Şöyle diyim,Menderesin Aydın ovasını geçtikten söke ovası ile buluştuğu yerlerden bahsediyorum.Denize ulaşmasına fazla bir mesafesi kalmıyor artık
Sevgili Sedat kardeşim sizin o bahsettiğiniz bölgelerde 80'li yılllarda balık boldu ancak özellikle Denizli ve Uşak illerinin sanayi atıklarının güzelim Menderes Nehrine transferi neticesinde malesef değil balık doğru dürüst canlılar bile pek kalmadı ancak benim bahsettiğim bölge bu konuda o yörelere oranla daha bakir ve şanslı siz Menderesin doğuş bölgelerine yani ilk başlarına doğru gidebilirseniz bu fotodaki balıkları hatta sazan,turna,kadife,kızılkanat,tatlısu kefali,çapak ve bazende yayın balıklarınıda avlayabilirsiniz Hoş son zamanlarda fazlasıyla misinadan germe ağlar,pinterler ve serpmelerle talanlar başladı buna karşı bölge Jandarma Karakol komutanlıklarından destek isteyerek elimizden geldiğince müdahale ederek korumaya çalışıyoruz ama o işlemide bir yere kadar gerçekleştirebiliyoruz ne kadar yararlı olabilirse Rast gele...
Mehmet Bey güzel fotoğraflar ve av için tebrikler. Bahsettiğiniz olay ne yazık ki Türkiye'nin heryerinde aynı...Git gide herşeyin köküne doğru bitiriyoruz.Denizlerimizin kıyılarında artık balık yok...Nehirlerimizin nerdeyse %80'i kirlilik ve kuraklık nedeniyle verimsizleşti. Anadoluda artık akarsuların yalnız el değmemiş,el değememiş! yerlerinde birşeyler son nefeslerini veriyor.Umarım Afyon balıkçıları bunlara ellerinden geldiğince engel olmaya çalışacaktır,işiniz zor,ama imkansız değil hiçbirşey...
Valla Ufuk kardeşim ben yeni bir dernek kurdum burada çevremdeki gerek yönetim gerekse üye arkadaşlarımla birlikte mümkün olabildiğince bir şeyleri youna koymaya çabalıyoruz Tırıvırıyla başladık buna dernek olmadan önce ve başardık bir nebze şimdi korumalara ve sportif amaçlı avlanmaları aşılamaya çalışıyoruz bakalım zaman neleri gösterecek, Rast gele...
Mehmet ağabey,çocukluğum Aydın ilinin Koçarlı Kasabasının bir köyünde geçti.B.Menderes köyümüze yakın bir yerden kıvrılırdı 80 li yıllarda çok iyi hatırlarım Yayın balığı avlanır ve köy kahvesin in avlusunda asılır kasap çağırırlardı.Boy olarak 1,5 mt civarlarına kadar ulaşırlardı.Ufuk kardeşimin de de dediği gibi bilinçsiz toplum nehirlerimizi zehirlerdi,bunlar ile beraber bizleride...
Aydın'ı çok iyi bilirim Çine yolu üzerinden geçen B.Menderesten bundan 6-7 yıl önce (ben Aydında Aydın Televizyonunda çalıştığım yıllarda) arkadaşlarla zaman zaman gider yoklardık su nasıl balık ne durumda diye ki o dönemin Belediye Başkanı Sayın Hüseyin AKSU(kulakları çınlasın) inanılmaz bir çevrecidir Aydının çehresini değiştiren kişidir diyebilirim çok mücadeleler verdi B.Menderesin temizlenmesi için,hatta Denizli Belediyesi ile iş birliği bile yaptılardı neyse uzatmayayım en son bir arkadaş ile gittiğimizde arkadaşım 1 tane simsiyah renkte 20cm boyunda bir tatlısukefali ile yine 30-35cm boyunda incecik aynı renkte bir yılan balığı tutmuştu. Söke tarafındada Sazlıköy değirmeninin önündeki deredende bazen güzel balık olurdu ama sanıyorum su kalmadı orada şimdi. Bazen dedelerimizin dediği gibi gelip geçerken bakıp bakıp iç çekerek <aaaah ah nerde o eski sular,o eski balıklar hatta nerde o eski günler>diyorum daaa bir bakımada kafa kağıdımın eskidiğini hatırlıyorum Rast gele...
Birkerisinde ben de Gediz Nehrinin doğduğu yerlere doğru gidip bi bakıvermiştim Kuladan geçiyordu,nehrinin geçtiği vadiden aynı zamanda bir zamanlar patlamış volkandan akan lavların oluşturduğu kilometrelerce uzunluğunda ve 3-4 mt yükseklğinde soğumuş lav kütleleri nehir boyunca devam ediyordu.Deşhet verici bir manzara idi gerçekten.Hayali bile ürkütmüştü beni.O taraflarda bile gediz nehri cılız akıyordu.eylül sonu ekim başları idi sanırım.
