mazmuzlama (yemleme)

Konu, 'Yemler ve Yemleme' kısmında max cavalera tarafından paylaşıldı.

  1. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Sen ne anlatıyorsun aret ben onu anlayamadım ben yüzlerce kere anlattım dilimde tüyler bitti anlatamadım. hala Çubuklu yemleme yapılacakmış çubuklunun derinlikleri biliniyormu acaba 60 metrelere vardığı.

    Lüferde yemleme olmaz aslada olmadı bugune kadar biz aptalmıyız. biz teknolojiyi takip edtmıyoruz biz cahiliz biz hep seki yöntemlerle avlandık ya bugune kadar bumu demek isteniyor acaba? ama ben anlatamadım belki senın ıkna ve anlatma kabiliyetin yüksektir

    Eğer Serdar Köylü bir tane lüfer yakalamışsa ki ben inanmıyorum bende hiçbirşey bilmiyorum. ve bildiklerimide unutma ya hazırım.

    Gerçekten şaka gibi okuyorum okuyorum yazmıyım diyorum. dayanamıyorum. inanamıyorum ama saçmalıklar zinciri hala devam edıyor. Galiba arkadaş bizimle kafa buluyor. bana artık böyle gelmeye başladı.......
     
  2. Balikci34

    Balikci34 selim

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    2.590
    Şehir:
    Almanya
    Favori Kamış:
    Sportex,Shimano
    Favori Makine:
    Shimano,Daiwa,Dam,Abu
    En İyi Avı:
    Turna
    Ben araya girip bir soru sormak istiyorum,hepinize kim biliyorsa o cevaplasin,sorum su:lüfer denen balik denizde yem baliklarini ne ile bulur,yanal cizgisi ilemi,koku duygusu ilemi yaksa baska bilmedigimiz yöntemlerlemi.
    Ayrica cok güzel ipuclari yakaladim konunun yararli oldugu düsüncesindeyim...
     
  3. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Üstadım güzel yakalamışsınız lüfer pelajik,göçen ve predatör(yırtıcı) bir balık türdür. sinir sistemi uyarsa dahi genleri gereği saldırgan ve yırtıcı olduğundan saldırıda bulunur ve yemini keser atar gider. Hareketli ve kendinden ufak her balık türüne saldırabilir. koku duygusuyla yaklaşmaz.
     
  4. korni

    korni koral

    Mesajlar:
    7.546
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    55 kg trakya kıvırcığı
    teşekkürler bilgiler için.:)
     
  5. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Lüfer, yanal çizgisini avını bulmak için kullanmaz, diğer pek çok balık gibi. Bu biraz yanlış bilinen bir husustur.

    Yanal çizgi, mesela, köpekbalıklarında elektriğe duyarlıdır ve bu sayede kumun altındaki avının kalp atışlarından tıpkı EKG cihazı gibi yerini bulabilir.

    Ama pek çok tür için, bu çizgi hareket sezinleme organıdır, duyma organı değil. Balıklar, kafalarındaki taşlar ile duyarlar.

    Bu çizgi, boyutları nedeniyle düşük frekanslara yöneliktir. 1-2 Hz gibi çok düşük frekanslara. Bu frekanslardan büyük olan sesleri alamaz. Bu frekansta ise, sesin kaynağı metrelerce çaplı bir alanda olabilir, iyi anlaşılamaz.

    Lüferin bu çizgilerle sürü davranışını yönlendirdiği, sudaki akıntı vs. gibi parametreleri izlediği varsayılmaktadır.

    Ama kafalarındaki taşlar, ki bu taşlar eşkinada çok barizdir, sesin yönü ve mesafesini çok hassas şekilde belirleyebilir. Bu yüzden lüferin avın yerini sesine bakarak bulduğunu söylemek doğru olacaktır.

    Lüferin burnu çok hassastır. Bu yüzden kokusuyla yaralı bir balığı kolayca farkedebilir, yem sürülerinin yerini bulabilir. Lüfer kokuyla da avını bulur.

