Buyuk oglum Erol (6 yasina girdi girecek) basimin etini yiyor. -Yaz geldi.Baliga gidecektik hani.Soz verdin. -Oglum ne yazi. Bekle biraz... Daha yaz gelmedi.Soz goturecegim. Disarda ki parlak gunesli gunu gosteriyor, pencereye kosarak. -Iste yaz! Hakli cocuk. Yazdan kalma bir gun. Bayagi sicak da.Ancak gun ogleyi devirmis. Oruc kafa.Ramazan ayinin tatli guclukleri sirada. Aslinda isime gelmiyor.Gitsek bile bilemediniz 1-2 saat oyalanacagiz. Fakat artik oglan nerdeyse agliyacak. Yari Ingilizce, yari Turkce bozuk aksaniyla artik isyan ediyor... -Ama ben SIKILDIM! Dayanamiyorum. -Haydi yuru! Mutfaga kosuyoruz. Bir-iki sandovich hazirliyorum ona. Kamisim Cingeneyle, makinam Cengaveri kapiyorum.Erol'a kolayca kullanabilecegi bambu bir kamis hazirliyorum. Gecen 23.Nisan organizasyonu icin kestigim bambulari saklamisdim. O gunden bu yana (TIKLAYINIZ) guzelce kurumuslar.Hafiflemisler. Annemizden izin aldiktan sonra, firliyoruz minibusumuze... Acele etmemiz lazim. Gunes yerinde durmuyor.Hafif hafif bulutlanmaya basladi hava. Erol'da keyif gicir. Gozleri parliyor.Sorular, sorular, sorular... Allahim aklimi kaciracagim... -Ne yakalayacagiz Baba?Kopek baligi gelir mi? Balina? Iste cevap... (Bu size verdigim ) Parori.(Maorice, Yeni Zelanda da bu kullanilir),Blackfish (Avusturalya'da bu isimle de taninir), Luderick(Uluslararasi litaraturde),Girella tricuspidata(Bilimsel litaraturde) [/URL][/IMG] Asya'nin Guneydogu kiyilarindan, Avusturalya'nin da kimi yoreleri dahil, ta Yeni Zelanda kiyilarina kadar yasama ve yayilma alani olan Parori, vegeteryan bir baliktir. Genel olarak lahana yosunu (cabbage weed) denilen bir yosun cesidini yiyerek yasamini surdurur. Buyuk suruler halinde, mangrove denilen, kokleri denizde, bir cesit bitki ve agaclarin bulundugu, estuaries tabir edilen, karaya oldukca sokulmus, sig, dibi camurluk, gel-git cekilince buyuk bir bolumu susuz kalan yerlere girer. Ayni sekilde, buralara benzer durgun su ve camurlu dibi olan bot limanlarinda , iskele altlarinda bayagi fazladir. Cunku buralarda ki iskele babalari ve kaziklarda lahana yosunu yetisir. [/URL][/IMG]Mangrove ormaninin gorunusu Bu baligin balikciligi guclukler icerir. Her seyden evvel Parorinin agzi, boyuna ve kilosuna gore oldukca kucuktur. Bu yuzden 8-10 numara arasi, kisa palali igneler kullanmak zorundayiz. Bu igneleri baglamak icin de bu ignelere dugum tutacak 0.15 mm capini gecmeyecek misina kulanilmali.Problem burada basliyor. Aslinda Parori, maksimum 70cm'i ve 4kg'i bulan bir balik. Yani normal sartlar altinda bu ebatlarda bir balik oyle aman aman zorluyacak bir av degildir. Ancak baligimiza kullanmak zorunda kaldigimiz ignelerin kucuklugu, bu ignelerin bu baligin kabalariyla karsilasmasi esnasinda, egilip, acilma riskini ortaya cikariyor. Zaten Yeni Zelanda da oldukca yaygin olmasina ragmen, Parorinin mesakkatine katlanacak ve daha bir ton kolay hedef varken, bu baligin pesinde kosacak az oldugundan, balik malzemesi satanlarda boylesi kucuk igneyi bulmakta bir meseledir. Bir diger gucluk de Parorinin oldugu limanlar tekne trafigi nedeniyle balikciliga kapalidir. Mangrove ormanlarinin arasina ozel tekneler olmadiktan sonra olta sallamakta imkansizdir.Ancak benim zulada bir yerim var.Hem de sehrin gobeginde.Kimse bilmez oradan Parorinin tutuldugunu. Cunku komik bir yer.Yani bakan biri, birazcik baliktan anliyorsa "Ya su ecemilerin haline bak" dedirtecek bir kose. Cunku suyla