O yılları doya doya yaşamış birisi olarak dün akşam izlediğim bölümünde çok ilginç bir sahne vardı. Boğazda Balık akını varmış, üstelik de Uskumru akını, herkes kova kova yakalıyormuş diyorlardı. Tabi o yıllarda sirküler, tebliğler hak getire. Ergun Plak da gidiyor ve 1 kova Uskumru tutuyor. Anılarım canlandı ve çok duygulandım tabi. Alınacak Ders : Uskumru önce boğazı, sonra Marmarayı terk etti, biz yok ettik bu türü ne yazıkki. Koruyamadık, en az 15 senedir hiç uskumru yemedim, çok sevmeme rağmen. Eğer bu günkü gibi bir toplum anlayışı olsa belki kurtulurdu uskumru ve bugün hala yakalıyor olabilirdik. İnşallah bu olay Lüferin, İstavritin ,Palamutun başına gelmez bir 20 sene sonra.
İstavrit neysede lufer ve palamut icin 20 sene bence cok iyimser bir yaklasim olmus bu gidisle 5 en fazla derim ben
Demek ki o zaman insanlar yani dedelerimiz daha akıllılarmış bugün olduğu gibi bastığı dalı kesmiyorlarmış, çok güzel bir eski anı için çok teşekkürler sevgiler hoşça kalın.
90 larin basinda bursada oturuyorduk.Cocuklugum bu guzel sehirde gecti.Tabiiki istanbulun bu balikla hatiralari cooooooook fazladir ama Bursada iken haftada en az bir kere uskumru alirdi babam.O baligin tadi hala damagimdadir ve heralde hic unutamayacagim.Dileklere katilmamak elde degil fakat bencede luferin en fazla 5 senesi kaldi.Galiba hepsini kurutunca oyle kalacaz dizdiplak ortada
Teknoloji iyi güzel de... Dedelerimiz atalarimiz daha duyarliymis bizler ( veya daha çok babamin jenerasyonu yani bugün 55 yas üzeri olanlar) daha vurdumduymaz, hoyrat davrandik fikrine katilmiyorum. Eski kaynaklardaki " balikci " figürü, bogazli kazak giyen kafasinda kukuletali sapkasiyla ayaginda lastik çizmesi ile gariban elinde kürek çek babam çek birisi idi. Sadece atalarindan edindigi bilgiyi dogru kullanarak iyi avlara imza atan kaptanlar olurmus vs.. Bugün radari sonari ag kalitesi teknesi ile milyon dolarlik filolar bu isi yapiyor. En basit kayikta bile fish finder kullaniliyor. Birçok noktada el emeginin yerini makinalar ve muhtelik alet edevat aldi. Nufus durmadan artiyor, çevre kirleniyor. Mantikli olursak malesef biryerde dogaldir da. Bu arada balikci yaka kabartma baklava desenli zihinlere kazinan kazaklarin tarihcesini anlayatim ( malum benim meslegim ). Irlandada ortaya çikan bir akimdir. Firtinada batan teknelerin tayfalari , denize düsüp kaybolan balikcilari taniyabilmek için uygulanmisti. cesetler bulundugunda sismis oldugundan taninmaz halde oluyorlardi. Balikci kasabalari buna bir nebze çözüm olmasi için kabartma motifli torsad ( saç örgü ) ve losange ( baklava desen ) ile degisik varyasyonlarda kazaklar giymeye basladilar. Öyleki her kasabanin her mahallenin hatta her ailenin kendine has motifi olurdu. Ceset sisse dahi kazaktaki desen sayesinde hangi ailenin ferdi oldugu belli olurdu. Onun içindirki bu tip kazaklar irlandais mayi olarak geçer.
