0.5 lt lik küçük pet şişelere balık dolduran bazı tipler görüyorum özellikle galata köprüsünde yaptığının yanlış olduğunu söylemek için yanına gidiyorum, bir bakıyorum yok bir şey anlatılamaz.
3-4 aylık iş tepmosunda, balığa hiç fırsat bulamadığınız bir ortamda, elinize güzel bir fırsat geçtiği anda, kravatınız takılı olduğu için eminim olta sallamazsınız! Hiç düşündünüzmü acaba o adamın izin günü varmıdır? İşinden evine dönerken bulduğu 1 saatlik fırsatta hem yemeklik balığımı alayım hemde zevkimi yapayım diye düşünmüş olamazmı? O 1 saatlik fırsatta eminim sizlerde 50 dk ev yolunda geçirip 10 dk balıkta takılırsınız!
ilk resimdeki turşu kabı ile yaklaşık 6 ay avlandım, ilk zamanlar balık turşusu mu yapıyorsun diye takılanlar olmuştu (hatta kendileri de balıkları yoğurt kovasına koyan kişiler) bunu kullanmaktan çekinmedim çekinmem de sonuç itibari ile av bittiğinde taşıma olayı en rahat ne şekilde yapabiliyorsam o şekilde taşırım, güzel bir çantam vardı malzemelerimi koyduktan sonra o turşu kabı sığacak kadar yer kalıyordu sonuç itibari ile toplu taşıma araçları ile seyahat ediyoruz, yolculuk esnasında kimse balığın kokusunu çekmek zorunda değil, kapatıyorum kabın ağzını ne koku çıkıyor be su sızıyor. pet şişe (yarım litrelik, 1.5 litrelik) kullananlar benimde hoşuma gitmiyor ama kim ne kullanmak isterse onu kullanır, yeter ki sirkülerdeki limitleri aşmasın
Balığa istanbulda bir yere gideceksem ya motosiklet le gidiyorum yada otobüsle iki araçtada leğen taşıyamıyorum 5 lt lik bidonlar veya bir poşet işimi görüyor balığa saygı duy diyorsunuz da ya mağdem saygılısın avlama abi avlama o zaman hayvanı yuvasından aldıktan sonra saygının anlamı ne ki istersen kıbleye çevirip kefene saralım ya kara avı da yapmaktayım yaban tv de bıldırcını çulluğu vurduktan öldürdükten sonra eline alıp seviyo gösteriş yapıyo yapmacık hareketler mağdem seviyosun öldürme kardeşim sende balığı tutma o zaman birini vurduktan sonra cenazesine saygı duysan ne farkeder
yukarıda bi arkadaş güzel konuya değinmiş. gerçektende zarzor imkan bulup balık hobisini araya sıkıştırmaya çalışanlar var. yani o adam iş çıkışı fırsat bulmuştur yada belki tutacağından bile ümidi olmayan bi amatördür. bence bu gayet göreceli bi konudur.. ama balığa saygıyla bi alakası yoktur. adamın arabası yok trenle balığa gidiyo çantaya zor takımı sıkıştırmış bide eline kova alsın o kokuyla ohh.. yani insan kendi avıyla resim çekilir mesela doğaldır.. ama balığı 50 kere livardan çıkarıp zar zor nefes alırken tüm sülale tek tek resim çekinmek saygımıdır?? yada tutulan balığı ağzından iğne geçirip karnından çıkararak canlı canlı savunmasız ve kaçmasına fırsat vermeden diğer balığa canlı yem diye sunmak saygımı ? hani avcılık avada şans tanımaktı.. avına iğne sokup kaçma şansını elinden alıp öteki balığa yem ediyosun . nolcak şimdi.? he gelelim ben canlı yem kullanıyormum kullanıyorum sık olmasada sonuçda kullanırım . avımın rapor sunmak açısından resminide çekerim. ama ben bunları yaparken bir başkasınada vay istavriti yakalamışsında yoğurt kovasına koymuşsun yazık deilmi hayvana diye gereksiz bir duyarlılık içine girmem . yani içi temiz oldukdan sonra suyu değiştirildikden sonra ha büyük kova olmuş ha üstünde bilmem ne memba suyu yazan 5lt lik pet olmuş. kıraça olayına gelince. bu kovayla yada parayla alakalı değildir. o petşişelerdekinden daha çoğunu 5-10 tl lik kapaklı mapaklı özel kovalardada gördüm
Aynen katılıyorum, sabah 8:00da trafikte çıkmış aksama kadar iki firma ile görüşüp iyi isler kapmissiniz. Saat olmuş 18:30, günesin altında trafikte 4 saat harcamissiniz ve biraz stres atma için bagajdan oltayi cikarmissiniz. Ne takıma ayakkabıya ne de kovaya dikkat ederim. Dikkat ettigim kiracalari geri göndermektir...
5 lt'lik şeffaf su şişesinde hele kızgın güneş altında o balıklar haşlama oluyor. Bu kaplarda suyu tazeleme zor olduğundan ihmal ediliyor. Balıklar ölmeden hemen önce idrar ve dışkı yaparlar.Sonuç olarak idrar kan, dışkı ve sıcak sudan oluşan bir ortamda balıkları alıkoymanın savunulacak bir tarafı yoktur.
denizbilimciye yetisemezzsiniz abi, cunku adi ustunde denizbilimci, adam herseyi detayiyla biliyor, karsi gelmektense birseyler kapmaya bakderim
90 lı yıllarda, pamukbankta çalışıyorum , Rahmetli babam telefon açıyor, Muvaffak ben arabayla ahırkapıya gidiyorum senin oltalarıda aldım , Mesai bitiyor . hop sirkeciden trene ve cankurtatranda inip hop sahile .. eee tabii kravat gömlek le .. 2-3 saatte keyiftir.. Ayrıca, poşet torbaya balık koyan insanlar varken , turşu bidonu , yine iyi kalır
Valla süzgeçli güzel bir balık kovam var ama çok büyük, arabayla avlağa gidersem onu alıyorum, yok otobüsle gidiyorsam almam, çünkü çok büyük, sorun oluyor.. birgün eşim 3 kiloluk yoğurtlardan almıştı, yoğurdun kabına baktım, yoğurt bitince kabı atma dedim.. sonra o kabı aldım, güzelce yıkadım, kuruttum, kabı yüklükteki sprey boya ile metalik gümüş griye boyadım.. bizim yoğurt kovası nefis bir balık kovası oldu sırt çantama da rahatlıkla sığıyor, yeteri kadar da balık alıyor.. daha ne olsun, o kovayı çok seviyorum
ya kimseyi elestirmek haddim degil ama bende takim elbiseyle baliga gittim evet biraz abes oluyor fakat arkadaslarin dedigi gibi isin ucunda balik varsa bazi seyleri umursamiyoruz pet sise olayina gelince sonucta baligi ortamindan cikarmisin geri salmadiktan sonra ha kovada olmus ha pet sisede belki yanlis dusunuyorum ama buda benim dusuncem