kiyi arasinda gel-gitin yuksek zamaninda minimum iki metre mesafe olan, denize cikisi olmakla beraber, neredeyse bir havuz gorunumunde bir noktadir burasi. Biri bir balik tuttugumu gorse bile, en fazla "Acemi sansi!" der gecer, hayatta oraya gelip olta atmayi, beklemeyi dusunmez.Yaklasik son uc senedir bu ve bunun gibi iki yeri, ara ara yemlerim.Baliklari ekmege alistirdim. Canim balik cektiginde gider ihtiyacim kadar tutarim.Tabii pek caktirmadan . Oyle saatlerce yol tepilecek, sehir disinda, cocuk icin tehlikeli bir yer olmayacak bu kose. Bence Erol'un kendi kendine buyuk bir balikla karsilasabilecegi cok guzel bir firsati guvenle sunabilir bu nokta.Bu yuzden olabildigice cabuk aksiyona girmek icin, icim icimi yiyor.Iftara da yetismemiz lazim. Bu yuzden arabayi park eder etmez oltalara sariliyoruz. Su bayagi yuksek. Ancak balik yakalarsak kepceyi uzatabilecegim mesafenin altinda.Boyle bir baligi bahsettigim guclukler nedeniyle bu kadar mesafeden kaldirmakta basli basina bir mesele. Erol bambu kamisiyla buyuk bir heycanla giriyor ise.Kesinlikle yemlerini ben takmiyorum.Deneye yanila ogrensin. Ben elimde Cingene(Bu kamisimin cok guzel bir hikayesi vardir sonra bir ara anlatirim size) , Cengaver'le samandirali olta kullaniyorum.Oyle uzaga-muzaga atmak yok.Kamisin boy mesafesine indiriyorum oltayi.Ikinci el yapisiyor. Erol birakmis oltasini bana istedigim kepceyi getiriyor. Ancak nafile. Erismeme imkan yok. Balikla oynuyorum. Amacim hayvani delice yorup, kipirdayamiyacak hale gelince kamisimin yuksek elestikiyet gucunu kullanarak, tarta tarta yavasca baligi kaldirip iceriye almak. Oltada ki Parorinin 2 kg'i rahat var. Bu isin olmayacagini bilerek, "yeter bu kadar yormak" diyorum ve daha once tanimladigim sekilde ki gibi kaldiriyorum. Balik yari yolda igneyi dumduz ediyor.Guzel bir foshlamayla kavusuyor ozgurlugune.Erol cildirmak uzere. Ancak zevkten. Balik kactigi icin oyle ahlanip oflamiyor.Gelene gecene "Babamin kacirdigi baligi gordun mu? Kocamandi" diyor. Herkes onun sevimliligine ve girginligine tav oluyor.Isi gucu birakip, Erol'la ayak ustu muhabbete girisiyor. Yeni bir igne ve yem takiyorum. Bizimkisi yanima yaklasip, benim oltamla tutmak istedigini soyluyor.5.5 metre boyu olan bu kamis onun icin oldukca agir ama fikrinden vazgececek gibi degil.Kirmiyorum, veriyorum takimi eline. Ofliya pufliya ucuna yapistigi kamisin samandirasini oglum suya indirirken dikkatimi kiyida bir dalgalanma cekiyor.Kamisi Erol'un elinden alip, oglumu bu manzarayi seyretmesi icin kaldiriyorum.Cunku tam rihtim kiyisinda belki 50 kg lik benden buyuk bir uzun kuyruk Vatos (Longtail Sting Ray) var.Erol ciglik cigliga. Ben onu birakip fotograf makinasina davraniyorum. [/URL][/IMG] Hey Maasallah!Resmen uzay gemisi gibi... [/URL][/IMG]
Bir cocuk icin bu goruntunun anlamini, onun gozlerinden, dilinden dinlemek! O anin muhtesemligi , boylesi candan bir spikerin coskusuyla bambaska bir tad oluyor.Balik tuttugumuz yol kenarinin karsisinda, buyuk bir restorant var. Bizim oglanin cigliklari acik havada gunun stresini atmaya calisanlara eglence oluyor. Etrafimiza insanlar doluyor. Yerinden kalkip gelemeyenler bile bizlere sakaci. Tatli takilmalarla eslik ediyorlar nesemize. Sanirim bu gidisle avlagi kaybedecegiz. "Hadi oglum!" diyorum. "Oltanin basina!." Bizimkinin aklina olta gelince isin rengi degisiyor. Simdi buyuk bir vatos avcimiz var. Bu 50 kg'lik baligi 8 numara igne ve