Kılıçbalığında boy limiti bildiğim kadarıyla 1.30 m. buna bile gerek yok... Gördüğünüzde anlarsınız yavru olduğunu... Bu gidişle amatör balıkçılıktan da nefret edeceğim...
biraz önce nette küçük çaplı bir araştırma yaptım kılıç balığında limit,boy sınır mınır yokmuş ayrıcada son zamanlarda ciddi anlamda sularımızda kılıç balığı bereketi yaşanıyormuş.iyide birader bizde zaten birşey tutunmaya dirilmeye görsün enceni menceni tutup soyunu kurutmak mı lazım.o balığın kılıcı sizin...
Biraz fevri davranmışsınız gibi geldi bana. Mevzuata göre, kılıç balığı için herhangi bir boy, miktar vs. limiti yok. Sadece belli bir zamanda avı yasak, ama o da kasım sonunda bitiyor. Bu durumda, -maalesef- tepkiniz haksız oluyor ve sizde müfteri durumuna düşüyorsunuz. Yapılacak olan şey, bu kuruma tepki göstermek değil. Çünkü, bu veya diğer bir satıcı yasal bir iş yapmaktadır ve yasal olarak kabul edilmiş herhangi bir şeyi kınamak doğru değildir. Bu durum için yapılması gereken, bu fotoğrafı da ekleyip konuyu KKGM'ye taşımaktır. Hatta bundan daha fazlasını bir şekilde bulup, bir karıştan ufak bir kılıç ile bunu yapmak daha iyi olacaktır. Mezgti veya kefal gibi balıklara bile bir şekilde boy limiti koyan kkgm'nin neden kılıç için teorik olarak 5cm'lik yavruları bile avlama izni verdiğini sorgulamak olacaktır, asıl yapılması gereken.
MÜFTERİ= Karacı, Kara çalan, İftiracı, Bu konuya gelen yazıları okudum, çoğunluğu, insanların vicdanlarından gelen sıkıntının ve üzüntünün vermiş olduğu duyguların, ifadesi, uzun lafın kısası, kara çalan, iftira atan kimseye ve söze rastlayamadım, bu nedenle hepsine bende katılıyorum, yazanlarada teşekkür ediyorum
Ne yazık ki, 2008 de yayınlanan tebliğde Kılıçbalığına ait 130cm.lik boy sınırlaması yer almamış... Ben de bu fotoğrafları ve üzüntülerimi ileten bir E-postayı, Su ürünleri genel müdürlüğü,, koruma kontrol daire başkanına gönderdim... kimsenin zaten avlamayacağı balıklarda var, ama ne yazık ki kılıçbalığında yok... ne kadar üzücü... su ürünleri kkgm.lüğüne bu konudaki duyarlığımız iletilirse ( çok kişitarafından ) muhtemelen tebliğde değişiklik yapılabilir...
Arkadaşlar,müfteri durumuna düşmek diye birşey sözkonusu bile olamaz... Müfterinin tarifini Erhan kardeşimiz yapmış...Bu durum ayniyle vaki... Yukarıdaki o yavru kılıçbalığının fotoğrafını görüpte etkilenmeyecek bir İNSAN var mıdır sizce...
Sevgili Erhan Abi: Kozyatağı şubenizin BALIK REYONUndan çekilmiş olan ekteki YAVRU KILIÇ BALIĞI fotoğrafı UTANÇ VERİCİDİR... Bu yavru balığın yakalanması ve satılması SUÇTUR... Söylenen şey bu, açıkca kurumun suç işlediği söylenmektedir ki, bu maalesef iftira olmaktadır, bu durumun suç olmaması nedeniyle. Hele birde insanları buna istianden kınamışsanız Burada birilerine iftiracı demek değil niyetimiz, bu şekilde fevri davranmanın hatalı olduğunu göstermek. Bunları yazanların iyi niyetleri ile doğru sandıkları şey hesabıyla öyle yazdıklarını biz biliyoruz ama, acaba muhatap bunu bilir mi, düşünür mü? Size, "Efenim internete girmişsiniz, bu bir suçtur, sizi kınıyorum" demekle, bu yapılanın hiç bir farkı yok, maalesef.
