Bilgisayarımda bir sorun olduğu için uzun mesaj yollayamıyorum bu nedenle yazımı bölerek göndereceğim Nuri abicim.
Sennur kızmakta haklı Daha önceleri benzer konular yine site gündemine gelmişti. Zamanım olsa arşivi karıştırıp konuları da bulabilirdim ama bugün biraz zor.. O zamanki tartışma konumuz da 5 kilo altında balık tuttun ve son anda sana av limitini aştıracak bir balık tuttun, ne yapacaksın? Balığı almalı mı salmalı mıydı? Tabii bu biraz hayal işi tartışmaydı... Yani, elinde yaylı terazi yoksa avdayken tuttun balığın kilosunu gözle hesaplarsın ve göz şaşabilir. Ayrıca her balıkçı ava belli hedef balıklar için gider. Çipuraya atarsın ama mercan da gelir, gopez de. Ama çipura takımına da kalkıp akya gelmez, tut ki geldi, o takımla o balığı alamazsın, çat diye gider takım
Senin soruna dönecek olursak: Hiç Akdeniz’de avlanmadığım için (Namık'ın alacağı olsun, bir kez çağırmadı ) yanılıyor olabilirim, bilen arkadaşlar beni düzeltsinler lütfen, ancak raporlarda okuduğum ve arkadaşlarımızdan duyduğum kadarıyla her ne kadar canlı yem denilse de, yemlik alamaya çıkılan gün ile kuzu, akya, lambuka gibi hedef balıklara çıkılan av, genelde bir gün arayla falan yapılıyor. Yani ilk gün yem tutuluyor, ertesi gün de hedef balığın peşine düşülüyor. Hal böyle olunca da limit aşma gibi bir durum pek söz konusu olmuyor.
Ama sen, "tut ki ikisi de aynı gün yapılıyor, o zaman ne olacak?" dersen kişisel düşüncem iki orkinos ile akya peşine düşmenin ekosisteme zarar vermeyeceği yönünde olacaktır. Tabii ben bunları yazınca "orkinos ile akyaya izin var, 50 canlı yem ile 8 kilo levreğe de izin olur" diye düşünen art niyetli arkadaşlar çıkabilir. Onları, bu düşünceleri ile birlikte, önce jandarma ya da sahil güvenliğe, sonra vicdanlarına ve en son da Allaha havale ediyorum...
Ben konu hakkındaki görüşümü bugün bildirdim, ama biraz ağır bir yorumdu ve moderasyon ekibinden arkadaşlar haklı olarak bir kısmını sildiler. Şimdi tekrar başa dönmeyelim, kurallara uyulmaması durumu vukuu bulduğunda ben kontrolü biraz kaybediyorum. En fazla 30 balık 12cm. boy. bundan gayrısını yapan, , benim; şerefli olmayan , amatörde olmayan balıkçılar diye isimlendirdiğim sınıfa girer.
Hırpalarsan ölür. Bundan kastım, Kan, revan içinde balığı parçalarcasına iğneyi saplarsan ölür. Kısa sürede işlemleri doğru yapıp balığı fazla su dışında tutmadan suya atmalısın yoksa yine ölür. İğneyi saplarken, kemiğine denk gelirse ölür. Balık suyun içinde yüzemezse ölür. 12cm den ufak balıkları sadece çene altından veya dudaktan saplanması daha uygun, aksi takdirde balık ölebiliyor. 12cm den yukarı balıklarda sırtından sapladıktan sonra, bedenin kalanını kuyruğa kazık bağı yapıyorsun, böylece hem balık rahat yüzebiliyor hemde takımı atarken balık hırpalanmadan suya düşüyor.
genelde böyle bir tartışma olmaz ihaleden bir kasa sübye alır kuzuya öyle çıkarız ünkü dediğin gibi 2 gün üst üste bu seferi yapacak mali gücümüz yok. ama avlağa giderken sırtıda palamut ararız bulursak 1-2 canlı yem yapar sırtı çekeriz. biri dudağında biri kuyruk altında 2 tane 9/0 - 11/0 iğneyle çekeriz. çoklukla balon daha ilk dakikalarda o balıkalrı parçalar. nadiren kuzuyla buluşur o balıklar. %99 oranda sırtılarda ihaleden aldığımız sübye olmazsa kalamar olur. Burada lambukalar çok küçük olduğundan genelde lambuka avına çıkmayız. rapala çekerken gelirse ve boyunu beğenirsek 1-2 tur döneriz üstüne yoksa özellikle lambuka avı yapmayız. (ama 300 gr lambukayı kırıp geçirenlerde var elbette)