Rezve Deresine dev sazan

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında carpangler tarafından paylaşıldı.

  1. carpangler

    carpangler

    Mesajlar:
    174
    Şehir:
    Kırklareli
    Favori Kamış:
    olta
    Bir öğretmen arkadaş anlattı. Olay 12 yıl önce ( 1994) İğneada da Rezve Deresinde gerçekleşmiş. Kendisini 7 yıldır tanıyorum ve yalan söyleyecek biri değil. Öğretmenler lokalinde oturmuş sazan üzerine konuşuyorduk “Ben onu bunu bilmem, kendim zaten bu işten pek anlamam.”diye başladı. “Benim balıkçı diyebileceğim bir tek kişi vardır, onun üzerine kişi tanımam. Her nereye ava gitse boş dönmez. Gittiği yerde ilk tuttuğu küçük balığın karnını yarıp, ne yediğine bakar sonra da bütün oltaları o yemle suya atar. Dutsa dut, pelitse pelit,solucansa solucan…”
    Her neyse hikaye şu;
    Zeki hocam ve Bulgaristan muhaciri olan bu arkadaş İğneada da kamp yapmaktalar. O gün Bulgaristan sınırındaki derede sazan avlamaya gidecekler. Aslında yaklaşması yasak olan bu yere Zeki hocanın sınır devriyelerinde bir arkadaşının yardımı sayesinde gidiyorlar. Tabii sadece 3-4 saatliğine olmak koşuluyla. Asker çok geç vakte kadar kalmamaları gerektiğini yoksa devriyeler tarafından gün batımında yakalanabileceklerini söylüyor.
    Avlanacakları yeri buluyorlar.Derenin küçük bir gölet halinde biriktiği yerlerden birisi.Göleti besleyen su 2-3 genişliğinde yaklaşık 1m kadar yukarıdan dökülüyor. Etrafı meşe ağaçları ile dolu ve ortalık palamut (pelit de denir) meyvelerinden geçilmiyor. Büyük olan kancalara bu pelitlerden takıp atıyorlar. Hepsi kasnak. En kalın misinalardan kullandık diyor Zeki hoca. Herhalde 0,60 olabilir. Bir müddet bekledikten sonra oltalardan biri oynuyor. Muhacir vatandaş çekmeye başlıyor,biraz çek,biraz bırak Fakat daha 2m çekemeden olta takılıyor. ‘Tut şunu’ diyor Zeki hocaya. Atlıyor suya. Bizimki oltayı çekmeye çalışırken diğeri yüzerek karşı yakaya geçip uzun bir dal parçası bularak suya vurmaya başlıyor. Bazen de bir mızrak gibi suyun içine hamleler yapıyor. Bu şekilde bir iki dakika geçtikten sonra Zeki hocanın tutuğu olta sanki ucunda bir kütük varmışcasına ağır ağır gelmeye başlıyor. Fakat bizimkinin elleri başlıyor misina tarafından kesilmeye. Bu sırada arkadaşı yüzerek tekrar Zeki hocanın yanına gelmeye çalışıyor bir yandan da ‘ sakın bırakma’ diye emirler yağdırıyor.Az sonra eline üzerinden çıkardığı gömleğini sarıp beraber çekmeye başlıyorlar. Bir müddet böyle balığın ağzı su yüzeyine gelene kadar uğraşıyorlar. Dev bir pullu sazan! Ağzı hava alır almaz balık yan dönüyor ve solungacından şiddetli bir ‘tıss’ sesi geliyor. O anda arkadaşı tekrar suya giriyor,balığın yanına varıp sol kolunu balığın sağ solungacından geçirip Zeki hocaya da yanına gelip sağ kolunu balığın ağzından geçirmesini söylüyor. Bizimki korkuyor başta fakat biraz azarlanınca dediğini yapıyor.Bele kadar suya girip elini balığın ağzından içeri sokuyor. İkisinin elleri balığın ağız ve solungacı arasında kenetleniyor. İşte bu andan itibaren balığı itiş kakış karaya çıkarabiliyorlar. Üst baş sırılsıklam tabii. Arabaya yüklemek de ayrı bir dert. Lada Samara marka aracın arka koltukları yatırılıyor ve bagaj kısmından içeri balığı koyuyorlar. İğneada’ya döndüklerinde topuzlu el kantarı ile tartıyorlar. Zeki hoca bugün hatırladığı kadarı ile balığın 46 küsür kilo geldiğini söylüyor.:eek: Balığı oradaki balıkçılara parçalatmışlar,sadece kafası 7 kg gelmiş.
    Bulunduğu konum itibarı ile böyle bir derede bu kadar büyük bir sazanın olabileceğine gözümle görmediğim için inanmak çok zor geliyor. Fakat balıkçılıkla bu kadar içli dışlı olmayan birisinin bu kadar ayrıntılı anlatması da biraz zor. Yine de güzel bir hikaye olduğunu düşündüğüm için sizlerle paylaşmak istedim.
     
  2. çok teşekkürler; gercekten güzel hikaye, inanması zor ama olmayacak bir şeyde değil hani:D
     
  3. özkan

    özkan

    Mesajlar:
    907
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    kırlangıç 1,5 kg
    güzel hikaye, bu kadar ayrıntılı anlatıldığına göre gerçek gibi duruyor.
     
  4. SEMthecarpist

    SEMthecarpist

    Yaş:
    54
    Mesajlar:
    131
    Şehir:
    KIRKLARELİ
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    SAZAN
    Ellerine sağlık hocam, bahsettiğin Zeki hocayı tanıyorum bildiğim kadarı ile pek balık işleri ile yakından ilgilenmez o yüzden bu detaylara bakılırsa doğrudur, kaldı ki öyle bir yerki anlatılan yer belkide yıllarca olta atılamamış ... balığın bu oranlara gelme olasılığı da göz önünde tutulursa neden olmasın...!:rolleyes:
     
  5. avcı_55

    avcı_55 Alaattin ışık

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    293
    Şehir:
    İstanbul /Dudullu
    Favori Kamış:
    Olta.
    Güzel bir hikaye .Ve ben bunun doğru olduğuna inanıyorum.Sende bize aktardığın için sağol.
     
  6. HARUN

    HARUN

    Mesajlar:
    23
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    sazan 300 gr
    bu hikayeyi bize anlattığın için teşekkürler ilginç ama güzel bir hikaye