Konunun bu şekilde olmadığını sen daha iyi biliyorsun; pekçok kriter var makinalarda; yukarıda da yazdım birkaç şey; sen daha iyi toparlarsın bunları... Bir yerde mecburen alıyorsun Shimano o kadar parayı bastırıp; çünki en efektif makina o oluyor benim için; belli standartları var ve benim av disiplinime çok uygun... Kimileri farklı markalarda bulabilir bunu... Aslında sen daha iyi biliyorsun; gerçi haklısın; şimdi sırf devir faktörünü ortaya koyarsak tek başına birşey ifade etmiyor ve okuyanlar ya hiçbirşey anlamıyor; ya da yanlış yönleniyorlar...
Bir kavga vardı, en başında demiştim ki, shimanonun iyi modelleri var, tamam, üst modeller öyle, ama diğerlerinde aynı şey yok. PG, Power Gear. Bunun yapısı daha düşük devir ve torka yönelik, daha ince işçilik sözkonusu. HG ise, High Ratio Gear. İşçiliği o devri kaldıracak hassasiyette değil. Kısaca, Shimano o yüksek devre uygun olmayan diğer malzeme ile, ilk sayfada yazdığımız noktayı yapmış. yüksek devir makine ,daha kaliteli işçilik ister. Olmayınca o kalite işçilik, senin makinede olmuş bir zulm kaynağı. Ama Shimano'da böyle, hatta bu seride böyle diye, her makine öyle olacak değil ki? Sen olayı yüksek devre bağlıyorsun ki yanlış, olayın asıl sebebi, kalitesiz işçilik, malzeme. Bende shimanoya kalitesiz dediğimde kızıyorsun sonra. Sende bir BG60 vardı. Aynı durum onun içinde geçerli. Mesela GS-9'lar vardır, efsane olmuş bir Daiwa. Adamlar 3.9 devir yapmış, zira o devrin makul işçiliği, bu devirden yukarsını kaldırmazdı. BG60 için, o devirde zorlanırsın, elinde kalmaz am yüklenir. Fakat Saltiga, aynı devirde olsa bile, tek parmağınla sararsın. Neden, işçiliği kalite de ondan. Bugün, kalite markalar, modeller arasında çok çok farklı. Bunlar yerine Stellla alsan örneğin, bu bahsettiğin sorunu kolay kolay yaşamazdın. Daiwa'da da, BG serisi aldıysan, aynı dertle yüzleşirsin ama, Emblem, Emcast, Saltiga gibi serilerde bu durumu göremezsin.
Böyle bir deneyimim olmadı; tek şunu söyleyebilirim; bilya yeterince kaliteli ise ve siz gereken bakımı zamanında yapıyorsanız nerede ise evladiyelik oluyor o bilya ve makina; bir GS-9'um vardır; öyle tahmin ediyorum ki 1979 yılında aldım; yıllarca kullandım; hatta bakımlarını da aksattım; hatta Kıbrıs'ta makina ile birlikte suyun içinde iken yanlış yere adım atınca suyun içine gömüldük; o tuzlu suyu temizlemedim; ona rağmen kullandım; bir ara birkaç yıl hiç kullanmadım; son elime aldığımda klavuz düzeneği kilitlenmişti haliyle; ancak 2 bilyası da sorunsuz durumda idi... Bildiğim kadarıyla sadece paslanmaz çelik bilyalar; ama zamanının kaliteli bilyaları tabii ve hala pırıl pırıllar... Şimdilerde seramik bilyalar falan var ama genel anlamda durumlarını bilemiyorum...
Abi, biz niye almıyoruz mecburen? Gidiyoruz Daiwa alıp işi bitiriyoruz. Zira stella alsak, iki misli para vermek gerekiyor. Bu bir Daiwa, Shimano hırlaşması değil, olmamalı. Önyargılı olmamalısın. Kaç defa, "ama bunun devri yüksek, işime yaramaz" diye bri önyargı içinde oldun. Shimano'ysa iyidir diye bir önyargı içinde oldun. Bunlardan kurtulabilirsek, bize en iyi uyacak olanı kolayca buluruz aslında. Bak bir örnek karşılaştırma: Hal böyleyken, iPhone çok iyi, süper diyen bir sürü kişi oldu. Oysa, bu özellikler iPhone çıktığında var olan telefonlarda standart özelliklerdi.