    Ama bu duyular, genelde yemin yerini bulmayı sağlar. Burada yemin seçimi olayı devreye girer ki, lüfer bunu görerek yapar. Lüferin yem seçimindeki asli ölçütü, yemin görüntüsüdür. Ama yemin ne tarafta olduğunu ses ve kokusundan kolayca uzaktan anlayabilir.
     
  6. pride75

    pride75 Onur Aydoğan

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    276
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    x
    En İyi Avı:
    ...
    Daha önce yazmıştım tekrar yazacağım dayanamıyorum cidden...

    Kulaktan dolma, kitaptan okuma bilgiler ile yazdığınız yazılar maddi ve manevi zararlara sebep oluyor. Zira burada yazılanları denemek isteyen, bu işe yeni merak sarmış arkadaşlarımız ve belki de tecrübeli bazı arkadaşlar da aynı şekilde deneme yapıyorlardır. Foruma ilk üye olduğum zaman burada okuduklarımı hem satın alıp hemde mera tavsiyelerini dinelemek gibi hatalarda bulundum. Hatta Saros körfezinde bahsedilern yerlerde balığı bırakın balıkççlığın bile olmadığını gördüm. Burada rant sağlamak uğruna yazılan tüm yazıları kınıyorum. Zaten fazla mesaj yazıp detaylı anlatmamamın en büyük sebebi de budur. Sosyalleşmenin yeri burası değil kimsenin kimseye üstünlük taslamasına gerek yok bence. Hobi olarak balık tutuyoruz ve ticari olarak geçim kaynağımız değil. Avcı palavlarını da ayrıca bir kere daha hatırlatmam gerek yok sanırım herkes herşeyin farkındadır.
     
  7. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bir iddia var; deniyor ki, boğazda lüfere yemleme olmaz, çünkü dehşetengiz akıntı var.

    Bir zamanlarda bir iddia daha vardı: Havadan ağırız, uçamayız. Ama bugün uçmayı kanıksadık, aya bile gittik.

    Olmaz diyerek kestirip atmak, bir nimeti ayakla itmek demektir. Olacaksa, nasıl olacak, bunu iyice araştırmadan düşünmeden, başka yollar denemeden böyle yapmak insanı aya çıkaran ruhuna terstir.

    O nedenle, biraz düşünmek lazım. Boğazda yemleme nasıl yapılmalı?

    Elimizde olanlar şunlar:

    Bu bilgi gayet güvenilir bir bilgi, bilse bilse alico bilir zaten. Ama bu bilgi değil, bir gözlem, bir veri. Bu veriyi önce bir iyi analiz etmek lazım.

    Satır arasında ilginç bilgiler var. Örneğin, balık umuryeri'nden sonra çıkıyor, küt kendini yeniköy'e atıyor. Arada "oyalanmıyor".

    Öncelikle, ben çok lüfer seyrettim. Ama dibe kamera indirip, ama yüzeyden, hiç lüferlerin elinde bir harita filan görmedim. O kadar deniz dibi filmi filan izledik. Sağa sola dikilmiş işaret levhaları, üzerinde, "Yeniköy" yazan sağa oklar filan da yok.

    O zaman bu balık nasıl biliyor yeniköy'e gelmeyi? Lüferin umuryerinden çıkınca, yeniköye gitmek gibi bir fikri, bir niyeti olmayacağı açık. Lüfer, şu mekana gidelim diyerek yola çıkmıyor. Bir şeyler onu o tarafa gitmeye yönlendiriyor. Yeniköy'e varana kadar bir şeyler durma devam derken, yeniköy'de tamam burada oyalan diyor.

    Öncelikle yapmamız gereken şey bu gizemi çözmek. Neden balık umuryerinden yeniköye kadar 3 km'lik alanda oyalanmayıp, burada oyalanıyor? Burada bulduğu şey ne acaba, başında oyalanıp av veriyor?

    Balık bu 3 km yolu nerden, nasıl katediyor?

