Sakarya Nehri'nde Balık Ölümleri Sakarya Nehri'ndeki Balık Ölümleri Devam Ederken, Balık Ölümlerine Nehre Zehirli Atık Boşaltan Bir Tankerin Neden Olduğu İleri Sürüldü. Sakarya Nehri'ndeki balık ölümleri devam ederken, balık ölümlerine nehre zehirli atık boşaltan bir tankerin neden olduğu ileri sürüldü. Sakarya Nehri'nde önceki gün başlayan balık ölümleri bugün de devam etti. Sakarya Nehri Geyve ilçesi Boğazköy yakınlarında görülmeye başlanan balık ölümlerinin, nehre bir tankerin kimyasal atık boşaltmasından kaynaklandığı öne sürüldü. Yumurtlama döneminde ve nehrin zemininde yaşayan kum balıkları su yüzeyine çıkıp can çekişerek öldükten sonra kıyıya vurdu. Nehrin Geyve ile Adapazarı kesimi arasında kıyıda yüzlerce büyük balık ölüsü bulunuyor. Balık ölümlerinin yaşandığı nehir kenarında bulunan kum ocaklarında çalışanlar ise, nehrin içerisinde can çekişen balıkları nehre akan dere ağızlarına getirerek temiz suyla yıkıyor. Nehirde artık elle tutulabilen balıkların büyük bölümünün alt kısımlarında kızıllık oluştuğu görülürken, nehir kenarında işyerleri bulunan vatandaşlar ise 3-4 gün önce nehirden ölü balıkların akmaya başladığını belirterek, "Nehir hiç böyle olmazdı. Öyle ki zeminde yaşayan balıklar yüzeye çıkıp kızarıp ölüyorlar" diye konuştu. Sakarya Nehri kenarında evi bulunan Yusuf Uzuner de, balık ölümleri yaşanmadan önce Pamukova ilçesinde bir fabrikaya ait tankeri nehre kimyasal atıklarını boşaltırken gördüğünü söyleyerek, "Pamukova ilçe girişinde nehre atıklarını boşaltıyordu. Görünce jandarmayı aradım. Plakasını bildirdim. Olaydan bir gün sonra nehirde balık ölümleri başladı" dedi. Çevre ve Orman Müdürlüğü ekipleri de vatandaşları, can çekişen balıkları yememeleri yönünde uyardı. Sakarya Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada ise, Sakarya Nehri'nde balık ölümleri yaşandığına dair alınan ihbar ve duyumlar üzerine konuyla ilgili gerekli incelemeleri yapmak üzere İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile İl Tarım Müdürlüğü'nden teknik elemanların görevlendirildiği bildirildi. Yapılan incelemede Geyve ilçesi Boğazköy mevkiinde nehir içerisinde balık ölüleriyle karşılaşıldığı, ölü balıkların nehrin daha yukarı kısımlarından gelmekte olduğunun görüldüğü belirtilen açıklamada, "Bu bölgedeki kıyı kesiminde de su içerisinde birikmiş ölü balıklar görülmüş, nehrin membaı yönünde yapılan incelemelerde Pamukova'ya kadar olan kısımda seyrek yoğunlukta ölü balığın su yüzeyinde aktığı görülmüştür. Doğarçay, Alifuatpaşa, Geyve, Pamukova ve Mekece güzergahında incelemelerde bulunulmuş, nehir kenarında bulunan önemli fabrikaların atık su arıtma tesislerinin çalışır durumda olduğu belirlenmiş, buna rağmen tesislerden analiz ettirilmek üzere atık su numuneleri alınmıştır" denildi. Açıklamada ayrıca, teknik elemanlar tarafından Geyve, Boğazköy ve Pamukova Gökgöz köyünden alınan ölü balık numuneleriyle bu bölgelerden alınan su numunelerinin analiz ettirilmek üzere ilgili yerlere gönderildiği belirtilerek, analiz sonuçlarına göre hareket edileceği ifade edildi. Açıklamada, "Bölgedeki önemli tesislerin dışında balık ölümlerine neden olabilecek tarım ilaçları ve ani atık boşaltılması veya mevsim şartları, nehir akış rejimi gibi diğer unsurlar da göz önüne bulundurulmakta ve çalışmalar ekiplerimizce sürdürülmektedir" ifadelerine yer verildi. (İhlas Haber Ajansı) 07.05.2007 16:09 Bizzat kendim şahit oldum 1.80 m boylarında bir yayın gördüm ölü.
