Yalan Hepimizin Bir Yalanı Veya Yalanları Olmuştur Hayatta. Ben Söylemedim Diyen Zaten Yalan Söylemiş Olur. Yalan Söylediğini İtiraf Eden, En İyi Doğrucudur Aslında. Seni Seviyorum, Beni Deli Ediyorsun, Sensiz Yaşayamam, Sensiz ölürüm,Ben Askerde Dayak Yemedim, Eşimi Hiç Aldatmadım Vs... Kallavi Yalanlar Süslüyor Hayatımızı. Hayatın Her Noktasında Vardır Yalanlar. Ve Birgün Son Yolculuğa Hazırlanan Merhum'a Ait "Nasıl Bilirdik" Sorusu "İyi Bilirdik" diye Yanıtlanıyor İşte Buda Son Yalan......
Geldiğimde notun duruyordu masanın üzerinde Sekizde yatmıştın Saatime baktım sekizi beş geçiyor O gün anladım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığı Aramızda düşman gibi duran zamanı O gün anladım Senin bana erken Benim sana geç kaldığımı
Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Saçlarıma ak düşmemiş halimle.. Sen yaşlardayken.. Onsekizimde, yirmimde.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle.. Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Aşksız geçen onca yılı yakacağım.. Sevda alevinde kendi ellerimle...
BALIK AĞZI Bu bir kılıçbalığının öyküsü Yazılmasa da olurdu Ama bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu Uskumrunun arkasından gidiyorduk Sürünün içinde ben de vardım Sırtımda bir zıpkın yarası Bahtiyar olmasına bahtiyardım Nedense gitmiyordu kulağımdan Bir türlü o ''Ağ var'' sesleri Denizkızı girmiş düşünceme Ben iflah olmam Dalyanları birbirine katmak orkinosların harcı Dolanınca ağa, çok geçmeden küserim Bir çocuk bile çeker sandala beni Bu kadar çok ağır olmasam Beni böyle koşturan yaşama sevinci Kanal boyunca bir o yana bir bu yana Siz yok musunuz siz derya kuzuları Kestim kılıcımla karanlığını dibin Yakamoz içinde bıraktım suları Ah aysız gecelerde olur ne olsa Atın beni mor kuşaklı bir takaya götürün İri gözlerimde keder Kılıcımda hüzün Satın beni satın beni Rakı için Halim Şefik GÜZELSON
Bana bir kadeh deniz ver Bana bir kadeh deniz ver Yorgo Yanında bir şey istemem Sadece manzarayı değiştir Mehtabın yıldızın sırası değil Kendimi beğenmedim Sapa bir yerindeyim umutsuzluğumun Kulağımda bir fırtına sesi Yüreğimde deprem titreşimleri Gecelerden on sekiz Deniz gene bensiz Şu masayı hazırla be Yorgo Bana bi kadeh deniz ver Yorgo Hem efkarlı hem huzursuz Ne zamandır uykusuz Yüzümde sonbahar gölgesi İçim terkedilmiş bir dalyan gibi ıssız O kalabalık mart sokaklarında Solumda çöl sağımda mavi Akdeniz Hayalimde eski yeni bir sürü hatıra Kanadım kırık Kanım bozuk Dümen tutmuyor gönlüm yıkık Şu benim sigarayı yak be Yorgo Bana bir kadeh deniz ver Yorgo Gözleri yangın başlangıcı Kirpikleri kırağı Rüzgarda uçuşan saçları sersem eder adamı Lodos desen değil karayel desen değil Yaşamın en sıcak yazında Şimşek çakar o bir anda Kar yağsa arkasına bakmaz Güneş açar avuçları Hiç bir limana uğramaz Kalbi bir yudum su bir dilim ekmek Tek isteği var Sevmemek Şu benim tabağı kaldır be Yorgo Bana bir kadeh deniz ver Yorgo Gözlerimde kahır birikti İşte bak yine geçip gitti Zaman kervanı Kayalarda kuru bir yosun gibi Kayalaştım kalakaldım Elim bağlı gözüm bağlı dilim bağlı Tutuştumu insanın bir kere Kalbinde ateş Ne kadar dövüşse yükselmiyor Semaya güneş Günlerden ondokuz Artık biz yokuz Şu benim hesabı be Yorgo Kerem ALIŞIK
GİDİYORSAN.... Senden çok sevmişim seni Olduğun limana kırdım dümeni En tatlı yerinde uyandır beni Bir rüya gibi bit, gidiyorsan... Cihangir ÖZYÜRÜK
SEVDİM ÖTESİ VARMIBen seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin. Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle... Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin. Sevdim işte ötesi yok...
Ağlama gözlerim ağlama artık Ben o vefasızı çoktan unuttum Oysa ne güzel hayaller kuruyorduk Yıkılan o değil yalnız ben oldum İsterdim benide bir yuvam olsun Ellerimden tutan bir eşim olsun Kollarına alıp sevenim olsun Olmayan şansıma yazıklar olsun mustafa karakoca