Hani yazmadan edemedim başıma şöyle bir olay geldi,yaklaşık iki sene önce cumartesi pazar 2 gün için Bulgaristanın haskovo şehrinden kalkıp Tekirdağa dayımların yanına yazlığa gittim yüzmek için denizin durumu pek iç açıcı olmadığından bindim arabama önceden adını duydyğum Tekirdağın çıkışındaki Yazır gölünü buldum mısırla kiloluk ve az üstü 1 saat içinde 3 adet aynalı sazan yakaladım.Aracım e46 bmw makyajlı kasalardan ve en önemlisi bulgaristan plakalı bir süre sonra elinde ne idiği belirsiz bir makbuz koçanı,yanık tenli güneş gözlüklü üzerinde atlet belinde freebag dedikleri bel çantası altında kırmızı bir şort ve parmak arası terlikleri olan bir artist yaklaştı önce arabamı ve içini uzun uzun inceledi,aracın camında bir süre saçının orasını burasını düzeltti arabaya yaslandı ve 10-15 dakika kadar bir ses çıkarmadan beni seyretti bende oturdun katlanır sandalyeme hem yemliyorum balık tuttuğum yeri hemde yemlediğim mısırlardan yiyiyorum vatandaş sessiziğini bozmaya karar verdi ve bana seslendi sözde gölün sahibi-komşi bilet ben-ben kendimi aptal yapıyorum Türkçe yok ben bilmek sözde gölün sahibi-ben bu gölün sahibiyim diyor ve muhtardan kiraladım burayı diyor ben-yarım yamalak kaç para diye soruyorum sözde gölün sahibi-o bana içki varmı diye soruyor?bu arada elindeki makbuza aracımın ön kaputuna eğilip trafik cezası yazan bir polis edasıyla 50 tl yazıp bana uzatıveriyor anında yırtıp atıyorum bana ne desin beğenmezssiniz telefonunu çıkarıp şimdi jandarmayı arıyorum ve bu yaptığımdan ötürü çok ağır cezaya çarptırılacağımı söyledi eee... bende artık Türkçe konuşmaya başlıyorum kısa süreli bir şok geçiriyor bu duruma ve iki parçalı oltamı çok kısa bir sürede sudan toplayıp tuttuğum balıkları da salıveriyorum balıkların salınmasına da bir şok geçiren vatandaşa diyorum ki beni köyünüzün muhtarına götür tanışmak istiyorum cevap hazır:muhtarımız şu anda köyde değil benim kafa yörüngesinden hepten çıktı zaten muhtar olsa ne oacak olmasa ne olacak biliyorum ki iç suların Türkiyede şahıslara kiraya verilmediğini hadi dedim seni köye bırakayım yok dedi daha gelen olur onlara da bilet kesmem lazım demez mi sağıma soluma baktım düşündüm iç geçirdim aman dedim dinsizin hakkından imansız gelir olan oltama olsun başladım oltayla kafa göz yapıştırmaya eşek gibi bağırttım kovaladım gölün boyunda şerefsizi abi deyinceye kadar bırakmadım,hala hatırladıkça içim sızlar kayıncık ağızlıyı ama oldu birkere ayrı zamanlarda 2 kere daha gittim artık gölün sahibinden eser yoktu.Sıkılmadan okuduğunuz için teşekkür ederim
Öncelikle herkese merhaba, Geçen yaz ziyarete gittiğim bir köyde, köyün sulama ve geliştirme kooperatifine bağlı bulunan bir gölet vardı. geçen yıla kadar balık tutturmuyorlardı. muhtarla bizzat görüştüm ve bu sene serbest edildiğini öğrendim. muhtara burayı paralı avlak haline getirin, zaten küçük gölet yoksa ne balık kalır ne doğa dedim. Muhtarın cevabı aynen şöyleydi: -Hocam, bizimde niyetimiz o. bu sene insanlar öğrensin diye serbest bıraktık, ama şimdi paralı avlak yapma yolunda başvurumuzu yaptık sonuç bekliyoruz.. Anladığım kadarıyla, kooperatiflere vb bağlı bulunan sulama veya taşkın önleme göletlerinde resmi kanaldan yetki alınarak ücretli avlak haline getiriliyormuş. Ama, elbette ki makbuzsuz olursa illegaldir. Acizane, paralı avlaklardan yanayım. hiç değilse bekçisi olur, hiç değilse eline olta alan herkes katliama gitmez.. Sürc-i lisan ettimse affola. selam ve saygılarımla...
benim artık inancım kalmadı arkadaslar göletlere ihale ile girilip ağ kurulabiliyor :S bu devletin bir yasası fakat iş amatör balıkcılıga gelince olta bası 5 tl isteniyor bu nasil bir ikilem ya ?