Nedir bu yakala bırak işi (sonuç)

Konu, 'Makaleler' kısmında ÇaylakÇıldırlı tarafından paylaşıldı.

  1. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bazı şeyleri kanıksayıp, mutlak doğrular gibi varsaydıktan sonra, çoğu zaman ettiğiniz lafın nereye gittiğini farketmez olursunuz. Burada yaşanan şeyde bu. Bir takım arkadaşlar, kendi doğrularını uydurmuşlar: balığı tutar ve yersen, olay biter, sütten çıkmış akkaşık kadar temiz olursun. Hay hay, bize bir ziyanı yok, bakıyoruz. Herkesin kendi düşüncesi, kendisini bağlar, tutsun, yesin, limitler vs. dahilinde olduktan sonra, afiyet bal şeker olsun.

    Ama bu arkadaşlar, balığı tutup salmanın bir işkence, bir zulm, bir gaddarlık vs. olduğunu, dolayısıyla bunu yapanın zalim, gaddar vs. vs. olduğunu ima ediyor, hatta bunu doğrudan söylüyorsa, o zaman olay ne olur?

    Şöyle böyle bak olaya. Ben shimano'yu sevmeyebilirim. Öyle mi? Evet, zevk meselesi. Benim inancımdır, zevkimdir. Ama ben shimano'nun tu kaka olduğunu düşünüyorum diye, shimano alanlar dangalak, geri zekalı, moron ve şapşaldır deme hakkım olabilir mi?

    Bu vatandaşların yaptıkları bu. Ettikleri laf, burada yakala bırak yapanları nasıl etkiler, kimsenin umrunda değil. Hele birde bu laflarına cehaletle, hiç bir bilimsel mesnedi olmayan şeylerle destek bulmaya çalışmaları, zaten başka bir konu.
     
  2. Nixdorf

    Nixdorf Ayhan

    Mesajlar:
    645
    Şehir:
    Tekirdağ
    Favori Kamış:
    N.S. KN Saltwater 802M, Savage Gear MPP 2,51
    Favori Makine:
    Daiwa Legalis 3000 SH, D.A.M. Quick FZ 30
    Kötü etkilemez Serdar Abi. Herkes fikrini söyleyecek, insanlar diğer taraftan bakınca nasıl görünüyor manzara onu da görecek.
    Kötü etkilemeyeceğine dair sana bir örnek;
    Ben foruma ilk başladığımda raporlardaki limit altı balıklar eleştirilirdi. Geçen yıl 35-40 cm.lik levreklere "tebrikler, ama bıraksan da olurdu..." denmeye başladı. Son iki aydaki salıverme videolarının sayısı geçmiş yıllara oranla ne kadar arttı sen de farkındasındır... Pozitif bir değişim var çoğumuzda.
    Beni asıl sevindiren, 16-17 yaşındaki kardeşlerimiz de sadece tuttuğu balık sayısına bakmıyor artık, fazlasını yapıyor. Bu kardeşlerimiz yakala bırak mantığını sadece seni (yada bir başkasını) dinleyerek benimsemesin, karşıt düşünceyi de dinlesin, ondan sonra kendine uygun olan fikri benimsesin ;)
    Bu arada yazılarını okurken aklıma ne geldi;
    Sen ve senin gibi balıkçılık konusunda tecrübeli abilerimiz/kardeşlerimizden bir yada birkaçı dese ki "kardeşim şu gün şu saatte bilmem ne cafe/kahvede balıkseverlerle buluşup sohbet edeceğiz, tecrübelerimizi paylaşacağız. Ne kadar güzel bir organizasyon olur düşünsene bir... ;)
    Şahsen, böyle bir etkinlik yapsanız (h.sonu olursa) üşenmem, Tekirdağ'dan çıkar gelirim ben.
    (Ben yapayım diyecem de, elimdeki ne ki kimle paylaşayım... ) Anlatan olacak kadar tecrübem yok ama kesinlikle iyi bir dinleyen ve katılımcı olurdum...
     