Eski İstanbul uskumrularının maltızda nasıl yağları akarak cızıltılarını hiç unutamam ama bizim bölgemizde hala uskumru avları devam ediyor eski bereketi olkmasada az çok çaparilerimizi dolduruyoruz, ama büyük gır gırlar balığın dibini kazıyor, inşallah bu dengesiz avlanan büyük tekneleri bir kontrol eden merci oluşur, işte sizlere yapmış olduğumuz çapari avlarımızdan bazı raporlar sizlere de rast gelsin sevgiler hoşça kalın. Çaparide Kolyozlar 15 Eylül 2009 Sivrice Sevgili arkadaşlar, Çok güzel bir hava, ben ve Askerlik arkadaşım, aynı zamanda Sivrice'de yan komşum olan İrfan kardeşimle beraber bu güzel havayı kaçırmayalım dedik, daha önceden hazırladığımız takımlarımızı alarak tekneye atladık. Bugün çok güzel sırtı avı olur diyoruz,canlı yemle zargana ile uzun olta yapacağız, takımlarımız hazır fakat zarganamız daha hazır değil, ipek bağlı zargana takılarını suya bıraktık, ben sağ taraftan İrfan sol taraftan çekiyoruz, bana hemen bir zargana geldi, biraz uğraştıktan sonra, aynı anda oltamıza gelen iki zarganayı aldıktan sonra, ver elini sırtı meramıza diyoruz ve basıyoruz gaza, meramıza geldik,canlı zarganayı, bir iğne kuyruk üstü, ikinci iğne sırttan ve son iğne gagadan taktık, gaganın uç tarafını kırdık ve takımı denize sarkıttık, 20 metreler civarında dolaşıyoruz, kurşun arada sırada taşlara vura vura yol alıyor, çok umutluyuz heyecanlıyız, mutlaka bir balık gelecek diyoruz, ben akya diyorum, hemde 10 15 kiko, İrfanda sinarit olsun diyor ve avımız üç saattir devam ediyor, yok, yok, yok balık olmadığına karar veriyoruz, hava gene güzelliğini devam ettiriyor, çok güzel ve balıkçılığa çok uygun bir hava, yeni bir kararla çapari diyoruz, Çaparide bu sabah balık olduğunu haberinide almıştık, evvelden hazırladığımız, hindi tüyü ve simlerden oluşan köstekler 035 beden ise 045 olan takımımızı suya indiriyoruz, balık bulucumuzla aramaya başlıyoruz, ilk meraya geldik fakat balık yok, ikinci mera bir mil uzakta, doğru diğer meraya, geldik ve gelir gelmez balık bulucu sirenini öttürmeye başladı, ekranda balık sürüsünü gördüm ve tamam şimdi oldu, ıskarmoza takılı olan çapariyi suya bıraktım, orta suda takım durdu, bende gülerek, Tamam oldu bu iş diye nara atıyorum, balıkalar geldi oltadan ayıklıyoruz, çok güzel bu senenin ilk kolyozları geliyor, arada ufak uskumrularda var, bir iki çapari daha alıyoruz, yeterli deyip, ben takımları sararken İrfan da Kolyozlardan flato çıkarıyor, akşam yemeğimizde hazır, Ankara'dan kızım ve torunum Kaan'da geldiler, bu akşam balık hemde taze, taze, kolyoz, bu arada bize devamlı, tentemizin üzerinde refakat eden dost martımızda, tutulan balıklardan doyuncaya kadar yiyip nasibini alıyor, çok güzel bir av gününü noktalıyoruz, Sevgili İrfan kardeşimin yüzü gülüyor ve limanın yolunu tutuyoruz. Sizlere de güzel balık avları dileriz, Çok selamlar sevgiler, hoşçakalın. Çaparide Uskumruları böyle aldık. 30 Mayıs 2009 Sivrice Sevgili arkadaşlar, Bu sabah erkenden ben, ve Mercan Kenan kardeşim ile denize açıldık, takriben 3 km bir yolculuktan sonra dün akşam balık aldığımız yere geldik, çaparilerimizi indirdik, balığı aramaya başladık, bizimle beraber diğer teknelerde arıyorlardı, fakat bir türlü balığa rastlayamadık, ve mera değiştirmeye karar verdik, bu sefer 2 km. gittikten sonra, nihayet aradığımız balığı bulduk, çaparilerimiz top haline geldi, uskumrular gördüğünüz gibi 3 tanesi bir kilo geliyor, çapariler salçım sacak gelirken bizlerde bayram yapıyorduk, çok güzel bir çapari avı gerçekleştirdik. Sivrice'den çok selamlar ve sevgiler, sizlere de rastgelsin, hoşçakalın. Abilerle balık avımız. 