Sevgili Kardeşim Nuri Hernekadar bu forumumuza yansımamış olsada balıkcı ve eşi konusunda gecmişte actığım konular vardır. Ben eşimin hislerine,düşüncelerine,zevkine aldırmaz bir adam asla olmadım.Eşimde olmadı.Onun avantajı benden daha az evhamlı olmasııdır. Kurduğun senaryolardan sadece corba kısmı doğru.Derhal bir tavuksuyuna corba yapmıştır.Ama evvelinde merdane ile kafamıda kırmıştır(şaka) Bence eşlerin en makbulü olanı,eşinin zevkinden,zevk alabilmeyi becerendir. Bu durum ise benim şansımdır. Sevgiyle kal
Sevgili Sevil Hanım İlginize ve yorumlarınıza teşekkür ediyorum,sağolun. Örnek olma cabalarımın başında,heveslilerin günümüz şartlarında deniz ve ic sularımızın acıklı haline devamlı üzülmeleri yerine,günün şartlarına uygun techizatla donanmalarını,daha aktif,mesafe katetme eğilimnde olmalarını,eski modası gecmiş yöntemlere itibar etmemelerini,balıkların mevsimsel ve hava şartlarına göre av verme olasıklarını bellemelerini sayabilirim. Bu durumda elbette yaşımla orantılı olarak bir köşede oturamıyorum. Kolay balıkcılık kalmamıştır.Hevesliler bazı riskleri göze almak durumundadırlar,ancak elbette ihtiyatıda elden bırakmamaları lazımdır. Size sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Sevgili Hocam İlginiz ve yorumunuz beni sevindirmiştir,sağolunuz. Raporumu meraklıların okuduklarında bir ders cıkarmaları gayesiyle yolladım.Demek bir kişi ne kadar tecrübeli olursa olsun,onunda yapacağı hatalar olabiliyor.Vurgulamak istediğim esas nokta budur.Ayrıca balık tutmak icin ve özellikle levrek tutmak icin,heveslisinin bazı menfi hava şartlarınıda göze almasını ve hatta tercih etmesini anlatmaya calıştım. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Sevgili Kardeşim Mustafa Duygulu bir insan olduğunuz belli,dolayısıyla ilgine teşekkür ediyorum,sağolasın. Olaydan ders cıkarılacak noktalar elbette var.İhtiyat ve tedbir herzaman elden bırakılmaması gereken davranışlar olmalı Sevgiyle kalınız
İlgine teşekkürler sevgili Nejat kardeşim.Hakikatende gribi iyice atlattım.Civi,civiyi söktü herhalde. Sevgiyle kal
Sevgili Kardeşim,benzer avların hep peşinde olacağım maalesef,ancak ihtiyatı elden bırakmadan. Sevgiyle kal
Sevgili Draco Okan Motelde Hayrettin Reis benim icin sana kimsenin cesaret edemediği havalarda balığa cıkar diye söylemişti. Ben buyum zorluklar benim tercihim,yeterki ucunda balık garantisi olsun. Sakın ola dediklerimi yap,yaptıklarımı yapma. Olayı gayet güzel anlatmışsın.Varmısın tekrar denemeye. Sevgiyle kal
Sevgili Vedat abi,kaybettiklerimiz sahteler olsun.Yine eksik olanları tamamlarsın abi.Bizler seni bir daha bulamayız. Selam ve saygılarımla.
