denizini yitiren bir martıyım ben gözlerim yalnızlığın hüzün teknesi fırtınalarda bir yanı zifir kıyılarımın bir yanı zehir hiç bir limana çıkamam artık ey der yakarım yüreğimi yalnız balıklar görsün yalnız balıklar öpsün diye gözyaşlarımı
Eksik bir şey mi var hayatımda Gözlerim neden sık sık dalıyor Eksik bir şey mi var hayatımda Gökyüzü bazen ciğerime doluyor Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam Atsan atılmaz, satsan satamam Eksik bir şey mi var, anlayamam Bak çayım sigaram, her şeyim tamam Kalksam duraktan dolmuş gibi Arka koltukta unutulmuş gibi Terliklerimle, gelsem sana Sonunda aşkı bulmuş gibi
Arkadaşlar yayınlamış olduğunuz şiirlerde mümkün mertebe şairlerin isimlerini belirtelim. Sanata ve sanatçıya saygı
Elbet sen de güzel olacaksın küçüğüm Aşk güzel ediyor her şeyi Kaşların, gözlerin ne güzel, bakışın ne güzel Dert savurur, rüzgar toplar çiçeğini Bak bu ışık senin ışığın Dallarına ay doğmuş, delice, delice zeytin Bu bahar yine gelin olacak Omuzunda yeşil bir duvak, delice, delice zeytin
Hürriyete Doğru Gün doğmadan Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında İçinde bir iş görmenin saadeti Gideceksin ırıpların çalkantısında Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı Sevineceksin Ağları silkeledikçe deniz gelecek eline pul pul Ruhları sustuğu vakit martıların Kayalıklardaki mezarlarında Birden bir kıyamettir kopacak ufuklarda Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin Bayramlar, seyranlar mı dersin, şenlikler, cümbüşler mi Gelin alayları, teller duvaklar, donanmalar mı Hey! Ne duruyorsun be! At kendini denize! Geride bekleyenin varmış, aldırma! Görmüyor musun, her yanda hürriyet Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol Git gidebildiğin yere! Şiir: Orhan VELİ
Yaş Yetmiş Yarın bu bacaklar ayrılık dağını aşacak Önümde şarap çek babam çek Saçlarım ne güzel kar gibi ak Yaş yetmişe vardı laf değil İnsan bugün yaşamazsa Ne vakit yaşayacak. Şiir: Ö. HAYYAM
Alı al yosun Moru mor gökyüzü Esir kırmızısı denizin ortasında Ve bir sonbahar akşamında yazdım bu şiiri Gözümün yaşı, Ömrümün yarısıyla... Yaşadıklarımın değeri yok Yaşayamadıklarıma yanarım ben Gecelerim söner, özlemlerim kalır Ferim gider, gözyaşım kalır Ömrüm biter, kızıl sevdalarım kalır bu kağıtta Karanfili koklarsın Rüzgarın ıslığını duyarsın Ağlarsın hani, Dünya dursa umurun da değildir Sebepli sebepsiz döktüğün tek damlanın yanında Ben, o tek damlanın peşindeyim Bu sonbahar akşamı Alı al yosun Moru mor gökyüzü Esir kırmızısı denizin ortasında Ve bir sonbahar akşamında yazdım bu şiiri Gözümün yaşı, Ömrümün yarısıyla... Aslıhan Tunca
Sevgi Duvarı Sen miydin o, yalnızlığın mıydı yoksa Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür Salonlar piyasalar sanat - sevicileri Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni Yakanda bir amonyak çiçeği Yalnızlığım benim sidikli kontesim Ne kadar rezil olursak o kadar iyi Kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri Çöpçülerin elleriyle okşardım seni Yalnızlığım benim, süpürge saçlım Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi Baktım gökte bir kırmızı bir uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece Sevgi Duvarını aştık Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Can YÜCEL
Vazgeçtim Vazgeçtim bu dünyadan, tek ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz Ezilmiş, hor görülmüş el emeği göz nuru Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e Vazgeçtim bu dünyadan Dünyadan geçtim ama Seni yalnız komak var , o koyuyor adama. Şiir: W. SHAKESPEARE
Yaşamaya Dair - I Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde. Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. 1947 Nazım Hikmet Ran
Selamlar ; Belki şiir sayılmaz ama sözleri en az bir şiir kadar anlamlı benim için. Saygılarımla. Unzile insan dölü On kardes besi ölü Buyudukce un ufak Ve gelir de gorucu Inci gibi disi Gorucu bilir isi Sogudum aglar gider Ve olur Hatun kisi Girmeden sekizine ergin oldu Unzile Hem cocuk hemde kadin onsekizinde Ana Bir gul gibi al ve narin Su gibi saydam ve sakin Susar kadin Unzile Yagmuru kim dokuyor Unzile kac koyun ediyor Dayaktan uslanali hic bir sey sormuyor Korkar durur gitmez koyun en son citine Inanir o sinirda dunyanin bittigine Unzile insan dolu bilinmezlere gebe Sirlarin minnetini yukleyipte beline Sezen Aksu
Mehmet Coşkundeniz'den Gittin... Ben, arkandan sadece baktım. Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... "Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana. Konuşamadım... Gittin... Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım. Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden. Ağlayamadım... Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı. Anlatamadım... Gittin... Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperdin yine biliyorum. Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu. Tutamadım... Gittin... Bir yıkım gibiydi gidişin Sen adım adım uzaklaşırken benden Çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım. Kalkamadım... Gittin... Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım. Başlayamadım... Gittin... Bir şey söyledin mi giderken? "Kal" dememi istedin mi? Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi? "Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyorduki. Duyamadım... Gittin... Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu. Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu. Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım Kurtulamadım... Gittin... Unutulanların arasına katılmalıydım Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim. Yapamadım... Gittin... Bir okyanusun ortasında tek küreği kaybolmuş sandalda Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni, Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, Bil ki; seni Unutamadım...
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Nede şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar. İstemem, geçti gelmeni Yokluğunda buldum seni Bırak vehminde gölgeni Gelsende artık neye yarar bu şiirde benden olsun yazarını hatırlayamadım gençliğimde birinden duymuştum aklımda kalmış yazarı bilen varsa eksiğimi tamamlasın lütfen saygılar
En güzel pilav dimyatta pişer Yanında hoşaf pek güzel gider Sen yan gelip yatar karnın guruldarken Evdeki bulgur herkese yeter Şam ipeğinden burma giysen bile Zemzem suyuyla yıkansan bile Dünya ahiret bir keyif sürmek için Mutlak dökmeli helal alınteri Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama Gün gelir sapın ucuna olursun kazma İnsanın bir kez ters gitmesin işi Muhallebi yerken kırılır dişi Kazma olmaya özenmeyin dostlar Alınteriyle kazanan en mutlu kişi Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama Gün gelir sapın ucuna olursun kazma