24 Mart 2008 Sivrice Sevgili Balıktayız gurubunun değerli üyeleri vede izliyenleri 20-23 mart haftasonunu birlikte geçirmek üzere Balıkcı olan Tuncer ağabeyim ile diğer En büyük ağabeyim Yücel abim,Sivriceye bana süpriz bir ziyarete geldiler.Tuncer abimizi Orhan baba ile birlikte balığa çıkarttık ve her zamanki rutin Kolyoz,Uskumru ve Mercandan oluşan balık avimizi yaptık.Tuncer abim yanında getirdiği kendi mamulü,Somon füme,Torik Lekardanın yanısıra bende ilk defa Mutfak bölümünde işlemiş olduğum Garato'yu ve çirozu Tuncer abimin burada yaptığı uskumru dolmasıyla birlikte İstanbul ve İzmirden gelen dostlarımızla birlikte paylaşmanın derin zevkini tattım.Bu hafta sonumuzu da dostlarım ve abilerimle hep bir arada geçirdim.Onlar şimdi evlerine döndüler.Banada hasretliği kala kaldı.İçime yanlızlık duygusu çökmek üzereyken Orhan babanın çalan telefonu yüreğime su serpti.Çünkü yalnız değildim Tuncer abim Orhan baba ile birlikte Çaparideki uskumru ve kolyozları ayıklarken [/ [/ 16 Şubat 2008 Sivrice Sevgili arkadaşlarım, Mercan Kenan kardeşimi İstanbula bugün yolcu ettim, bana yardımlarından dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum, Teknemde boş olan yere,sevgili abim Conta Mustafa geldi, Çok güzel bir havada,çok güzel bir uskumru avı gerçekleştirdik, yeterli balıklarıda,balık eti seven ,aslan şütü ile beşlenen sevgili dostlarımla beraber yedik,Sevgili komtanımızda şeref müsafirimizdi,Muammer ustanın salaş meyhanesinde, ızgaranın üzerinde uskumruların cızırtıları,yağlarının ateşin üzerinde çıkarttığı sesler,balıkların artık kıvamını bulduklarını anlatıyordu.Resimde Şener albayım,Kemal kaptan,İlhami hoca, Conta Mustafa kaptan,ben,ızgarayı pişiren,Muammer usta. hepimizden,Sivrice den,kucak dolusu selamlar,sevgiler. Sevgili arkadaşlar, Bugün Şener albayım ile denize açılacağız, Bursa dan Serdar,Atilla,ve Şükrü,kardeşlerimiz geldiler onlanlarıda teknemize aldık ,hazırlıklarımızı yaptık,denize açıldık, sevgili komtanım mutfakta hazırlıklarını yaparken ,bizlerde çapari ile uskumruları,Liparileri almaya başladık,sonra marcana oltalarımızı attık, Mercanlar gelirken komtanımda uskumruları tavada kızartmakla meşguldu,karnımızda acıkmıştı,motorun üzeri mükellef bir masa hazırlanmış, hem balıkları taze taze yedik,hemde motorun üzerinde unutulmaz bir anı yaşadık,hayatımın unutulmaz bir gününü sevgili komtanım ve kardeşlerimizle beraber geçirdik,sevgiyle kalın: Nihayet Kocaman kocaman Kolyozlar. 31 Mayıs 2010 Sivrice Bugün hava biraz kapalı, deniz de biraz çalkantılı, kahvede oturmaktansa denizde tamiz hava almak daha iyidir diye düşünüyorum. İki gün evvel çok güzel kolyoz almışlar, dün Sezgin kardeşlerimle beraber saatlerce dolaşmamıza rağmen rastgelmeyen kolyozlar bu sefer gelirmi diyorum ve doğru meraya, takımımı denize salıyorum, çok geçmeden 6 aydan beri bulamadığım kolyozlar gelmeye başldı, gerçekten çok büyükler, bir ara bunlar uskumru olmasın dedim ama kolyozlar geldi, fakat arkası kesildi bende yemliye ve sırtıya başladım, bolca hannosla birlikte oltama takılan küçük bir fangriyi tekrar yavaşçacık denize bıraktım, denizin karanlıklarında kaobolurken, tekrar hürriyetine kavuşmanın heyecanını onda gördüm ve kendi kendime ne kadar vahşi insanlarız bu güzel balıkların neden canına kıyıyoruz deyip kendimi eleştirmedende yapamadım. Yemek için nevaleyi doğrulttuk, uzun zamandan beride hanımın beklediği kolyozlar, hem bizleri hemde bahçemizdeki Gina, Vovin ve cızbızı sevindirdi. Sizlere de güzel balık avları dilerim, sevgilerimle hoşçakalın.