    Bunu sayılan diğer avlaklar içinde yapabiliriz elbette. Buralarda aşağı kaya yengeçleri ile yukarı kaya yengeçleri arası futbol maçlarını izlemek yada karides balesinin matinesine katılmak için kalmadıkları muhakkak. Neden oyalanacaklar, yiyecek bir şey buldular da ondan. Bunun başka bir anlamı olamaz herhalde.

    O halde, eğer biz lüferin nereden gittiğini bulursak, bu güzergahı lüfere gösteren etmeni, akıntı vs. neyse bulursak, bu bilgiyi kullanıp doğru bir yemleme ile lüferi bu meraların dışında da oyalanmaya zorlayıp, avantamızı alabiliriz.

    Elbette bunu iyi düşünmek lazım. Bir çekicimiz oldu diye, illa her şeyi çivi niyetine görmek zorunda değiliz. Zaten -mesela- Yeniköy'de balık doğal olarak yemleniyor, neden bir de biz yemleme yapacağız diye uğraşalım? Bu konuda bir karar vermek gerekiyor, ki bu size kalmış.

    Benim aklımda buna dair bir takım varsayımlar mevcut. Ama bunların doğru olduklarını iddia edemem, test etmek, doğrulamak gerekiyor.

    Şimdi haritayı açın bakın. İşte harita:

    http://img100.imageshack.us/img100/315/2921istanbulbogazi.jpg

    Çok kocaman olduğu için, resim olarak eklemiyorum. Şimdi bakalım, ilk durak kilyos. Haritada yok, yada ben göremedim. İnelim, inelim, kıyıları takip edin. Mavi bölge, 10m'den düşük derinlik. Turkuaz rengi ise, 20m'den düşük derinlik. Beyaz 20m ve yukarısı derinlik.

    Takip edin, bakın ve görün: Umuryerinde derinlik, 20m civarındadır. Oradan yeniköye doğru gidin, nerde biraz oyalanırmış, paşabahçe'de. Orada de derinlik 20m civarında. Bakıyoruz, bakıyoruz, yeniköy'e geliyoruz, derinlik gene 20m civarı. Gidin, Sarayburnu'na kadar, lüferin en bol av verdiği yerlerde derinliği genel olarak 20m civarı olarak bulursunuz.

    Biraz harita okumaya aşina gözler şunu hemen farkedecektir. Lüferin oyalandığı yerler, dipteki 20m civarı derinlik olan düzlükler. Peki lüferin neden 20m civarı düzlük saplantısı var olaki? Bilemeyiz, ama tahmin edebiliriz. Bu boğazın suyuna bakarsak, allta tuzlu, yoğun ve 14 C sıcaklıkta, oksijeni az akdeniz suyu, üstünde de karadenizden gelen, az tuzlu, besin ve oksijen zengini bir su kütlesi görürüz. İkisi 20m civarında bir haloklin oluşturur. 20m derinlikte, birden su ortamı ani ve sert bir değişim gösterir.

    Şimdi siz lüfersiniz, lay lay lom yüze yüze gidiyorsunuz, sıcacık 20 derece, tuzu az, gözleri yakmayan formüllü suda, biraz dalıyorsunuz, ki güdüleriniz size dibe bak, tekri filan bulursun şeklinde dürtüyor, amanin, o da ne, "buz gibi" soğuk zehir gibi tuzlu akdeniz suyu, aman aman uzak olsun diyorsunuz ve bu katmanın üstünden boğazı katediyorsunuz. Dibe doğru gittikçe akdeniz suyu size yukarı, yukarda gittikçede nefis ziyafet sofrası dipte diyen güdüleriniz aşağı itiyor, sizde 20m seviyesinde bu iki etmen nedeniyle kalıp, gidiyor, gidiyorsunuz. Ve cenneti buluyorsunuz, 20m derinlikte, şahane dip toprağı.. Kıt'a dur, yayılma posizyonu al, yayılmaya başla.. İşte o nedenle, o kadar yerde bir şey olmazken, umuryerinde lüfer birden gökten zembille inmiş gibi görünüveriyor. Orada biraz talim yapıyor, gene güdüleri ile 20m derinliği takip ederek paşabahçe civarına ulaşıyor. Ama burada geniş düzlükler yok bu derinlikte. Ufak tümsekler var. O nedenle burada çok fazla oylanamıyor ve doğruca yeniköy'e.. Sanmıyorum hespide burnunu yeniköye diksin. Bir kısmı anadolu kıyısından akıp, bir kısmı suyun ortasından süzülüp aşağılara iniyor, bir kısmı ise karşılayıp yeniköydeki diğer düzlüğe gelip orad gene yayılmaya başlıyor, dibi buldu, hemde su sıcak, tuz da yok, bundan iyisi şamda kayısı.