Emin ol Stellanın'da; Saltiga'nın da yüksek devirlileri kasıyor; tamam öyle uzun uzun deneyimlerim olmadı ama kısa da olsa denedim... Malzeme kalitesi ve işçilik de aynı; esas zulmeden ve sorun olan 1 kg enerji ile 1 metre kaldırabildiğin bir objeyi 1 kg enerji ile 5 metreye kaldırmaya çalışmaktan kaynaklanıyor; bunu da sen daha iyi bilirsin...
Shimano'nun da devirlisini işime yaramaz diye begenmediğimi biliyorsun; bugün yarı fiyatına verseler Stella HG almam; mesela bir ara indirim vardı Saltiga 6500'lerde; çok da ciddi bir indirim; ancak 830 gram falan geliyor makina; işime yaramaz diye almadım; kaliteli olduğunu zaten herkez biliyor... Hırlaşma şundan-bundan kaynaklanıyor; işte şusu busu yaramaz attım deyince bu sefer karşıt bir görüş çıkıyor ve haliyle oluyor bu tip tartışmalar; aslında içinde yararlı pekçok bilgi de barındırıyor; ben faydalı buluyorum... Aslını soracak olursan ister Daiwa olsun; iste Shimano her iki marka ürünlerini genelde beğenmeme rağmen giriş seviyesi ürünlerinden ve bu ürünlerin kalitesinden hazzetmem... Bu iki marka kalitesini orta ve üst seviye makinalarda gösteriyor; pekçok işe yarar özellikleri de orta seviye ile başlıyor ve modele göre gıdım gıdım yükselerek üst seviye makinalarda tüm özellikler görülebiliyor... Taa ki seneye kadar; o zaman farklı birtakım özellikler ortaya çıkıyor her zaman... Fakat madalyonun bir de öbür yüzü var; hazzetmediğim bu giriş seviyesi ürünler dahi piyasada bulunan pekçok marka makinadan daha özellikli; daha düzgün ve sağlıklı...
Siyah kısımda en başından beri aynı şeyleri söylediğimi bilirsin abi. Kırmızı olan husus için, elbette, çok doğru, ama hatırı sayılır sayıda, daha ucuza gayet sağlıklı ürünler üreten marka var. Bunların es geçilip yok sayılması pek makul gelmiyor bana.
http://www.spotbalikcilik.com/DLS-600-Special-Edition-Cift-Devirli-81BB,PR-35954.html http://www.albashop.com.tr/asp/show_stock.asp?product=ALB%20KING%2060 nette şu iki makineyi gördüm albastar king 60 gittim bayiye denedim hızlı devirde çevirdim kolu gayet hızlı düşük devire aldım çok rahat geldi ancak makinenin sistemini çözemedim bir şanzuman sitemi var başka bir sitemmi çözemedim avda nasıl bir performans sağlar bilemiyorum albastarın sitesinde iki de yorum var olumlu şekilde sizce bu makineler istanbul boğazında atçek te iş görürmü rapala ve yemli takılıyorum şu an makinem okuma mıstque m65 kullanıyorum memnunum
HER ŞEYİ BİLDİĞİNİ SANAN İNSAN hakkında bilimsel analizler. ALINTIDIR ; 1 - Çok bilen çok yanılırdan yola çıkarak herşeyi bildiğini her konuda bilgi sahibi olduğunu sanan insandır.dolayısıyla önüne gelen her konu hakkında yorum yapar. 2 - Zannetmekten öteye gidemeyen insan... 3 - Aslında hiçbir şey bilmeyendir. 4 - Bir seyler ogretmenin en zor oldugu insandir. 5 - Kendini olduğundan zeki sanarak herşeye atladığı için sürekli ......... durumuna düşen insandır. 6 - Her bir şeyi bildiğini sanan insan modelidir. her şeyin en doğrusunu, en iyisini bilir, karşıt fikirlerin hepsi yanlıştır ve bunlara tahammülü yoktur. Genelde tartışamadıkları için tartışmaları küfürlerle ve hakaretlerle devam eder, çok da sıkışırsa konu çarpıtır, "Biz böyle yaptık ama siz de böyle yaptınız" klasik cümlesidir. 7 - Her başlığa entry giren yazardır. 8 - "Her cahil için bilgisiz demek doğru değildir: hakiki cahil doğruyu hissetmekten mahrum olandır. böyle bir insan çok bilse de yine cahildir... " 9 - Bilmeyen insandır, ukaladır. ( Not : Bu analizler, şahsımın görüş ve değerlendirmeleri değil, bilimsel açıklamalardır. Tabii kendi bakış açımlada, hepsi tam ve doğru teşhis olmuş.) Dolayısıyla tüm bu analizlere fazlasıyla uyan bir kişiyle tartışma ortamında aynı konular içerisinde bulunmak, görüş alışverişinde bulunmak, yazılarını ve görüşlerini kayda değer almak, cevaplamak, daha öncede Sn. Vedat beyin de belirttiği gibi, bence de '' Abesle iştigal '' den öte değil, sadece '' Havanda su dövmekten '' öte olmayacaktır. Yazılacakları cevaplamayacak olmamda, bu doğru tezler, analizler doğrultusunda, yazılanları kayda değer görmediğimden olacaktır.
