu..

    Bunu da, Grıgırcılarla anlaşmam olup, hamsiler lüfer satılsın gibi bir niyetle yazmıyorum.. Eminim ki, eğer ezbere düşünülmez, mevzu biraz anlaşılırsa, lüfer yemleme yapmanın fayda edeceği yerler üç yanı denizlerle çevrili ülkemizdede vardır. Sinopta bir iskele var. Birileri biliyordur ama söylemez, avlak kıskanır dermişim :) Oturursun, zokayı takar önüne atar lüfer tutarsın.. İşte sana yemlemenin fayda edebileceği bir yer..

    Boğazda? Boğazda yemleme yapacak benim bildiğim pek fazla bir yer yok.. Kabaca lüks ile av yapılan yerler bu işi için uygun gibi geliyor. Kaldı ki, lüks işi zaten bir tür yemleme işi. Ama hamsiyi alıp oralara götürmek.. Bozulmadan vs. saklamak filan zor.. Dahası, biraz daha düzgünce hazırlanmış takımlarla, bir amatörü güldürecek kadar lüfer almak genelde mümkün.. Her hafta 3.995 gr lüfer taşıyacağız diye bir şey olmaz.. Bir hafta tutacağız, öbür hafta havamızı alacağız ki, tutunca sevinelim.. Her gittiğimizde livar dolarsa, işin tadı tuzu kalmaz..

    O yüzden, boğazdaki bilinen avlaklarda, bilinmeyen avlaklarda vs. lüfer yemleme gibi bir tribe girmeden, biraz daha özenli takımlar, biraz daha yaratıcı davranışlarla, mesela lüferi dipte değilde, suyun ortasında, sardalyanın altında aramak gibi, kafi av yapılabilir. Boğazdan gayrı yerde maalesef bunu söylemek zor.. Boğaz, karadenizdeki zilyon ton balığın, akdenizdeki katrilyon ton balığa karıştığı yer.. Eğer şu anda boğazda 5 tondan az lüfer varsa, ben kendimi boğaz köprüsünden aşağı ayağıma taş bağlar atarım.. 5 ton? 1m yükseklikte, 10m çapında bir sürü, yaklaşık 5 ton işte.. Mesele, bizim takımdan uzakta olmaları, dağınık olmaları..

    Ama eğer avlak feribot iskelesiyse, yemleme olmadan iş zor.. Hoş, biz yemlemeyi lüfer için yapmıyoruz, fakat burada izah ettiğimiz şekile yapıyoruz. Ama gelene de neden geldin demeyiz elbette.. Birde o misafir geldiği yerdeki takımları hacamat etmemeyi öğrense, biraz adab erkan öğrense, daha iyi olacakta...
     
  18. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Serdar yine hayaller görmeye başladın sen haliçin içini iyi bilirim ve orada yemlemeden zaten çok balık tuttuk biz günlerce. gece yemlisi bilhassa. ama senın anlamadığın lüfer hep yürür ve saldırır. sürekli önğndeki yemi yemese dahi keser atar ama yem canlı ve duruş olarak güzel olmalı yoksa takım havayı alır. bu sebeple. senın yemledığın meraya lüferen çok hangi balıklar varsa onlar dolar bak bu yöntemle çok güzel iskorpitler. yakalayabılırsın. ama biz bu işi yıllardır yapan insanlar olarak Balığın boğaza giriş seyrini ve dağıldıkları noktaları. oynak yapacakları yerleri daha önce anlatmıştım. bu süre zarfında kuleliye kadar balık dipten hareket eder. kuleliden sonra ise patladığı nokta saryburnudur en genel olarak. Haliç evet içerde çok balık tutuluyor. ama yemlemeye gerek yokki burasını zatenyem deopsu gibi bir kanal. önünde canlı yemi kraçesi kefali bolken gelip bizim hamsileremi saldıracak asla. zaten balık zor geliyor uğraştırıyor. LÜFER YEMLEME TARİHTE YAPILMADI önünde sardalya şıkır oynayacak ve saldırgan balık gelicek bizim yemlediğimiz yerde dolaşacak yok boyle birşey bu hayvancıklar maalsesef canlıya koşana hareket edene geliyor. Gelip orda bir kırlangıç gibi bir iskorpit gibi yerleri süpürmeyecek. ÖNİNDE KAÇANI YIYECEK

    Öyle olmasaydı. biz uzun oltada nasıl cezbederdik balığı. neden kanlı şakşak istavrit takıp canlı canlı yzüdürür ölünce yem değiştiririz. neden hep yemin kamçı gibi durmasını isteriz. o zaman yemle tak hamsiyi yandan yada kuyruktan at gitsin suya nasıl olsa geliyor.