  3. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Hah, işte bizde, bizim tarafımızdan nasıl göründüğünü söylüyoruz.... Aldığımız cevap: bir taraflardan sallama...

    Bizde diyoruz ki, bak bu cevap, senin bu konuda cahil olduğunu gösteriyor, git öğren bunu.

    Aldığımız cevap: Amanda bize hakaret ediyon da, sen şöylesinde, böylesinde...

    Eh, biz bizim tarafımızdan adamın yaklaşımının nasıl göründüğünü açık yürekle söylüyoruz. Daha ne yapalım ki?

    Elbette itiraz hakkı bakidir. Adam der, bak ben bu mevzuda şu şu kitapları devirdim, bu bu makaleleri okudum, şu kadar okula gittim, bu kadar taban teptim, cehalet iddianı kabul edemem... Ama nerde, yok. Ve zaten bu da cahilin birinci emaresidir, cevap vermez, hakaret ediyo falan diye adam karalamaya çalışır.

    Olay ortada. Konu böyle üç beş aylak adamın tartıştığı bir konudan ibaret değil. Üzerine bir sürü araştırma yapılmış, bir sürü akamedisyen vs. konu ile ilgili tespitlerde bulunmuş. Çıkan sonucun özeti: insandaki avcılık güdüsü, tatmin edilmesi gereken bir dürtü olarak oradadır. Olay bu.
     
  4. Lepistes07

    Lepistes07 Orkun Şanlı

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    79
    Şehir:
    AnTaLyA
    Favori Kamış:
    genelde küçük bi kasnağa sarılı 15'lik misina :)
    Neden pazardan balık almak yerine bizzat avlamayı seçeriz ? Pazardan balık alanların çoğu eğer avlanmayı bilse inanın onlarda avlanır.

    Avlamak; karşı tarafı tuzağa düşürmek, aklının üstünlüğü ve hakimiyetini ispatlamak demektir.

    Bilirizki avcı galip, av mağluptur. Avcı, artık isterse avını yer, isterse başkasına hediye eder, isterse azat eder. Üç seçenekte de avcı muzafferdir.

    Neden bazı insanlar hiç yemedikleri halde gidip aslan, gergedan vs avlarlar ?

    Çünkü bu güçlü hayvanlardan DAHA güçlü olduğunu hissetmek ve hissettirmek isterler.

    Onların kafasını kesip evin en tumturaklı köşesine asarlar.

    Ayrıca tuttuğu trofe balıkların kafasını kesip kurutan çok balıkçı gördüm.

    Herşeyimiz böyle vahşi mi? Hiç mi içimizde merhamet ve aklıselim yok derseniz elbette var, ihtiyaçtan fazla balık tutmamak, başımızda jandarma olsun olmasın tebliğe uymak, avın şansını sıfıra indiren avlanma yöntemlerinden kaçınmak ve ihtiyaç fazlası balıkları salmak da nefsimizi dizginlediğimiz anlara örnektir.

    Sonuçta diğer canlılarla beslenen bir canlı olarak vicdan edebiyatı yapmak gerçekçi değildir, kof bir romantizmdir.

    Ayrıca insan balığa gösterdiği merhametin çeyreğini eğer başta çevresindekiler olmak üzere insanlara da gösteremiyorsa bu tutarsızlık sayılır.

    NOT: Şahsi görüşlerimdir, zamanla değişebilir...
     
  5. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    64
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))
    Benim 1998 yılında okuduğum, bu gün de avcılık üzerine her takıldığımda dönüp, dönüp bir daha okuduğum, en az 20 arkadaşımın da okumasını sağladığım, avcı Tarık olarak kendimi sorguladığımda anlam veremediğim bir çok olguya anlam katan, anlamamı sağlayan bir eserden bahsedeceğim.

    Kitabın adı AVCILIK ÜSTÜNE.

    İspanyol düşünür Ortega Y Gasset'in ava çıkmak, avlamak, av olmak, kavramlarına derinlemesine bakışını aktaran, Derin TÜRKÖMER ağabeyimin çevirisini yaparak bizlere kazandırdığı bence müthiş bir kitap.

