yarın saray burnuna gitmek istiyorum lüfer nasıl çeken varmı hava nasıl olur sizin tahmininiz ne lütfen cevap verin giden varmı yarın için vede son sorum istavritle zaman kaybetmek istemiyorum karaköyden alsam olurmu
Hava çok güzel olacakmış. Kazak ve yağmurluğunu, çantayı örtecek poşet vs. götürmeyi unutma.. İstavrit biraz al ama, lüfer nazlı olursa dönüp bakmaz. Mümkün olursa, taze tutmaya çalış biraz. Tutmazasan, tutana kadar dvs. idare edecek kadar, biraz istavrit/hamsi elinde bulunursa iyi olur. Mümkünse de, biraz karides yada midye..
Hava iyi rüzgar yapacak, kasketliyi gören tefeci gibi ellerimi oğuşturmaya başladım bile. Aslında, Galata ve/veya unkapanını denesek? Bu havalarda oralar daha bir netice verebilir.. Akıntının sürdükleri halice dalıp, orada oyalanabilir. Bilmiyorum, öyle geçiyor içimden.. Bu arada ummadığımız bir şeyde olabilir. Kar suyu ve yağmur suyu inecek/indi. Malum balık kırgını vakası görülebilir. Dahası, belki öyle bir arkadaşın avatarındaki gibi kepçe ile toplanmaz ama, oltaya filanda vurmaz, salak salak gezer durur balıklar, palamutlar filan. İşte o zaman keten helvadan çıkan dumanlara bakıp, tüüüh be demek gerekecektir... Ama alıştık sanırım, boş dönmeye, bize koymaz.. Nöbetçi "alık" olarak sabah ederiz gene netekim..
Yarın son raporlara bakalım. Galataya veya sarayburnuna mevziyi kuralım derim. Dahası, baktık iş çıkmıyor, ayakların görevi malum başın ceremesini çekmekmiş deriz, uzarız öbür tarafa.. Olabilir mi? Bu havada sarayburnunda çeşide çalışmak iyi olur sanıyorum. Muhakkak benden daha iyi bilenler vardır ama, Fenere doğru, fenere varmadan, geçen takıldığımız civarda kalkan, mırmır vs. denk gelebilir. Halicin bu noktada biraz sorunu var. Yaparsa, palamut, lüfer, çinekop yüzümüzü güldürür de, yapmazsa da, sabaha kadar "yok şu iğnenin sarı renginin, yok bu iğnenin uzun bedeninin vs. faziletleri" hakkındaki geyiklerimle kafanızı ütületirsiniz ancak... Böyle bir sorun var. Sarayburnunda, bu tutmadı, şuna bakalım filan diye uğraşır, büyük ihtimalle sürüyle iskorpit sahibi olur, bir şekilde sabah ederiz..
abi benim için farketmez yakamoz(mustafa abi)da gelecek bayagıdır gelemiyordu işlerinden dolayı bu hafta gelecek serdar abicim kurt bulmamız lazım nasıl yapcaz
Kurt bulmak zor iş harbiden.. Geçen haftasonu galata'daki bir kaç kurtçuda bir miktar mevcuttu. Bu hafta sanırım kimse gitmez kurt çıkarmaya.. Genede, hafta sonu. Bir bakmak lazım köprüdekilere. Ben sabah 10-11 gibi direk karaköye çıkarım. Şöyle bir kurtçulara bakarım. Halden karides doldurur o tarafa gelirim yada köprüde bir yer bulursam oraya mevzilenirim. Belki yemlik bir miktar bir şeyler çıkar..
bugün sarayburnunda kaşıkla lüfer ve palamutun gözüne gözüne vurmuşlar haberiniz ola taka muratın yalancısıyım ona göre :
İyi haberler.. Olması normal.. Genede ben biraz tavuk göğsü alayım. Bunu ezilmiş hamsinin içine koyalım. Biraz kokusu nüfuz etsin, bir deneyelim.. Bakarsınız iş yapar? Son olarak, sarayburnu mu? Galata köprüsü mü?
