Kurban bayramının son haftası, cuma günü akşamı. Bayram izninin sonuna gelmiştim. Bayram boyunca 2-3 av yapmış elim yalnızca bir lidakiye değmişti. Onu da salmıştım. Hayaller gene başka bahara kalmıştı. Tekne avı da yapamamıştık. Cuma günü Serdar'la bari gopes falan tutalım elimiz balığa değsin, eve de biraz balıkla dönelim demiştik. Saat 18:00 civarı evden çıktık. Mamun yoktu, yalnızca 4 paket sülünez 1 tane de ekmek almıştık. Amaç gece yarısına kadar Dikili'de karagöze çalışmak, gece yarısı Çandarlı limana geçip, gopes avlayıp, sabah suyu Allah ne verdiyse elleri iyice balıkla kokutmaktı. Saat 19:30 civarı Dikili'de atışlara başladık. Ben hafif takımla avlanıyorum. Serdar da genel amaçlı bir takımla avlanıyor. Saat 24:00'e kadar 3-4 kaya balığı, 1 karagöz, 1 isparoz, 1 iskorpitle gece yarısını bulduk. Kaya balıklarıyla karagöz iade. Diğerleri çapkınlığa değil, balığa gittiğimizi gösterir şekilde alıkonuldu. İskorpiti almamdaki amaç 2-3 tane daha tutarsam, çorbasını yaparım hesabıydı ama 1'de kaldım. Bizimle bir avlanan avcılarda da doğru düzgün balık yoktu maalesef. Saat 24:30 civarı Dikili'den ayrıldık. Çandarlı limana giden yolda küçük bir dere var, dereden arabayla geçiyoruz. Derenin başına geldik. Kıyılar çok dikleşmiş, araba geçer mi acaba? Benim şüpheli davranışlarımdan etkilenen Serdar, dur ben bi bakayım deyip, attı kendini arabadan. Elde kafa lambası, arabanın farlarının aydınlattığı yoldan dereye bakıp, gel diye el hareketi yapmasıyla basıyorum gaza. Zaten buraya kadar gelmişiz, geri dönmek olmaz. Serdar'ın cesaretlendirmesiyle bir çırpıda karşı kıyıdayım. Karşı kıyıya geçmesine geçtim de, adam kaldı ya diğer kıyıda. Hay Allah, nasıl da düşünemedim!!! Dikiz aynasından bakıyorum. Hani Afrikada öküz başlı antiloplar toplanıp, nil nehrinden geçerler ya aynı öyle bir manzara. Avdaşım geçecek ama elindeki kafa lambasıyla suya girmeden nereden geçerim diye bakınıyor. Yüzünde endişeli bir ifade. Timsahlar varmıdır ki bu suda? Neyseki avdaşım birkaç sekiyor ama olmayınca, anasını satim dercesine ıslanaraktan geçiyor karşıya. - Ya ben seni düşünemedim ya Serdar. - Olsun olsun... (Neyi düşündün ki ifadesi, yüzünde) Limanın girişindeyiz. 2 araç dönme hazırlığında. - Selamun aleyküm, varmı ustam? - Yok beya, tık demiyor. - Nasıl atıyodunuz? - Dip takımı. - Bu saatlerde dip takımı iş yapmıyor, orta suya attınız mı? - Atmadık, ne çıkıyo ki? - Gopes, kolyoz, istavrit, zargana... - Demek biz ondan tutamadık. - Kısmet - Yarın da iş var, iş olmasa sabahlardık. Avcılarla sohbeti bırakıp, limana yürüyüşe geçiyoruz. Liman uzunluğu 1,5 km falan sanırım. Çok gitmeden ortalarında duruyoruz. Serdar'da zargana toplu bir takım var. Bende klasik takım ama buranın gece dip balığı yapmadığını 2 defa test ettiğimden hemen takımı çıkartıp, tek iğneli şamandıralı bir takım yapıyorum. Serdar, zargana topuna; ben hassas şamandıraya fosforları takıp, suyla buluşturuyoruz. Tabi ben takımı yapana kadar Serdar ilk balığı alıyor. Bir gopes, sürpriz yok. Keşke avlak sürprizlere gebe