    Konu kara avcılığı. Ancak av avdır. Malum bahsettiğimiz anlamda avda can alma, can yakma illa ki vardır.

    Madem herkes istediği gibi ve uzuuuun uzun yazıyor, ben de Derin bu kitaba ağabeyin yazdığı önsözü sizlerle paylaşacağım.

    Sonra da Yapı Kredi yayınlarından olan 102 sayfalık bu kitabı mutlaka edinin ve okuyabildiğiniz kadar okuyun diyeceğim.

    BKZ: http://www.ykykultur.com.tr/kitap/avcilik-ustune


    Çevirenin Önsözü

    Avcılık yaşamım kırk beş yılı aştı. Dağlarda, ormanlarda, omuzumda silah bu tutkuyla dolaşıp durdum. Ancak zamanla aklımda oluşan birtakım düşünceler beni, neyin peşinde niçin gittiğimi sorgulamaya itti.
    Avlanmayı, av ile avcının Doğa’da birbirleriyle buluştukları kısacık bir an olarak açıklamaya çalışırsak, bu buluşmada saklı olan ve hiç çözemediğim bir gizem beni her zaman düşündürmüştür. Doğa-av-avcı üçgenini oluşturan bu birliktelik binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu üçgenin köklerine inme gereksinimini hep duymaktaydım.

    Avlanmanın gerektirdiği güç koşullara karşın benim gibi birçok avcıyı da kuşkusuz sımsıkı saran bir haz duygusunun gerçeği ortadadır. Bunun nedeninin, Doğa’nın bir diğer yaratığına ölüm getirmek olmadığını biliyordum. Onun çok daha ötesinde ve yalnızca avla buluştuğum anla sınırlı kalmayan, tam aksine boyutları o anın öncesine ve de sonrasına uzanan bir mutluluk hissiydi bu. Ancak ne biçim bir mutluluk? Yaklaşan bir yabandomuzunun ya da geyiğin ezdiği yaprakların hışırtısı ya da ormanın derinliğinden yankılanan kopoy havlamaları büyüleyici bir etki yaratıyordu iç dünyamda.
    Bu etkinin ne olduğunu kendime soruyordum. Doğada bambaşka bir insana dönüştüğümün farkındaydım. Günlük yaşamın gerilimleri, avlanırken yok olup gidiyordu bulutların ardına. Avcılık denen şey ne biçim bir uğraştı aslında?

    Sonra bir yerde José Ortega y Gasset’ten küçük bir alıntı okudum. Ünlü düşünür diyordu ki:
    “Eğer Doğa’ya geri dönme mutluluğunu tüm yoğunluğu ve saflığıyla tatmak istiyorsak, orada barınan vahşi yaratığın yoldaşı olmalı, onun düzeyine inmeli, ona benzemeye çalışmalı ve onun peşinden gitmeliyiz. Avcılık işte bu gizemli törenin adıdır. İnsan avlanırken havanın tenini okşayıp geçmesinden ya da ciğerlerine dolmasından bambaşka bir haz duyar. Kayalar daha zengin bir anlatım, bitkiler türlü değişik anlamlar taşır. Bunların tüm nedeniyse iz peşinde ya da pusudaki avcının, açık seçik ortada ya da gizlenmiş ya da hiç görünmeyen avına ayağını bastığı toprak aracılığıyla bağlı olduğunu hissetmesidir. Avcı olmayan okuyucu özellikle bu son satırlar için yalnızca süslü sözler ya da düpedüz demagoji diyebilir. Ama avcı olan bilir bunu. Bilir ki avdayken tüm olayı avcıyla avı arasındaki bu büyülü eksen oluşturur.”

