Ben bu iki nehirde avlanıyorum.Zaten ikiside Edirne'nin içinden geçiyor.Belediye bu iki nehre çok ilgisiz.İnsan ailesini yanına alıp gitmeye korkuyor.Bizim buranın tabiri ile nehir kenarları gogoculara emanet.Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi mevkinin yanından daha doğrusu dört bir yanından Tunca Nehri akar.O tarihi yere gidin kaçarsınız.Nedeni ise dışkı ve sidik kokusu.İşte Edirne tarihine ve çevresine bu kadar saygılı.Ben şimdiye kadar bu hususta belediyeyi eleştiren duymadım.Tunca Meriç nehrine göre hem dar hem de daha yavaş akar.Meriç nehri çok geniş ve akıntı şiddetli.100 gr kurşunu bile sürüklüyor.Bu iki nehirden daha çok kefal ve Bulgar Sazanı(israil sazanı da olabilir.) çıkıyor.Yayın yakalayanlar da oluyor benim gibi.
Kirlilik şehre yakın oluşundandır sanıyorum. Başıboş eleman da çok demek ki. Amatör balıkçı arkadaşlar bu konuda daha duyarlı. Belediyenin biraz başını ağrıtmak lazım.
Meriç Ve Tunca'da ne balık kaldı ne de avlanmaya yer. Şehrin yakın olduğu yerlerde insanlar Meriç kıyılarından bahçe alıyorlar ve çevresini tel örgü filan kapatıyorlar. Belediye başkanının yaptığı tek şey kendisine de bir bahçe almak oldu. Ya anlamıyorum bu mantığı nasıl kaparlar nehir kenarlarını? Meriçin en güzel yerleri zaten sınıra kalıyor. Avlanmak yasak çünkü askeri bölge. İzin filan alması bir yana askerin her an gelip çıkarma olasılığı var. Eeee... Eğlenmeye gidiyoruz, diken üstünde av mı olur. Bir de zaten Meriç'de de balık filan kalmadı. Millet sabah akşam gidiyor, biri iki üç kiloluk bi balık tutuyor, veya büyükçene bir yayın sonra ooo diyorlar Meriç'ten deli gibi balık yakalamışlar... Taşkın ve ıslah çalışmaları da var tabi.. Yaz aylarında devamlı Meriç'de adalar oluşur. Burda toplanan kumları DSİ kıyıya çıkardı iki sene önce ve birçok yerde balık yuvaları bozuldu. Akarsu burası. Balıçıklar der canımız sıkıldı haydi Bulgaristana gidelim. Sonra biz burda bekle babam dur. Sözün kısası Meriç gibi bir nehrin dibinde oturuyoruz ama manzaradan piknikten başka işe yaramıyor.
O bölgeyi çok iyi biliyorum ve anlatılnlar doğru çünki gözümle gördüm önüne gelen nehire birşeyler atıyor oda akıntıyla sürüklenip kıyıdaki ağaçlıklara takılıyor bu seferde görüntü kirliliği had safhaya çıkıyor birde şahıslara ait vidanjörler foseptiklerden aldıkları pislikleri getirip tunca nehrine veya meriç nehrine atıyorlar birkaç vidanjörü hatta orada benim ekiplere tartaklattım böyle yapmasınlar diye o bölgenin en büyük sorunlarındn biride KAPIKULE sınırına giderken solda bir boya fabrikası var kimyasal maddeleri bir kanal yardımı ile meriç nehrine boşaltıyor ve güzergah üzerindeki çeltik tarlalarını yakıyor ve tam bir çevre katliamı yaşanıyor meriçe simsiyah bir lağım akar gibi kimyasal boşaltıyor fabrika bu konudada oradaki köylüleri ayaklandırmıştım sonra geri döndüm ama sonuç ne oldu bilmiyorum arkadaşım eğer birşeyler yapmayı düşünüyorsan bu konulardan başla ve köylüleri fabrika için dava açtırmaya çalışın biryerlerden başlarsanız sonuç geçte olursa alınacaktır ben orada 4 - 5 ay kaldım bir hareket başlatmaya çalıştım siz orada oturanlar olarak daha fazlasını yapabilirsiniz eğer bizlere düşen bir görev varsa ben kendi adıma her türlü mail veya başka ne gerekiyorsa yardıma hazırım.
