rapala iğnelerinin misinaya dolaşması

Konu, 'Kıyıdan Balık Avcılığı' kısmında ozkan_askan tarafından paylaşıldı.

  1. aTomKarinca

    aTomKarinca Yavuz

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    767
    Şehir:
    IstanbuL
    Favori Kamış:
    Linea-effe Extreme cast 4.40
    Favori Makine:
    Daiwa EMCAST SPORT 5500
    En İyi Avı:
    Eşkina 2,750 Gr
    rapala bedeninin kLips'e takılan ucuna mutlaka fırdondu takılmasını siddetle tavsiye ederim.. beden kendi kendine dolanmaz.. dolansada bu olasılık minimum'a inecektir.. rapalanın dibi bulması esnasında ise bence ilk verilen aksiyonun değeri cok cok önemli.. ilk aksiyon sert olmalı ki.. rapala biraz havalansın kursundan ayrılsın vs vs vs... iyi aksamlar arkadaslar...
     
  2. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Spirolino var bende abi, geçen gece arkasına rapala takıp su üstünden çektim biraz ama balık alamadım. Havalar biraz daha soğuyunca tekrar deneyeceğim.

    Bence Boğaz'da yapılan bu sahte avcılığını o kadar küçümseme. Boğaz kendine has, Dünya'da eşi benzeri olmayan bir yer. Eminim zaman içerisinde pek çok yöntem denenmiş ve bu kurşun arkası sahte çekme işi pek çok deneme yanılma sonucu geliştirilmiştir. Her geçen gün bu avın yeni bir detayını öğreniyorum ve şaşırıyorum. Boğaz avclarının aslında çok başka amaçlarla geliştirilmiş olan ürünleri pek çok buluş ve pratik yöntemle Boğaz şartlarına uygun hale getirmelerine saygı duyuyorum.
     
  3. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    banghead

    Etme eyleme aret. Boğaz kendine has mı, bu doğru. Ama toptğrafya değil, coğrafya açısından öyle. Su, akıntı vs. olarak burası gibi olan tonla yer var. Siz gel-gitin ne olduğunu bilir misiniz? Boğazın akıntısını mumla ararsınız koca okyanusta. Her yer akıntı burnu oluverir. Ve balık gelgitte olur.

    Ben boğaz gibi akıntı vs. koşulları taşıyan çok yere olta attım. Emin ol ki, o açıdan boğaz yeğane yer değil asla.

    Ama boğaza kıyısındaki avcıları koyarsanız, o zaman durum başka. Öyle akıntıya şöyle şeyleri, böyle malzemeyel atanların olduğu bir yer ben bilmiyorum, bu doğru.

    Pek çok yöntem vs. de geliştirilmiş değil aret. Basitçe, senden öncekilerde öyle diyordu. Gidip yeni bir şey gösterseniz, deneyelim filan deseniz, benzer bahanelerle itiraz ederler. Buyur, lüfere yemleme dedik mesela. Ne oldu? Biz dedemizden öyle görmedik, olmaz öyle şey diye kıyamet kopmadı mı başında? Bir deneyelim, niyeti anlayalım, ona göre taktik bulalım vs. bakarsın fayda eder mi dendi mesela? Hah, öyle dense, denense sonuç alınamasa, hay hay.

    Olan şu oluyor. Birisi bir gün hasbel kader bir macera arıyor. Sarayburnu'nda sırtı atıp istavrit tuttuğu takıma bir rapala bağlıyor, atıyor. Hasbel kader bir palamut denk geliyor. Ardından hurra... Bir bakıyorsunuz palamutu gördüler ya, millet kırk yıllık rapalacı olmuş. Sonrada acayip şeyler işte böyle, orta iğnesini çıkar. Gagasını kes filan. Böyle asla optimum verimi alamazsın bir takımdan. Eğer gaga, orta iğnesi vs. sorunsa, buna göre o sorunlarıda giderecek bir şey yaparsın. Deneme yanılma, böyle körleme yapılmaz. Onun stratejisi farklıdır, yöntemleri böyle değildir.

    Benim başıma bilhassa boğazda sık geliyor Aret. Atarım, paldır küldür peş peşe balık gelir. Yakındakilerde bir şey tık demez. Meraklı biri gelir, yem ne takıyorsun gibisinden. Gösteririm, istavrit. Ama bu takım farklı, bak böyleyken böyle. Cevap peşindir, hazırdır. Burun kıvrılır, "Balık olsa gelir."

    Yahu işte balık var, bize geliyor. Örnek alsanda, bir şeyler yapsan... Olmaz...

    Bu sizinde başınıza gelmiştir. İlla benimkiler gibi yeni icat olması gerekmiyor. Adam yemi yamuk yumuk takar. Balık yüz vermeyecektir. Dersiniz, yemi şöyle tak filan. Cevap "balık olsa gelir".

    Bunun neden böyle olduğu derin bir konu. Ama bunun böyle olduğu ortada, ayan aret.

    Şimdi boğaz usta(!) larına verip veriştirip, bunlar bir halttan anlamazda, etmezde d,ye verip veriştirmek, bağcıyı dövmektir, hiç bir halta yaramaz.

    Ama onların kullandığı teknikleri tartışmak, bunlar iyi değil demek, bu başka bir şeydir. Bu her durumda, çok çok faydalı bir şeydir. Eğer, o düzeneğin daha iyisi olamıyorsa, o düzeneğin iyi olduğuna emin oluruz. ama değilse, hah, o zaman daha iyisini yapabilme imkanımız olur. Yoksa, amanda ustalar bunlar, doğrudur yaptıkları dersek, olduğumuz yerde kalırız.

    Ve diyelim, baktık, gördük, denedik ettik vs. ve kullanılan takımlar harbiden en iyisi miymiş? Olabilir. Bu önemli değil. Zira şartlar değişir. Yeni şeyler çıkar, iğne, kurşun, misina vs. vs.. Suyun dinamiği değişir vs. vs. Sonuçta, bir şeyler değişmektedir. Bu yeni durumda o takımın en iyisi olduğunu düşünmek, hata olur. Sürekli, mevcut teknolojiyi sorgulamak ve daha iyisini bulmaya çalışmak lazımdır.

    Ama bu yapılmaz. Çünkü amaç kova doldurmaktır. Balık tutacağı bir şekilde belli olmuş bir şey varken, kovayı doldurmak daha garantili iken, bizim boğaz ustası asla yeni bir şey denemez. Hatta, çapari 10'arlı dolu geliyorsa, yahu belki arkasında bir şey vardır diye, uygun bir sahte atmayı bile denemez.

    Boğazın hali budur aret. Dilersen bir düşün, yanılıyor muyum?