olsa ama kısır bir avlak, gebelik söz konusu değil. Ben takımı hazırlayıp suyla buluşturana kadar Serdar 2. balığı da alıyor. İri tür istavrit ama istavritin iri tür olduğundan pek haberi yok, 20 cm falan. Bu tür 30 cm boya belki daha da fazla büyüyebiliyor. İrileri çekmesi çok zevkli olduğundan benim hedef istavrit oluyor. İlk 2 balığım gopes, 3.'sü beklediğim gibi istavrit. O da 20 cm'lerde... Yanımda lrf yemi de var ama derinlerde kaybolan yeşil fosfor görüntüsünü çok özlediğimden takımı bozmuyorum. Yanımızda sardalya olaydı daha çok istavrite yoğunlaşabilirdik ama maalesef tek yemimiz sülünezler. Hatta avlakta torba torba sülünezler var. Avdan umduğunu bulamayan yemini gelecek kuşaklara bırakmış. Saatler ilerliyor, bizde bir ilerleme yok. At gopes, çek gopes. Atçek gopes... Serdar'a da hafif takım yapıyorum bi ara. Çünkü sayıca çok gerimde kalmıştı. Geride kaldıkça da, koca limanda benim takımın dibine dibine atmaya başlamıştı. Halbuki iş yerde değil, hafif şamandıradaydı. Birbirimizi bıçaklamadan, neyseki balık kesti. Hafiften de bir rüzgar çıkmıştı ki, ıslanan Serdar'ın ayakları donma eğilimi gösteriyorlardı. Saat 04:30 sularında başlarım gopesine hadi dönelim kıvamına gelsek te, sabah suyuna az kalmışken bi bakam bakalım ne çıkacak dedik. Gece ne çıktı ki, ne çıkacak? Orkinos çıkacak değil ya! Yakın ilçede ezan okunmuş, gün dağların ardından ağarmaya başlamıştı. Az biraz esen rüzgar da yerini meltem esintisinin tazeliğine bırakmıştı. Tatlı bir esinti, belde ağrı, gözlerde uyku sabahı etmiştik. Hadi artık takımları toplayalım derken şamandıramı su üstünde göremedim. Takımı toplamamla incecik zargananın takımda sallanışı... Acaba etinden yem yapıp saat 09:00'a kadar zargana denemesi mi yapsak? Hadi canım, yok artık... Zargana değil, lüfer girse avlağa, durmam buralarda dedik ikimizde. Zargana iğneyi midesine kadar yuttuğundan maalesef yemlik olması için alıkoyduk. Eve en sonunda balıkla dönmenin huzuruyla yol kenarında yarım saatlik kestirmenin ardından, timsahlara yem olmadan dönmüştük. Keyifli avlarınız olsun.
Sardalyaya ne hacet, istavrit istiyorsan kesip atacakdin istavritlerden birini Epeyidir volex raporu okumamistik, okuduk basimiz göğe erdi
Doğru dersin, ben kendimi şartlandırmışım sardalyaya, onu hiç düşünemedim işte. Oğlan telefonu kırmasaydı bu denli arayı açmazdım.
Teşekkür ederim, daha güzel avlar dilerim. Teşekkürler, daha güzel avlarınız olsun. Ne güzel dualar bunlar, inşallah kabul olmaz.
Başlıkta ve ilk fotoda antilopu görünce aha dedim sonunda volkan abim kafayı kırmış safariye gitmiş, birden telaş yaptım ama raporu okudukça telaşım geçti Balık kokusunu özlüyo insan abi, gopez bile olsa en azından yakala bırak yaparım diyo tebrikler bu arada, levrek sezonu geliyor ufaktan, artık senin raporlar çıkmaya başlar.
Teşekkürler Erkan, daha keyifli avların olsun. Teşekkürler Yasin, umarım levrek raporlarını sizlerden okuruz. Umarım sezon herkes için güzel geçer. Nice güzel avlar sizlerin olsun. Benim levrek av sayım çok düşük olacak gibi...