abi ben akşam 19:30 dan önce gelemem o zaman sen kafana göre takıl abi duruma göre ben gelmeye çalışırım
C.Tesi, 9:30 gibi karaköye indim. Oradan biraz karides vs. alıp, yola düştüm... Köprüde bir kaç amatör vardı. Kurtçu filan yoktu hiç. Onlarda istavrit tutuyordu yemli ile. Takıldım onların yanına, bir saatte filan, 12-14 kadar istavrit oldu, taze taze. Ordan sarayburnuna indim. Bir kaç kayık vardı, ama her dönüşlerinde bir lüfer çekiyorlardı. Balık bulucuyla göz attım, dipteler.. İyi. Hemen çıkardım 150 gr kurşunla yemli attım. Tık yok. Tık olmasına imkan da yok. Kurşun dibe insede akıntı çabucak kıyıya atıyor. Uğraş uğraş yok bir şeyler. 3 Gibi daha az akıntı umuduyla fenere doğru yola çıktım. Fenerin orada yemli bir defa iş yaptı. Hemen.. Sonra kesti. Saat 5 gibi millet toplanmaya başladı. Verdiler rapalayla lüferin gözüne. Ama benim eller iflas etmişti iyice. Hala parmaklar sızlıyor, şiş.. Neyse, bende rapalayla, kaşıkla fina derken 5 tane ancak lüfer alabildim.. Sonra 6:30 gibi hava kararınca yemliye döndük ama iş yapmadı. 8:30 gibi ayrıldım.. Soğuktu. Ama yanımda soğuğa karşı müştemilat yoktu. Kamışın demir halkaları, makina filan tutulunca elinize yapışacak gibi oluyordu. Ellerin ıslak olmasıda cabası. Sonuçta, buna önlem alıp gitseydik, şenlik olacaktı resmen.. Önlem ne olur? En başta, şu cerrahi eldivenleri var ya, ince.. Onlardan olmalı. Bunu elinize geçirince elleriniz ıslanmıyor ve kabarmıyor. Üstüne bildiğimiz eldiven de olur, cebe sokmakta. Ama eller ıslanınca, bir de kabarınca parmaklar iş yapmıyor. Ama genede ne zamandır böyle zevkli balığa çıkmamıştım. Tek kelimeyle nefisti. Tuttuklarımız mesele değil. Mesele, soğukla vs. mücadele içinde av zevki.. Cidden özlemişim böyle avları. Pek güzeldi, pek iyiydi pek.. Telefon kapanmış kendi kendine. Belki erdemyilmaz vs. geldi aradı, ama ulaşamadı. Fakat dönerken baktım, onları göremedim. Sanırım gelmediler. Gelseler de hava açmış ısınmıştı. O zevkli av saati bitmişti.. Akşam 17:00 - 18:30 arası, sarayburnunda lüfer tutmayana kız vermeyeceklermiş. Bilmiyorum kaç gün daha sürer, ama lüferin bolluğu görmeye değerdi. Bnede 7-8 tane filan vardı. Ama en olmayanda 12-13 tane olmuştur. Kaşık veya şu 2.5 YTL'lik rapala ile gözüne gözüne vurdular. Gündüz ve gece de vardır mutlaka. Bunlar boğazdan gelip marmaraya doğru geçip gidenler. Bunlar geçince çinekoplar ve palamutlar başlar sanırım. Sorun, sarayburnu son derece akıntılı. Takımı biraz ilerde tutmak bir mesele. Kumda gezmeyen kurşunları filan bir denemek lazım..
bravo tebrikler hocam iyi av olmuş. soğuk falan dinlemeyeceğim buu hafta sonu ben de gideceğim sarayburnuna hiç gitmedim daha önce. sarayburnunda dikkat etmem gereken özel bir durum var mı? akıntı olsun, kayalık olsun?
serdar abi ellerine sağlık en iyisini sen yapmışsın soğuk falan dinlemeyip tutmuşsun yolu atmışsın oltanı ve sonuç olarakta bereketli bi avyapmışsın helal olsun ben bile balığa gitmedim hemde saryburnunun bana mesafesi 20 30 dakika neyse sağlık olsun inşallah önümüzdeki günlerde çino ile sarı başlarsa güzel bi biçimde aradada lüferimizi alırız bu sezonuda böyle geçiririm artık ne yapalım