    Bu varsayım, bir kaç tutarlı veriye dayanıyor, en başta Alico'dan öğrendiğimiz. Bazı itirazlar olacaktır. Öncelikle, lüfer 20m derinlik çizgisini takip ederek gider dediğimizde, iyide biz lüferi 35 metrede tututoruz, 6m'de tutuyoruz denecektir. Lüfer bu derinliklerdeki sularda da güzelce yaşayabilecek bir canlı. Buralara inmeyecek, çıkmayacak diye bir şey olmaz bu nedenle. dib seviyesini takip edip bu derinliklere, rahat rahat inip çıkabilir. Özellikle önünde bir koku izi, bir yem sürüsü vs. varsa.

    Kısaca, bu bilgi, lüferin 20m derinlikte seyahat ettiğini izah için bir bilgi. Makul seviyede tutarlı. Ve şunu unutmayalım, 20m dediğimiz, takribi derinlik, 18 ... 22 m arası bir kuşak gibi değerlendirmek doğru olacaktır.

    Bu bilgi, ki bir teori bile değildir. Bir varsayım olarak, bize şöyle bir imkan sağlar. Eğer biz bilinen avlakların dışında lüferi arıyorsak, 20m'den sığ yerlere bakacağız. Lüferin geçiş yolu olan yeniköy - umuryeri arası gibi yerlerde ise, suyun ortasına, 20m derinliğe bakacağız.

    Bu fikir, bize yemleme yapmak için anlamlı bir dayanak noktası sunar. Eğer karaköy önlerindeki 30 - 40m arası derinlik ve nispi az akıntılı olan bölgede, gidip dipte lüfere yemleme yaparsak, netice almamız pek mümkün olmayacaktır. Ama aynı yerde, bir şekilde 20m civarı derinliğe yemleme yapabilirsek, oradan geçen lüferleri çekebilecek bir koku izi oluşturma imkanımız olabilir.

    Suyun ortasına yemleme yapmak pek çok açıdan güç bir mesele. Hele güçlü akıntı olan bu bölgede.

    Öncelikle, bu tür pelajikler için yemleme bir avuç yemi aşan bir şeydir. Kilolar ile başlamak gerekir. 5 kg hamsi, makul bir başlangıç noktasıdır. Gidip, yem olarak aldığımız yarım kilo hamsinin yarısını kadın çorabına tıkıştırmak gibi beyhude bir eylemle denizin ortasına yemleme yapamazsınız.

    Sorun, bu 5 kg'luk yemi, lüferi ürkütmeden suyun ortasına koyabilmektir. Bu amaçla en iyi yöntem, hidrodinamiği düzgün, füze gibi bir şey yapmak olacaktır. Aklıma gelen, sağda solda bulunabilen saydam PVC ambalaj boruları. PET şişelerin etrafı halkalıdır, buralar çok sürükleme yaratır, işimizi görmez. Bu borulardan ince bir tanesi, bir ucu sivri olacak şekilde kullanılabilir. Düzgün bir kanatçık yapılır, ağırlık merkeziyle dengelenip, yatay durması sağlanırsa, görünürlüğü çok az olacak, lüferi daha az ürkütecektir. 4-5 kg'luk bir kurşun bağlanır. biraz ötesine de bu düzenek. İçine bolca yem doldurulur. 20m derinliğe bırakılır. Gerisini akıntı halleder.