Neden düşük olacak gibi abi? beklentin mi az yoksa izin durumları mı sıkıntı Çok şükür biz sezonu kapatmadık bu sene, yaz dönemi olmasına rağmen levrekler ve baracudalar yüzümüzü bolca güldürdüler ama genelde ülkenin içinde bulunduğu karanlık günlere denk geldiği için rapor yazmak istemedik. Zaten bir çok avda foto bile çekmedik onun için de şimdi geçmiş raporları yazamıyoruz Şu aralar levrekten ziyade lüferin başlamasını bekliyoruz, izmir kıyılarına inerse bir iki tur lüfere gitme planımız var, sana da uygun olursa birlikte gideriz abi. Levrek için de kış dönemi verimli olabilecek yerler keşfettik yine uygun olursan oralara gideriz birlikte sen şimdiden kestirip atma az gideceğim levreğe falan diye
Sezonu uzun tuttuğunuzu az biraz faceden gördüm. Buralarda da aslında yıl boyu levrek avları yapıldı tabi ama geneli palaz ispendek, çok çok az sayıda kilo üzeri levrek alındı. Ben gitmedim o dönemlerde. Çipura mırmır hedefledim genelde ve hemen hepsinde eli boş döndük. Geçen hafta avdaşım istediğimiz çipuralardan yakaladı, ben orada değildim tabi. Akşam unutmazsam fotograf atarım. Levrek av sayım kısa kalacak diye düşünmemin sebebi: Oğlan anaokuluna başladı, hafta sonları spora baskete gidiyor. Hanım açıköğretim okuyor. Pek Bergamaya da gidemeyeceğiz bu sene. Avdaşımda evlenince hepten uzaklaştık levrekten. Tabi sizler ava gidecek olursanız zevkle eşlik ederim, haber ederseniz. Lüfer, ah lüfer vah lüfer. Lüfer durumu bu sene beni korkutuyor. İstanbulda bile lüfer yok, buraya nasıl akacaklar. Bu sene lüfer avcılığı çok verimli geçmeyecek duruyor. Halbuki kıyıdan yemli lüfer denemesi yapacaktım bu sene. Kısmet olmayacak sanırım. Gene de duyum alırsam haber ederim lüfer için ama buralarda şimdilik hiç haraket yok. Oysa ki başlaması lazımdı Görüşmek dileklerimle.
Faceden de paylaşmadığımız avlarımız oldu abi, orada paylaşıp burada paylaşmadıklarımız da oldu, forum eskisi gibi aktif olmayınca buradan paylaşmadık. Yemli takımların hepsini satıp oradaki parayı spin ekipmanlarına bağladık onun için yemliye hiç çıkmadık biz Lüfer havaların soğumamasından kaynaklı olarak geç yapmaya başladı abi, şu anda sanırım kocaeli taraflarında falan da tek tük görünmekte, ben bizim buralara kasım başından itibaren ineceğini düşünüyorum ama bakalım kısmet
Tek tük görünenler avlağın yerleşik lüferidir büyük olasılık. Sürü akışı olsa, o zaman umutlanacam ama gelen haberlerde kötü gördüğün gibi. Havalar soğuk yapar ve akmazsa sanmıyorum ki aksın. Geç olsun, güç olmasın. Umarım dediğin gibi olur da iner lüfer. Bu arada, yemli avları atçek takımıyla yapıyorum artık. Ağır takımları ancak lodosta kullanırım, o da senede 1-2 defa ya olur ya olmaz.
eline sağlık güzel rapor liman sabah suyu deneseydiniz arada palamut yapıyodu jigle . 3-4gün önce yasakladılar gerçi liman girişlerini ondanda mahrum kaldık inşaallah bol bol gidersin balığa bir balıkçı için en zor şeylerden biri olsa gerek su kıyısından uzak kalmak... gönlünce rast gelsin
Daha dün yine izledim. Öküzbaşlı Antiloplar Nil'den değil Mara Nehrinden geçerken öyle şey oluyorlar gözüm. Yine dimağlarda enfes tatlar bırakan bir sunum olmuş, "görsellik hak getire" olsa da.
Teşekkürler Timur hocam, beğendiğine sevindim. Arada palamut alındığını duydum bende ama suda en ufak bir oynak yoktu. Zaten sabah suyunda artık ayakta duracak mecalim kalmamıştı. Oranın bana en güzel yanı orkinosları canlı olarak izleme imkanı vermesi oldu. Geçen sene bahar aylarında çok güzel manzaralar izledim orada. Başka da pek bişey ne gördüm ne yakaladım. Zaten hafta sonları 50 kadar kişi ziyaret ediyor orayı. Oranın bir güzel yanı da birçok avcıyı toplamasıydı. Ora sayesinde daha huzurlu avlar yapmak nasip oluyordu. Üzüldüm kapanmasına o yönden. Sizlere de rastgelsin. Adı üstünde nil timsahı. Ne işi var Masai Mara'da. Oldum olası isimleri, tarihleri karıştırırım hep, oysa olayın özünü iyi bilirim. Benim için ayrıntıdır, masai mara, serengeti vs... Ben timsahı bilirim, birde öküz başlı antilobu. :laughing: Görsellik yönünden hakkın var. Daha güzel çekmeye gayret edecem, gidebildiğim ölçüde. Düzeltme için de teşekkür ederim. Nice güzel avlarınız olsun.