ben konuyu bıraz daha takıp edıyım en iisi isin icinden pek cıkamadım keza benım ıcın onemlı olan kıssa balıgı en kısa surede karaya getıren makınedir.
Aslında olay göründüğünden daha karmaşık. O yüzden diyorum ki, devir sayısını filan boşverin, kalitesine bakın aletin. Ağırlıkmış, devir sayısıymış, kafası küçükmüş vs. bunların hepsi detay. Hafif olan daha çok yorabiliyor, Devri yüksek olan daha az sarabiliyor vs. vs. karışık işler bunlar. Elbette, karışık diye açmaktan kaçınmayız, ama öncelikle kullanım rahatlığı ve balık çekme kabiliyetinin aslen bu hususlara bağlı olmadığını bir anlamak, kavramak gerekiyor. Ancak ondan sonra makinenin konforunu ve potansiyelini belirleyen diğer hususları anlamak mümkün. Örneğin, balıklar büyüdükçe hımbıllaşır. Benim gözlemim, büyük balığın daha kolay çekildiğidir, cüssesine göre. Yani, 10kg'luk bir köpekbalığını çekmek, 500kg'luk olanı çekmek ile aynı zorlukta olabilir. Daha doğru ifade edecek olursak, 500kg'luk balığı çekmek için gereken kuvvet, güç, iş, nefes, kas vs. miktarı, 10 kg olanı çekmek için gerekenin 50 misli olmaz. Hadi olsun 3 misli, 4 misli olur mesela. Büyük balıklar kavgacı olmuyor genel olarak. Pek küçükler cüsseden kaybediyor. Orta karar olanlar ise çok kavgacı oluyor, çok zorluyor. Ama iyice büyümüş olan, ihtiyarlıktan, büyük hacim, enerji tasarrufu vs. vs. gibi hususlardan o kadar dayanamıyor. Bu nedenle, makine ile çekilen balığın büyüklüğü bence somut bir kriter oluşturmaz. Bu husus, ancak makinenin kalama kalitesini somut olarak ifade edebilir. Kalama kalitesi, makaranın içindeki disklerin kalitesinden ibaret değil. Milin yüke dayanımı, dişlinin ve kasanın o yükte boşluk veriyor olmaması, Sarma telindeki yüzük vs.nin yükten kötü etkilenmemesi, ısınıp yağını yakmaması vs., Rotorun sağlam kalması, elde kalmaması, dağılmaması gibi hususlar, aletin kalama kalitesini belirleyecektir. burada söz konusu olan sarma rahatlığını en çok gösteren husus, boş takımı geri sararken ne kadar yoracağı, ne kadar zorlayacağıdır. Kendi testlerimden (kolumdaki yükle test yapmam, alırım bir dinanometre onunla bakarım mesela) devir sayısının aynı takımı çeken iki makine arasındaki kuvvet farkı açısından bir değerlendirmeye yetersiz olduğunu biliyorum. Bir makine oluyor ki, 150gr kurşunu sarmak için, koluna 400gr kuvvet vermek gerekiyor, devri ise 5.1. Bir diğer makine ise, 4.6 devir ama, koluna ancak 650gr kuvvet verirsen sarabiliyor. Bu gibi durumlar çok. Hatta bırakın onu bunu, takımı hangi mesafeye attığınız bile olayı bariz şekilde etkiliyor. Bu rahatlık için kolayca ölçülebilir hususlar, makara çapı, kol uzunluğu ve devir sayısı. Bunlar benim görüşümce, %30 kadar önem taşıyor genel kalite toplamına. Geri kalanı, bilyaların, milin, yatakların vs. kalitesi, tutma sapının ergonomisi vs. gibi kolay ölüçlemez, nitel hususlarca belirleniyor. Acı biberin ne kadar acı olduğunun bile bir ölçüsü, birimi var aslında. Yani, bilyanın kaliteside ölçülebilir basitçe. Ama bunu yapmak, rafta duran makine için pek kolay değil. Bu ölçümü anlamakta çok kolay değil. Milin kalitesini 180HV30 olarak yazarım direk, ama kim anlar bunu? Olay karışık, ama pek çokları bunu basitleştirmeye çalışıyor. Fakat olmuyor, yanlış yargılara çıkarıyor bu yaklaşım. Ve önce olayın o yanlış yargıları kırmakla başlaması gerekiyor.
