Sazlibosna Yayin Avi

YER= SAZLIBOSNA MERMER OCAKLARI YAKINI
TARİH= TAM OLARAK HATIRLAMIYORUM ( 2007 AĞUSTOS AYI )
OLTA= 2.40 KAMIŞ, LINEAEFFE SARIKA ÇİFT KAFA 40'LIK 4 BİLYE MAKİNA
MİSİNA= ASSO DOUBLE STRENGHT 0.30 MM, Ç=13.0 KG
TAKIM= TEK İĞNE DİP OLTASI ( 8'LİK FRANSIZ İĞNE)
HEDEF BALIK= SAZAN YADA YEMLİK KIZILKANAT
YEM= SOLUCAN
YAKALANAN BALIK= YAYIN
BOYUT= 100 CM NET (ABİME GÖRE 100.5 CM) 8.270 KG NET

SELAM ARKADAŞLAR;
Foruma yakın zamanda kaydolduğum için geçen sene ağustos ayında yapmış olduğum ve tamamen şans eseri yakalamış olduğum yayın balığının av hikayesini ve resimlerini sizinle paylaşmak istedim( ilk defa resim koyacağım için beceremeyebilirim, umarım çıkar). Hem sizlere güzel bir merhaba demiş olurum, hemde yasaklı sezonda olduğumuz için hasret kalmış olduğumuz hayallerimizin balığı yayını anmış oluruz.
Şimdi gelelim av gününe;
Cumartesi sabahı geceden hazırlamış olduğum takımlarımı alarak abimle birlikte (amcamın oğlu ilhan, bu arada ilk defa balığa geliyordu) saat 04.00 te sazlıbosnaya doğru yola koyulduk. Hedef balığımız anlayacağınız üzere turnaydı. Genelde sabahın ilk ışıklarını görmeden avlanmaya başlamayı sevdiğim için avlak yerlerimize erken saatte gitmeyi tercih ederim. Avlak yerimize vardığımızda hemen kendime ve abime birer takım hazırladım. Tabi hava daha tam aydınlanmadığı için abime ilk ışıkları beklemesini, at-çek yapmayı o zaman daha çabuk kavrayabileceğini söyledim ve avlanmaya başladım. Hava aydınlanıncaya kadar devam ettim.Bu arada abim iyice sabırsızlanmaya başlamıştı. Ona atış ve sarış tekniğini gösterdikten sonra devam ettim. Abim tahminen 7 yada 8 atış sonra ilk silikonu sazlıbosnaya hediye etmişti, yeniledikten sonra devam ettim. Saat baya ilerlemiş ve 10.30 u bulmuş ama ben hala balık alamamıştım. Abim arada sırada at-çek yapıyor, balık gelmediği içinde mızmızlanıyordu. Birara çevremizdeki insanlar balık alabilmiş mi diye bakmak için yanımdan ayrıldı, tabi ben sabırla at çeke devam ediyordum. Abim yaklaşık 13.30 civarı yanıma geldi. Ben acıktım, hadi mangal yapalım dedi. Tabi ben neden bu kadar geç kaldın diye sordum haliyle. Baya bi yürümüş balık alanlarla muhabbete dalmış, e tabi ilk defa gördüğü koca koca turnaları( onun için her balık koca koca) görünce muhabbet baya sarmış. Anlayacağınız sanırım o gün turna tutamayan bir ben vardım koca sazlıbosnada. Neyse biz mangala başladık tavuk kanatlarımızı bi güzel yapıp afiyetle mideye indirdik. Tabi abim bu arada benimle kafa yapıyor Allahtan mangalla kanatları getirmişiz yoksa senin balıklar bizi aç bırakacaktı diyordu. Yemekten sonra etraftaki dağınıklığı toplayıp at-çeke devam ettik. Tabi abim balıkları gördüğünden daha iştahlı çalışıyordu. Biz böyle devam ederken abim bişey çekmeye başladı, tabi ilk defa çektiğinden ortalığı karıştırmış bağırarak kerem kerem koş bişey yakaladım koooşşş diye bağırıyordu. Muhtemelen karşı taraftan rahatlıkla duyulmuştur. yanına gittim ve panik yapmadan sarmasını söyledim. balığı kıyıya çekti, sudan çıkardık benim hayallerim yıkılmış, abim ise hem hayatının ilk turnasını tutmanın verdiği gurur hemde daha önemlisi benden önce tutmasının verdiği keyifle bana takılıyordu ne oldu, ne oldu diye. Tahmin edersinizki hayallerimin yıkılmasının nedeni balığın limit altı oluşuydu. Balığı olçtüm balık 37 cm geldi. Şimdi ben abime nasıl anlatacaktım bu balığın limit altı olduğunu ve salmamız gerektiğini. Üstelik adamın tuttuğu ilk balık vay halime diye düşünüyordum. Neyse, daha büyüklerini yakalayacağız vaadiyle güç bela abimi ikna ettim ve balığı saldık. Tabi tahmin edersiniz abimin yüzü asılmış bana tavır yapıyodu. Ne yapalım ilk balık olsada limit altı salıcaz başka yolu yok.