    Sorun, bunu yapmaya değer mi? Öncelikle bunu yaparsak netice alırmıyız, bu bir muamma. Şimdi hemen pek çokları hiç bir halta yaramaz diyecek, peşinen reddeceklerdir. Bu, buradan gelebilecek olası avantajıda, yani bir şansı peşinen reddetmek demektir. Eğer bu şansı kullanmayı düşünüyorsak, önce gidip bunu denemeliyiz. Deneriz bakarız, neticesini görmeye çalışırız. Yeterli test yapınca bir duruma bakarız. Deriz ki, bunun hiç bir halta faydası yok. Yada şöyle şöyle bir faydası var. Buna göre, devamında bu yemleme stilini kullanıp kullanmamaya kararı, balıkçılara bırakabiliriz.

    Ben, peşinen böyle bir şeyi reddetmem. Denemek lazım, amaca hizmet edecek şekilde, geliştirmek lazım.

    Ama benim gözümden bakınca, boğazda yemleme olmaz gibi bir manzara görünmüyor. Akıntı yemi götürecek gibi bir kaygı, aynı zamanda, yemin etken maddesinide geniş bir alana, hızla yayacak bir avantaj demek. Hangisinin galabe çalacağını deneyip görmek lazım, en mantıklısı bu..
     
  8. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Kim, ne rant sağlıyor burada, bilelim hani, tükürelim yüzüne..

    Bilmiyorum, belki, yakaladığı balığı satanlar vardır, amanda bu yemlemeyi bir keşfederlerse, bizim lüferler beş kuruş etmez kaygısı olanlar mı var?
     
  9. pride75

    pride75 Onur Aydoğan

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    276
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    x
    En İyi Avı:
    ...
    Ben balik satanlardan degil atanlardan bahsediyorum.
     
  10. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Peki atan kim onur, atıp ne rant sağlıyormuş?
     
  11. pride75

    pride75 Onur Aydoğan

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    276
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    x
    En İyi Avı:
    ...
    Lutfen ustune alinma genel olarak yazdim. Aslinda tarzima uygun olmamasina ragmen dayanamayarak bende dahil oldum. Bu foruma ozel degil tum forumlarda sosyallesme cabasinda olan, etrafa bir seyler kanitlamak isteyen kisler atmaktan geri kalmiyorlar. Insanin dogasinda olan bir durum bu.. Toplum icinde kabul gorme duygusu. Kimileri sanal oratama tasiyorlar. Sonucta bizler icin maddi ve manevi zarar olusuyor. Kimse ile kisisel bir sorunum yok sadece ugradigim zararlardan dolayi kizginim o kadar.
     
  12. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Burada alınmamak gibi bir şey yok, olamazda onur. Buraya yazan, yazmış belli sayıda kişi var. Sen gidip böyle bir şey söylediğinde bu kişiler, ki biriside benim, otomatikman töhmet altına girmiş oluyor elbette. O zaman açıkca söylemelisin, ahada bu adam şu rantı sağlamak amanda böyle atıyor demelisin.

    Alico, benim hemen her lafıma itiraz eder, saçmalık der, komik der, ama kızmam bile. Kendisi bir sürü şey yazar. Ama hiçbirini attığını, salladığını sanmıyorum. Yanlış biliyor olabilir. Ama yanlış bildiğini bilmediği de kesin. O doğru bildiklerini söylüyor. Sallamıyor, atmıyor. Kendince doğru bildiklerini insanlara aktarıyor. O yüzden gidip ona aman rant, yok sallama etme diyemem. Hatta, iki fikir varsa birisi yanlıştır, tartışmadan doğrusu bulunmaz. Bu yüzden de onun karşı fikirle gelmesini bizzat isterim. Benim fikrimin doğru olduğunun görünmesi için filan değil, ben gökten zembille inmedim, bende yanlış biliyor olabilirim. İtirazlar olsun, tartışılsın ki, gerçek neyse onu bulalım. O yüzden karşı tarafın fikri benim için her zaman değerlidir, en az kendi fikirlerim kadar, hatta daha fazla.