    Yıllar sonra yukarıdaki satırların yazılı olduğu kitabın Meditations on Hunting adı altında yayımlanmış İngilizce çevirisini buldum. Onu okudum düşündüm, okudum yorumladım ve giderek aklımdaki soruları örten sisin yavaş yavaş dağılmakta olduğunu hissettim. Düşünürün giriştiği bu incelemeyle Doğa –insan ilişkisine getirdiği yorumlar sporcu-avcının ilgi alanı dışına taşarak temelde insanın iç içe yaşadığı çağdaş açmazları ele alıyordu. Ve bu eseri dilimize çevirmeye karar verdim, yalnızca avcılar için değil, Doğa’yı yüreğinde coşkuyla yaşayan herkes için.

    Ortega’ya göre yaşam en temel ve karmaşık gerçektir. Diğer canlıların aksine içgüdüsel davranış biçimini hemen hemen yitirmiş bir yaratık olan insana yaşam boş olarak verilmiştir. Varolduğunun bilincine eriştiğinde kendini bu ürkütücü olgunun içinde bulur. Yaşamını, içgüdüleriyle yaşayan hayvanın aksine kendisi, kendi uğraşları, seçim ve davranışlarıyla doldurmak zorundadır. Bunlar, tabii ki, pek çok gerekliliği ve sorumluluğu da beraberinde getirip onun omuzlarına yüklemiştir. İnsanoğlu böylece yapmaya zorunlu olduğu işlerin ağır baskısı altında ezilirken bunlardan kaçışın, varoluşuna bir anlam vermenin, kendi içinde mutlu bir yaşam biçiminin sürekli olarak özlemini duyar.

    Avcılıkla ilgili düşüncelerini bu temel olgudan yola çıkarak yönlendiren Ortega, insanoğlunun tarih yapmaya başladıktan sonra içinden çıkıp geldiği Doğa’dan giderek uzaklaştığına dikkat çekmektedir. Ona göre tarih Doğa’nın temel düzenine karşı yapılmıştır. Ve tarihin o huzursuz, karmaşık yapısı içinde sıkışıp kalmış insan, mutluluğu çoğunlukla yine Doğa’ya, aslında hiç de yabancısı olmadığı bu ortama, geçici de olsa dönmekte bulur.

    İşte Ortega binlerce yıl öteden gelerek bugünkü yapısına ulaşan insanla avcılık arasındaki gizemli ilişkiyi değişik açılardan irdeleyerek avlanmakla mutluluğu birleştiren köprüleri bu kitabın sayfalarında kurmaya çalışmıştır.

    .......
    .................

    Derin Türkömer


    NOT:
    Aman ha, bana kara avı ile balık avının farkından bahsetmeyin. Farkın ne olduğunu bilecek kadar kara avcılığı tecrübem de var. :)

    Tek ricam, bilmiyorsak, tek çare öğrenmek olduğuna göre lütfen okuyalım.
    Tabii ki öğrenmek amacındaysak. :rolleyes:

    RASTGELSİN.
     
  6. ÇaylakÇıldırlı

    ÇaylakÇıldırlı kubilay

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    8
    Şehir:
    istanbul
    En İyi Avı:
    1,5 kg Sazan
    Herkese merhaba iyi akşamlar.
    Aslında Bu yazıyı yazıp yazmamak arasında kararsız kaldım.
    Bu cevap yazısını yazmamalıydım çünkü konu git gide gerginleşmekte , asıl amacında sapmakta ve karşılıklı ithamlaşmalar atışmalar haline döndüğünden konuyu daha fazla uzatmamalıyım diye düşündüm.
    Bu yazıyı yazmalıydım çünkü bu konu başlığı altında paralel yada karşıt görüşlü son derece güzel yorumlar yazan arkadaşlara bir teşekkür etmeden ayrılmak olmaz , hem kaçmak yada ortamı gerip gitmek gibi manalar da çıkarılacaktı.