Yapılacak doğru şey bu elbette. Dahası, o tür sert çıkışlar, kınamaya vs. çıkmalar maalesef antipati getirir, muhatap savunma pozisyonu alır kendince ve istenen faydası sağlayamaz. Basitçe, niyetin üzüm yemek değil, bağcı dövmek olduğunu, bağcınında kendisi olduğunu düşünüp gardını alır, sonuçta maalesef çözüme katkı sağlamaz. Daha yumuşak bir dille, kınamaya, suç ima etmeye vs. gitmeden, konunun neden yanlış olduğu, bizleri nasıl üzdüğü, bunlara dikkat ederlerse daha mutlu olacağımızı vs. belirtsek, bu etkili olabilir, o da belki.. Ama o tip sert çıkışlar maalesef fayda vermez. Eğer oraya limite uymayan bir şey koysaydı, o zaman bu sert çıkış çok iyi gelirdi ama, maalesef..
Değerli Üyeler Yavru Kılıc balığının yakalanıp üstelik birde önemli reyonlarda satılması karşısındaki duyarlılığınızı takdir ediyorum. Ancak,aşağıdaki sebeplerden ötürü kılıc balığında boy limiti ve dolayısıyla satış limitini kaldırmışlardır. Kılıc balığı artık gündemden kalkmak üzere olan zıpkın avcılığının haricinde genelde mehtapsız gecelerde acık beynelminel sularda, iki ucunda takip ışığı bulunan,kurşun yakasız yüzen ve gezen ağlarla,ayrıca pareketeyle yakalanmaktadır. Pareketeyle kılıc balığı yakalamak,sair parekete yöntemleriyle güzel bir sinagrit yada fangri yakalamaktan daha kolaydır. Tabiatı icabı avına ilkin kılıcıyla saldıran,sersemletip yada ikiye böldükten sonra yiyen kılıc balığı bu avı esnasında,mehtapsız gecelerin ağda yarattığı yakamozu yem balığı sanıp kılıcıyla saldırdığında.Neredeyse bir veloybol ağı görünümündeki ağlara dolanır,bloke olur ve kısa zamandda ölür. Gözlerinden rahatca gecebilecek ufaklıktaki yavrularda,bu kılıc sallama huyları nedeniyle aynı akibete uğrar ve ölürler. Pareketede kullanılan iğneler nerdeyse kasap kancası büyüklüğünde olmasına rağmen,kücük kılıclar koca ağızları sayesinde bunları kolayca yutarlar ve yakalanırlar. Acıklarda avlanan Gırgırlar iyi bir sürüyü cevirdiğinde,peşlerinde olan ve genelde kücük bireylerden oluşan kılıc balıklarıda aaağların icinde kalır ve 10'u 15'i birden yakalanırlar. Hedef kücükler olmamasına rağmen,lezzet ve ekenomik değer acısındanda geride kalan kılıc yavrularının bu şekilde yakalanması ve telef olması maalesef gercekleşmekteydi.Nihayetinde boy ve satış limitleri kaldırılmıştır. Sevindirici bir durum ise,yüzen ağların bazı kıymetli ve nesli tehlikede olan deniz kaplumbağası gibi canlıların takılıp ölmelerine sebep olmaları nedeniyle,önümüzdeki sezon kullanımına izin verilmeyeceği ihtimalidir.Aslında karar bu yöndedir ancak cirkin politikanın devreye girmesi ve yasağın yürürlükten kaldırılması ihtimalide vardır. Kılıc inşallah sadece parekete ile avlanılır hale gelecektir. Sevgilerimle
Vedat abi, değerli bilgi ve tecrübelerinizle konuya katkı yaparak, bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.