Bu akşam yeşilköy sahildeydim, oranın kedileri beni çok severler, hiçbirini aç göndermem, ne zaman yanıma bir kedi gelse "söz ilk çıkan balık senin" diyorum, arkasından oltamda bir tık, bir tık daha kedinin kısmeti hemencecik geliyor.Bugün biraz farklıydı, dört tane kedi yavrusu vardı yanımda, 2 - 2 farklı kardeşlerdi,dişlerine bakılırsa aynı zamanlarda doğmuşlardı, ama 2 tanesi tombul diğer ikisininse kemikleri sayılıyordu.Vücutları o kadar zayıf kalmıştı ki kafaları vücutlarına göre çok büyük görünüyordu.Tesadüf hayatta işim olmaz sahile inerken 1 litre süt almışım yanıma, bir pet şişenin dibini kesip çıkardım önlerine koydum, benden çekindikleri için ben gelince kayaların arasına kaçıyolrardı.Süte ilk gelen anneleri olan yavrular oldu ve bütün sütü bitirdiler, Asıl aç olanlar yanına bile yaklaşamadı, ben de kutucuğu alıp yeniden doldurup bu sefer aç olanların yakınına koydum, durum inanılmazdı sütün yanına gelicek halleri bile yoktu, yavaşça yaklaşıpkutuyu biraz daha önlerine doğru ittirdim, yavrular sütün kokusunu alınca havayı koklamaya başladılar, ilk tek gözü kör olan siyah yavru geldi yanına ,biraz içince de diğeri, bitirdiler sütü.Ben de bidaha doldurdum, az sonra başka yerde balık aramak için ayrıldım, ancak aklım onlarda kaldı, anneleri güvende olsunlar diye kayaların arasında bırakmıştı onları, ancak başına bişey gelmiş olmalı ki bidaha hiç gelememişti geri, yavrular bıkmadan usanmadan aç susuz annelerini bekliyordu orada, daha yemek bulmayı çöp karıştırmayı bile öğrenememişlerdi, onların tek bildiği annelerinin oraya gelip onları besleyeceğiydi.Onları orda bıraktım ama aklım onlarda kaldı, belki de bundan sonra anneleri yerine bir yabancının gelip onlara bir küçük kap dolusu süt, yada küçük bir balık vermesini bekliyecekler.Biliyorum ki doğa kanunları onlar için pek de adil olmayacak, birdaha gittiğimde o yavruları orada bulamıyacağım. Onlar annelerini veya kendilerine bir küçük kapdolusu süt vericek bir yabancıyı bekleyerek kısa ömürlerini bitirmiş olacaklar. Arkadaşlar hepinizden ricam balığa gittiğinizde denizden çıkan kısmetinize oralarda bekleşen hayvanları da ortak ediniz. Bereket paylaşıldıkça büyür!!
Tesekkurler Yucel, cagrina ve temiz kalbine. ben zamaninda kiyiya gidince mahallenin butun kedileri pesime takilirdi. hepsinin adini ve karekterini bilirdim. Bazisi arsizdi, bazisi korsan.Bazisi pamuk, bazisi peri...Ancak bir Ismail Vardi ki.Terso mu terso.Herkesin belalisi.Kulaginin bir kenari kirik. tekirlerin en yesili.Dev gibi bir kedi.Oyle karizmatik kedi hayatimda gormedim. Kediye lufer kaptirdigimi bilirim.Yemin ediyorum balik kapan kediden buyuktu. Ama hepsi mukemmel anilar. Nedemek istedigini cok iyi anliyorum dostum.Kendine iyi bak.
Bende Maltepe-Dragos arasındaki kedileri beslerim sürekli. Hemde öyle istavrit, izmarit falan değil. Sarıkanat-Lüfer ile. Az düşürmedim bu balıkları kayalıklara veya çektikten sonra yere düşüp Lüferlerimi çalan çok kedi gördüm. Fakat yinede akşam giderken bütün yemlerimi onlara bırakır öyle giderim.
Öyle veya böyle, ne güzel onları canlı görüp beslemişsin! Ben bu cumartesi çatladıkapıda balıktayken, yavru bir kedi denizde ve cansızdı!........
Yücel elıne saglık.Tesekkurler bu hisleri paylastıgın icin. HAYVANLARI SEVMEYEN İNSANLARI SEVEMEZ...!!
valla duygulanmadım desem yalanmı yalan olur. çok güzel bir davranışta bulunmuşsunuz. hepinizi tebrik ederim. ne iyi insanların arasına düşmüşüm yav
çok haylazlar bazen kaşık atarken arkamı kollarım kaşıklara atlamaya çalışırken gördüm bir ikisini mazallah takılacak biri sonra uğraş dur yazık olacak hayvana
Arkadaşlar şu sıralar hepiniz biliyorsunuz ki su kıtlığı var, eskiden sokaklarda su birikintileri olurdu, hayvanlar su içerlerdi, artık kalmadı. Kapımızın önüne veya bahçenize 1 tas su bırakırsak, en azından susuzluklarını giderirler zavallılar. Bizim evin bulunduğu yer ağaçlık epeyi, her yer martı, kuş, karga. Geçen sene yazın bi ara mahalledeki kuşlar azaldılar, ama belki %90 azaldılar. Sonra gazetede okudum, yanılmıyorsam ümraniye taraflarında tatlı su göleti varmış, hayvanlar su içmeye oraya gidiyorlarmış, ama bi fabrika atıklarını bırakmış, içenler telef olmuşlar. Mimar Sinan eserlerinde kuşlara yuva yapmaları için yer, hatta su içmeleri için yalak yapıyormuş, biz herşeyi unuttuk, etrafımızı görmüyoruz artık sadece kendimizi düşünüyoruz.