    Bugün sabah 6 dan gece bu saate kadar işim gereği Ankaraya gittim 9 saat direksiyon salladım.
    Eve 1 saat önce geldim yemek yedim ve hemen pc başına geçtim.
    Söylermisiniz bana bir insanın kimseye muhtaç olmadan ekmeğinin peşinde işinin başında 40 derece sıcaklıkta çalışıyor olmasında ve bundan dolayı nete girememsinden her yazılana anında cevap verememesinden tabi ne olabilir.
    Benim ortamı germek insanları bir birine düşürmek , art niyetli bir düşünce içinde olmak, birilerini hor görmek ,bilgiçlik taslamak vb form ve nezaket kurallarını aykırı bir fikrim amacım olduysa ,burda yazılan yada yazılmayan hatta aklınızdan geçen her türlü kötü sözün hakaretin birebir karşılığıyım ve peşinen kabulleniyorum.Yok eyer benim samimi bir masum eleştiriden ve samimi fikirlerinizi merak etmekten başka samimi bir rahatsızlık ve öğrenme isteğinden başka bir amacım yoksa bana bu ağır yakıştırmayı yaptığın için sen kardeşim , bu kardeşinden özür dilemeye gururun elverecekmi.

    Şu hakaret meselesi;
    Bu site amatör balıkçılık sitesi sizlerde bu sitede oldğunuza göre denize doğaya gönül vermiş insanlarsınız.Ben ısrarlar hakaret kötü söz dik agresif konuşmalar yapmayın derken şahsıma fikirlerime yada başka bir arkadaşın fikirlerine olan hakaret kadar bu platforma siz doğa insanlarına çirkin lafları yakıştırmadığım için yapmayın diyorum.
    Biliniz ki bende toplumsal olaylardaki hassasiyetim sebebiyle uzun yıllar çok hakaret ettim birilerini ağız dolusu küfürler ettiğim oldu .Bu konuda lügatımda iyidir.Ancak hiçbir işe yaramadı hatta başım bir iki kez derde girdi benim karım da bu oldu. Hiç birşeyi değiştiremedim barınaklardaki köpeklere zulüm yapanlarada hakaret ettim yol işaretlerini sökenlerede ama bir şey değişmedi.
    Çokmu hakaret edesin var,trolcülere et, denize çapari artıklarını atanlara et, kasalarca istavriti denize dökene, denize kirletene et bende yanında edeyim.
    Ama yok yok kardeşim (belkide yaşın benden büyük abi demeliyim) onlarada etme çünkü bir şey öğretmek istiyorsan bir sonuç almak istiyorsan güzel sözle bilinçlendirerek yapabilirsin ancak bunu.
    Bak güzel kardeşim denize çapari parçası atarsan böyle olur diyerek başlayan bir cümle ile başarırsın bunu.Mesala Ayhan arkadaşımın lüfer örneğinini bana, bak kardeşim şöye şöyle dir demesi onunla temelde farklı görüşte olsakta bana yakala bırak ı konusunda biraz daha sempati kazandırdı.
    Senin yazında ise sert nahoş uslup ile yazını kendimi zorlayarak okuyorum.Sen ki okyanuslarda avlanmış bir ustadsın bense çaylak avatarlı acemi bir balıkçı.Senin daha olgun mütevazi olman gerekmiyor daha tahammül eden öğreten..
    Ama şunuda peşinen söyleyeyim ben ilk yazımdan son yazıma kadar yanlış ve hezeyan içinde olabilirim ama canını sıkma bu kardeşin hatasını farkederse senden de hatasını farkettiğinde özür diler belki oturduğun/çalıştığın yere gelir bir çayını içer özrünü diler ve çıkar egolarım sağlamdır benim merak etme.

    Her yazımın sonunda özellikle Ayhana cevabında “yakala bırakçılara hak verdiğim yanlar oluyor” , “ çok ağır yada ağır eleştiri yapmadım öyle bir intiba olduysa affola “ dememe rağmen böyle agresif ithamlar cahillikle suçlanmalar karşısında inanın şaşkınım.
    Bir cevap vermek her yazılana lafı yapıştırmak “ uff nasıl ağzının payını verdim” türünden yaklaşımlar marifet değil böyle bir amacım bir ego savaşım yok varsa yine söylüyorum içinizden geçen her hakareti kabulleniyorum.
    Daha birçok şey yazacaktım ama fazla konuyu uzatmak ta istemiyorum
    Çünkü ben aslen Teşekkür edecektim
    Teşekkürler Ayhan (nixdorf) çok olumlu bilgilendirici yapıcı yazılar yazdın, nette yokken gıyabımda hakkımı müdafa ettin.yıkala bırak hususunda bir iki mesaj daha yazsan beni ikna edecektin keşke her karşıt fikirlim senin gibi olsa teşekkürler.