ekmekle yakalayacak. Ya tutarsa!!!! Bir de tutarsa!!! Aman tutmasin.Gider ayak evladi sudan toplamiyalim. Cingene, Cafer yemleniyor tekrar. Koy veriyorum suya. Oltanin basinda Erol. Biz vatosdan konusurken, iki-uc dakika gecmiyor, samandira suya gomuluyor, Cingene sekiz olmus, Cengaver soluksuz kalama koy veriyor.Erol'un bas edebilecegi balik degil. Olta onun elinde biraz yardimci olduktan sonra, oglumda da durumu kavrayip isin gerisini bana birakiyor.Bu az oncekinden biraz daha kucuk. Aslinda soyle mantarla desteklenmis yuzen bir kepceyi iple denize salsam, baligi yorduktan sonra kepcenin toruna soksam, bu igne egilip, kacirma riskini ortadan kaldiririm ama kisa surecek balikciligimizdan, mantar ustune mantar baglamak gibi bir angarya ve zaman kaybi olmasin diye, usendim. Aslinda kucuklerle balikta, balik kacirmanin da cok onemli bir yeri vardir. Cunku yakalanan balik degil, aslinda kacan baliktir balikcinin gonlune bu aski basan. Kacan baliklardir acemi balikciyi ustadliga kosturan... Bayagi ugrastiriyor beni.Seyircilerimiz var. Erol naklen karsilasmayi bagira cagira anlatiyor zaten."Bu benim babam!" Ne kadar buyuk ve mukemmeldir evlatlar icin Babalari?!! Bu sefer onu mutlu etmek istiyorum.Yosun canavarimiz oldukca yoruldu.Bir saga bir sola 25 metre voltalar atmaktan benim de anam agladi. Kamisa ve misinaya esneme payi verip, cok dikkatli baligi kaldirmaya basladim.Belli ki igne saglam yere girmis. Bu paroriyi kiyiya almayi basarabiliyorum. Benden once Erol atliyor uzerine. Restorandan bir alkis tufani yukseliyor.Erol'a "Aman oglum dikkatli ol. Igneleri batar!" diye bagiriyorum. Yanina gidip balik canliyken nasil ele alinir gosteriyorum. Genlerde var.Mukemmel yapiyor.Hayvan sanki onun ellerinde bir kuzuya donusuyor.Erol'un yuzundeki mutluluk inanilmaz.Maasallah!!!! Oltanin ucunu kollarina yasliyarak assagidaki pozlari ardi ardina cekiyorum. [/URL][/IMG] Bir cocugun elinde gormek lazim bir dusun nasil gercek oldugunu, [/URL][/IMG] Onun dilinden dinlemek lazim hayatin aslinda ne oldugunu [/URL][/IMG] Oylesi gozlerle daima doruklara kanat acmak [/URL][/IMG] Katiksiz pur neseyle, her seye saf mutluluk olmak Sirri ve siiridir cocugun Kalbinde, gonlunde, dilinde bir.... Bir su gibi yasamak. Baligimizi livarimiza koyuyoruz.Erol'a "Bu baligi sen tuttun." diyorum.Kabul etmiyor. "Birlikte yakaladik"diyor. Bir kez daha igneyi degistirip atiyorum.Bir kez daha oldukca buyuk bir Parori yapisiyor. Ugrasiyorum. Gene kaldirirken igne dumduz. Ancak tadimizi almisiz.Eve bize yetecek balik garanti. Gec kalmamak uzere toparlaniyoruz.Iki saat bundan guzel gecmezdi. Kucuk bir liman gezisiyle sonlandiriyoruz gunumuzu. Kiyida Cin donanmasinin savas gemileri... Yeni Zelandayi dostlukla ziyaret etmekte.Erol bana bir gun, boyle bir geminin kaptani olacagini ve beni gezdirecegini soyluyor. Eve girerken onden gidiyor; balik elinde.Annesine heyecanla olanlari kendi dilinden anlatiyor.Gunu berberde gecirmis kucuk kardes Ilir, baligi bir cirpida zaptetmis.Annemizin protesto eden serzenisleri arasinda baligi inceliyor. [/URL][/IMG] Iste boyle dostlar.Sizlere uzak diyarlardan gene dilimizin dondugunce bir parca getirmeye calistik. Arslan Ailesi olarak yaklasan Bayraminizi kutluyor, evlatlarimizi baliga goturme cagrisini yeniliyoruz. Evlatlarimizi baliga goturelim. Bir istavritin, bir kayabaliginin aslinda ne oldugunu tekrardan kesfedelim. Saglicakla, buram buram sevgiyle kalin.
