Ayrıca , Madem bu takımı siz tasarladınız. Bu takımı istediğimiz derinliğe nasıl indireceğiz. Baktığım kadarı ile bu düzenek tekneden aşağı indirmek için ama ağırlık konunca, ağırlığın etkisi ile kafes dediğiniz misina yumağı içe toplanmayacakmı Bu durumda da ekmek veya hamur dağılacak ve takım karışacaktır. Tabi bunun yanında birde takımı kıyıdan nasıl kullanacağız. Yani kıyıdan ileriye nasıl atmamız gerekli ki takım dağılmasın ve dolaşmasın Bunları açıklarmısınız...
Kafes hakkında Ben bunu kıyıya yakın kullanıyorum. Kış aylarında güneş olduğunda, sazanlar sığ kıyılara geliyorlar. Kafesin içine habur koyduğumda, bu atmam için gerekli ağırlığı oluşturuyor zaten. Ekmek hafif kalabilir. Kurşun takmak isterseniz, kancaların takıldığı düğümden aşağı doğru bir misina parçası daha bağlayarak kurşun bağlayın. Ama bunun suyun üzerinde kalması daha iyi olacaktır. Ben asıl bunun için tasarladım, belirttiğim gibi kaca üstlerine istenirse küçük top kurşunlar takılabilir. Dibe inmek isteseydim kafesi dip oltasınına fırdöndüden önce eklerdim.
Hey gidi Kofanalar (Kofana takımlarım) Artık burada lüfer mevsimi geçiyor. Takımları toplayıp kaldırmanın zamanı geldi. Ama bir resmedip sizlerle paylaşmak istedim. Gerekiyorsa üzerinde durur, konuşuruz. Kofana ve lüferde kullandığım bazı takımları içeren bir fotograf aşağıdadır.
Yakup abi çok güzeller hepsi walla. Ve enteresan göründüler gözüme. O kancaları birbirine eklemekte kullandığın malzeme yanlış görmediysem fırdöndü. Onları kancalara nasıl tuttursdunu merak ettim. Bunları yemli mi kullanıyorsun? Kıyıdan mı yoksa tekneden mi kullanıyorsun. Daha çok soracam ama birden gelmeyeyim üstüne
Sevgili Taylan; Bunlar Drackowitch in dedesi, halis muhlis Türk Malıdır. Turna, kofana ve benzeri yırtıcı balıkların avcılığında kullanılır. Uzun oltanın en ileri halleridir. Yem olarak canlı zargana yada turnanın inceleri kullanılır. Sidiklikten geçirilen tel ağızdan çıkartılır. Üçlü kanca balığın sidikliğine, diğerleri sırasıyla kuyruğa doğru yerleşirilir. Ya akıntıya salınan yada yavaş hareket eden tekneden istenilen derinliğe indirilir ve sürüklenmeye bırakılır. (Uzun olta teniğiyle) Eklemeler fırdöndü yardımıyla yapılıyor. Kanca önce ısıtılıp halkası az açılıp fırdöndü yerleştirildikten sonra sıkılıp kapatılıyor.
Buna zoom edelim... Uzun olta tekniği ile kaşık tekniğinin karması olan muhteşem verimli bir takım olan birini aradan çıkartıp ayrıca bahsetmekte yarar var. Bunda kaşığın içinde ikili kanca sabit olup, ucunda klipsli fırdöndü var. Balığın büyüklüğüne göre istediğimiz uç ilave edilebliyor.
Yakup abi bu takım sanırım turanada da iyi iş yapar. Peki kaşıktan sonra kalan kancalara tem takılıyor mu yoksa kaşık yetiyor mu bu takıma. Birde Yakup abi merakımdan soruyorum. İlk resimde solda üstte görülen manta benzeri şey ne allahaşkına
Forumun bir meraklısı sen misin kardeşim Kaşıklıya da yaprak ve şakşak yem takıyoruz ve uzun olta tekniğiyle sürüklüyoruz. Mantar üzerindeki metal acaba nedir? O masamda süs, Gemi Navigasyonu dersinin malzemesi bir ilkel pusuladır. Tesadüfen kare içine dahil olmuş.
Ne bileyim Yakup abi konu lüfer olunca onla alakalı sandım. Ölü yemle turna avında kullanılabilir bilir bu oltalar Yakup abi ama bizim buralarda değil malum dip çok otluk. Ama ladiğe gidersem oranın tabanı nasıldır bakmak lazım belki orada kullanılabilinir.
Çok güldüm . Allah iyiliğinizi versin. Hocam başka meraklılar da var tabii. Al sana soru. Teli balığın sidikliğinden geçirince yem balık ölmüyor mu? Ölü yemle mi tutuyorsun uzunolta kofanayı? Kofanaların resimleri nerede? Bir de benim Av Hatıralarımdan USKUMRUNUN İNTİHARI'nı okudun mu? Uskumrular neden öyle davrandılar dersin? Yorumuna ihtiyacımız var.Ben hala anlayamadım da. Selamlar.