Hemen canlı örneğini görelim: Genelde tartışamadıkları için tartışmaları küfürlerle ve hakaretlerle devam eder, çok da sıkışırsa konu çarpıtır, "Biz böyle yaptık ama siz de böyle yaptınız" klasik cümlesidir. [/COLOR] Şimdi bakalım, sorular, tartışma gayet açıktır, nettir, madem öyle neden böyle şeklindedir. Mesela açıkca, "devri daha düşük olan xyz marka, devri yüksek olan shimano'dan iyi midir" gibi açık, net , kesin ve yanlışlanabilir sorular vardır. Ama cevap işte yukardaki gibidir: Küfürler, hakaretler, şöyle cahil, böyle bilmem ne diyerek gider. Sonra da zeytinyağı gibi böyle üste çıkar, alıştık artık. Ölü taklidi yapsak mı diye düşünüyoruz da, biz heyecanlı tipleriz, yapamayız ki? Biri daha vardı, vay sen kimin maşasısın falan filan.. Neyse uzatmaya gerek yok aslında. Neyin ne olduğunu anlamak isteyen biraz aklını kullanmayı öğrenebilir elbette. Bunun içind efaydalı bir yer şurasıdır: http://www.safsatakilavuzu.com Bilhassa adam karalama safsatalarına bakılması gayet iyi olacaktır. Hatta bir kaçını hemen ekleyelim: Safsata ne ola ki diyecek olan olursa: Özet isteyen varsa, safsata, saçmalık, zırvalık dediğimiz şeylerdir aynen.
Hep böyle olmuyor mu? Birisi bir şey söyler. Ben başka bir şey. O birisi hemen, benim söylediğime karşı bir şey demez, bir tez ortaya koymaz, gelir benim bilmişlik tasladığımı, yok hakaret ettiğimi, yok bilmem ne (yalaka, şakşakçı, yalancı vs.) filan söyler. Konu konuya değil, şahıslara döner. Hoş, her ikisinde de çuvallarlar zaten. Sonra da o birilerinin konuyu şahsileştirip konuyla değil, benimle uğraştığı, bana laf sokmaya çalıştığı filan unutulur, sanki ben dalmışım da ortaya, dallamalık edip bunlara şahsi olarak girişmişim gibi ben kötü adam ilan edilirim. Alanen çıban başı denir. İşte konu burda. Ben ne demişim: http://balikavi.net/forum/showpost.php?p=1067368&postcount=33 Peki verilen cevap ne? Ortada değil mi kimin ne olduğu? Burada konu neydi, devir meselesi değil mi? Bunun üstüne herkes bildiğini söylüyor, güzel güzel konu ilerliyor muydu? Ben kimseye ukela, ....... , bilmiş, cahil, şu, bu demiş miyim hiç? İşte, 6 sayfa burada. Şimdi kim çıban başı, ben mi, birileri mi? Olayı, konuyu, bu topikte devir sayısı özelindeki meseleyi alıp, benim cehaletimi, ukelalığımı falan meselesine getiren şahıslara, sessiz mi kalayım, sen söyle, buyur, bekliyorum Noyan dostum.
