istanbul kıyı raporlarında muhabbete girdi olay. ben buradan bir konu açmış olayım. muhtelif avlaklardaki "uzman, müdavim" / "acemi, konuk" yada "nahoş davranışlar" muhabbetini buradan devam edebiliriz.
güzel başlık....hararetli atışmaların olacağı kesin ilk soruyu ben sorayım..diyelimki hiç bilmediğiniz bi yere balığa gittiniz.etraf dolu bir sürü avlanlar var.ne yaparsınız.hemen yanınızda getirdiğiniz takımı acıp kurşunu bağlayıp sallarmısınız.
güzel. ben takımı açıp sallamadan önce her zaman avlaktaki mevcudu izlerim. yakın mı. uzak mı atılıyor. ince takım mı kalın mı. akıntı, rüzgar, tabi ki avlanılan balığın türü vb. ama bunlar işi az çok bilenin bakacağı ayrıntılar. herkes ilk kere acemidir. bunu unutmayalım. yani örneğin ortalama 150 gr atılan bir avlağa semt oltacısının dolduruşrna getirlmiş 15/10 t akımla her türlü balığı alırsın diye gaza getirşlmiş bir kişi ne yapsın. bunu düşünmek lazım.
işte o kişi dolduruşa gelmeden önce etrafına bakmalı.kim nasıl takım atıyor kac gram kurşun kullanıyor gibi.
iyi de herkesin bir ilki vardır/olmuştur. yani örneğin delikanlı oğlunun "baba biz de balığa gidelim" ısrarıyla iki kamış alıp, duyumlara göre akıntitı burnuna veya şemsipaşaya giden birisini ne dikkatsizlik ne de acemilikle suçlayabilirsininiz. ne de o kişinin gittiği yerdeki ondan rahatsız olan müdavime lae edebilirsiniz. hadi bakalım çozün cözebilirseniz
aslında biraz dikkat meselesi bu kıyıda herkesin olta atmaya hakkı var evet ama heryerin belirli kaideleri vardır azcık izlerseniz bunu görmemeniz imkansızdır örnek arnavutköy akıntı burnu akıntının sert olduğu zamanlarda nehir gibi döndürerek akan bir boğaz burnu sarıyer tarafından beşiktaşa doğru çok sert akıntı var fenerin sağ tarafından sıkı bir atış yaparsanız kanal denilen bölgeyi yakalamanız mümkündür buda sizin dibi bulana kadar kayıkların yanına kadar yaklaşık 100 m yürümeniz demektir. gözünüzü misinanızdan ayıramazsınız kimin üstündesiniz kimin altında kotrol etmelisiniz sizden daha uzağa atmış kişi sisin üzerinizdedir daha uzağa gidecektir yakına atansa dibi daha çabuk bulacakdır onun üstünden geçip gitmelisiniz dibi buldunuz balığıda yakaladınız aldımı sizi ters dip akıntısı hayda yukarı yürü balığını araba taktırmadan çıkart yukarıya aslında müdavimleri delirtenler kızdıranlar çok bilmiş tipler genelde anlatır müdavimler atışı yukardan yapın bizle beraber yürüyün diye ama vardır çıkar bir çıbanbaşı geçen tam ortaya atışınıda ordan yapar ordanda çekmeye çalışır işte kıyamet o zaman kopar
Şu son yazışmalardan sonra İstanbuldan o kadar korktum ki anlatamam.Zaten rahatlıkla dolaştığım bir şehir değildi.Ama avlaklardaki rajonlar, av teknikleri gerçekten buralarda alışık olduğum şeyler değil.Gerçi her horoz kendi çöplüğünde öter hesabı Bursa da ben nasıl rahatsam arkadaşlarda İstanbul'a alışmışlar. İLk avlağa geldiğimde en az bir yarım saat izlerim.Sonra takımları açarım.
Fabrikası ilk Lineaffeleri bize yollamıştı(11 adet)Sevgili Abdullah Şen kardeşimle ilk günlerde sırf kurşun takarak denemeler yaptık ve ulaştığımız mesafeler göz kamaştırıcıydı. Sonradan ilk avı Arnavutköyde yaptım.Kalabalıktı millet kraca almaktaydı.Tabii her zamanki gibi önceleri inceledim.Kim ne kadar atıyor acemimi,ustamı belledim. Sonradan akıntının tam döndüğü yerinötesine indiriverdim baştan.Kamış zaten 4,46 cm sağ elime aldım milletin kamışlarının üzerinden,kimisinin hop baba ne yapıyorsun demelerine kulak asmadan,teker,teker geçtim,akıntıyla kamış hizama gelirkende arada balığı yokladım. Full iri istavrit dolu çaparimi herkesin şaşkınlığında dışarı aldım. Bu iş üstt,üste birkaç sefer oldu. Sonrasımı çoğu beni taklit etmeye kalktı ve ortalık arap saçına döndü. Benmi sonunda pes ettim,alayına söğdüm hep üstümde 4,5 kişi dolu çaparim ama pes ettim.Bukadar acemilerin toplandığı bir yer görmedim diye bağırdım.Diklenenlere diklendim.Aptullah koluma girdi hadi ağabey sopa yiyeceğiz,uzaklaştık.Bir dahada oraya gitmedim Sevgiler .