    Tarık abi Teşekkür ederim, bugün ankaradaydım yenimahallede,o ne sıcak öyle..
    Verdiğin kitap”avcılık üstüne” önerin ve o kitaptaki alıntı bi harikaydı , en kısa sürede alıp okuyacağım şu an Ali pasinerin olta ve balık ı okuyorum.
    Hemşerim korkut ağa , ferdi (istanbul), sessiz denizci mustafa beni yalnız hissettirmediğiniz için teşekkürler.
    Volkan izmir, eleştirilerime yaptğın eleştirilerin başımın gözümün üstüne seninkide karşıt görüş sonuçta saygı duyarım, ama keşke bence sen busun böylesin kendince şunu yapmış gibi ithamlar yapmasaydın.Asıl bana dokunan “senin bu yazıdan belki haberin bile olmayacak” demendi.
    Öyle şeymi olur ben bir konu atıysam herkesin yazısını okurum okumamak saygısızlık olur, demezlermi adama len yazı yazıyosun cevapları okumuyosun.Eleştirin için teşekkürler.
    Bursa dan Hamit sanada ayrıca verdiğin destek için teşekkürler.

    Son kelamlarım;
    Bir soru sordum ufak bir eleştiri yaptım böylesine gergin bir ortam olacağını hiç tahmin etmedim.
    Birdaha kolay kolay bir konu başlığı açmayacağım gibi belki forum sitesine bile girmem uzun süre.
    Bu yazımdan sonra kimseye cevap vermeyeceğim, çünkü cevap verdikçe konu uzayacak.
    2 ricam var
    1.si yazımdan sonra lütfen sizde peşi sıra gergin yazılar yazıp konuyu uzatmayın, hiç yorum yazmayanlar elbette yazsınlar
    2.si mertparlak arkadaşımın “bu yazıyı okumadan balık yemeğin “ diye bir konu başlığı var, şahsi kanaatim benim açtığımdan daha önemli ve akut bir sorun o yazıyı mulaka okuyup yorum yazın.çünkü yazıda geçenler tamamen gerçekse ve önlem alınmazsa 10 sene sonra zor bela tuttuğumuz bir lüferi bırakın bırakmaya yemeğe bile kıymayacak balmumuna döküp evimize çerçeve olarak asıcaz.

    Selam ve saygılarımla
    kubilay
     
  7. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Öncelikle bu olumlu, olgun tavrından ötürü seni kutlarım Kubilay.
    Aslında forumda gezinince bu konunun çok ta sertleşmediğini anlarsın. :D:D:D

    Bir şeyi düzeltmek istiyorum, beni yanlış anlamışsın.
    Ben, “senin bu yazıdan belki haberin bile olmayacak” bu cümleyi kurarken senin bu konuyu açma sebebinin, kendini rahatlatmak olduğunun bile farkında değilsindir demek istemiştim.

    Belki de ben yeterince ifade edememişimdir.
    Demek istediğim sen bir fikir sahibisin ve bu fikrini ilan ederek kafandaki seni rahatsız eden sorulardan kurtulmak istiyorsun ve bunun belkide farkında bile değilsin di demek istediğim. Oruçlu olunca tam kafayı toplayamıyorum idare et, kırdıysam kusura bakma, özür dilerim. Asla seni üzmek istemedim. :eek: Sen bu konuyu açarak birçok kişinin görüşlerini yazmasını sağlayarak katkı yaptın bana göre.