Reis abi sağolun Taylan'ı tanısanız inanın çok seversiniz. Ona takılmadan asla sorusuna cevap yazmıyorum, zaten o da mutlaka bana ufak ta olsa dokundurmadan geçemez. Biliyorsunuz kofana, baraküda ve belki biraz da sinarit oltaya vurmaya başladıklarında sanki yakında bir yerde top gibi bir sürü oluşturmuşlar da, arada biri öne atılıp oltayı kapıyormuş gibi bir görüntü arz eder. Yani olta dibe iner inmez en cesuru anında diğerlerinden önce yemi kapar. Aşağıda bir rekabet olduğunu yakaladığınız balığın peşinden gelen onlarcası açıkça gösterir. Canlı zarganayı varsa livarda yoksa farş tahtalarının altında sintine suyunda muhafaza ettiğimizden zaten sersemlemiş oluyor ve bu yarı yaşar haliyle yeni tutulmuş balıklardan uzun süre hayatta kalıyor. İstediğimiz derinliğe indiğinde iki kıvrılsa yetiyor, zaten kofana onu hemen buluyor. Burada yazsam mı yazmasam mı diye düşünüp lafı ağzımda geveledim ama bu tür avcılıkta canlı balıktan sızmakta olan kan sanki esas cezbedici gibi. Başka türlü balık olduğunda iki günlük istavrite bile dalıyor. Bu gün sınav günü, odada faza duramıyorum, hemen uskumrunun intiharı başlıklı topiği okuyorum.
bir kaç soruda ben sorayım. birinci fotoğrafta en alttaki dörtlü kancalı olan balığın sidikliğinden geçtikten sonra kalan mesafe için uzun değilmi? bu kullanılan telin bağlantı yerleri biraz zayıf gibi, iri bir kofana vb. balığın kullanılan kancaları açtığını düşünürsek balık bunu açmıyormu. kullanılan kancaların büyüklükleri nedir? teşekkürler.
Kılıç, Mızrak balığı, Kofana, Sinarit avında 60 cm lik zarganayı takıyoruz. Diğer yandan kancalar balığın bedenine saplanırken zigzag çizdiğinden açık halinin yarısı kadar mesafe tutuyor. Bir de tek kanca yanında sıklıkla birden fazla kanca da balığa saplanıyor. Tel çelik, kancalar çelik, pürmüzle ısıtılıp büküldüğünden sıkıntı yaratmıyor.
ben hiç canlı balık kulanmadım, genelde uzun oltada kaşıklı olan sistem şeklinde yarım zargana kullandım onda mesafe neyse okadar tutuyor, normalde büyük zarganada 4 kanca, ufaklarda 3 kanca yeterli oluyor, tabi baştan itibaren.
yakup hocam canlı zarganaya bu kadar kanca saplamak, doğrumudur. yani diyelimki ölü ama taze arada çok fark olurmu. teşekkürler.
Ayvalık'ta bir üstadımız var. Elinden bu tür işler geldiği gibi sıkça 10 kg ya kadar sinaritleri livara atmak gibi hasletleri var. Takımlar onun tezgahından çıkmadır. Genelde uzun olta için 5-10 cm lik çok katlı çelik tel üzerine biri sabit biri kayar şekilde iki kanca yerleştiriyoruz ve herkes gibi onu kullanıyoruz. Fakat iri zarganayı bütün takıp gelebilecek güzellikleri hayal etmek gibisi yok. 2 yıldır teknem yok, kullanmak için seyrekçe denk gelen dostların teknesiyle çıkmayı bekliyorum. Ki genelde herkes çapari meraklısı ben yemci olunca deveran az oluyor. Ama ısrarla olmadık yöntemlerle torik ve kofana kovalamak, frsat buldukça Ege de sığınağım olan avlaklarıma gittiğimde en uç balıkları hedefleyen basit takımları kullanmak hoşuma gidiyor. Bu yıl denize inmeden dolaba geri giriyor, gelecek seneye ya nasip, tekne alma hayallerim devam ediyor.
Reis abime cevap yazarken bahsettim, akıntıya bıraktığın uzun oltanın cazibesini artıran o akıntıya karışan kandır. Balıklar Piranha kesiliyor ve çok uzaktan kokuyu alıp geliyor.
Mahir abi bakma sen Yakup abiye aslında hiçde sevilecek bi adam değilimdir Ama Yakup abide bu takılmalarım bağımlılık yaptı ya ona öyle geliyor. Ama insanın abisinden böyle sözler duymasıda ayrı bi gurur tabi Yakup abi tekne almanı senden daha fazla hevesle bekleyenler var biliyorsun değil mi ??? İnşallah en kısa sürede gönlünde yatan tekneye kavuşursunda şu takımları beraber deneriz seneye Yakup abi ben özellikle kaşıklı takıma bayıldım. Önde kaşık arkada yem iyi iş yapar gibi geldi bana. Bir nevi kıyıdan kullanılan mantarlı çinekop takımının sürütme için olanı gibi
Taylan Sen böyle dediğine göre ve bir de şahit olduğuna göre, hiiiiç kafanı yorma, demek ki sevilecek adamsın ve seviliyorsun Allah hiçbirimizi sevgisiz bırakmasın. ... Yakup Hocamın tekne alması için duaya başlıyorum. İnşallah Rabb'im, kendim için değil de bir kardeşim için istediğimden dolayı benim günahlarıma bakmadan bu duamı kabul eder ve Yakup kardeşim de bundan sonra teknesinden yakaladığı balıkları ve hikayelerini bize anlatır.