Harika, herşeyiyle...Evlatlarınız belli ki "babasının oğlu" lafını şimdiden haketmişler, umarım sevgili Erol'un dilediği gibi bir gemide, onun kaptanlığında deniz keyfini yaşamak nasip olur sizlere Hüseyin abi.. Harikasın Erol, haydi tam yol ileri..
Yardimlarin icin cok tesekkur ediyorum Burak. Umarim Erol Burak Amcasiyla bir gun karsilasir ve asil dersleri ondan alir. Artik o ders hangi konular uzerine olur o sizin aranizda...
Sevgili Hüseyin Abi...Sımsıcak bir paylaşım ...Ama bu sıcaklığı daha da arttıran küçük Erol'un o sıcak gülümseyişi ve gözlerindeki o mutluluk pırıltıları...Allah mutluluğunu daim etsin ...Ellerinize sağlık Ustalar
Umarım Hüseyin abi, umarım bir gün hep birlikte olta atmak nasip olur bizlere..Balıkçılık konusunda benden öğrendikleri ile sınıfta kalabilir, en iyisi biz Erol kardeşimle dersleri sizden alalım, bu daha sağlıklı Ama sevgili Erol başka yardımlar taleb ederse zevkle paylaşırız, ama aramızda
abi bittikten sonra daha bekledim Erol;un süprizini fakat dakha sonra hani derler ya türkü tadında valla öyle olmuş avınız bizede yaşattığın için teşekkürler
Sag olun dostlar.Koral Bey, Bogac Kardesim cok sag olun..Burda saat 7.25. sabah daha uyumadim. Izninizle kaciyorum. Saygiyla s, sevgiyle kalin.Desteginiz ve yorumlariniz icin cok tesekkur ederim.
Hey maaşallah balığa bak be süper bir av olmuş, vallahi bu büyüklükte balığı ben tutmadım ellerinize sağlık,Erol'um tebrikler.Bu arada Hüseyin abi senin dünya tatlısı evlatlarınıda görmek nasip oldu Allah(cc) bağışlasın..
Abi çok güzel paylaşım.Allah c.c. sevdiklerinin yokluğunu hissettirmesin.Yeğenimin gözlerinden öperim.
harika bir paylasimdi alp abi...Allah(c.c) daha nice mutluluklarini göstersin oglunuzun...cok sevimli bir cocuk..keske benim oglumda su an o yaslarda olsa ve bana yoldas olsa avlarimda sadece ona takim hazirlamak bile yeter bana ama daha 9 aylik..oltasini bile aldim 1mt teleskpik kamis ve 15lik makineustunede 12mm misine sardim..ilk önce ince misineyle iri balik cekmeyi ögrenecek.yani zor olandan basliyacak.. paylasim icin tesekkurler buyuk ustad... saygilarimla
tebrikeler hüseyin abi aşıyı sağlam vermişsin erol da bu işi çok sevmiş bab oğul nice balılara gitmenizi temenni ederim tekrardan tebrik ederim
desene babasına benziyecek Hüseyin abi anlatımın gene süper gerçekten oradaymış gibi hissettim kendini..Küçük yaşta böle deniz ve balık tutkunu olması gerçekten çok güzel..inşallah bizde bu mutluluğu ileride yaşarız
Muhteşem bir duygu seli..... Hüseyin Alp Bey sizinle benzer duyguları yaşattınız bize... Siz kadar olmasada bende bu coşkuya ortak oldum.... Bir babanın Ramazan günü evladıyla alacağı en büyük haz olsa gerek.... Umarım Erol da siz gibi keyifli ve ilkeli bir balıkçı olur.... Belkide bizim gelecek nesillerin keyifli arkadaşı olur..... Sizinle aynı hobiyi paylaşan bir amatör olarak gurur duydum... Mutluluğunuz daim olsun.... Selamlar...
Hüseyin abim eline ve gönlüne sağlık.Allah cocuklarını size bağışlasın.yaşadıklarını yazıya bu kadar güzel dökmek dökmek kolay değil Allah vergisi.Bu kadar iş stresinin arasında gönlümüze verdiğin ferahlık için teşekkürler.Sağlıcakla kal.