    Dikkatimizi çektiğin diğer başlığı çok önceden sanırım başka bir forumda okumuş, çok gerilmiştim. Yazsam yine aynı gerilecektim ve değişen pek bir şey olmayacaktı. Gerçekten çok üzücü tespitler var o başlıkta. cyrr

    Hakkını helal et, rastgelsin Kubilay. :)
     
  8. cbrcbr

    cbrcbr Hamit

    Yaş:
    41
    Mesajlar:
    39
    Şehir:
    Bursa
    Favori Kamış:
    Piyasa
    Favori Makine:
    Piyasa
    En İyi Avı:
    Vatos 3 kg
    yüreğine sağlık
    eleştiri , tartışma , paylaşım böyle yapılır......:clap2:
     
  9. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Şimdi bir ton şey yazabilirim, uzatıp sakız edebilirim, ama hiç hacet yok. Şu noktaya öncelikle değinmek istiyorum: "Senin daha olgun mütevazi olman gerekmiyor daha tahammül eden öğreten.."

    Emin ol ki onları yazarken olası en olgun ve mütevazi halimizle yazıyoruz. Normalde o mevzuda benim "Lan bilmem neyin ne ettiğinin evladı, senin o ....... ....im, sonra böyle ......" diyerek dalmam lazımdı. Zira ortada bir hakaret varsa, onu ben değil, siz (sen yada herkimse o) yaptınız.

    Ama aynen olgun davranalım dedik. Bu arkadaşlar bunu cehaletten yapıyor dedik. Yol gösterelim dedik. Size yapılacak en büyük büyüklüğü gösterdik, cahil olduğunuzu size gösterdik.

    Elbette, sizde "amanda hakaret ediyooo" falan. Beklenen bir sonuç, ilk kez olmuyor hihi

    MEsele şu kadar basit. Cahil misiniz, değil misiniz? En azından o tartışılan mevzuda. Hepsi bundan ibaret. Cahilseniz, ben haklıyım. Değilseniz, ben aşşağılık rezil şerefsiz ve dangalğın biriyim. Hangisi?

    Yapılacak şey gayet basit, konu hakkında cahil olmadığınızı koyun ortaya, olsun bitsin. Yok koyamıyorsanız, yani cahilseniz, ben size bunu hatırlatınca niye "amanda hakaret ediyovvv" diye ortalığı karıştırıp olayı katakülleye getirmeye çalışıyorsunuz?
     
  10. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    64
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))
    Yeter be Serdar.
    Yeter.
    Bokunu çıkardın yahu.
    Yazacağını yazdın. Haklı ya da değilsin.
    Ama YETEEER.
     
  11. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    64
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))

    Bana da uzuuun uzun cevap yazmana gerek yok Serdar.
    Ama sen yazacaksın sanırım. :)

    Adam gerekirse özür de dilerim deyip, bağlamışken daha nedir kardeşim?

    Eğer tek amaç doğru olanı vurgulamak, yanlış bilgiyi yok etmekse ne gerekiyorsa yapıldı da kişilerle uğraşmaya ne gerek var?
     
  12. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Yetmez..

    Bu memleket bir tek şeyden çekiyor: Cehalet.

    Ve birileri cahile, cahil demeyi akletmedikçe, o cahiller kendilerin deha sanmaya devam edecek, uyduracak, çinekop başka türdür, avlamakla balık mı bitermiş falan, filan...
     
  13. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Kim özür dilemiş ki? Bak özel mesajlardan biri: "geri zekali malin tekisin saf koylu", özür dilemesi gereken şahıslardan birinin. İçeriğini hiç bahsetmeyeyim.

    Ne özrü? Karıştırdın hatları sanıyorum.

    Yanlış bilgiyi yok filan da edemedik. Ve bu değil, mesele cehaletle uğraşmak, olaylarla değil.
     
  14. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Serdar abi, diyelim dediğin gibi cehalet, karşı görüş yazanlar da cahil.

    Biz hep beraber cahilsiniz diyince herşey düzelecek mi?
    Aaaaa biz cahilmişik gidip okuyalım, öğrenelim mi diyecekler!!!

