Evet oradaydım. Aslında planımda orası yoktu ama oraya gitmeyi istiyor ve bir aksilik durumunda rotayı hemen oraya çevirmek vardı. Pazar akşamı amcam ile konuştuk ve son zamanlarda bol bol yakaladığımız gökkuşağı alabalığı avını iptal ettik bi terslik olmaz ise turna ya gidecektik.Amcam 'ın işi çıktı bende hemen "B" planını devreye soktum . Atıma atladığım gibi uzun bir yürüyüş sonrası oraya vardım. Geçen akşamlarda orda çok güzel bir levreği maket balığımla birlikte denize bırakıvermiştim bu gün öcümü almalıydım. Hemen sahtelerime sarıldım başladım at-çek 'e . Deniz aşırı yosunlu idi , nerede ise her atmamda yosun temizliği yapıyordum , saat 16.30 ' dan 18.00 'a kadar tık yoktu bir kaç gelen giden oldu yanıma muhabbet falan onlarda uzaklaşarak govit'e attılar. Saat 18.02 oltamda istediğim kafa darbeleri hemde sert şekilde galiba 2 kiloyu aşan bir balık yakaladım dedim. Biraz kalama verdim sonra kafayı sudan kesince oltadaki ağırlık hafifledi ve balığın kancalardan her yerine nasibini aldığını gördüm , ama olsun 1 kiloyu geçen bir balıktı kenara aldım bir iki resim çektim ve kimseye göstermeden poşete yolladım . Bu arada yosunda azalmaya başlamıştı , o ara bir adam daha geldi ve balıksızlıktan yakınıyordu ben can siperhane kendimi kayaların arasında duran poşetin üstüne kapadım . " Yeğenim geçen seneler buralarda çok balık vardı , ilaçlık arasan bir tane bile yok " -" Evet dayı daha balığın başlamasına var "( balık poşette zıplamakta ve ben konuşurken sesimi yükseltmekteyim). Biliyorumki o balık orda görüldüğü zaman bütün samsunlu balıkçıları orada bulabilirim Saat 19.30 suları baktım gene kafa atışları başladı ama bu sefer daha rahat geliyor , metalim makineninde hakkını yememek lazım balıkları çekerken hiç sıkıntı yaratmadı , balığı kenara aldım 700 gr lık bir ispendekti onuda aldım . İçimden geçiriyorum yokmu bunların babası anası diye ayaklandım güzel bir atış daha yaptım ezan okunmaya başladı dedim tam zamanı kenara 3-5 metre kala kafa atışları başladı bu da iyi bir balıktı zorlanmadan kenara aldım 900 gr civarı bir balıktı , ben müthiş bir gazla başladım at-çek'e tutana aşk olsun ama daha balık tutana aşk olsun Hava alacakaranlığa iyice düşünce yakaladığım balıklara bakaraktan bu günlük bu kadar yeter diyerek yoluma koyuldum. Üç balık tartıda 2710 gr geldi , daha iyisi sizlere rast gelsin dostlar. Misina: 0 .30 Asso ultra Makine : Metalim Hr5000 Kamış : Remixon Horizon 20 - 50 300cm
Cem tebrik ederim, güzel avın bir o kadar da güzel sunumu olmuş. "Ora"daki avlarının tadında ve gönlünce devamını dilerim. Levreği denizlerin alabalığı diye anlamışımdır hep nedense. Levrek denilince tuzlusuda yaşayan hırçın alalar aklıma geliverir. Levrek tecrübem olmadığı için bir sorum olacak, cevaplarsan memnun olurum. Alabalık avı ile aynı ebattaki bir levreğin avcılığı arasında benzer ve farklı yönler nelerdir, biraz bahseder misiniz?
Cem öncelikle tebrikler ancak ilk fotoğraf, iğnenin battığı yer açısından, biraz acımasız olmuş gibi.
Tebriğiniz için teşekkür ederim Cevap olarakta ; Kesinlikle kilo civarı alabalığın keyfi deniz levreğinin kilo ebatına göre daha zevkli , çünki levrek dibe iniş yapan bir balık , alabalık ise aksine çıldırmış gibi havalara uçmakta . İri gökkuşağı alabalığı yakalama zevkine bu sene nail oldum , ve keyfi çok güzel özelliklede kaşıkla yakalandığında. Kırmızı beneğin ise o denli bir aksiyonunu yaşamadım zaten ondada 400 gram civarı en büyük boy yakalamışlığım var.Ama beni her zaman cezbeden ne şekilde olursa olsun levrektir.
Cem teşekkür ederim, ala-levrek mukayeseni zevkle okudum. Oh ne iyi, pek ala demek ki levrek ne menem bir balıktır demek için bir sebebim kalmadı diyerek ilk cümlelerinde levreğin zihnimde oluşan tahtı sallanmaya başladı, "aferin ala, aferin sana" diye sevinirken son cümlen ile yıktın beni abicim.
ya o balıklar genç yaşta evlenmiş doğudan zorla karadenize göç eden ana babaysa tebrikler güzel ve tadında av olmuş