Noyan kardeşim, Burada bilimselliğin getirdiği fizik kurallarını, ilgili birimlerin hazırladıkları şemaları gözler önüne koyuyorsun. Diyorsun ki, dişlilerin boyları, çapları, sayıları, birbirlerine olan güç aktarımları, vs. vs. Gereği olması gereken kural budur. Kısa ve öz, '' Devir düşer, güç artar, devir yükselir, güç azalır.'' Burada önemli olan ve tartışılan konu dişlilerin yapısıdır. Bu dişliler, kullanıldığı her yerde aynı kanunla çalışırlar. Cevap; Hayır efendim olmaz. Taaa ki '' Yoktan var olmaz, vardan yok olmaz.'' teorilerine kadar dayanıyor konu. Fizik kuralları, abesle alt üst. Suyun kaynama noktasına kadar zıt ve tezat. Burada denebilir ve olması gereken de bu olmalı, '' Evet bunlar ana etkenlerdir. Fakat, bu ana dişlinin yapısı, kalınlığı, dişli sayısı ana dişliye kol aracılığıyla verilen kuvvetin 2. ve 3. dişlilere, mile aktarımı, bunların materyallerinin yapısı, dişli sayıları, ıvırları, zıvırları, vs.vs. hepsi bir bütündür.'' O zaman amenna. O zaman, kol yapısına da girilir, antimon dişliyede, Aliminyum dişliyede, pirinç dişliyede ve rulmanlarada girilir, kıyaslama yapılır. Ama, kafadan cevap, HAYIR. O öyle değil, yanlış biliyorsunuz. Bu böyledir. Kişi, kendisi bile inanmadığı, kıs kıs güldüğü, abuk subuk tezlerini, burada ki insanların gözünün içine baka baka, alay ede ede yazıyor. Hal böyle olunca da, bazı analizler mecburi oluyor; ne yazık ki.
Bak hala yanlış biliyorsun abi. '' Devir düşer, güç artar, devir yükselir, güç azalır.'' Fizikte yok böyle bir şey. Devir yükselse de, düşse de güç aynıdır. Güç = İş/Zaman = Kuvvet x Katedilen mesafe / süre Devir düşerken, kuvvet çoğalırken, hız azalır, devir yükselirken kuvvet azalır, hız çoğalır harcanan güç aynı kalır. Devir, gücü değil, kola uygulaman gereken kuvveti değiştirir. Harcayacağın güç gene sabittir. Bir motorun gücü, belli bir devirde hep aynı aynıdır, şanzıman kaçıncı viteste olursa olsun. Bu gücü oluşturan kuvvete tork denir ki, o da hep aynıdır. Ve devamında, biz ne dedik en başında beri: Peki sen ne dedin? Devir azalınca güç yükselir. Sorun ne? Güç, iş, zaman, kuvvet gibi fizik terimlerini karıştırıyor olman. Ve bizde sana doğrusunu gösteriyoruz, fakat "ukela, ........, cahil" gibi laflara muhatap oluyoruz. Neymiş, çok bilmişmişiz. Yahu bunlar Ortaokul fen dersi konusu, sen ne mezunusun ki, bunları bilmiyorsun? Ben lise 1'e geçeli bilmem kaç sene oldu ve o zamandan beri biliyorum haliyle. Hani Lise konusu olsa, belki diyeceğim, sözel okunmuştur, orada bu dersler yoktur ama değil. Yani, devletin bana, çocuklarımıza zorla okutup öğrettiği fizik konularını biliyor olmak mı kabahat, bilmişlik taslamak?
Hafızam yeterince kuvvetlidir, merak etme sen. Ama şahıslarla uğraşmam, ta ki biri benle uğraşana kadar. O yüzden ismini önemsemem, beni enterese etmez, ben senin eylemine, fikrine bakarım, sana değil.
İlk sıran hayırlı olsun abi. Gözüm varsa gözüm çıksın. Sana kolay gelsin. Benim hiç anlamadığım bir konu. Bilgiye ve düzeyli tartışmaya saygım var. Oturur zevkle okurum da. Ben kimseye laf sokmaya çalışmıyorum, biraz vicdanlı davranılıp durupdururken laf sokulmasın. Tek istediğim o. Serdar bey, makina alacağım konu da siz levrek için 1,5 gr'lık slikon ilaçtır. Bunu da bilmem ne makinası jigheadsız atar dediniz de mi bir ton laf işittiniz? Laf sokayım derken olmayan şeyleri yazıyorsunuz. Lütfen 69 doğumlu birine yakışmıyor.
Konu halepe varmis da, kol boyu atlanmis. Çark-rotor çapi tamam, bu sistemi çalistiran kol boyu önemli. Kol uzunsa kolay döner az yorar. Kamyondan grayderden anlamiyorum ben. Daiwa iyidir, güvenirim, onu bilirim. Hele de güç istiyorsam 4.5 devrin altina 80-85cm sardi mi güç odur.