Köyde evimizin önünden akar sakarya nehri.Bunca yıl neler yaşadı bir bilseniz. Her yıl bu dönemlerde böyle vakalar oluyor.Ama artık açılan yaraları saracak gücü kalmadı.Biriktirilen fabrika atıkları her yıl yağmurlarla beraber nehre bırakılıyor.Yapılan hiçbir şey yok.Sen ne yapıyorsun diyen olmayınca katliyamlar her yıl tekrarlanıyor.Manzarayı tahmin edebiliyorum. Kaybediyoruz farkında değililiz.
En büyük eksiğimiz zaten bu bizim yarayı kendimize çocuklarımıza ve geleceğimize açtığımızın farkında değiliz.
92-93 yillarinda Sakarya nehrinin denize dokuldugu havzanin icinde bulundugu Karasu ilcesinde bulundum. Manzara hem deniz hem de tatlusu balikciligi acisindanakillara durgunluk verecek guzellikteydi.Irmak can doluydu.Yilanlar, su kaplunbagalari, envai cesit tatli su baligi...Hele yayinlari, insana kafayi yedirttirir.Lokantalarina girdiginizde ister tatli su ister deniz baligin alasini bulur, alasini yerdiniz.Genctim ve cok guzel gunler gecirdim orada. Hic unutmam kiyida cafeterya gibi genisce insanlarin oturup zaman gecirdigi bir yer vardi. Girdigimde gozlerime inanamadim.Assagi yukari iki metre bir mersin baligini tezgaha yatirmislar, sergiliyorlar.Allahim o ne guzellik.Acidim. Mersin baligi kikirdakli baliktir. Etinden cok havyarinin degeri icin balikciligi yapilir.Ancak Rusyada bu balik ozel cerrahlar tarafindan resmen ameliyet edilerek havyari alinir balik bu operasyondan sonra dikilerek tekrardan yasama ortamina geri dondurulur. karasuda karsilastigim bu mersin baliginin'da karni boydan boya dikis iziyle yamaliydi.Ancak ne yazik ki bizler ona Ruslarin verdigi degeri anlayamiyacak ve ondan geregince faydalanmanin yolunu bilemiyecek insanlardik ki gariban Mersin coktan ruhunu teslim etmisti. Uzulmustum.Cunku ayni zamanda Mersin baliginin, artik dunya uzerinde turu yok olma tehdidi altinda olan baliklarin en basinda geldigini biliyordum. Donduk geldik uzerinden fazla gecmedi gazetede bir haber, tipki sizin burda paylastiginiz gibi, Sakarya nehri bir gecede iki fabrikanin atiklarini salmasi sonucu buyuk bir kirlenmeyle, binlerce baliga mezar olmus. Kim dusunur balikciyi, milli menfaati, dev yayinlari, Mersin baliklarini."Aman bos ver. Bu Vatani ben mi savunacagim, zaten ben yapmasam bir baskasi yapacak." zihniyeti Mersin baligina yaptigini, bir kac gece sonra kendine yapilmis olarak buldu. Karasu ve Karasu balikcisiydi simdi tezgahta can cekisen.Demek hala can vermeye devam ediyor ha! Ancak dostlarim hic unutmayin ki o tezgahta sergilenen kurban degismekle birlikte , gerisindeki vurdum duymaz cehalet hic degismiyor. Kimse dun sakarya nehrini, ondan sonra Karasulu balikcilari gosteren parmagin birakin baliklari , bir gun kendilerini gosterecegini bilmiyor, veya bilmezlikten geliyor.
Bitmez, bitecek gibi görünmüyor. Daha önce de bir konuda yazmıştım, insanlar herşeyi tükettiklerinde, Armageddon filmindeki gibi bir mucizenin olacağını ve dünyanın kurtulacağını sanıyorlar. Ama bu olmayacak, bunu bilmiyorlar ve anlayamıyorlar. Bence o parmak ufak ufak bizi göstermeye başladı bile. Ama kabullenmek istemeyenler var. Orada av yasağı var dediğim insan, "bırakın da mahallemizde 2 balık avlayalım keyifle" diyebiliyor. Oysa o keyif bir kişiye değil, dünyaya ait olmalı. Hem de sürekli olmalı. Ama bu şekilde süreklilik arzedebilecek mi bilmiyorum ve üzülüyorum. Çok fazla örnek var, Sakarya ise bunlardan sadece bir tanesi...
Yenice barajının altından sakaryaya karışan bir dere varmış, kızıl dere imiş adı... Yukardan gelen selle kıpkırmızı ince çamur dolmuş nehre... Ölen balıkları inceledim, solungaçları balçıkla kaplanmış... Anladığım kadarıyla boğulmuşlar... çünü nehir dışında, derelerin nehre döküldüğü, nehir çamur aktığı halde balıklar yaşamakta... bir de ordaki köylülerden, bazen böyle olduğunu ve her zaman da akan balıkları topladıklarını öğrendim... toplanan balıkların solungaçları hep kırmızı çamur kaplı imiş...