Kesinikle katiliyorum ve tabiiki batili ulkelerdede mutlaka balik stoklari ve cesitliligi azaliyordur.Ancak Turkiyedeki kadar oldugunu dusunmuyorum.Cunku bizde dogada bir kaynak varsa cikarlarimiz ve acgozlulugumuz ugruna futursuzca yarinlari dusunmeden kendimize cocuklarimiza ve dogaya saygi duymadan onun kokunu kazima hirsi var.Her zaman soylerim Avrupa ile Turkiye arasindaki en buyuk fark kurallar degil, kurallarin uygulanip uygulanmadigi,denetim ve bunun sonucu toplumda olusan otokontrol.Yani bizde olmayan otokontrol.Bu arada balikci kazagi bilgisi cok enteresan
Hangi balik turlerinin yakin gelecekte tarih olmasinin beklendigine buradaki linkten bakabilirsiniz.. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=43519 Roy, ilginc hikaye ve bilgi icin teskkurler. Bu ceset hikayesinden sonra artik baklava desenli kazak giymeyi iki kez dusunuruz herhalde.
80'lerde de Boğaz'da uskumru kalmamıştı, çoktan terketmişlerdi. 80'lerin ortalarına kadar biraz kolyoz çıkardı Boğaz'da. Hatta bir keresinde güzel bir akın yaptığını ve babamlarla balığa çıktığımızda çapari ile bol miktarda yakaladığımızı hatırlıyorum. Hatırladığım son kolyozu ise babam Umuryeri'nde çapari ile yakalamıştı. 1993 senesi olması lazım. Son senelerde Boğaz'da veya karadeniz'de kolyoz yakalayan oldu mu acaba?
Niye ki ibrahim abi? kabartma desenden evvel giydikleri kazaklarin renkleri tuzlu suda ve günes altinda kayboluyormus ceset bulunsa bile ' yok bu o degil, giderken kirmizi kazak vardi üzerinde oysa bu sari ' gibi olaylar oluyormus. Sebebi dogal kök boyalarla boyanan iplik. Bu günkü teknolojide boyanin tonu açilsada rengi pek kaybolmaz. Fakat kabartma desen hiçbir sekilde yok olmaz Gönül rahatligiyla giy abi
Dedikleriniz doğrudur arkadaşlar. Yetmişli , seksenli yıllarda Yalova önlerinde tuttuğumuz uskumruları artık rüyalarımızda görür olduk. Orhan beyin resimlerindeki gibi uskumruyu son olarak sivricede midilli önlerinde tuttum. Bir ay kadar önce istavrite çapari sallarken yıllar sonra ilk defa güzel bir uskumru tuttum. Yalova da bunu görmek sürprizdi. Kıyamadım, öptüm geldiği yere gönderdim.O gün başka bir teknedeki arkadaşlardan biri de dört tane uskumru almıştı. İşte bu kaybettiklerimizi düşünürken Esenköydeki yasağın ne kadar haklı olduğunu düşündüm.iki yıl önce kiloluk eşkinaları karagözleri tutarken geçen yıl yarım kiloluk eşkinaları bulmak bile şanstı. Artık Esen köylülere kızmıyorum yaptıklarını da sonuna kadar destekliyorum.Kendilerince bir talana ancak bu şekilde son verilebilirdi.