Şimdi yerli otomobil üretimi çalışmaları var. Ne yaparda bu çalışmalara katkılarımız olur ? Onun çabasındayız. Gerçi benim tahsilim ilkokul 1 den terk. Diplomayıda ali okulundan almıştım. Ama idare ediyoruz işte.
Kendi testlerimden (kolumdaki yükle test yapmam, alırım bir dinanometre onunla bakarım mesela) devir sayısının aynı takımı çeken iki makine arasındaki kuvvet farkı açısından bir değerlendirmeye yetersiz olduğunu biliyorum. Bir makine oluyor ki, 150gr kurşunu sarmak için, koluna 400gr kuvvet vermek gerekiyor, devri ise 5.1. Bir diğer makine ise, 4.6 devir ama, koluna ancak 650gr kuvvet verirsen sarabiliyor. Bu gibi durumlar çok. Hatta bırakın onu bunu, takımı hangi mesafeye attığınız bile olayı bariz şekilde etkiliyor. ( guzel ve degerli bir acıklama serdar abi sagol )
Son açiklama güzel. Kamyonu pickupi bosverin. Bizi baglayan tüm mesele bu iste. Kolu uygulanmasi gereken güç miktari. Yoksa 4.1devirli 65 razorlarim 4.8devirli 11rulmanli mitchelimden niye zor çeksin. Bu aletten bulup ölçmek lazim hepsini en azindan bosta olarak misinasiz
Fizik literatüründe ki bir kelime benzerliği ve eş anlamlılığı nedeniyle tezimizi veremedik. Ben ne diyorum ? '' Devir düşer, güç artar, devir yükselir, güç azalır.'' Bay muhalefet ne diyor ? Bak hala yanlış biliyorsun abi. Fizikte yok böyle bir şey. Devir yükselse de, düşse de güç aynıdır. Devir düşerken, kuvvet çoğalırken, hız azalır, devir yükselirken kuvvet azalır, hız çoğalır harcanan güç aynı kalır. ********************************************** Burada ki '' GÜÇ '' ten kastın, KUVVET, MUKAVEMET, DAYANIKLILIK olduğunu herkes adı gibi biliyor ama................. Yani kısaca; GÜÇ = KUVVET İşte, konu fizik profesörüne takılınca, tez de çürüyor ne yazık ki. Bu nedenle düzelterek tekrar yazayım. (!) '' Devir düşer, GÜÇ, KUVVET, ve MUKAVEMET artar, Devir yükselir, GÜÇ, KUVVET ve MUKAVEMET azalır.'' Gerçi bu tez de çürüyecek ve '' Güç, Kuvvet, Mukavemet '' terimlerini, '' Kuvvetler ilkesine aykırılığı '' nedeniyle reddedilecektir. Eh, ilkokul 1 den terk olunca tahsili müfredatımız, herkesin anladığı, fakat profların anlayamadığı terimler, bazen kaçınılmaz olabiliyor.
Sanıyorum konuyu baştan başa tekrar okumanız gerekecek; pek anlaşılmamış gibi görünüyor... Özet olarak diyorlar ki devir olayı tek başına birşey ifade etmiyor... Çapari için düşük devirli ve aynı zamanda az saran makinalar makbuldür... (Bunun bir kararı var elbet; balığı çekebilecek optimum devir)...
hızlı saran makıneler balıgı dokuyor devri yuksek olan guclu olan makıneler ıyı ayarlamak lazım sarma hızını falan
Tevfik abi, burada konu, dişliden, diş oranından, çıkrıktan, kaldıraçtan vs. bahsediyorsa, burada terimleri karıştıramazsın. Güç burada güçtür, kuvvet değil, mukavemet değil. Burada, iş, güç, kuvvet, yol, zaman vs. fizikteki tanımları ile kullanılır. Ha, sen ahanda shimano şu bu, güçlü bir makine dersen bir makine tavsiye konusunda, sana kimse, yok, güç denmez, güç başka şey demez zaten. Ki demedikte bugüne kadar.