Ben de kalabalık ve keşmekeş'den pek hoşlanmadığım için Boğaz kıylarını pek tercih etmem. Bazen hafta içi izinli olduğum zamanlarda Üsküdar kuşkonmaz camisinin oraya giderim. Benim için balık tutmak ikinci plandadır hep. Deniz kıyısında genellikle şamandıralı veya dip yemli takımımı atıp, arada oltayı, arada martıları ve denizi izleyerek vakit geçiririm. Gelen 1-2 lapin de oltama hareket katıp tekrar denize dönerler. En aktif olduğum aylar Nisan-Eylül arasıdır. Çünkü bu aylar arasında balık başlar buralarda. Genellikle akıntısı olamayan, Kartal ile Caddebostan arasını tercih ederim balık için.
O kadar tartışmalar bağırış çağırış oluyor ama ben henüz bir yumruklaşma görmedim Heralde milletin aklı balıkta onduğundan fazla uzatmıyorlar. Ben haftasonu balıkçısı olduğumdam mecburen kalabalığın arasına giriyorum. Çok sabırlı ve sakin bir yapım vardır. Fakat geçen haftasonu beni bile çileden çıkardılar. Adama akıntı var attıktan sonra yürüyün misinanızı takip edin, millet üstüne atar uğraşırsınız diye anlatmama rağmen, paşamın kendisi burada, takımı 100 metre sağda... 4 kişi çapariz olduk, sudan takımlar örgü yumağı gibi çıktı. Böyle durumlarda hiç uğraşmam direk keserim. Bir tek kurşunumu alırım. Sonra işin yoksa yeni takım yap. Yakında, kıyıya kadar çektiğim misinaları da kesmeye başlayacağım. Biraz da onlar uğraşsın
o kadar da korkmayın. sonuçta gidip oltanızı her yerden sallayabilirsiniz. ben sadece bir kaç günlüğüne gelip belki özel bir zamanınızı bu işe ayıracağınızı düşündüğüm için, daha rahat stressiz bir yerde olta sallamanız daha keyifli olur diye düşündüm. İstanbul'u "kırk yılda bir geldik, onu da bilmemkim zehir etti" izlenimiyle terketmeyisiniz diye, sizin yerine biz biraz ihtimamlı davrandık. hepsi bu. nerede avlanırsanız avlanın, balığınız ve keyfiniz bol olsun.
Konu müdavimler olunca, onları eleştiren yazılar yazmıştım "Kıyı Raporları" bölümünde, haklısınız tabiiki acemilerde dikkat edecek, efelenmeyecek, yol yordam öğrenip kimsenin keyfine keder vermiyecek. Şununda arkasındayım; acemi diye de bağırıp çağırıp kimseninin kimseyi aşağılamaya hakkı yoktur, herkesin her konuda az veya çok bir acemilik dönemi varrdır. Laf anlamayanlar için bir şey yapılamaz onlara rehabilitasyon gerekir ama hevesli ve öğrenemeye açık kişilere de mera hakkında genel bilgi, nasıl takım ve kurşun kullanması gerektiği, meradaki hareket şekli ile ilgili bilgi verilmeli, gerekirse daha da heveslendirmek adına takım hediye edilmelidir. Kendimden de bilirim çoğu insan yeni gittiği biryerde birşey sormaya çekinebilir o insanın acemi olduğunu gördüğümüzde sokak jargonu tadında konuşup hop hop şöyle böyle demek yerine üsluplu bir şekilde yaklaşıp hatalarının neler olduğunu anlattığımızda doğru yolu bulacağını sanıyorum. Tekrar altını çizmek istediğim en önemli nokta laftan anlaması ve onunda iyi niyetli olması. Sonuçta acemisi, ustası birbirine saygılı olduğu sürece ortada çözülmeyecek sorun yoktur. Sahil şeridi kamu malıdır ve kimse kimseyi sen acemisin diye kovmaya hakkı yoktur, yer ayırmaya, rezerve etmeye hiç hakkı yoktur, sonra çok nahoş olaylar yaşanabilir ki ben şahsen böylesi olaylar yaşamak istemiyorum.
Sırf bu olası problemler yüzünden ben boğaza gitmiyorum 3 kuruşluk stres atacağız diye, o kadar stresin içine girip olta atamam gibi geliyor.