    Bu yüzden de ben kimseye atıyorsun, sallıyorsun vs. denmesini istemem, kabulde edemem. Çünkü bu, aklında belki bir devrim yaratacak uçuk bir fikri olanı, "Ulan şimdi bana "atıyorsun işkembeden" filan derler" diyerek ürkütür, fikrini açıklamaktan çekinmesine yol açar. Bu da o güzelim fikri karanlığa hapseder, bizim de o fikirden faydalanma imkanımızı yok eder.

    Senin "amanda burada birilier atıyor, sallıyor, rant peşinde koşuyor" demende bir fikirdir ve benim gözümde önemlidir. Ve bir fikri ortaya atıyorsan, bunun mesnedini koymalısın. Herkesi, sadece bu topiği değil, bu foruma yazan, başka forumlara yazan herkesi töhmet altına aldın. Buyur o zaman kim atıyor, kim sallıyorda rant elde ediyor, göster, ispat et.

    Yoksa, bu insanlara en azından bir özür borçlu olduğunu bir kabul et.
     
  13. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Sevgili Serdar,

    Biz bir şey denenmesini tavsiye etmediğimize göre, yukarıdaki satırlarda kastedilenin sen olduğun açık. Bu yüzden arkadaşımızın buradaki diğer kişilere bir özür borçlu olduğunu düşünmüyorum. Ben de aynı şeyleri yazmıştım ama o mesajlar silinmiş. İyi de olmuş, balıkçılık ve polemik birbirlerine tamamen zıt olması gereken kavramlar.

    Tabii sonrasında rant gibi bir kelimenin kullanılması çok amacını aşan bir ifade olmuş. Hamsi satıcısı olmadığına göre, denize kasa kasa hamsi dökülmesini önermen elbette sana bir kazanç sağlamayacaktır. Bizim sorun olarak gördüğümüz kısım, bu işin insanlara getireceği para ve zaman kaybı.

    Biz sadece bu yöntemin yanlış olduğu şeklindeki fikrimizi söyleriz. Dediğin gibi bu da konunun tartışılmasını sağlayarak doğrunun bulunmasına katkıda bulunur. Senin bu yöntemi neden önerdiğini tartışmak ise doğru değil elbette. Mutlaka ki, bunun doğru olduğunu düşünüyorsun, yeni yöntemler geliştirip daha verimli av yapmak istiyorsun vs.

    "Neden denemeden elinizin tersiyle itiyorsunuz" şeklindeki yorumlara ise katılmıyorum. Herkes pek çok şey önerebilir ama biz mantığımıza uyanı deneriz, denemişizdir de. Fakat ben şimdi çıkıp, "üçlü iğneleri misine bağlamadan denize atın, bunları yutan balıklar felç geçirip denizin yüzeyine çıkar, siz de onları kepçeyle toplarsınız" gibi bir şey önersem, buradaki insanlar buna haklı olarak güleceklerdir. "Bir kez deneyin işte", "Galile'ye de Dünya yuvarlak dediğinde herkes gülmüştü" vs. gibi sözlerin de böyle bir durumda hiç bir değeri olmaz. Hatta, "ben denedim oldu demem" de kimseyi ikna etmeye yetmez.

    Sevgiler,
     
    Son düzenleme: 11 Eylül 2009
  14. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Arkadaşlar burda çok tartışyık konuştuk balık üzerine, takım üzerine çok şey yazdık çizdik. herkese birşeyler vermeye ve anlatmaya çalıştık. Herkes aynı fikirde olacak diye bir kural yok olamazda. olmayacakta Serdara ben defalaca hep yanlışsın dedğimi hatırlıyorum ancak ;

    Serdar ile aynı fikirdeyim.;

    KİM RANT PEŞİNDE KOŞUYOR. ne demek bu arkadaşım. bize bir açıklama yaparsan seviniriz.
     