Sakarya nehri Sakarya nehrinde sık sık avlana biri olarak yazmaya gerek gördüm genellikle ilkbahar ve Sonbahar aylarında hepimizin malumu aşırı yağmur yağar Sakarya nehri de Eskişehir bölgesi olan Yukarı Sakarya Havazsı diye tabir edilen bölümünde dağların arasından akar,bu yağmurlarla su dağlardan nehre doğru akar bu sırada dağların yüksek kesimlerinde yetişen ve halk arasında balıkotu diye tabir edilen bitkiyi yıkayarak gelir sonuçta balıklar açısından zehirli olan bu bitkinin zehiri akan suyla Sakarya,ya ulaşınca yakınlarında zehirle temas eden balıkların sersemlemesi bazılareının ölümü çok doğal ve bu her yıl olur ,şöyle düşünürsek neden sadece çok yağmur yağdığı zamanlar ölüm oluyor ve neden Adapazarı Bilecik bölgelerinde olmuyor da sadece dağlık Eskişehir bölgesinde oluyor bu ölümler,Allaha emanet olun,rastgele
Evet mustafa abinin dediği doğrudur. Mayıslar köyünde bir düğün davetine gitmiştik. Bu sırada nehiri biraz gezelim diye nehir kıyısında turlamaya başladık. Tarladaki bir köylü dayı ile konuşma fırsatımız oldu. Mustafa abinin dediği gibi yağmurdan sonra dağlardakı balıkotu sayesinde sakar nehrindeki balıkların sersemlediklerini köylü dayının ağzından bizzat duydum ama kısa zaman zarfında kendilerini toparlayıp tekrar hayata döndürüyor bu ot. Heryıl olan birşey bu
Cok ilginc bir bilgi. Tesekkur ediyorum.Ancak Sakarya nehrinde daha once kimyasal atiklar nedeniyle balik olumleri oldugunu biliyorum. Eger bolgesel ve bahsettiginiz gibiyse gene de uzucu olmakla beraber takdiri ilahi diyelim. Bana bogazdaki kirgin hadisesini hatirlatti. Ancak boyle bir dogal zayifligin o sularda olmasi korumaciligin daha dikkatli on plana alinmasini gerektirir.Cunku balik dogal olarak zaten ciddi bir tehdit altindadir. Saygilarla..
balık ölümleri Efendim ölümlerin olduğu bölgede sanayi olarak adlandırılabilcek tek bir fabrika yok restaurant yok insanlara tarımla geçiniyor çok verimli bir bölge ve sakarya ya gözü gibi bakıyorlar ,ama başka bir konu var DSİ nin Sakarya yı islah etmek adı altında nehrini yatağını bozduğu ve eko dengeyi alt üst ettiği bu konuda bilgisi olanlar yazsın,rastgele
DSİ yi bilmem ama başka amaçlar için Mayıslar köyü civarı sanırım büyük bir teklike altında ESKİŞEHİR POLİMETAL RUHSAT ETÜDÜ Bursa-Bilecik-Eskişehir arasındaki bölgede yapılan genel jeokimyasal prospeksiyon çalışmaları sonucunda belirlenen önemli anomalilerden birisi de Eskişehir-Sarıcakaya-Mayıslar sahasıdır. 2004 yılında ÖNİR.10415 (AR.74262) nolu sahada polimetalik Au-Ag-Sb-Pb-Zn-Mo cevherleşmesine yönelik sondaj ve detay jeolojik çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda sahanın düşük tenörlü büyük rezervli bir altın sahası olduğu düşünülmektedir. Önümüzdeki yıl sondaj çalışmalarına devam edilecektir. Kaynak:http://www.mta.gov.tr
Bu bilgiye üzülsem mi sevinsem mi bilemedim... DSİ Sarıcakaya ve Mihalgazideki belediye ya da kaymakamlığın isteğiyle. Nehir yatağında biriken kum çakıl vb. temizlediğini ve biraz daha derinleştirdiğini biliyorum. Bu çalışma çok fazla balıkçılığı etkilemedi. Geçen sene bu çalışmalar altında çok balık yakaladım. Ama dün TAtil dönüşü Nallıhan üzerinden Sarıcakayadan yaptım Sakar çok az akıyordu ve çamur gibi akıyordu. Balıkotu olayını ise ilk kez burada duydum, çok enteresan.