Saat ilerlemiş akşam üstü olmuştu hava kararmaya yakın benim umutlar suya düşerken bir yandan abimi sabaha kalmayı nasıl ikna ederim diye düşünüyordum.Tam o anda nihayet beklememe değmiş ve bir vuruş almıştım. İçimi bi huzur kapladı ve balığı çekmeye başladım. Ama o da ne yine hüsran, yine hüsran. Balık kıyıya gelmiş ve limit altıydı. Abim balığı görünce hemen yanıma koştu. Ölçtüm 35 cm. Bu sefer abim bir yandan gülüyor, bir yandanda suya iade, suya iade diyordu. Anlaşıldı bu iş böyle olmayacaktı abimi kalmaya ikna ettim ve yemlik yakalamak için girişteki solucan satan yere götürdüm. Solucanları aldık ve avlak yerimize geri döndük. Artık hava kararmıştı. Hemen bir takım hazırladım ve kızılkanat yakalamak için çalışmalara başladım. Fakat turnada gülmeyen yüzümüz kızılkanattada gülmüyordu. Sonunda bende sıkıldım ve belki daha iri bir balık gelir umuduyla iğneye 3 adet solucan taktım( en irilerini seçtim, iğne küçük olduğundan ancak 3 tane sığdı). Zaten balık tutamadığımız için yeni bir takım yapmadım ve aynı takımla devam ettim. Oltanın başında biraz zaman geçirdikten sonra (baktık tık yok) abim ben sıkıldım hadi arabaya geçelim dedi. Bende kabul ettim. Oltaya zili takıp arabaya geçtik. Başladık muhabbete, tabi abim benimle dalga geçiyor. Neyse abim yavaş yavaş kaymaya başladı ben uyuyorum deyip uyku moduna geçti. Saat 01.00 e yaklaşıyordu. Bende sıkıldım arabadan indim sandalyemi alıp oltamın yanına gittim. Saatler ilerliyor hala tık yoktu. Saat 03.30 gibi birden zil çaldı bende o irkilmeyle birlikte aniden elimi oltaya attım. Allahtan atmışım olta birden bükülüverdi. Tabi ben ne oluyor diye merak ve heyecan yaptım. Oltayı elime aldım sarmak istedim ama ne mümkün sarılmıyo. Anladım ki balık büyük, hemen kalamayı biraz daha boşladım. Tabi takım çok kuvvetli olmadığından beni bir korku aldı. Bu arada balık kalamadan misinayı çekmeye devam ediyordu. Baktım olacak gibi değil, balığın kaçmasındanda korkuyorum. Hem gece vakti çadırcıları rahatsız etmemek hemde deli gibi bağırmamak için. hemen telefona elimi attım abimi aradım. Allahtan uyandı telaşla yanıma gelmesini söyledim. Baktım koşarak yanıma geliyor. Tabi gece vakti elindeki telefon ışığı yeterli olmadı. Sağlam bi yuvarlanma yaşadı. Kalktı ilk sözleri şu; balığınada sanada. Yanıma geldi abi dedim tut şu oltayı. Ne yapıcam dedi. sen hiç bişey yapma ben sar dedikçe yayaş yavaş sar dedim. Dedim ya takıma güvenmiyorum. Yapıştım misinaya yavaşça çekiyorum bikaç metre çekiyor sonra balığa yol veriyorum. Tam 1 saat 15 dakika sonra balığı karaya çıkarttım. balıkla debelenirken acaba ne diye baya bi merak etmiştim. Tabi balığı görünce ağzım kulaklarıma vardı. Gelen koca bir yayındı. Tabi hayatında yayın görmemiş olan abim bu boyda balığı görünce tabiri caizse tırstı. Balığın