    Bana REALİTE lazım. sonuçlar ben boyle bir yemleme yontemıyle lüferin toplanacağına ve dipte sürünen yemleri yiyeceğine inanmıyorum inanmayacağımda ve yazılanlar maalesef bana uymuyor. LÜFER YEMİNİN ARKASINDA DOLAŞIR HER ZAMAN en önemli yemi ise zargana diyoruz. hareket aksıyon balığıda ondan. balık önğnde ne yem varsa onunla yürür ve benim canlı zargana ile tutamadığım balığı sen leş hamsi ile tutarımmı diyorsun. havalar tamamen soğumadan zaten zokalı yem olmaz. suların oturması lazım. soğuması lazım. ve genelde derinlere kaçmaya başladığı zaman zoka verımlı olur. şu an hamsi ile balık tutabılırmısın tutamazsın. neden hızlıca geliyor kopmuş gelmiş boğazdan yol katediyor onunde ne varsa sürerek. tonlarca sardalya ve kraçe var önünde senın hamsınemı bakacak. canlıyı bulmuşken o zaman canlı zargana yuzdurmeyelım biz. hamsi ıle tutmay çalışalım. yemleme lüfere olmaz olamaz. bu balık aç ta olsa tok ta olsa önündeki yeme diş atar keser atar gider ve bir daha da dönmez. geri. yani dediğin gibi saldırır ve tuketir. anınd bir lüferin ağız açış boyu ne kadar bilirmisin. bir canlı izmariti komple ambarlayacak kadar. o zaman neymiş bu balık önünde bulunan her canlıya saldırırmış yemese bile keser atar gidermiş dimi. yani yok ben bunu tekrar dönüp yiyim demez.

    NEDEN:
    1-Öyle olsaydı kesip attığı zarganaya bir daha gelirdi. asla gelmedi.
    2-Canlı istavritide Keser atar gider bir daha dönmez.

    sen diyorsunkı döner yer
    asla donmez tek hakkın var tasmaladın tasmaladın yoksa kuş uçtu gitti..

    Senın hiç lüfer tutmadığın kanaati hasıl oldu bende bunlar en bilinen bilgiler. neden se şu an kapıldım bu duyguya.

    Gelip o yemlere saldıracak lüfer yok ben ne anlatıyorum ki ya ne yapıyorum ben.

    Çok basit aslında " Lüfere tutma şansın 1 ikinci şansın asla yok. olmadı olamazda. balık yemı alırken tasmaladın tasmaladın gerisi yalan."

    bugune kadar hangimize lüfer vurduda tekrar aynı yeme balık geldi hiçbirisine o zaman biz burda ne konuşuyoruz
     
  19. istavrit

    istavrit Boğaç

    Mesajlar:
    2.365
    Şehir:
    İstanbul
    Alıco Usta ile bu yöntem ve taktikler üstüne münakaşaya girdim ,yöntemlerin olabilirliği üzerine fikir beyan ederken '' tekne benim- taktik benim '' diyerekten bundan böyle karadan takılabileceğimi ,zira tekneden teskeremi verdiğini ifade etti ..Kendisi eski kafalıdır bunu öğrendim :D ...Sonuçta ben her koşulda lüfer tutmak isteyen biriyim .İşyerim Haliç 'e yakın ,Koç Müzesinden başlayarak şu yemleme işini denemek isterim :rolleyes: ...Yok olmadı tekneye tekrar dönersem bu mesajım silebilmem için ''reply'' yapmayınız :D

    Şaka bir yana ,ben her zaman yeniliğe açığım fakat lüfer hayvanı pek açık olmadığından aynı taktikle ava devam
    Herkese Rasgele
     
  20. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Dur ben hemen alıntı yapayımda. bir daha dönmemek üzere güle güle sana deneyeceksin ha çok iyi ya hemde haliçte koç müzesi önü vay be denizaltıdan salarsınız takımları artık olur neden olmasın.