sevgili hocam, değerli büyüğüm, canım abim, bugün hava yatık olmasına rağmen saat 11 e kadar rapala çektik, çok biliyormuş gibi berkine de aksiyon vermeyi gösterdim senin öğrettiğin şekillerde, biraz da kendim çalıştım tabi o kurumuş derenin etrafındaki kayalıklardan daiwa sea bass hunter ve maria chase sw yüzdürdük, biraz da gelibolu işi sahteleri... havanın inanılmaz yatık olmasına rağmen birer kez de takip aldık ancak balıklar 400-500 gram ağırlığında ispendek olduğu için zaten tutsak da salacaktık, iyi ki de gelmediler, boşuna yaralanmamış oldular... suya baksan aksinden saçını tarayacağın sütlimanlıkta iki takip almamız bile bize şevk verdi, ancak altıda kalkıp kahvaltı yapmamış olduğumuzdan dolayı saat 11 30 da direkt dönüşe geçip kendimizi hafızın yerinde bulduk... akşam da kadırgada fırtına koptu, derhal dip kıbrısımı hafızın yerindeki erdal abiden tuzlanmış sardalya alarak yemleyip dalgaların patladığı yere gönderdim, çocuklar da dalmayktaydılar o sıra... bu arada da sarı gelibolu sahtesini yoğun "kopmuş erişte denizi" arasından güç bela geçirmeye çalışmaktaydım. kadırga patladığı zaman oraya göğüs çizmesiyle girmek de pek mümkün değil, erişte çöplüğünü geçmeye çalışsan zatan derinlik 2 metre oluyor anında, o yüzden denizin karayla birleştiği çizgide kamışı pek indiremediğimden direct retrieve ile karışık wtd aksiyonu vererek sahteyi yüzdürdüm, boyuma yaklaşan bir dalga içinde sörf tahtası üzerindeki sörfçü gibi geliboluyu dolaştırırken bir anda kiloluk bir levreğin dalga içinde benle aynı yükseklikte sahteyi süzmekte olduğunu gördüm, hafifçe çekişimi kaçan balık gibi sertleştirirken balığın beni gördüğünü fark ettim, balıkla artık yüzyüzeydik, o sırada tirsi olduğunu sandığım bir kaç balık da sahtemin yanlarından sıçrayarak uzaklaşmaktaydılar, levrekten ürkmüşlerdi, levrek sahteyi yutmak üzereyken bir anda bana doğru bakarak dipledi ve sahteye hamle etmeden uzaklaştı... belki sizin gibi dolu dolu levrek avlamış bir üstada basit gelecek ama, benim gibi bugüne kadar levreği görmeden, geceleyin yemle veya canlı balıkla tutmuş biri olarak sahte peşinde levrek kovalatmak büyük bir keyifti... takip almanın dışında da levrekle burun buruna gelmek, o anı, o duraklamayı, kalp çarpıntısını göz göre göre yaşamak muhteşem bir keyif... demek ki sahtecilerin bir bildiği varmış... neyse; ben bu olaydan sonra epeyce sahte taramaları yaptım ama kıyıya vuran erişte çöplüğü pek fırsat vermedi, habire misinaya, sahteye erişte yumakları dolandı, ben de başka takip alamayınca vaz geçtim, o sırada berkin ve cansın dalıştan dönüyorlardı, hava kararmıştı epeyce, kamışı söküp yerine yerleştirirken kuma diktiğim sardalyalı dip kıbırısı takımının makinesinde uzunca bir kalama cırlaması duydum, yaklaşık 3-4 saniye sürdü ve durdu... derhal takıma atlayıp kolu çevrip ikinci kalamayı devreye soktum, aman o ne yükleniş, sanki dalgaların arasından bir mağrur prens "bu sardalya benim!!!" demekte... hafifçe bir yüklendim iğneler dolansın diye ve çekmeye başladım, günlerdir peşinde koştuğum vefasız levrek en sonunda ve tahminime göre 2 kg üzeri olarak oltamdaydı... shimano catana mormora surf kamışın ucu resmen u şeklini almıştı, kamışın mükemmel esneklikte ve mukavim olduğunu bildiğim için güvenle tasmalamaya başladım balığı, gözüm