  15. jigging

    jigging Caner

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    1.213
    Şehir:
    Istanbul
    Favori Kamış:
    Penn spinfisher surf & Lineaeffe sorrento & Lucky Craft ESG II
    Favori Makine:
    Penn Surfmaster 750 & Shimano Ultegra XTB & Exage 4000fa & shimano twinpower 4000xg
    En İyi Avı:
    seni meraklı, hadi ordan... nazar değdireceksin..
    Arkadaşım kusura bakma ama forumlardaki mera, avlak bilgilerine güvenipte yola çıkılırmı, hangi sitede insanlar avlağını deşifre etmişki sana bakir yerlerin nokta atışı yerlerini söylesin.

    Şurada alt tarafı yemleme konusu tartışılıyor bunun rantla alakası nedir? kimin ne kazancı var söyleyebilirmisin? bana bitane sebep göster bu yüzden yapıyorlar diye, birtane, sadece birtane.. sana göre konular hakkında fikir beyan etmenin adı rantsa forumdaki herkesi zan altında bıraktığınında farkındasındır umarım, bu insanlar bu kadar sayfalarca birşeyler anlatmaya çalışıyor, gelip rant sağlanıyor diyorsun ve genelleme yaptım diyorsun.

    O zaman forumlarda ne işin var? madem herkes rant için burada?
     
  16. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Biz balığı kırmadık, kör ağlar ile gidip balıkları tutmadık. Hale sokamadığımız balıkları gidip köşe bucak yerlerde satmadık. çinekop stacakken defne yapraklarını sürmedik insanların masalarına. balık fiyatını arttırmak maksadıyla. hallere balık sokmamazlık etmedik.

    Ufak balıkları hal ağzında tonlarca denize dökmedik. telef etmedik kırmadık. Trol çekmedik. dibi dumduz hale getirmedik. yanlış insanlara yanış şeyler konuşmanın bir anlamıda yok Onur düşündüklerini ve gördüğün şeyleri açıkça söylersen memnun oluruz.

    Olmaz dediğim konuda; Serdarın bir kasa yemi denize boşaltmasıyla, bizim yani komple bu camianın 1 kasa hamsi yemi alıp olta atmaya gitmesi gayet normal
    kullanmadığınız yemıde denize atmanız kadar doğal birşey olamaz. çöpe mi atmalıyız kalan yemleride.........

    Sizlere birşeyler vermek adına defarlarca konularımız kilitlendi.
     
  17. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Neyse arkadaşlar,

    Onur arkaşımızın da yazılarını okursak, aslında tartışmaların polemiğe dönüşmesi konusunda bir sıkıntısı olduğu gözüküyor. "Rant" yanlış bir kelime kullanımı olmuş burada ve farklı bir şey söylüyor gibi gözükmüş. Böyle bir şey kasdetmek istemdiğine emin olmalıyız.

    Sevgiler,
     
  18. karayel

    karayel Yakup ERDEM

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.068
    Şehir:
    Sinop
    Favori Kamış:
    şeytan otası
    En İyi Avı:
    kaya balığı (1.5 gram) :)
    Forumda kamış, makine ve misina tavsiyesi istenen mesajları bir kez gözden geçirin.

    Genelde katogoriler belli;

    1- Satın aldığı berbat takımlara "aman da ne güzel" denmesini bekleyenler (bu yönde cevap yazmaya hazır 100 kişi her an mevcuttur, aksi görüşe sahip olup "senin takımın bir işe yaramaz" diyenler fırça yer)
    2- Kafasındaki saplantılarına onay bekleyenler (kararını çoktan vermiş, sadece yapacağı hataya ortak arayanlar)
    3- Öğrenmek isteyen, gerçek bilgiye ihtiyaç duyanlar (asla gerçek bilgiye ulaşmaları mümkün değildir, her an bu konulara cevap yazmaya hazır, balığa gitmeyi sevmeyen, ama her şeye öneri yazanların mesajları arasında gerçek bilgiler kaybolur)

    Sonuç; Forumda makale tarzı yazılan, av raporlarına dayanan öneriler dışındaki bilgilerin büyük çoğunluğu işe yaramazdır.