Muhakkak ki teknoloji sayesinde kazaklar da istenilen kaliteye, kullanim rahatligina ulasmistir her turlu urun gibi. Isin erbabi sensin, senin kadar bilemeyiz neticede. Suda sismis ceset, uzerinde baklava desenli kazak filan dusununce, gozumde canlandirinca biraz tuhafima gitti, onun icin dedim oyle. "O kazaktan giydinse sakin denize acilma!!!" gibi bir ters cagrisim yapti. Gerilim filmi hesabi. Yoksa her baklava desenli kazak giyen balikcinin basina kotu birsey gelmiyor ya. Isin asli, severim o kazaklari, baklava olsun, sac orgu olsun, pastel tonlarda filan.
Sevgili Murat Uskumrular Boğaz ve Marmarayı 80'li yılların öncesinde terk etti. Buralara yerleştiğimde,Marmaranın eski uskumrularından çok ,iri ve lezizleriyle karşılaştım. 6 sene doyasıya avlanıp yedik. Ancak maalesef uskumrunun Marmaradan silinişinin aynısı yöntemlerle,yöremizdende slilnmişlerdir. Uskumru eskilerde Adaların arkalarında yumurtaya yatardı.Işıklı gırgırlar onları bu alanlardan kaldırıp bu kuvvetli ışıklarıyla sürüp,ağla daha rahat çevirecekleri yere geldimi tonlarcasını yakalamışlardır. Sonuçta uskumru balığı Marmarayı tamamen terk etmiştir. İşte 6 senedir Şubat,Mart aylarında yöremizde yumurtlama alanına toplanan uskumrular 40 yıl öncesinin tahripkar yöntemlerinin aynısını,hatta daha güçlüsünü kullanıp,bu ekenomik değeri yüksek,her sene Baltık ülkelerine binlerce dolar ödeyerek aynını ithal ettiğimiz uskumruları yok etmişlerdir.2 senedr uskumru görülmemektedir. Sevgiler
Vedat amca Iki hafta once carsidan taze uskumru almistim cok guzel olmustu tavasi.Belkide kolyozdu bilmiyorum Demekki yakinda Egedende tamamen uzaklasacak uskumru
Ahbe uskumrucuklar. biz onla büyüdük. balık almak deyince sadece uskumru alırdılar. lüfere uskumruları yem yapardılar. çok masum balıktı. şimdinin istavriti bizim çocukken uskumru gibiydi. ışıkçılar bitirdi obalığı.
Sevgili Levent Sanırım bunlar kolyoz olabilirler. uskumru şu an yeni yumurtlamadan çıktı ve gerekli lezzete daha kavuşmadı.Yaza doığru hakikaten lüferi bile bozacak lezzete sahip olacaklardır. Uskumru küsen bir balıktır.Asla kaybolmayacak ama mutad av verdiği yerleri uzun bir süreliğine tamamen olmasada terk edecektir.Sonrasında tekrardan görülecektir. Evvelki sene balık avlama sezonunu,vatan hainleri açık su kaydıyla Haziran 15'e kadar uzattıklarında bu açık sulardan doğru sularımıza giren yoğun uskumru sürüleri maalesef tahrip edilmişlerdir.BU tahribe,lüfer azlığından dolayı ağlarını uskumru ağlarına çeviren yerel tekneler,gırgırlardan neredeyse aşağı kalmayacak derin ve uuzun ağlarıyla ortak olmuş,neticede ancak tahminime göre 5 sene kadar sonrasında tekrar kendisini toparlayabilecek hale getirmişlerdir canım uskumruyu. Sadece ufak tedbirlerle dahi uskumru balığı kendini toparlayacak üreme kabiliyetine sahiptir. Bakalım ilerde bu tedbirleri görebilecekmiyiz. Sevgiler
