Sazan-Alabalık Fotoromanı -2-

Tarih: 13/10/2009 - 14/10/2009
Yer..: İçanadolu da bir yer
Yem..: Mısır, hamur, solucan
Olta.: 2 numaralı klasik dip oltası
Hava.: İlk gün güneşli olmasına rağmen kuvvetli rüzgar, 2.gün ise parçalı bulutlu, akşama doğru ise kuvvetli yağmurlu

Sonbaharın bizi davet eden cüretkâr görüntüsüne daha fazla duyarsız kalamayarak 13/10/2009 sabahı hareket etmek üzere ekibi toparladık.

İsmail abi ile sabah 08.00'da Konya'dan hareket ederek 09.00 gibi 75 km uzaklıkta yolumuz üzerinde bulunan ekibin diğer üyesi Ahmet'i de alarak avlağımıza doğru hareket ettik.

Keyifli geçen 1 saatlik yolun sonunda avlağımıza ulaştığımızda hedeflediğimiz alanının boş olması keyiflerimize keyif katmıştı.


Vakit kaybetmeden oltaları suyla buluşturduk


Başlayacak mıntıka temizliği için biraz çalı çırpı topladıktan sonra 5 dakika nefeslenmeyi haketmiştik


Bilinçsiz insanlar yüzünden maalesef çevremizde ne ararsak vardı



Yüzyıllarca toprakta kaybolmayacak zararlılar 5 dakikalık bir çalışmayla buhar olup uçtu.



Çadırımızı da kurduktan sonra sıra çevredeki avcılarla tanışma (daha ziyade tüyo alma) faslına gelmişti. Civarda bulunan avcılardan gelen haberler kötüydü. 2 gündür orada olmalarına rağmen aldıkları balık sadece 2 taneydi.

Fakat umutsuzluğa yer yoktu. Kendimize güvenimiz tamdı.

Çok geçmeden Ahmet'in atmış olduğu mısırlı takımın zili güvenimizi tazeliyor, karamsar havayı dağıtıyordu.

İlk balığımız Ahmet'in ellerinde.


2.i için biz beklerken balıklar nedense Ahmet'i tercih etmeye devam ediyordu.


Sıra İsmail abiye gelmişti.


Ahmet ve İsmail abi 1-2 kiloluk sazanları çekerken ben ise oltama takılan limit altı sazan ve kadifeleri iade etmekle meşguldüm.

Ahmet adeta coşmuş mısır ile sazanın yanı sıra Alabalık ta yakalayarak işi abartmaya başlamıştı.


Benim oltalar sessiz sedasız beklerken Ahmet ve ismail abinin yakaladığı 1-3 kğ arasında değişen 6 balığımız olmuştu.

Bu esnada devam eden sert rüzgar sayesinde sürekli çalan zillerimiz yüzünden paranoyaklaşmaya başlamıştık "Bu rüzgar zili, bu balık zili" diye yorumda bulunarak akşamı ettik. Tek temennimiz rüzgarın akşam kesilmesiydi.

Gün içerisinde dağlardan topladığımız bol miktardaki yakacağımız sayesinde kamp ateşimiz sürekli canlı kaldı. Fakat kesilmeyen rüzgar sayesinde ateşten istediğimiz ölçüde yararlanamadık. (Ahmet hariç )


Saat 12 gibi çadırlarımıza girip yatmaya karar verdik.
Bu sırada dışarıdan gelen tek tük zil seslerinin de rüzgardan mı, balıktan mı olduğuna emin olamadığımız için duymamazlıktan gelerek uykuya daldık.

Sabah erkenden kalkan Ahmet oltaları kontrol edip yemleri tazelerken bizleride uyandırmak konusunda kararlıydı.



Çaresiz derin uykuma ara verip kalktım.


Bir önceki günün devamı ufak tefek balıkları geldikleri yere göndererek yemleri tazeledim ve bir kaç takımı bulundukları yerden alarak daha ileride bulunan alana attım.

Közde demlenmiş güzel bir çay ve kızartılmış ekmek eşliğinde kahvaltımızı yaptıktan sonra nihayet sıra bana gelmişti.

İlk balığım 1,5 kğ civarında bir aynalıydı.


Çok geçmeden aynı yerden gelen 2. aynalı yüzünden "Ben aynalı olmazsa yakalamam..." esprime arkadaşlar kahkahayla karşılık verdi.

Kısmetim açılmış, gün benim günümdü. 3. balığım aynasız da olsa fena değildi


Bu esnada yakalanmaya devam eden balıklar sayesinde livarımız epey ağırlaşmıştı


Kabaran bulutlar ve ağırlaşan livarımız yüzünden avımızı sonlandırmaya karar verdik. Alel acele toplanan malzemelerden sonra aracımızı sel tehlikesine karşı güvenli bir yere almıştık ki yağmur başladı.



Yağmurluğu olan ben nispeten rahatken


Sırılsıklam olan Ahmet hiç te şikayetçi görünmüyordu


Yağan yağmur ve dağlar arasında olan yolun tedirginliği yüzünden daha fazla oyalanmayarak 13 adet, 1 ve 3 kğ arasındaki (Pullu sazan, Aynalı sazan, Alabalık) balığımızla avımızı sonlandırdık.
-Bitti-

Bir sonraki av fotoromanımızda görüşmek üzere

 

Harika anlatım, harika fotoğraflar, harika av. Tebrikler.

 

Çok güzel bir rapordu emeğiniz için teşekkürler..

 

süper bir av olmuş tebrikler

 

emeğiniz için teşekkürler balıklar için tebrikler..