Benim gördüğüm kadarıyla, yüksek devirli ve rahat makineler, çapariden balığı dökebiliyor. Fakat bu kaide değil. Bu kullanım şekliyle kolayca kompanze edilebilir. Yani kamışı tutuş, sarım hızı gibi kullanıcı opsiyonları ile bu sorun giderilebilir. Fakat, çapari için tavsiyem, kısa kollu, küçük kafalı makineler olacaktır. Burada asıl mesele, balığı dökmekten ziyade, çapariyede bir aksiyon vermek gerekliliği. süzdürme denen bir olay var ki, yüksek devirli makinelerde bu iş çok kolay olmuyor. Ama makine alırken, çok amaçlı kullanım sözkonusuysa, palamuta çapari yaparım, istavride de, kaşık çekerim, lüfere yemli atarım, 150gr kurşunuda baya bir atarım diyorsanız, genel amaca daha yönelik bir makine iyi olacaktır. Burada olay devir olayı değil. Zirada boğazda devir olayı, WTD vs. yapmadığımız için o koca sırıklarla, çok kritik değil. Önemli olan rahat, yormayan, seri ve düzgün saran bir makine almış olmak. Bunu sağlıyorsa, devri sadece bir sayı, bir rasyonel sayı, bir kesir yani sadece.
Noyan Ben bu konuda iznin olursa kendi fikirlerimi söylemek istiyorum Hızlı makinalar balığı döküyor lafına katılmıyorum Hızlı saran makinada kısa kısa az az sararsın olur biter,Balığı döken balık çapariye dolmaya başladığında kamışı yukarı kaldırdığımız da, ve sararken de gene aynı şekilde gerek kamışın hareketi, gereksede balığı daha fazla dolsun diye haddinden fazla bekletip kamışı sert sert yukarı kaldırırken balıkların ağzını yırttığımızdan dır,düşük devirli makinalarda çaparilerde turu az sardığından takım mümkün olduğunca suda kaldığı için daha fazla balık toplar tek avantajı budur eğer hızlı saran bir makinaya sahipsem ve makinamın bir turda kaç cm sardığınıda biliyorsam minik minik sararım reeling Aslında en güzeli istavrit tarzı balıklar için (çapari)hafif iş yapanve kaliteli makinai, rapala ve kaşık için yüksek devirli (bir turda ençok sarabilen ve yük bindiğinde hiç yormayan)Yemlide ise gene balığı kıyıya çabuk alan makina bulundurmakta fayda var birden fazla makina belki bütçe meselesi ama en az 2 makina şart Ben böyle düşünüyorum,5/10 MAKİNEM OLACAĞINA 2 TANE ADAM GİBİ PAHALIDA OLSA Alırsın olur biter sonuç her daim hooked
bır turda emblem pro gıbı 120 kusur saran makıneler hem yemlı hemde kasık ve rapala ıcın benım avlandıgım yerler icin cok iyi kasıkta denedım emblemi rapaladada denedim hosuma gıttı
Serdaar senin bu yazını görmeden yazmaya başladım fakat hem tv seyret hemde çocukla dalaş hem yazim derken maksatlar nerdeyse aynı olmuş
Aynı makinaya sahipmişiz hihi hihi hihi rapala ve kaşık çalışması açısından çok çaba sarfetmeye hiç gerek kalmıyor değilmi ayrıca düşük saran makinalarda o hızı ve aksiyonu vermek için rapala ve kaşığın aksiyonuda bozuluyorcyrr