yanına gittim abim, kerem yaklaşma ısırır falan diyo ben abimin bu durumuna tabi bide böyle bir yayın tutmanın verdiği gurur ve keyifle kahkahalar atıyordum. İş balığın ağzından iğneyi çıkartmaya gelmişti. E tabi iğne 8'lik dedim çıkar çıkarabilirsen. Tabi şaşıyorum ben bu balık, bu iğneyle nasıl kıyıya geldi diye. İğneyi çıkarmak biraz uğraştırdı. Nasıl uğraştırmasın, bu balığı kıyıya çeken iğne, öyle bi saplanmışki. Allahtan öyle saplanmış, yoksa sadece zilimin ötmesiyle kalırdım.
Neyse 5-10 dakika sonra kendime geldim. Baktım balıkta limit üstü (100 cm)
abime döndüm, toparlan gidiyoruz dedim. Nasıl gidiyoruz? Turnaya kalmıycaz mı? Dedi. abi almışım böyle bi balığı Allahtan belamızı mı istiyoruz dedim. Oda tamam gidelim öyleyse ama bu balığı bu şekilde arabaya koyamazsın dedi. Laf aramızda biraz pipiriklidir. Neyse arabayı hazırladım, balığı yerleştirdim. Bu arada abim balığa dokunmuyor bile. Hadi dedim gidiyoruz. Atladık arabaya yola koyulduk. Tam köye doğru gelirken aklıma resim çekmediğimiz geldi, dur dedim. Ne oldu bişey mi unuttun diye sorunca inip resim çekelim dedim. Ne yapıcan resmi diye mırın kırın etti ama böyle bir balığı fotağrafla belgeleyemezzem içimde kalırdı. indik birkaç resim aldık. Bazıları iyi çıkmamış. Eve gidincede birkaç resim aldık. Tabi evdekiler balığı görünce şok. Dedim haber verin bizimkilere bu balık bu akşam yenilecek. E aile meclisindende okeyi aldık. İlk defa böyle bir balık yakaladığım için öldürmeye kıyamadım. Kendi halinde ölmeye bıraktım. Belki inanmayacaksınız ama ölmesi 5 saate yakın sürdü. Sonra balığı bazı usta balıkçı abilerimden öğrendiğim şekilde derisini yüzüp temizledim.
Akşam olmuş balık pişirilmişti. Balığı ben kızartma balıktan başka bi şekilde hiçbir zaman yemediğim için parçalara bölerek kızartmasını yaptık. Sonuç mükemmel.
İlk defa yayın balığı yiyen ahali tadına hayran kaldı. İlk gördüğünde balıktan iğrenen annem, hatta balık sevmeyen kuzenim benim ısrarlarıma dayanamayarak tadına bakınca beğenerek bol bol götürdüler. Balık tam 17 kişiye kısmet oldu. Belki yuh, one kalabalık diyebilirsiniz ama bizde akraba sohbetleri hep yapıldığından bu rakam az bile.
Tamamen sabrım ve şansım sayesinde tuttuğum bu balık bana iyi bir ders ve leziz bir yemek olmuştu.
Siz balıkçı arkadaşlarımada tavsiyem asla balığa yüz çevirmeyin, çünkü siz sabrettiğiniz sürece o size yüz çevirmez.
Umarım resimleri eklemeyi başarabilirim.
Sanırım çok uzattım.
VE İŞTE RESİMLER





PAYLAŞIMLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM...
SAĞLICAKLA, EYVALLAH...

 

Şanslı bir av ve mükemmel bir anlatım olmuş Kerem abi,sonuna kadar zevkle okudum..paylaşımın için çok teşekkürler.Helal olsunn!!

 

Sağolasın kardeşim;
Darısı inşallah senin başına, umarım yeni sezonda daha irileri sana denk gelir.
PAYLAŞIMLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
SAĞLICAKLA, EYVALLAH...

 

kerem kardeş çok güzel bir balık ve muhteşem bir anlatım olmuş
yüzündeki bu mutluluk ve ellerinde tuttuğun bu güzel balık umarım hiç eksik olmaz

 

Hoş geldin abi, sağolasın;
Umarım bu tür gülümsemeler hiçbirimizin yüzünden eksik olmasın.
PAYLAŞIMLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
SAĞLICAKLA, EYVALLAH...

 

Süper! Tebrikler