bir acemi olarak ben anlatayım bölge üsküdar radar kıyıya gittiğimde önce atanları izledim akıntı karaköye doğru kurşun 125-150gr millet yukarıdan beykoz tarafından atıp 50m sonra çekiyor birkaç kişiye sordum en baştan at dediler ve atmaya başladım 2-3 tanede istavrit aldım buraya kadar sorun yok fakat bizim aşağımızda olan ve bizim acemi olduğumuzu bilen sözde insancıklar aşağıdan yukarı doğru çapraz bizim önümüze doğru atmaya başlayıpbizede takılınca 50m aşağıdan ciyaklamaya başladılar ilkin aldırmadık ama bu bir kaç kere devam edince bizde onlara bağırdık ve birbirimizin üstüne yürüdük çevredekiler ayırdı kıyılarımız tüm halka açık balık avla veya avlama özür dileyerek söylüyorum köpekler ve bazı hayvanlar (aslan kurt v.b) bölgelerini idrarlarını dökerek belirlerler ama bu insanlar için geçerli değildir bir bölgede 20 yıl 30 yıl balık tutmanız size o bölgenin sahibi veya tapusunu vermez imtiyaz sahipliğini hiç vermez paylaşmak zorundasınız mecbursunuz ve bu o şehirde herkesin uyması gereken genel bi yaptırım kıyıdan veya galata balık tutan amaörüz diyenler balıkları tutup tutup satıyorlar ve bu bir rant kapısı oluyor dolayısıyla da bizim gibi acemiler bu kıyı mafyacıkları ile acemi usta ilişkisi altında çatışıyormuşuz görüntüsü koca bir yalan ben kuleliyede gidiyorum karaköy iskelesinede amacı amatör balık avlamak olanlarla çaparimiz karışmız o olmuş bu olmuş gülüp geçiyoruz bu amatör ruh ama radardakiler kısmen kulelidekiler ve galatadakiler ise kusura bakmayın ama oraya idrar yaptıklarını sanıyorlar ama aldırmıyorum acıyorum sadece
Arkadaşlar bizde bu işi anamızın karnında öğrenmedik. Ben yaklaşık 3 sene sadece bostancı-kartal arasında avlandım. Orada ne nasıl tulur olta nasıl atılır. Öğrendik sonra zaman zaman boğaza balık tutanları izlemeye gittim. Saatlerce onları izledim onlarla muhabbet ettim. Sonra boğaza gitmeye karar verdim ancak oltam ve makinamın boğaza uygun olmadığını gördüm. Gittim bir sörf kamış ve sörf makina aldım. Çok kalabalık olmayan yerlerde boğazda atmaya başladım 125gr dan 200 gr kadar ağırlıklarla attım. Şimdi boğazın heryerinde her gram ağırlıkla kalabalıkta olsa atıp balık tutuyorum. Anlatmak istediğim bir işi yaparken önce doğru ekipmanların olacak ve sonra yeterli tecrübe. Benim yeni başlayacak arkadaşlara nacizane önerim önce biraz tecrübe kazansınlar. Doğru ekipmanları temin ettikten sonra boğaza gelsinler. Yoksa 3 kuruşluk zevkimiz sinir strese dönüşüyo. Bizim gibi boğazda avlanan arkadaşlarına yeni gelenler ile tecrübelerini paylaşması. Ve biraz sabırlı ve hoş görülü olmamız lazım. Herkese bol balıklı güzel günler
son bir şey daha eklemek istiyorum ustalık tecrübe ile kazanılır ve uzun bir süreçtir bu süreçte sabrı anlayışı öğretmeyi ve en önemlisi paylaşmayı gerktirir benim çok başıma geldi çubukluda kanlıcada kulelide karaköyde yanındaki kişilere olduğu halde 125 gr kurşun vermeyen ne bileyim çaparisi varken vermeyen çok kişi gördüm ve ben çaparide kurşun da fazla fazla olduğu için verdim (ücretsiz)dahası bendeki çapari çok iş yapmışsa yanımdakilerede veriyorum ki onlarda o gün harcadıkları emeğin karşılığını alabilsinler buna kanlıcadaki arkadaşlar şahittir veya karaköydekiler(bu yüzden malzemeciler surat asıyor)sonuç olara balık avlamak bizim için bir iş değil bir spor eğlence ve stresimizi atabileceğimiz bi zaman dilimi bu yüzden de kıyıdaki sözde ustalara aldırmıyorum bu aradagerçekten bilgili dürüst ustalarada her zaman saygı duyduğumu ve biraz aşama kaydedebilmişsem eğer onların sayesinde olduğunuda herzaman dile getirmişimdir onlara birkez daha burdan saygılar ve sevgiler
Emir abi bak işte ozaman yumruklaşma görebilirsin .. Bu balıkcılık işinde Baş kurallardan biri Sabah erkenden Devamlı gittiğin yer varsa oraya gittiğinde Açarsın malzemeni kovana suyunu çekersin tutarsın balığını acemide olsa ustada olsan Ama adam öğlen olmuş daha yeni geliyor Araya sıkışıp atmaya calışıyor ona kimse izin vermez hele birde Her attığında biriyle dolaşıyorsa Balık işine Sabah erkenden gelirsin Akşam Hava kararıken Dönersin baş kural bu Açığa atıp oltayı takip etmek Çok önemlidir yanındakileride takip etmek lazım kim nereye atmış nasıl atmışki oltan karışmasın ...
Abi kimse kimseye malzeme vermek zorunda değil Sen verebilirsin ayrı Ben yada başkası tanımadığım kişiye malzeme vermem Ben emek verip çapari hazırlıyorum başkası tutamıyor diye ona vermem Hep ben yada başkası verse O kişi nasıl çapari yapmayı öğrencek hep hazıra alışırsa çapari vermem ama yapmasını Öğretirim...