bir yandan da 20 metre yanımda karaya çıkmakta olan dalgıç arkadaşlarımdaydı, sakince kullanmaya başladım balığı, kalamayı biraz sıkıladım balık yorulunca ve ne olduysa o anda oldu, eriştelere sokmamak için havaya iyice dikerek, kamışı kastırarak çektiğim oltamın misinası bir anda eriştelere daldı, metre metre, yumak yumak erişte bindi üzerine balığın, oltayı çekemez oldum, hemen arkadaşlara bağırdım, berkin koşup erişteleri ayıklamaya çalıştı ama elinde dalgıç eldivenleri olduğu için hassas değildi ve ters bir asılma sonucu misinayı orta yerinden kopartıverdi... şamandıra görevi gören erişteleri kavrayarak hemen kopmuş bedeni yakaladım, çekmeye başladım ama güç bela sahile aldığım oltanın ucunda sadece boş kıbrıs takımı durmaktaydı... kıbrıstan da balık kaçırabilen bir balıkçı olarak olduğum yere çöreklenip biramı yudumlayarak kopan bedeni makaraya ek yaptım ve bu seferlik avımı sonlandırdım... yarın öğlen malesef dönüşe geçiyoruz, akşam cansınların evinde misafir olup güre de bildiğimiz bir meraya levrek için olta atacağız, oradan da istanbula dönüşe geçeceğiz keşmekeşin içine... öğlen yola çıkmadan eşinizin lütfedip hazırladığı nefis köpüklü kahveyi verandanızda afacan kediler eşliğinde yudumlayıp veda etmek için size uğrayacağız, gönül isterdi ki geldiğimiz günlerin bir kaçında daha patlak ve bozuk hava olsun, çaya gidelim yeniden veya başka sularda birlikte olta sallayalım... kısmet bir dahaki sefere ustam, gönüller bir olduktan sonra daha çok olta sallarız, muhabbet ederiz... saygılarımla...
Sevgili Kardeşim Eray Rövanş icin sabahın altısında tekrar oralardaydım.Tekrar dereyi gectim.Pekde zorlanmadım.Ama 200 civarında atış yapıp muhtelif sahteler denememe rağmen hic takip dahi alamadım. Zannederim bundan sonra Levrek alabilmem hayli zor olacaktır. Sevgiyle kal
Sevgili Kardeşim Kaan Bugün sabahın köründe tekrar oraalardaydım.Dereyi tekrar gectim.Ancak hic balık yoktu. Sevgiyle kal
Geçmiş olsun Vedat Ağabey,ancak senin gibi deniz kurduna vız gelir tırıs gider,en fazla yunanistandan çıkardın ee ne demişler acı patlıcanı kırağı çalmaz sağlıcakla kal,dikkat et kendine.
Sevgili Hüseyin. Okadarını beceremezdim herhalde.Dün tekrar aynı bölgedeydim.Hırsla dereyi tekrar gectim.Belki 200'e yakın atış yaptım,muhtelif sahteler denedim ancak netice sıfır.Belki bozuk bir havada tekrar denerim. Sevgiyle kal
Sevgili Kardeşim Birol Ne büyük gafımdırki mesajlarını cevaplamayı atlamışım.Zannederim bana bu kadar yazan birisine,bende oturayım daha detaylı yazayım demişimdir,sonradanda unutuvermişimdir. Bugünlerde bunalımın,üzüntünün doruklarındayım.Benim elime oltamı alıp,yakın cevremede kıyıdan balık kovalamak devri coktan gecmiştir.Suratlarında müstehzi ifadelerle kişilerin hitaplarına muhatap olmak istemiyorum. Yakın cevremde balığa gitmem,ancak cok uzaklara bile giderim.Ama arabamda arızalı.Hem karada ve hemde denizde bloke olmuş vaziyetteyim. Sen hem tatlısuya ve hemde denize ve hemde kara avcılığına meraklı birisin.Bütün bu özellikleri bünyesinde barındıran meraklı sayısı hayli azdır. Yaz gelmeye başladığında Ankaralı kardeşlerim beni ziyarete başlarlar. Lütfen cok samimi söylüyorum,sende hazırlıklarını yap,beraberce dev sazanların ve kefallerin peşine düşelim.Bekliyorum seni kıymetli kardeşim. Sevgiyle kal