    Ben, okumaktan yana bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum. Bir fikirdi, tartışıldı, görüşünü dile getirmek isteyenler getirdi. Önemli olan bunu kalp kırmadan, şuncular, buncular demeden yapmak.

    Elbet herkes okudu geçti ama emin ol, yazılanları sorgulama kafalarda devam edecek, kasketi önüne koyup düşünüyor olmak bile yeterli.

    Senin tarzın taraf yaratmaktan ve inatlaşmaktan başka bi işe yaramayacak, demedi deme, kardeşin olarak nacizane fikrim budur. ;)
     
  15. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Karşı görüş yazanlar, en az iki grup, doğru mu? Birinden biri yanlış biliyor, yada hiç bilmiyor, sallıyor. Belki ben, belki öteki. Acaba hangisi?

    Cahillikle, yanlış bilmek, farklı düşünmek falan başka şeyler. Ben balığı salmayı söylerim, görüştür, sen yemeyi söylersin bir diğer görüştür. Yani fikirlerdir. Ve görüşlerle, fikirlerle cehaletin temelde alakası yoktur. Fikirler, tartışılır, ortaya konur.

    Ama gidip bilimsel olarak ortaya konmuş bir şeyler varsa, bunlar fikir değil, bilgidir. O şeyin varlığı biliniyordur. Eğer bu bilinmiyor, ama bunu temel alarak fikir üretiliyorsa, o zaman bir sorun vardır: Cehalet. Cehalet, fikir üretme sorunu değildir. Cehalet, bilgi sahibi olmama, bilgi sahibi olmadığının da farkında olmama demektir.

    Burada çıkan hırlaşma da bu minvalden gelmektedir. Olayın temelinde yatan bilimsel olarak ortaya konmuş olguları bilmeden, bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmaya çıkılmasıdır. Ve bu fikirlerde, daha kötüsü birilerini aşağılamakta, hakaret etmektedir. Bazen bu cehaletten doğan fikirler birilerini kesip öldürmeye, hızını alamayıp birde kalbini, ciğerini filan söküp yemeye kadar gider.

    Tarihi geç, yaşadığımız günler bile, bu cehalet denen belanın nasıl bir bela olduğunu gösteriyor zaten.

    İşte bu yüzden, cehalet her görüldüğü yerde, üzerine gidilmesi gereken, insanlığın başındaki en büyük derttir.

    Bu nedenle de, öncelikle yapılması gereken, varsa ortada bir cahil, bu cehaletin varlığını göstermektir. Cehalet ayıp değildir, ama cahil kalmakta ısrar etmek için aynı şeyi söyleyemezsin.
     
  16. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    64
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))

    Serdar,
    Kardeş,

    Ben de bana hakaret edilmesinden, aşağılanmaktan ve hatta ima bile edilmesinden hoşlanmam.

    Ama bunlardan kimse hoşlanmaz ki. :)

    Ayrıca "Karıştırdın hatları sanıyorum." demişsin ama o hatlar sende karıştı.
    Üşenmedim aradım ve buldum.
    O sana ".... ...... ..... tekisin saf koylu" diyen kişi ile gerektiğinde özür dilemeyi, çayını içmeyi taahhüt eden kişiler aynı değiller. :D

    Ezcümle; seni cehalete karşı verdiğin mücadele için kutlar, bu konuya da noktayı koymanı/koymamızı dilerim.

    RASTGELSİN.
     
  17. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Aynen, alakasız kişiler. Ve senin bahsettiğin kişiler noktasında, ben zaten özür dilenecek bir şey filan göremiyorum.
     
  18. kurbagaprens

    kurbagaprens Ergin DEMİROĞLU

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    949
    Şehir:
    Samsun
    Favori Kamış:
    Major Craft Solpara 274 up to 50.gr
    Favori Makine:
    Shimano Stradic C3000HGFK
    En İyi Avı:
    1 cm Lepistes
    hihi hihi

    [​IMG]
    *
    [​IMG]
    *
    [​IMG]
    *
    [​IMG]
     
  19. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
  20. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000