    Bunun farkına varılamaması kişinin kendi kabahatidir. Hiç kimseyi töhmet altında bırakmaya ve suçlamaya gerek yoktur.
     
  19. ALİCO

    ALİCO AliCo

    Mesajlar:
    5.206
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    D.A.M El oltası
    Favori Makine:
    0,33 beden FC
    En İyi Avı:
    Herhalde Toriklerdir. Kofanalarda olabilir.ispendek 13,8 kg, Kırlangıçlar.vs.vs.
    Düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz ileri teknik bilgiler bu zaman kadar hangi dalda fayda gördüki bizim anlattıklarımız tartışmalarımız fayda görsün.

    -Al bu iğneyi kullan,
    -Ne kadar güzel kamış
    -orda balık varmı?
    -3 Kilo balık tuttum.
    -Kamışım güzelmi

    bilgiye aç bir toplumuz aslında burda günlerdir ne konular tartıştık. neler yazdık kim bu kelimelerin içinden kendine birşeyler almadı....
     
  20. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    İtham başka bir şey Aret. Ben o mesajdan, "Hımm, atıyor, sallyıor ve rant peşinde koşuyor" sözünden, balık tutup rant sağlayan senin veya Alico'nun, bizim balık tutmamızı istemediği için atıp tuttuğu anlamını da çıkarabilirim. Doğaldır.

    Ama senin dediğin gibi olduğunu düşünelim. Eğer beni atmakla itham ediyorsa, atıyor olduğumu göstermek zorundadır. Hatta, benim atmamın sebebinin rant olduğunu söylüyorsa, bunu da göstermek zorundadır.

    Kitaptan okuyarak biz çok şey öğrendik. Kitap okumayıp, kitaptan bir şey öğrenmeyi öğrenememiş birinin, gidip kitaptan okuyorlar ve atıyorlar demesi normaldir ama abestir, yanlıştır. Kitapta yazandan bir şey öğrenmenin yolu, açıp kitabı hatim edip ezberlemek değildir, kitaptan böyle bilgi öğrenilmez.

    Ama işin en acı tarafı şudur, biz bunları kitaptan filan öğrenmedik ki? Ya yapılırken gördük, ya kendimiz uyguladık o şekilde öğrendik. Ne demek şimdi amanda atıyor gibi bir ithamda bulunmak?

    Velevki kitaptan okuyup yazıyor olalım. Bu gene atmak mıdır? Kitabı yazan oraya doğrusunu yazmışsa, demekki gene doğru bir şeyler aktarılmıştır. İşte kitapta yazıyor, lüfer eylül ayında olurmuş. Deveciyan'dan okuyup buraya alıcan bu nasıl atmak olabilir ki?

    Eğer beni kastediyorsa, o zaman benim attığımı göstermek zorundadır. En son tekne ile lüfer avına gittiğimizde bile, yeni bir yem ve yemleme tekniği deneyen bana gidip yemleme işini atıyorsun, ediyorsan denmesi, en azından bu konuda bir ayıptır.

    Her hafta, ava giderken uğrayıp, kilolarca yemlemeye ayrı hamsi, istavrit vs. alan, yemlik zargana vs. ayrıca alan, ilk fırsatta öncelikle yemlemeyi düşünen, uygulayan ve kendi gözlemince lüfere de gayet etkili olduğunu gören bana gidip atıyor demek, ayıptan öte, iftiracılıktır.

    O nedenle de, en azından ya bir töhmetin ispatını, yada iftiranın telafisini beklemek hakkımdır sanıyorum.